"CIA casusları" ve sömürge sonrası yük: Hong Kong protestolarının ön hatlarındaki yabancılar

Şehrin beyaz sakinleri orantısız ayrıcalıklara sahip olabilirler ama protestolara katılımları beraberinde bazı karmaşıklıklar getirmiyor değil

Hong Kong'da aylardır devam eden gösterilerde demokrasi yanlısı gruplarla polis arasında çatışmalar yaşanıyor (AFP)

Hong Kong protestolarının özellikle şiddet dolu geçmiş bir gününün ardından Anna kaldırıma oturup çevik kuvvetin, hükümet bölgesindeki büyük bir caddeyi işgal eden büyük bir grup protestocuyu şaşırttığı geçen pazarı ve tutuklanmaktan nasıl ucuz kurtulduğunu anlatıyor.

Polis hatlarının ardından düzinelerce göz yaşartıcı gazın atılmasının ardından "atmacalar" diye bilinen çevik kuvvet polisi aniden kenardan saldırarak göstericilere copla vurmaya başladı ve düzinelerce protestocuyu teslim olmaya zorladı. Dört aydır devam eden hükümet karşıtı kitle gösterileri giderek daha da çalkantılı hale gelirken bu, Hong Kong standartlarına göre bile epey şiddetli bir toplu gözaltıydı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Göz yaşartıcı gaz yüzünden oradaydım ve sonra atmacalar geldiğinde herkes ayrılmaya başladı ve sadece insanları yere yatıran siyahlara bürünmüş insanlar gördüm. Bütün bunların ortasında birisi birden omzumdan tuttu ve 'Hareket etmeye devam edeceğim sadece' diye düşündüm. Koşmaya devam edecektim'' diyor Anna.

Son iki yıldır protestolarda aktif yer alan Anna ön saflardaki bir grup protestocuyu güvenli bir yere kadar takip etmiş, burada hepsi hızlıca Hong Kong protestocularının tamamen siyah üniformalarını değiştirip normal sokak kıyafetlerine geçmiş ve "etrafta gezinen bir yabancı" gibi görünmeye çalışmışlar.

Yirmili yaşlarındaki İsveçli eski Britanya sömürgesinde halen fazlasıyla ayrıcalık sahibi olan bir avuç Avrupa kökenli yabancıdan biri ve polisle protestocular arasındaki çatışmanın ön saflarında yer alıyor.

Hong Kong'un geniş uluslararası ve çok kültürlü nüfusuna rağmen hareket, Anna gibi, varlıkları genelde hoş karşılanan yabancıların ara ara katılımlarıyla birlikte, genel olarak Çinli ve yerel bir mesele olarak kaldı.

Birçok yabancı sakin, Hong Kongluların Çin anakarasında yargılanmalarına izin veren yasa tasarısının yarattığı siyasi öfke dalgası içinde Haziran ayının başlarında protesto hareketine katılmıştı. Örgütleyicilerin rakamlarına göre rekor hafta sonlarında bir ve iki milyon kişi toplu yürüyüşlere katılırken Amerikan Ticaret Odası gibi yabancı kuruluşlar da tasarı aleyhinde görüş açıkladı.

Haftalar geçip izinsiz protestolarda tutuklamalar 2 bine tırmandıkça ara sıra rastlanan meraklı seyirci veya turistler dışında görünürde yabancı tespit etmek daha da zorlaştı.

Carrie Lam'in yüz maskelerini yasaklamak için Hong Kong'da acil durum yasası geçirmesinin ardından bu daha da zor olabilir.

Ne var ki protestolardaki varlıkları beraberinde karmaşıklıklar getirmiyor değil. Çin devlet medyası, Hong Kong protestolarının ABD ve Batı Avrupa'daki "kara eller" tarafından yönetildiği suçlamasında bulunurken, internette tanınan yabancılar da CIA adına çalışmakla suçlandı.

Birçok sakini birden fazla pasaport sahibi olan veya zamanının büyük bir kısmını yabancı ülkelerde geçiren ve kendini Asyalıyla Batılı arasında bir yerde konumlandıran Hong Kong gibi bir toplumda kimin ya da neyin batılı olduğunu belirlemek zor.

Ama Hong Kong'un kolonyal geçmişi sebebiyle şehirde veya şehir dışında doğmuş olmaları fark etmeksizin beyaz sakinler, 2016 nüfus sayımına göre nüfusun yüzde birden azını oluşturmalarına rağmen, yine de orantısız ayrıcalık sahibi olmaya devam ediyor.

Protestolardaki varlığım sömürge sonrası türlü gariplikleri ve/ya casusluk meselelerini de beraberinde getiriyor diyebilirim, bu yüzden katılmamam gerek ama bu da hükümeti memnun edecektir - Tierney 

Yurtdışında doğmuş diğer sakinlerin arasında özellikle bariz kalıyorlar, hele ki Güney ya da Güneydoğu Asya'dan olanlar; onlarca yıl boyunca Hong Kong'da yaşamış ve Kantonca konuşmayı öğrenmiş olsalar bile.

Hong Kong'un sömürge sonrası yüküne dair endişeler protestolara katılmayı düşünen herkesin aklında olabilir ama bunun dışında daha sıradan endişeler de mevcut, yalnızca daha bariz görünüp bir işverenin ya da göçmenlik yetkililerinin dikkati çekmek gibi.

Çoğu yabancı, ABD yeşil kartına benzeyen kalıcı yerleşim hakkına sahip olsa da onlarca yıldır büyük ölçüde huzur içinde yaşanan şehirde yasadışı toplanma ya da ayaklanma gibi suçlardan tutuklanmak sizi tehlikeli sularda bırakır.

Hong Kong'da yabancıların ağırlıklı işvereni olan büyük çokuluslu şirketler, protestoların şiddetini kınamak ya da Pekin'e sadakati ilan etmek konusunda çalışanların eylemlere katılımını ve sosyal medya paylaşımlarını da hedef alan ve giderek artan bir baskının altında.

Anna gibi ön-cephede direnen protestocuların kimliğinin tespiti, bariz İsveçli gözleri dışında, epey zordu. Baştan aşağı siyah giyinerek ve kendini gizlemek için taktığı maske ve şapkayla ön hatlarda koşuyor, polisin gaz kapsüllerini söndürüyor ve beklenmedik bir kargaşayla karşılaşan protestocuları ön-cepheden uzaklaştırıyordu.

“Bazı insanların yaptığım şeye karşı olduğundan eminim, ancak bunu kendinize haklı gösterebildiğiniz ve aslında ne yaptığınızı ve nedenini düşündüğünüz sürece, tüm bunlar gerçekten de o kişiye bağlı. Yalnızca diğer insanları riske atmamak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın” diyor.

Anna “Harekete nasıl katkıda bulunmak istediği gerçekten de kişiden kişiye değişiyor ama burada yaşıyorsanız ve çevreniz Hong Kong kültürüyle, Hong Kong halkıyla sarılmışsa, yalnızca memleketinizdeki arkadaşlarınıza burada neler olduğunu anlatmak bile olsa bir şeyler yapın. Sadece bir şeyler yapın” diye ekliyor.

 

 

Anna protestocular tarafından, özellikle de protesto teçhizatını giymediği ve tanınması daha kolay olduğu zaman, olumlu karşılandığını söylüyor.

“Eskiden, yalnızca bir maske takarken, insanlar bana yaklaşıp teşekkür ediyordu. Hiç kimsenin 'Burası senin yerin değil' dediği bir zaman olmadı, bundan endişeleniyordum" diyor Anna.

Hayatının çoğunu Hong Kong'da geçirmiş ve burayı evi olarak gören 20'li yaşlarındaki başka bir Avustralya vatandaşı Becca da, protestolara katılmasının ardında şehre olan derin sevgisinden gelen kişisel sebepler olduğunu söylüyor.

Polisin göz yaşartıcı gazı arasında koşturmamasına rağmen, arabasıyla malzeme taşıyıp protesto hareketinin hayli oturmuş grafiti kampanyalarına katılıyor, kaldırım ve duvarları boyuyor.

Dışarıda, geçen gün binlerce protestocu tarafından çevrelenen Hong Kong ofislerindeki bir üstgeçitte otururken, “Büyük, kalın bir tahta kalemim vardı,  'Döndük' ve 'ACAB' ('all cops are b*****ds', 'tüm polisler onun bunun çocuğudur') gibi şeyler yazıyordum“ diyor. Polisin tayzikli su topları da yakında ve ateşe hazırdı, ama diğer birçok protestocu gibi, Becca da tazyikli suyun tenini  tahriş eden mavi boyasından korumak için uzun kollu kıyafetler giyiyor. 

Neredeyse 4 ayın sonunda Becca, diğer protestocular bıraksa bile, kısmen de Hong Kong polisinin  bir 7-Eleven mağazasında hırsızlık yapma suçlamasıyla onu çıplak aramaya tabi tuttuğu sıkıntılı çocukluk tecrübesi nedeniyle, devam etmeye kararlı olduğunu söylüyor.

Becca, “Benim için ne zamandır burada olduğumla bile alakalı değil. Yalnızca bu konuda ne kadar tutkulu olduğumla ve yardımcı olmayı ahlaki bir zorunluluk olarak görmemle ilgili. Bunun yerlisi olmadan ne kadar olabiliyorsam o kadar Hong Konglu olmamla bir ilgisi olup olmadığını bilmiyorum" diyor.

Becca, yerel halkın bile Çin'le olan ticari bağları veya tersine, yerel topluluğa dair bağlarının veya deneyimlerini yetersizliği nedeniyle uzak durmayı seçebildiğini söylüyor. “Belki de sahip oldukları tek ev bu olsaydı, neler olduğunu gerçekten düşünmek zorunda kalacaklardı” diyor.

Anna gibi, Becca da protestocuların gösterilere katıldığı için ona sık sık teşekkür ettiğini söylüyor. İki kadın da protestonun ön saflarında yer alan insanlar olarak internette deşifre olmak konusunda endişeli görünmüyor Britanyalı “Hong Kong Hermit” gibi daha görünür aktivistler, protesto hareketini canlı yayınladıkları için sık sık yabancı bir ajan olmakla suçlanmıştı.

Dış müdahale anlatısı, özellikle de ABD ve batı ülkelerini 1997'de 150 yıllık Britanya yönetiminden sonra Çin hakimiyetine geçen Hong Kong'da bir "renkli" devrim yaratmakla suçlayan Çin medyasında, önemli bir yere sahip.

Bu mevzu da kimi protestocuların, özellikle de cezalandırıcı Hong Kong İnsan Hakları ve Demokrasi yasasıyla uzun uzadıya didişen ABD Kongresi'nden, uluslararası bir tepki çekmek arzusuyla ABD, Birleşik Krallık, Çin Cumhuriyeti ve kolonyal Hong Kong bayrağı taşımaya başlamasıyla oldukça kızıştı.

Bir CIA ajanı olduğu yönündeki suçlamalarsa "Hong Kong Hermit"i veya "CIA köstebeği" olduğu edilen bir başkasını, yaz boyunca ve şehrin 2014 demokrasi protestolarındaki gibi sık sık protestoların ortasında görülen Amerikalı bir üniversite hocası Sean Tierney'i ürkütmüş gibi görünmüyor.

Ama Tierney'in ön saflardaki varlığı aktivizmden bugünkü gazetecilere gönüllü güvenlik sağlamak adına azaldı.

Tierney bunu "Bir şeyler gözlemlemek için orada olmanın en iyisi olduğunu fark ettim. "Birisi fotoğrafını çekmek istediği şeyi gözlerken ve onların gözü hala kadrajdayken polisin ne kazar uzakta olduğunu söyleyen ya da 'Tamam, haydi, harekete geçmemiz gerekiyor' diyen ben oluyorum.

Protestolardaki varlığım türlü sömürge sonrası garipliklerini ve/ya casusluk meselelerini beraberinde getiriyordu diyebilirim, bu yüzden katılmamam gerek ama bu da hükümeti memnun edecektir" diye açıklıyor. Tierney ayrıca “Benim görevim, bir vatandaş olarak hakkımı kullanmak ve Temel Yasa (Hong Kong anayasası) altında, bu haklara sahibim. Yanlış bir şey yapmıyorum, yapıyorsam da tutuklanmaya ya da yasal suçlamalara yönelik bir kaygım yok" diyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU