“Dış görünümüyle dalga geçilen insanlar, kendilerini yalnız ve dışlanmış hissediyor"

Yüzümle Mutluyum Derneği Başkanı Emre Erdal, Sibel Ünli gibi insanların dış görünümleriyle alay edilmesinin büyük bir ayıp olduğunu belirterek, bu tür olayların kişileri intihara sürükleyebildiğini söyledi

Sibel Ünli / Fotoğraf: İHA

Üniversite öğrencisi Sibel Ünli’nin intiharı kamuoyunda tartışılıyor.

Yoksullukla boğuşan Ünli’nin ölümünden önce dış görünümüyle alay eden bir sosyal medya kullanıcısının hakaretlerine çok içerlendiği öne sürüldü.

CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Ünli’nin Güngören’deki ailesini ziyaret etti ve burada Ünli’nin ağabeyi Aydın Ünli, şöyle bir iddiada bulundu:

sibel ünli.jpg
Kaftancıoğlu'nun ziyareti ailesi Sibel'in yaşadığı sıkıntıları anlattı / Fotoğraf: CHP İstanbul

 

“İnsanlar onun dış görünüşü ile dalga geçiyorlardı”

Sosyal medyadan gelen ağır eleştiriler, kardeşimi çok derinden etkiledi. Bu konu ile ilgili onunla sürekli konuşuyordum. İnsanlar onun dış görünüşü ile dalga geçiyorlardı. Hatta insanlığa sığmayacak kelimeler kardeşim için kullanılıyordu. Kardeşim evde üzülmesin diye ‘özürlü’ kelimesini asla evde bile kullandırtmazdım. Eksiklik hissetmesin diye bir şey söylemezdik. Bu olay hepimizin başına gelebilir, hepimiz bir engelli adayıyız. Ama sosyal medyada kardeşimin üzerine insanlığa sığmayan ifadelerin kullanılması onu çok derinden etkiledi.

İş ilanlarında bile ‘Prezentabl’ olma şartı

Ünli aslında bu sorunu yaşayan tek insan değil.

Dış görünümün önem kazandığı, iş ilanlarında bile “Prezetanbl” yani görünüş olarak göze rahatsızlık vermeyen bir imaja sahip olmanın arandığı bir ortamda fiziki olarak farklı olan insanlar çeşitli zorluklarla hatta zaman zaman hakaretlere maruz kalabiliyor.

Ve bu hakaret ve sorunlar kişilerin psikolojisinde derin sorunlara yol açabiliyor.

pınar.jpg
Pınar Emir,  sunumlarda önce insan olmanın önemini anlatıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Kendisinin yaşadığı sorunları yaşayan çocuklara şimdi yardım ediyor

Sırf bu nedenle sorun yaşayan çocuklara ve onların ailelerine destek olmak için kurulan bir dernek var.

Yüzümle Mutluyum Derneği, yüz bölgesinde görünür farklılığı olan birey ve ailelere destek olmak, toplumda farkındalığın artmasına yönelik çalışmalarda bulunuyor.

39 yaşındaki dış ticaret uzmanı Pınar Emir, Yüzümle Mutluyum Derneği’nin yönetim kurulu üyesi.

Treacher Collins sendromu ve işitme engelli sorunu olan Emir de görünümündeki farklılıktan dolayı yaşamı boyunca sorunlar yaşadı.

Onun dilinden bu insanların yaşadıkları sorunları anlamaya çalıştık.

pınaryeni.jpg
Pınar Emir / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“Sırf gözünü dikip bakanlar yüzünden evine kapanan gençler çocuklar var”

Sibel Ünli’nin intiharının kendisini son derece üzdüğünü söyleyen Emir, şunları söyledi: 

Özellikle çocukluğumda bazı olumsuz davranışlara maruz kaldım ama ilkokul öğretmenimin ve ailemin bilinçli olmasından dolayı mutlu bir çocukluk geçirdim. Ciddi bir sorun da yaşamadım. Fakat bugün bile toplu ulaşım araçlarına bindiğimde mesela insanlar gözünü dikip bakıyor ve evet oldukça da rahatsız edici. Yalnız ben bunları aşalı çok oldu, peki ya aşamayanlar? Sırf gözünü dikip bakanlar yüzünden evine kapanan ve sosyalleşemeyen gençlerimiz, çocuklarımız var. Sebep? Dış görünüş.. Dernek olarak bununla ilgili algıyı değiştireceğimize inanıyorum.

“Dalga geçilen insanlar kendilerini dışlanmış, yalnız hissediyor”

Dış görünüşünden dolayı dalga geçilmesinin insanın ruhunda olumsuz etki yarattığını aktaran Emir, "İnsanların dış görünüşüyle dalga geçmelerinin sebebi, o dalga geçenlerin bilgisizliğinden ve empati kuramamasından kaynaklanıyor. Böyle olunca da dalga geçilen insanlar kendini dışlanmış ve yalnız hissediyor. Tüm bu duygularla baş etmeye çalışırken, toplumda kendine normal bir birey gibi yer edinmeye çalışıyor, mücadele veriyor. Sırf dış görünüşü farklı olduğu için. Toplumda dış görünüş başarı ve mutlulukla ilişkilendiriliyor, oysaki her insan doğuştan olduğu gibi değerli ve saygıyı hak ediyor" diye konuştu. 

“İnsanlara dayatılan güzellik algısına karşıyız”

Emir, dernek olarak güzellik algısıyla alakalı olarak tavırlarını şöyle anlattı:

Yüzümle Mutluyum Deneği olarak güzellik algısıyla ilgili tavrımız şudur; insanlar kendisini nasıl mutlu ve iyi hissediyorsa, o şekilde yaşayabilmeli ve hiçbir ayrımcılığa, dışlanmaya maruz kalmamalıdır. Güzellik dediğimiz şey kaş, burun, göz vs şekli değildir, bunlar gelip geçicidir. Toplumumuzda insanlara dayatılan güzellik algısına karşıyız.

emre.jpg
Erdal Emre (ortada beyaz gömlekli), derneğin yardım ettiği çocuklarla / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

“İntiharlara kadar giden olaylara neden olabiliyor”

Dernek Başkanı Emre Erdal da insanların dış görünümüyle dalga geçilmesinin içeri kapanmayı tetiklediğini kimi vakalarda ise intihara kadar giden olaylara neden olabildiğini söyledi. 

Erdal, bundan ötürü insanların yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle dile getirdi: 

Bireyler evinde saklanabiliyor. Olumsuz durumlarla karşılaşmamak için dışarı çıkmaya bile tereddüt edebiliyorlar. Özellikle buluğ çağlarda daha çok sorun olmakla birlikte toplumun tamamında bu önyargı var. İş görüşmelerinde bile insanlar dış görünümüyle değerlendiriliyorlar.

Dış görünüm her şey gibi görülüyor

Toplumda artan bir şekilde dış görünüme daha fazla önem verildiğini iddia eden Erdal, “İnsanlar doğuştan itibaren bir güzellik algısıyla büyütülüyor. Televizyonda hep belli güzellik kalıpları içerisindeki insanlar ideal kişiler olarak gösteriliyor. Estetik patlamış durumda. Mutluluk dış görünümle kıyaslanıyor. Tüketimi beden üzerinden şekillendirmeye çalışmak bu istenmeyen sonucu doğuyor" ifadelerini kullandı. 

cansuyeni.jpg
Psikolog Cansu Yurtseven / Fotoğraf: Kişisel sosyal medya hesabı

 

“Sorun çocukluktan başlayabiliyor”

Psikolog Cansu Yurtseven, dış görünümünden kaynaklı olarak psikolojik sorunlar yaşayan insanların sıkıntılarının çocukluk yaşlarından itibaren başlayabildiğini belirtti. 

Yurtseven şunları kaydetti:

Ailesi, çevresi tarafından dışlanmış olmaları, kusurluluk algısı geliştirmiş olmaları, lakap takılması, dalga geçilmesi gibi durumlara maruz kalarak büyüdüyse kişi bu duruma karşı diğer insanlara göre daha hassasiyet gösterebiliyor.

“Kişi yetişkin ise psikolojik destek almalı”

Bu durumun “Kusurluluk algısı” olarak da aldırıldığını belirten Yurtseven, kimi zaman fiziki bir sorunu olmayan insanların da bu sorunu yaşabildiğini belirterek, sözlerini şu uyarıda bulundu:

Öncelikle ilk rol ailelerine düşüyor. Çocuklarını olduğu gibi kabul etmeliler. Kişi yetişkin ise psikolojik destek alması sağlanabilir.  Atılganlık, özgüven eğitimleri ile kişinin kendisiyle daha barışık hale gelmesi sağlanabilir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU