ABD, Hizbullah'ın hükümette yer almasına karşı değil

Lübnan krizi ile ilgilenen diplomatlarını endişelendiren nokta; Lübnanlı taraflara, krizin çözümüne yönelik yapılması gereken reformlarla ilgili taahhütlerini yerine getirme çağrılarına rağmen ekonomik krizle mücadelede "etkin bir yönetim" görememeleri

Lübnan'ın güneyindeki Sida kentinde yolsuzluk karşıtı protestolardan bir kare / Fotoğraf: AFP

Lübnan’da yeni hükümetin ivedi bir şekilde kurulmaması durumunda uluslararası finansal ve ekonomik yardımın gerçekleşmeyeceği açıkça ortaya çıkmış durumda. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin başkentlerindeki sorumluların ve Beyrut’taki diplomatların ortak görüşü bu yönde.

Fransa, Uluslararası Lübnan Destek Grubu’nu ülkedeki mali krizin atlatılmasını desteklemek amacıyla toplamak için girişimlerde bulunuyor. Her ne kadar Paris söz konusu toplantının gerçekleştirilmesi için hükümetin kurulmasını şart koşmamış olsa da Lübnan’ı takip eden batılı diplomatlar, hükümet kurulmadan önce böyle bir toplantının gerçekleşmesinin yararlı olacağından şüphe etmektedir. Batılı diplomatlara göre; ülkedeki mali krizden kurtuluşun yollarını tartışmak üzere gerçek bir muhatabın olmaması, muhtemel yardımları olanaksız kılıyor.

Üst düzey bir diplomatik kaynak,  Independent Arabia'ya verdiği demeçte, "Ülkedeki krizden çıkışı destekleme olanağını elinde bulunduran ülkeler, işbirliği yapacakları yeni bir hükümetin kurulmaması durumunda herhangi bir yardımda bulunmayacaklardır" dedi.

BMGK Konseyi açıklaması

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK),  1071 sayılı kararın uygulanmasıyla ilgili gelişmeleri de ele aldığı toplantının ardından, 25 Kasım’da yayımladığı basın açıklamasının akabinde, yabancı diplomatların Lübnan’la ilgili temaslarının yoğunlaştığı gözleniyor.

Üyelerin oybirliğiyle yaptığı açıklamada; Lübnan’ın kritik bir dönemden geçtiği ifade edilmiş, 17 Ekim Halk hareketine atfen "Halkın özlemlerini karşılayabilecek ve anayasal çerçevede ülkenin istikrarını yeniden sağlayabilecek yeni bir hükümetin kurulmasının önemi vurgulanmış, barışçıl toplanma ve gösteri hakkına saygı gösterilerek protestoların barışçıl doğasının korunması" istenmişti.

Ekonomik krizin yönetiminde boşluk

Lübnan krizi ile ilgilenen diplomatlarını endişelendiren nokta; Lübnanlı taraflara, krizin çözümüne yönelik yapılması gereken reformlarla ilgili taahhütlerini yerine getirme çağrılarına rağmen ekonomik krizle mücadelede "etkin bir yönetim" görememeleri.

Lübnan ekonomisiyle yakından ilgilenen bir diplomatik kaynağa göre sorun, ilgili ülkelerin "krizi yönetecek" gerçek bir muhatap bulamaları. Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu yetkililerinin görüştüğü, Lübnanlı bazı üst düzey yetkililer, önlem alma eğiliminde olduklarını belirtseler de, bir an önce hükümetin oluşturulması gerekiyor. Finans çevreleri geçici hükümetin cesur kararlar almasını öngörmüyor. Aynı kaynağa göre; krizin aşılması için hükümetin kurulmasını isteyen yabancı ülkeler için, hükümette kimin yer alıp almayacağı, örneğin Hizbullah’ın olup olmayacağı önemli görülmüyor.

Kapalı kapılar ardındaki tartışmalarda, yeni hükümetin, halk hareketinin isteklerini karşılayacak, parlamentoda çoğunluğun desteğini alarak istikrarı sağlayabilecek bir hükümet beklentisi var.

ABD Hizbullah’ın hükümetteki varlığına karşı değil

Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan naklettiği habere göre diplomatik kaynak; (her ne kadar aksi durumdan memnun olsalar da) ABD tarafının Hizbullah’ın hükümette yer almasına karşı olmadığını düşünüyor. BMGK’da da bu konunun gündeme gelmemesini örnek olarak gösteriyor. Ekim ayında başlayan halk hareketi ve protesto gösterilerinde de Hizbullahın silahları meselesi gündeme gelmiş değil, ancak bu, bazı ülkelerin ve iç güçlerin krizden yararlanarak konuyu gündeme taşımalarına engel oluşturmayabilir.

Uluslararası toplum, yeni hükümetin oluşturulmasıyla ilgili tartışmaları yakından takip ediyor. Bazılarına göre, Hizbullah’ın da aralarında bulunduğu bir takım siyasi güçler, hükümetin hızlı bir şekilde kurulmasını hedefliyor. Asıl merak konusu olan; 8 Mart Cephesi’nin ağırlıklı olduğu bir hükümetin mi yoksa daha geniş destekli bir yönetimin mi oluşturulacağı yönünde. BM Güvenlik Konseyi üyelerinin ülkedeki ekonomik krizden çıkış için destek vermelerinin ön şartı olarak, geniş katılımlı, temsil gücü yüksek, halkın taleplerini dikkate alan bir hükümetin oluşturulmasını umdukları ifade ediliyor. Nitekim işleyişin, protestoların başladığı 17 Ekim öncesindeki gibi devam etmesi mümkün görünmüyor.

Eski yüzler istenmiyor

Lübnan sorununu yakından takip eden uluslararası güçler, alternatif hükümetin mahiyetine müdahale etme niyetinde olmasa da; Sonuçta bu; Lübnanlıların karar vereceği bir mesele olduğundan halk hareketinin reddettiği politikacıların yeni hükümette yer almasına sıcak bakmıyorlar. 

Ülkedeki krizle mücadelenin olanağı, bir an önce halkın taleplerini dikkate alan hükümetin oluşturulmasında yatıyor. Uluslararası toplumun bir muhatap bulması durumunda ülkeyi muhtemelen zorlu olacak olan ekonomik tedbirlerin beklediği, çöküşün ancak bu suretle engellenebileceği yorumunda bulunuluyor.

Ülke yönetiminin adeta otomatik pilota bağlandığını düşünen yorumcular, yeni bir yönetimin, her halükarda yönetimsizlikten evla olduğunu düşünüyor. Nitekim kriz bir an önce ele alınmazsa, dar gelirlilerin isyanıyla ülkede sosyal patlama yaşanabilir.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Muhammed Yıldız

https://www.independentarabia.com/node/75936
 

DAHA FAZLA HABER OKU