Cinayetten hapse giren Rus kadınların büyük çoğunluğu aile içi şiddet mağduru

Araştırmacı Yulia Gorbunova “Rus yetkililerin aile içi şiddete yetersiz karşılık vermesi, aile içi şiddet mağdurlarını daha büyük risk altına sokarken, tacizcilere yönelik yaptırımları azaltarak da istismara yeşil ışık yakıyor” dedi

Rusya'da İçişleri Bakanlığı verilerine göre her 40 dakikada bir kadın öldürülüyor (AFP)

Rusya’da kasten öldürmekten mahkum olmuş 5 kadından 4’ünün kendilerini aile içi şiddetten koruduğunu belirten yeni bir araştırma yayımlandı.

Rus parlamentosu şiddetli eleştirilere rağmen aile içi şiddeti suç olmaktan çıkartan yasal değişiklikleri Şubat 2017’de hayata geçirdi. Bu değişiklik, faillere verilen cezaları azaltırken mağdurları da daha büyük risk altına sokan ciddi bir gerilemeye işaret ediyor.

Rusya’nın muhalif gazetelerinden Novaya Gazeta ve Mediazona haber sitesi tarafından yapılan yeni araştırmada, 2016 ve 2018 yılları arasında verilen 2 bin 500 kasıtlı cinayet cezası incelendi. Araştırma, mahkum olan kadınların yüzde 79’unun kendini savunma eylemindeyken suçlu bulunduğunu ortaya koydu.

Ölümle sonuçlanan saldırılardan mahkum olan 1700 kadının yaklaşık yarısının kendini savunduğunu belirlendi. Her iki suçlamada da 15 yıla kadar hapis cezası var.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yayımlanan araştırma, 2011 ve 2018 arasında kendini savunma sınırını aşmaktan mahkum olan 1500 kadının yüzde 91’inin kendini partnerlerinden veya diğer erkek yakınlarından koruduğunu ortaya çıkardı.

Göze çarpan bir zıtlıkla, aynı suçlamalarla cezalandırılan erkeklerin sadece yüzde üçü kendini kadın partnerlerinden koruyordu.

Rusya İçişleri Bakanlığı, günde yaklaşık 40, yılda 14 bin kadının kocaları tarafından öldürüldüğünü ve yılda 600 bin kişinin aile içi şiddetle karşı karşıya bulunduğunu tahmin ediyor.

Fakat söz konusu araştırmanın ülkedeki kadınların yüzde 60 ile 70’inin aile içi şiddeti bildirmek için ortaya çıkmadığını belirlediğini dikkate alırsak, bu rakamlar sorunun tam boyutunu yansıtmıyor.

Avrupa’nın en yüksek insan hakları mahkemesinin temmuzdaki tarihi kararla Rusya’nın aile içi şiddeti gerektiği gibi soruşturmadaki başarısızlığını kadına karşı ayrımcılık olarak belirlemesiyle, insan hakları savunucuları konunun nasıl ele alındığında değişikliklere yol açabileceğini umuyor.

Aile içi şiddetin üstesinden gelmeyi amaçlayan son dönemdeki yasa ülkede sert eleştirileri ve protestoları tetikledi. Rus parlamentosunun alt kanadı şu anda bir tasarı üzerinde çalışsa da, aile içi şiddeti kısmen suç olmaktan çıkartan tartışmalı 2017 tarihli yasa iptal edilmedi.
 


İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Avrupa ve Orta Asya bölümünden kıdemli araştırmacı Yulia Gorbunova, araştırmanın sonuçlarının “şok edici fakat ne yazık ki şaşırtıcı olmadığını” söyledi.

Gorbunova şunları söyledi:

Geçen yıl Rusya’nın değişik bölgelerinde, kentsel ve kırsal alanlarda,  kapsamlı araştırmalar yaptık ve önemli bir rapor yayımladık. Rapor, Rus yetkililerin aile içi şiddete yetersiz karşılık vermesinin nasıl aile içi şiddetten mağdur olanları daha büyük risk altına soktuğuna, tacizcilere yönelik yaptırımları azaltarak istismara yeşil ışık yaktığına dikkati çekiyor. Rapor için araştırmalar yaparken, kendilerini veya çocuklarını korumaya çalışırken tacizcilerini öldüren ya da yaralayan birçok kadınla mülakat yaptım. Örneğin bunların birinde, bir kadın bana sarhoş kocasının kendisine mutfakta nasıl saldırdığını ve kolyesiyle kendisini öldürmeye çalıştığını anlattı. Kadın boğulmak üzereyken küçük bir peynir bıçağını kaptı ve adamı birkaç yerinden bıçakladı. Yaralı adam ölürken kadın cinayetle suçlandı. Hala emzirmekte olduğu bebeğinden koparıldı ve cezaevinde 9 ay yargılanmayı bekledi. Bu dava halkın çok fazla dikkatini çekti ve nihayetinde temyiz mahkemesi kadını tüm suçlamalardan akladı ve kadının kendini savunmaya çalıştığını kabul etti. Fakat bu noktaya gelinceye kadar kadın zaten hapiste 2 yıldan fazla kalmıştı.

Gorbunova, insan hakları örgütlerinin bulgularının, söz konusu son çalışmanın, dedektiflerin işlerini kolaylaştırdığı için kendini savunma eylemlerini cinayet olarak sınıflandırmayı tercih ettikleri iddiasını yansıttığını söyledi.

Rusya, resmi araştırmaların 5 kadından ez az birinin kocasından veya partnerinden fiziksel şiddete katlanmaya zorlandığını ileri sürmesine rağmen aile içi şiddete yönelik yasalar düzenlemeyen tek büyük ülke

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün bir raporu, Rus polisinin kadınlar tarafından bildirilen aile içi şiddet olaylarını kayda geçirmeyi veya araştırmayı reddettiğini ve bunun yerine de kadınlara istismarcı partnerleriyle yeniden birleşme tavsiyesinde bulunduğunu iddia etti.

Seni Öldürebilirim ve Beni Kimse Durduramaz: Rusya’da Aile İçi Şiddete Devletin Zayıf Tepkisi” isimli 84 sayfalık rapor, geçen yıl ekimde yayımlandı. Rapor, sosyal damgalama, cehalet ve polise güvenmemenin mağdurların taciz vakalarını bildirmek için ortaya çıkmamalarına neden olduğunu belirtti.

Kadınların yumruklandığı, boğmaya çalışıldığı, tahta sopalar ve metal çubuklarla kendilerine vurulduğu, yakıldığı, silahlarla tehdit edildiği, tecavüze uğradığı, dişlerinin söküldüğü, ciddi psikolojik tacizlerle korkutulduğu ve balkonlar ve pencerelerden itildiği belirtildi.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news/world/europe/russia-domestic-violence-women-murder-convict-self-defense-a9218266.html

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU