Pakistanlı Müslüman bir ailede büyüyen bir erkek olarak kadın hakları için savaşmam gerektiğini biliyorum

Nüfusun sadece yarısı kendi bedeni üzerinde söz hakkına sahip olduğu sürece toplumsal cinsiyet eşitliği asla sağlanamayacaktır ve yasa koyucuların çoğu erkek olduğu için fark yaratmak bize kalıyor

Mayıs 2019'da ABD'nin bazı eyaletlerinde yürürlüğe giren kürtaj yasaklarında taşınan bir pankart: Yaşam hakkını mı savunuyorsunuz? Silahları yasaklayın! (AFP)

Bu son ay kamusal hayatta kadınlara yönelik tehdidin derecesini gün yüzüne çıkardı. Boris Johnson'ın kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete dair söyleminin açtığı tartışmanın kıvılcımıyla Birleşik Krallık'ın (BK) her yerinden kadın politikacılar deneyimlerini paylaşmak için öne çıktı. Onların sesi duyulurken yine de dünyanın dört bir yanında sesi duyulmayan bir sürü kadın mevcut.

Avrupa Parlamentosu'nun yeni bir üyesi olarak Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği komitesini meydana getiren 67 kişilik ekibin içindeki 8 erkek üyeden biriyim. Pozisyonumu BK'deki ve Avrupa’daki erkeklerin ülkelerindeki ve dünyanın her yerindeki kadınların pozisyonunu düşünüp ciddiye almasını sağlamak için kullanmak istiyorum.

Brexit karşısındaki Liberal Demokrat muhalefetimizin bir parçası Birleşik Krallık'ı bir arada tutma yönündeki güçlü arzumuzdan kaynaklanıyor. Oysa toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ülkemiz zaten bölünmüş durumda.

Kuzey İrlanda'daki kadınların üreme hakları hala (veya bu hakların eksikliği) her koşulda kürtajı engelleyen acımasız kanunlara tabi. Sözüm ona Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda’nın ortak gümrük düzenlemelerini sürdürmesini sağlamaya kararlı Demokratik Birlik Partisi (DUP) iş kadın haklarına gelince arada bir uyuşmazlık görmekten son derece memnun.

Yurtdışında İrlanda Cumhuriyeti, Yeni Güney Galler ve Avustralya çok önemli ileri adımlar atarken dünyanın diğer bölgeleri ters istikamette ilerliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nin bir kısmı üreme haklarına yönelik baskıcı adımlar atıyor. Bu arada El Salvador'da kürtaj, kadın tecavüze uğramış dahi olsa, yasak. Tıp uzmanlarının düşük veya tetiklenmiş doğuma dair en ufak şüphelerini dahi bildirmesi gerekiyor. Bu, düşük yapmanın acısını yaşayan kadınları bir de polis sorgusuna, cezai kovuşturmaya veya hapis cezasına hedef haline getiriyor.

El Salvador Halk Savcılığı'nın takip etmeyi seçtiği Evelyn Hernández davasında yasanın hakkaniyetsiz doğası açığa çıktı. Bir çete üyesi tarafından tecavüze uğradığında Evelyn 18 yaşındaydı. Obstetrik bir komplikasyon nedeniyle evde düşük yaptı. Hastanede bilincini geri kazandığında tutuklandı ve ağırlaştırılmış cinayetten 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Masumiyetini ilan eden yüksek mahkeme kararına rağmen hapiste kalmaya devam etti. Evelyn hamileliğin belirtilerini tanımak için yeterli bilgisi olmadığı ve bu yüzden doğum öncesi bakım aramadığı yönünde defalarca ifade verdi. Tecavüzün dehşetinden sonra adalet sisteminin ona bu şekilde davrandığını düşünmek akla mantığa sığmıyor.

Kürtajın yasak olduğu ülkelerde kürtaj oranları düşük değil ama anne ölüm oranları yüksek. Birçok ülkedeki katı kanunlar kaçak kürtaj haplarının karaborsada artışına neden oluyor. 21. yüzyılın birçok tıbbi ilerlemesinin ortasında hayati risk içeren "DIY" (Do It Yourself - Kendi İşini Kendin Yap çn.) kürtajları tetiklemek için çaresizce gübre ve tehlikeli bitkilerin zehirli karışımlarını yapmak zorunda kalan insanların olduğunu düşünmek yürek parçalayıcı.
 


Tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri dünya genelinde yaygın ve dünyanın çatışma dolu bölgelerinde kadınlara karşı korkunç bir silah olarak kullanılıyor. Bu bölgelerde birçok kadın sırf düzgün kamu bilgilendirmesi, güvenli sağlık hizmeti ve makul tıbbi tesisler istediği için hayal dahi edilemez acılara ve aşağılanmaya maruz kalıyor.

Pakistanlı Müslüman bir ailede büyüyen biri olarak birçok toplumda kadınların bağımsızlığının ve sağlığının tartışılmasının tabu olduğunun farkındayım. Eğer cinsel sağlığa dair bir eğitim veriliyorsa da bu genelde cinsel ilişkiden kaçınma merkezli. Doğum kontrolüne erişim evli çiftlerle sınırlandırılmış durumda. Bu etkenlerin sonucu can kaybı ve kadınların acı çekmesi oluyor.

Sadece bazı kişilerin ihtiyaç duyduğu üreme sağlığı hizmetleri dahil tıbbi hizmetlerin sağlanmaması bir ayrımcılık şeklidir. Dünya genelindeki yöneticiler orantısız şekilde erkekken bu meselede bizim, kadın meslektaşlarımızla omuz omuza durmamız şart.

Bu sadece "kadınların sorunu" değil; bu, toplumun tamamının üzerine gitmesi gereken bir şey. Nüfusun sadece yarısı kendi bedeni üzerinde söz hakkına sahip olduğu sürece toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanamaz.


Shaffaq Mohammed (Şafak Muhammet) Liberal Demokrat Parti'nin (Birleşik Krallık) Yorkshire ve Humber Yerel Parlamentosu Üyesidir. Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi’nde Liberal Demokratları ve Renew Europe grubunu da temsil etmektedir

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU