Irak'ta Başbakan Sudani, Kerkük'ün yönetimiyle ilgili anlaşmazlığı çözebilecek mi?

Kerkük'ün yönetimi için dönüşümlü yönetim formülü üzerinde fikir birliğine varılabilir

Uzlaşıya varılamaması ve görüşmelerin aksaması, il meclisi seçimleri sonuçlarının iptal edilebileceğine ve seçimlerin yenilenmesine neden olacağı endişelerini artırdı / Fotoğraf: Irak Başbakanlığı resmi internet sitesi

Irak'ta il meclisi seçimlerinin yapılmasının üzerinden yaklaşık iki buçuk ay geçti.

Ancak Kerkük'te seçimleri kazanan taraflar, diğer illerdeki emsallerinin aksine, bölgesel müdahalelerin körüklediği yoğun bir konum mücadelesinin ardından halen il meclisini kurabilmiş değiller.

Dikkatler, güçlerin önümüzdeki hafta Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin başkanlığında yapması beklenen toplantıya çevrilirken, toplantıda Kerkük'ün yönetimi için dönüşümlü yönetim formülü üzerinde fikir birliğine varılabileceği öngörülüyor.

Petrol zengini olan Kerkük'teki siyasi ve etnik çatışmalar, ilin 2005 yılından beri yalnızca yerel seçimlere katılabilmesine neden olurken ilde son olarak geçtiğimiz yıl kasım ayında il meclis seçimleri düzenlenebildi.

Seçim sonuçlarına göre Kürtler, il meclisindeki toplam 16 sandalyeden yedisini kazandı.

Bu sandalyelerden beşi Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) partisine, iki sandalye ise Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) hükümetinin koalisyon ortağı Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi'ne (KDP) gitti.

Seçimlerde Araplar 6 sandalye, Türkmenler ise 2 sandalye kazandı.

Azınlıklar (Hristiyanlar) için ayrılan bir sandalyenin sahibi ise ülkedeki Şii egemen güçleri destekleyen Babil Hareketi oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Harici ve dahili boyutlar

Irak'ın 15 ili yerel yönetimlerini başarılı bir şekilde kurarken Kerkük, Selahaddin ve Diyala olmak üzere üç il, aynı konuda halen birtakım engellerle karşılaşıyor.

Ancak bu üç il içinde Kerkük, sınırları içinde ülkenin kuzeydeki en büyük petrol sahalarının olmasından dolayı ekonomik boyutları nedeniyle en karmaşık ve en önemli bölge olarak kabul ediliyor.

Bunun yanında Kürtler ile Araplar ve Türkmenler arasındaki aidiyet mücadelesinden kaynaklı meselenin bir de ulusal boyutu var.

Ayrıca, Kerkük'e kendi ulusal çıkarları açısından bakan iki komşu ülke Türkiye ve İran'ın temsil ettiği bölgesel boyut ekleniyor.

Bu boyut, Irak sahasındaki nüfuz mücadelesinin odak noktalarından birini oluşturuyor.

Kürtler, Irak'tan ayrılmayı öngören bağımsızlık referandumunun düzenlenmesinin ardından kaybettikleri ildeki konumlarını geri alma konusunda Türkmenlerin ve Arapların itirazlarıyla karşı karşıyalar.

Siyaset sahnesindeki güçlerin arasındaki görüş ayrılıklarının devam etmesi, Başbakan Sudani'nin seçimleri kazanan tarafları geçtiğimiz çarşamba günü Bağdat'ta bir toplantıya davet etmesine neden oldu.

Toplantı sonucunda yeni vali seçilene kadar Sudani'nin liderliğinde bir "Kerkük Yönetimi Koalisyonu" kurulması kararlaştırılırken "yerel yönetimin seçim hakkına göre kurulması" konusunda uzlaşıldı.

Toplantıdan sızdırılan bilgilere göre Başbakan Sudani, taraflardan herhangi birinin ötekileştirilmesine ya da herhangi bir bölgesel gündemin empoze edilmesine izin verilmemesi konusunda uyardı.

Bu uyarı, tarafların birbirlerine karşı ittifak kurma girişimlerinde bulunmamaları yönünde bir uyarı olarak yorumlandı.
 

Asaib Ehli'l Hak lideri Kays Hazali'nin Kerkük İl Meclisi'nde tutuklu aileleriyle gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare.jpg
Asaib Ehli'l Hak lideri Kays Hazali'nin Kerkük İl Meclisi'nde tutuklu aileleriyle gerçekleştirdiği görüşmeden bir kare / Fotoğraf: Kerkük İl Meclisi

 

Dönüşümlü yönetim çözümü

Önerilen çözümler, anlaşmazlık yaşayan taraflar arasında görüşlerini yakınlaştıracak sonuçlara ulaştıracak en uygun formülü halen ortaya koyabilmiş değil.

Ulusal Hedef Partisi Genel Sekreteri ve Arap Koalisyonu adayı İsmail el-Hadidi, "kararın Başbakan Sudani ile yapılacak bir sonraki toplantıda, tarafların sunacağı talepler değerlendirildikten sonra verileceğini" düşünüyor.

Hadidi, herhangi bir partinin çoğunluğu elde edememesi nedeniyle, valilik makamı da dahil olmak üzere resmi makamların üstlenilmesi meselesinde eş başkanlık ya da dönüşümlü yönetim formülü üzerinde fikir birliğine varılabileceğini açıkladı.

İki önerinin olduğunu belirten Hadidi, bunlardan birinin Araplar ve Kürtlerle sınırlı olması kaydıyla dönüşümlü yönetim, ikincisinin ise Türkmenlerin de yönetime dahil edilmesi önerisi olduğunu aktardı.

Sudani'nin mevcut anlaşmazlığı nasıl çözebileceğini bilmediğini ifade eden Hadidi, buna karşın başbakanın müdahalesinin kesinlikle gerekli olduğunun altını çizdi.

Uzlaşıya varılamaması ve görüşmelerin aksaması, il meclisi seçimleri sonuçlarının iptal edilebileceğine ve seçimlerin yenilenmesine neden olacağı endişelerini artırsa da Hadidi, "en kötü senaryoda durum olduğu gibi devam edebileceğini" söyledi. 
Hadidi, sözlerini şöyle sürdürdü:

Irak'ta tarafların hepsinin kendi taleplerinde ısrarcı olması ve hiçbirinin çoğunluğu sağlayamaması gibi durumlara alışığız. Çünkü Hıristiyan il meclisi üyesi ve KDP, Arap Koalisyonu ile bir ittifaka katılmaya hazır değil. Hıristiyan il meclisi üyesi aynı zamanda KDP ve KYB'nin olduğu bir ittifaka da katılmayacaktır. İdeal çözüm uzlaşıdır. Kerkük'ün doğası da budur.


Dış faktörlerin Kerkük'teki son duruma etkisiyle ilgili değerlendirmesinde ise başta İran ve Türkiye olmak üzere bölgesel güçlerin müdahalelerinin etkili olduğunu kabul eden Hadidi, buna göre makamlardaki isimlerin değişmesi meselesinin herkes için kötünün en iyisi olarak daha kabul edilebilir göründüğünü, çünkü tüm tarafların kendi tabanlarının tutumunu dikkate aldığından taviz vermekten çekindiğini vurguladı.


Pazarlık olmaması

Öte yandan toplantı konuşulanları bilen, ancak kimliğinin gizli tutulmasını isteyen bir kaynak, Sudani ile yapılacak bir sonraki toplantıda, tarafların daha fazla talepte bulunacağı tahmininde bulundu. 

Independent Arabia'ya konuşan kaynak, "Tarafların hepsi, kendi tabanının tutumunu dikkate almadan valilik makamı konusunda taviz vermeye karşılar. Bunun yanında seçim sonuçlarının dayattığı nüfuz dengesi nedeniyle, mantıksal bir çözüm getirilmesi olasılığına dair neredeyse genel bir kanaat olmasına rağmen, istişarelerde herhangi bir ilerleme olmasını beklemiyoruz. Mantıksal çözümle il meclisi başkanına altı ila yedi, birinci vali yardımcısına da 12 müdür verilmesi karşılığında vali tarafına sadece üç ila dört daire müdürü verilmesi karşılığında valiye sadece üç ila dört daire müdürü verilmesi anlaşmasına varılmasını kastediyorum. Bu üç sac ayağının bir araya gelmesiyle taraflardan hiçbirinin diğerine otoritesini dayatmayacağı bir dengeye sahip olacağız" dedi.

Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:

Türkmenler, Kerkük'ün kaderinin seçim sonuçlarına bağlı olmadığını düşünüyorlar. Yani makamların kotalara bölünmesi gerektiğini öngören İl Kanunu'nun 35. maddesine bağlı kaldıkları kadar sonuçlara bağlı değiller.

Valilik makamını açıkça talep etseler de aslında vali yardımcılığı ve bazı yardımcılık makamlarını almaya ikna olmuş durumdalar. Ancak Araplar ve Kürtler, valilik makamında ısrarcı olmaya devam ediyorlar.

Barzani'nin partisi KDP ise iki yönlü bir politika izliyor. Bir yandan Talabani partisi KYB ve Hristiyan il meclisi üyesi ile ittifak kurarak pazarlık yaparken diğer yandan aynı pazarlığı karşı partilerle de yapıyor.


Ayrıca, Kerkük Valisi Rakan Said'in il meclisi seçimlerinin sonuçlarını iptal edip erken seçime gitme tehdidinde bulunduğunu ve bunu yapabileceğini söyleyen kaynak, "Eğer seçim sonuçları iptal edilir ve erken seçime gidilirse bu süreç altı aydan fazla sürer" yorumunda bulundu. 

Kaynak, son olarak şunları söyledi:

Valinin (Rakan Said) ne yapacağıyla ilgili şiddetli tartışmayı, siyasi önemi körüklüyor. Çünkü bu durum, ilgili tarafa proje ve arazi hibe edilmesi yoluyla maddi kazanç sağlıyor.
 


Kerkük'teki demografik değişim meselesi, etnik nitelikteki çatışmanın devam etmesine katkıda bulunan unsurlardan biri olmaya devam ediyor.

Bazı tahminler, eski Irak rejiminin 350 binden fazla Arap vatandaşı başka illerden buraya taşıyarak yerleştirdiğine işaret ederken Kürtler, bu adımı "Araplaştırma süreci" olarak nitelendirdi.

Ancak Türkmenlerin ve Arapların iddialarına göre 2003 yılında Saddam Hüseyin rejiminin düşmesi sonrası Kerkük'ün nüfusunun 850 bin civarında olduğu tahmin edilirken, 2005 yılında bu sayının bir sıçrama yaparak yaklaşık 1 milyon 150 bine çıktı.

Türkmenler ve Araplar, Kürtlerin "Araplaştırma süreci" iddialarına karşı onları, 300 bin kadar Kürt vatandaşı Kerkük'e getirmekle suçlarken bu süreci "Kürtleştirme kampanyası" olarak adlandırdılar.

Daha sonra Kürtler, Arapları, Kerkük'ten çekilmelerinin ardından özellikle "IKBY'de Irak'tan bağımsızlık referandumu düzenlemelerini cezalandırmak amacıyla" olduğunu öne sürerek yaklaşık 70 bin Arap vatandaşı buraya getirildiği "yeni bir Araplaştırma kampanyası" yürütmekle suçladılar.

Bu suçlamalar ve iddialar, güçler arasında gerginliğe ve seçmen kütükleriyle ilgili taraflar arasında şüphelere yol açtı.


Uzlaşıdan başka çözüm yok

İttifakların kurulmasına yönelik pek çok senaryo olsa da analist İbrahim Ali'nin de doğruladığı gibi, tüm göstergeler uzlaşıdan başka çözüm yolu olmadığını gösteriyor.

İbrahim Ali, konuyla ilgili değerlendirmesinde "Kürtler, Babil Hareketi listesinden aday gösterilen (aynı zamanda Şii bir grup olan Haşdi Şabi'nin bir üyesi) Hıristiyan il meclisi üyesiyle Babil Hareketi lideri Rayan El Kildani liderliğindeki iki partili koalisyon aracılığıyla sandalyelerin yarısını alabiliyor. Ancak iki parti en son ve bir defalığına 1993 yılında bir araya gelmiş ve valilik makamının Kürtlere verilmesi konusunda anlaşmışlardı. Fakat burada tartışılan konu, KDP bir yandan bağımsız olmak isterken diğer yandan en fazla sandalyeyi KYB aldığından kendisine önerilen makamları da dikkate alıyor olması. Bu toplantı, Araplar, Türkmenler ve il meclisinde toplam sandalye sayısı 10'a çıkması muhtemel KDP arasında kapalı kapılar arkasında yürütülen ve vali makamının Araplara, il meclis başkanlığının Kürtlere, yardımcılık makamlarının ise Türkmenlere verilmesi öngörülen bir anlaşmaya varma çabalarını boşa çıkardı" ifadelerini kullandı.

Makamların seçim sonuçlarına uygun şekilde dağıtılmasını bekleyen Ali, "Çünkü tüm taraflar, örneğin Araplar ile Kürtler gibi diğer taraflarla ittifak kurmanın yaklaşan milletvekili seçimlerine yansımasından korkuyor. İstişareler daha fazla zaman alabilir, ama sonunda fikir birliğine varılacaktır" şeklinde konuştu. 

Yalnızca taraflar arasında değil, tarafların her birinin kendi içinde de makamların dağılımıyla ilgili bir rekabet olduğunu düşünen Ali, "Araplar ortak bir ittifaka girmelerine rağmen kendi aralarında fikir ayrılıkları yaşıyorlar. Bazıları il meclisinde kimsenin dışlanmadığını, ancak buradaki amacın KYB olmadan valilik makamını ele geçirmeye çalışmak olduğunu vurguluyorlar" dedi.

Ali'ye göre, Irak Egemenlik İttifakı Lideri Hamis Hançer'e yakın isimlerle Kerkük Valisi Rakan Said arasında valilik makamıyla ilgili bir mücadele yaşanırken aynı durum Kürtler için de geçerli.

Buna karşın Kerkük İl Meclisi'nde iki sandalyeye sahip olan Türkmen taraflardan Irak Türkmen Cephesi (ITC) içinde de mevcut lideri Hasan Turan ile eski lideri Erşat el-Salihi arasında bir rekabete tanık olduğumuzu belirten Ali, "Her iki isim de kendisine yakın olan isimlerin makamlara yerleşmesi için çalışıyor" dedi.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Seda Demiröz

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU