Bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Boğaziçi Zirvesi'nde birçok farklı başlıkta oturum yapılıyor.

"Büyük Dönüşüm: Küresel Değişimin İtici Güçleri" temalı zirveye 47 ülkeden üst düzey katılım oldu.

Zirvenin ilk gününde yapılan "Büyük Dönüşüm" oturumunda NATO Eski Genel Sekreteri Lord George Robertson konuştu. 

"Liberal düzenin kutlamasını erken yaptık"

Dünyada yeni bir otoriter modelin devreye girdiğini söyleyen Robertson, "Sadece Çin ve Rusya'dan bahsetmiyorum. Liberal demokratik model, komünist düzen değiştiğinde yükselişe geçmişti ama belki de bunun kutlamasını biraz erken yaptık" dedi.

Dünyada bir liderlik ihtiyacı olduğunu söyleyen Robertson, "Bu sorunlar küresel çapa ulaştı ama politikalar yerelleşti. Bu bizi pişmanlığa uğratacak. Torunlarımıza çok fazla düşecek. İflas söz konusu" şeklinde konuştu.

"Putin canavarlaştı"

"Ucuz Rus doğalgazına o kadar bağımlı hale geldik ki Putin, normal bir liderken önce dünya sahnesine yükselen bir lider oldu şimdi de bir canavara dönüştü. Egemen bir ülke olan komşusunu işgal edecek seviyeye ulaştı. Bir cevaba ihtiyacımız var" diyen Robertson, şunları söyledi:

"Putin, nükleer tehditle, şantaj yapıp avantaj yaratma hedefinde. Nükleer tehditler savruluyor. Geçmişin artık kullanışsız yöntemleriyle insanlığın ilerlemesini geriye çekecek, yoksulluk, iklim değişikliği ve zehirlenmeleri beraberinde getirecek bir tehdit bu. Gerekçesi olmayan bir işgal devam ediyor. Gizemli bir şekilde ortaya çıkan şiddetle toplumlar saldırıya uğruyor. Değişimin hızı hiç bu kadar yüksek olmamıştı ama gelecekte bu kadar yavaş olmayacak."

"Buğday, Batı değerlerine karşı bir silah olarak kullanılıyor"

Tüm dünyada üretilen kalorinin yüzde 20'sinin buğdaydan sağlandığını kaydeden Robertson, "Putin, Şu anda zalim bir şekilde tahılı bir silah olarak kullanıyor. Bu silah sadece Ukrayna'ya değil Batı değerlerine karşı kullanılıyor. Ortak akla ve ortak ahlaka dayalı bir dünya mümkün. İlham veren bir önderlik bulabilirsek, dünyada hala umut ışığı mümkün olacaktır. Değişen dünya karşısında biz de meydan okuyabiliriz. Cesaret ve ilhama ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

İsveç eski Dışişleri Bakanı Wallström / Fotoğraf: Independent Türkçe

Eski İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström da zirveye online olarak katıldı. 

Yapılan çalışmaları oldukça önemli olduğunu söyleyen Wallström, pandeminin milyonlarca cana mal olduğunu hatırlattı, iklim değişikliği ve demokrasi sorunlarını dile getirdi. 

"Küresel çapta yönetişim açığı var"

Otoriter ülkelerde yaşayan insanların sayısının arttığına işaret eden Wallström, şunları söyledi:

"Hibrit savaşlar ve nefret yaygınlık kazanıyor. Ulusalcı ve yabancı düşmanı güçler de güç kazanıyor. Bilimsel bulgular sorgulanıyor. Su ihtiyacı 8 kat arttı. Balıkların yüzde 90'ı sürdürülebilirlik sınırı üzerinde avlanıyor. Canlı türlerinin yüzde 25'i yok olma tehdidi altında. Dünyanın üçte biri yok olmayla karşı karşıya. Güvenlik ufkumuz da kararıyor. 10 yılda silahlı çatışmalarda ölenlerin sayısı 2 misline çıktı. Zorla yerinden edilen insanların sayısı da çok daha fazlaya ulaştı." 

Küresel çapta bir "yönetişim açığı" olduğunu savunan Wallström, "Hükümetler fosil yakıtlara yılda 500 milyar dolar destek sağlıyor. Zengin ülkeler 2010'da iklim finansına 100 milyar dolar aktaracaklarını söylediler. En savunmasız ülkeler bunun kişi başına 80'de 1'ini alabildi. Çevresel kriz ve karanlıklaşan güvenlik ufku acil ve kararlı eylem gerektiriyor. Toplumların hazırlıklı ve esnek olması lazım. Bağlantı kurulması lazım. Bu sorunlar ortak çözüm ve işbirliği gerektiriyor. Liderlik iflasa sürükleniyor" değerlendirmesinde bulundu.

47 ülkeden katılımın gerçekleştiği 13. Boğaziçi Zirvesi, 11 Kasım'da da devam edecek.