Karamollaoğlu: Kurtlar Vadisi dizisine benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, son günlerde gündeme gelen bazı iddialara ilişkin, "Adeta Kurtlar Vadisi'ne benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız" dedi

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Akşener’e yapılan provakatif müdahaleyi üzüntüyle karşıladım"

Yurt gezileri kapsamında Sivas'a yapığı gezi sırasında Meral Akşener'e yönelik gösterilen tepkiye değinen Karamollaoğlu, "Sivas’ta Sayın Meral Akşener’e yapılan provakatif müdahaleyi üzüntüyle karşıladım. Aslında bizim kardeşlerimiz hakikaten misafirperverdir. Dışarıdan gelen kim olursa olsun, nazik davranırlar. Ben Sayın Akşener'i biraz önce aradım, bizzat geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Bazen özellikle bu hadiseleri medya provokotif bir şekilde aktarmayı görev biliyor, bunu da doğru bulmuyorum" dedi.

Hicri yeni yılı kutlayan SP lideri, "Başta İslam coğrafyası olmak üzere tüm dünyada zulüm düzeninin son bulmasını adaletin tesis edilmesini diliyorum" şeklinde konuştu.

"Kurtlar Vadisi'ne benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız"

Son günlerde devlet-mafya-medya üçgeninde ortaya atılan kimi iddialar karşısında iktidarın yayın yasağı getirmemesini garip karşıladığını belirten Temel Karamollaoğlu, "Ortaya atılan iddialarda uyuşturucu ticareti, kara para aklama, hakimlere savcılara talimat verme, rüşvet, yolsuzluk var. Otelleri tankla işgal etme iddiaları bile var. Adeta Kurtlar Vadisi'ne benzer bir senaryo ile karşı karşıyayız. İnşallah birisi müdahale eder ve gerçekleri bize aktarırlar. Vars böyle  bir hukuksuzluk, mutlaka onun da üzerine giderler diye ümit ediyoruz" diye konuştu.

"Her yeni bakan yeni bir sistem diyor, sonuç hep hüsran"

İktidarın 8'inci kez Milli Eğitim Bakanı değişikliğine giderek Ziya Selçuk’un yerine göreve Prof. Dr. Mahmut Özer'i göreve getirdiğini ve Özer'in yeni görevinin hayırlara vesile olmasını temenni ettiğini belirten Karamollaoğlu, "Bu yapılan değişiklik 19 yılda yapılan 8’inci değişiklik oluyor. Herkes bilmeli ki gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir. 19 yıldır ülkeyi aynı iktidar yönetiyor ama 8 kere bakan değişikliğine gidiyor ve bu durum sistemin düzeleceğine dair umudumuzu yok ediyor. Her yeni bakan yeni bir sistem getireceğini, eğitimi sil baştan ele alacağını iddia ediyor ama birkaç sene sonra görevi değişiyor, yeni teklifle geliyor ve maalesef sonuç hep hüsran" dedi.

"İtibardan edilmeyen tasarruf, eğitimden yapılıyor"

Pandemi döneminde farklı sıkıntılar yaşandığını ve öğrencilerin . büyük çoğunluğunun  eğitimden mahrum kaldığını belirten SP lideri, öğretmen açığı ve ücretli öğretmen sorununa dikkat çekerek, "Şu an toplam öğretmem adedi 1 milyon 117 bin, 942 bini resmi okullarda, 174 bini özel okullarda çalışıyor. Bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde 69 bin 326 ücretli öğretmen çalıştırıldı ama bu bile ihtiyacı karşılayamadı çünkü öğretmen açığı 109 bin 616’ydı. Ücretli öğretmenler haftada 30 saat derse girdikleri halde aldıkları ücret; kadrolu öğretmenlere ödenen ücretin 3’te 1‘i civarında. Eşit işe eşit ücret bu bir kuraldır. Fakat bu yapılan emek ve eğitim sömürüsüdür. Bu sistem değişmeden kim gelirse gelsin hiçbir sorun düzelmez. Çünkü itibardan edilmeyen tasarruf, eğitimden yapılıyor" diye konuştu.

devir.jpg
İstifa eden Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı görevini yerine atanan Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'e devretmişti / Fotoğraf: AA

 

"Biz bu filmi yedi kere izledik"

Üniversite sınavında 500 bin öğrencinin barajı geçinemediğini belirten Karamollaoğlu, "Hiçbir başarı tesadüf olmadığı gibi hiçbir başarısızlık da tesadüf değildir ve bu başarısızlık öğrencilerimize değil, eğitim sistemimize aittir. Barajı düşürme teklifleri de bu başarısızlığın üstünü örtmez. İktidar istiyor ki bu düzen böyle gitsin ama problemler de çözülsün. Kusura bakmayın, kimsenin elinde sihirli değnek yok. Çözüldü mü bu zamana kadar? Çözülmedi. Biz bu filmi yedi kere izledik şimdi sekizincisi gösterime girdi" diye konuştu.

"İktidarın Suriye ve Afganistan politikalarını eleştirmek başka, Suriyelileri ve Afganları eleştirmek başka şeylerdir"

İktidarın mülteciler konusunda iyi bir sınav veremediğini savunan SP Genel Başkanı Karamollaoğlu, bu konuda şöyle konuştu:

"Hemen belirtmek istiyorum ki İktidarın Suriye ve Afganistan politikalarını eleştirmek başka, Suriyelileri ve Afganları eleştirmek başka şeylerdir. Bu konuda ülkemizde ciddi bir kafa karışıklığı var, kimisi hemen mültecileri göndereceğiz diyor, kimisi AB ile anlaşma yapacağız diyor. Bu konu bir bütün, bu Ortadoğu'yu karıştırmak isteyenlerin projesi. İktidarlar bu projeye alet oldukları için bu sıkıntılar yaşanıyor. Bu projenin adı Büyük Ortadoğu Projesi olabilir ama aslen Büyük İsrail Projesi sürdürülmektedir. Türkiye bugün mülteciler konusunda, geriye göç, entegrasyon, sınır güvenliğini koruma hususlarında ne yazık ki sınıfta kalmıştır. Fakat bunun faturasını yerini yurdunu savaştan kaçarak gelen garibanlara kesmek, onlardan hınç almak doğru değildir. Burada yapılması gereken başlıca çalışma; Türkiye’de toplumsal bir uzlaşı sağlanması ve herkesin mutabık kalacağı bir yol haritası çıkarılması açısından, siyasi partiler başta olmak üzere, göç uzmanları, sosyologlar, tarihçiler ve konuya dair uzmanlığı olan tüm alanlarda yetkin isimlerden bir Göç Komisyonu kurulmasıdır. Akabinde çok ciddi mütalaalar sonucu kısa ve uzun vadeli göçmen politikası ve planlarının belirlenmesi gerekmektedir"

"Şiddetle mücadelede daha etkin adımlar atılsın"

Son zamanlarda gündemi meşgul eden bir başka konunun ise giderek artan şiddet olayları olduğunu kaydeden SP lideri, "Geçtiğimiz hafta yine genç bir kızımız vahşi bir cinayete kurban gitti. Ondan önce sağlık çalışanları sık sık şahit olduğumuz gibi yine şiddete maruz kaldı. Sadece bu iki örnekle sınırlı kalmayan; yüzlerce şiddet olayı göstermiştir ki şiddete karşı daha etkin bir mücadele yürütülmelidir. Şiddet yalnızca failin olayı gerçekleştirdiği anda ortaya çıkmaz. Şiddet failin çocukluğunda, büyüdüğü sosyal çevrede şekillenir. Bu nedenle eğitim sistemimizden başlayarak yeni bir mücadele tarzı benimsemeliyiz. Şiddete karşı mücadele bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalı ve şiddeti ortaya çıkaran ekonomik, sosyal, kültürel etmenler dikkate alınarak yeni bir bakış açısı ortaya konulmalıdır. Bu konuda öncelikle komisyon kurulmalı; akademi dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından, eğitim camiasından ve toplumun diğer kesimlerinden tarafları bir araya getirerek şiddeti ortaya çıkaran etmenleri, şiddeti yaratan eğilimleri araştıracak bir mekanizma inşa etmelidir" dedi.

Şiddetin önüne geçecek caydırıcı cezai müeyyidelerin içeren, şiddeti de yöneldiği taraflara göre ayırmayan bütüncül bir şiddetle mücadele yasası çıkarılması gerektiğini belirten Karamollaoğlu, Saadet Partisi olarak bu konuda sorumluluk alacaklarını ve şiddeti önleyecek her türlü adımın da yanında olacaklarını dile getirdi.

"İnsanımızın tenceresi kaynamıyor"

"İnsanımızın tenceresi doğru düzgün kaynamıyor. Çünkü iktidarın ekonomi politika anlayışı yanlış. Faizci kapitalist ekonomik anlayış ile ülkemizin problemlerini çözmek mümkün değil" diyen Karamollaoğlu, Hazine’nin ağustos ayında yapması gereken 16,5 milyar lira ödemenin 10,9 milyar lirasının iç borç ve bunun 8,5 milyarının faiz, 5,6 milyar liralık dış borç demesinin ise 4,3 milyar lirasının faiz ödemesi olduğunu belirtti.

Karamollaoğlu, "Biz Milli Görüş olarak, Saadet Partisi olarak bu düzenin karşısındayız. Faiz çarkının dişlileri arasında bu milletin ezilmesine razı değiliz. Çünkü faiz zulümdür. Faiz, çalışan insanın hakkına tecavüzdür. Faiz demek, üretmeyen adama tüketme hakkı vermek demektir" şeklinde konuştu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU