Şule Çet davasında savcı mütalaasını açıkladı, duruşma ertelendi

Şule Çet davasının beşinci duruşmasında mütalaasını açıklayan savcı her iki sanık için de “müebbet” hapis istedi

Şule Çet / Fotoğraf: Twitter

Ankara’da Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek ölmesine ilişkin davanın beşinci duruşması bugün Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü açıkladı.

Savcı, sanıklardan Çağatay Aksu'nun "kasten öldürme" suçundan müebbet, "cinsel saldırı" ile "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçundan 39 yıla kadar hapsini talep etti.

Savcı, Berk Akand'ın ise olaylar gerçekleştiği sırada Aksu'nun yanında bulunduğu ve ona destek verdiği gerekçesiyle işlenen suçlara yardımdan cezalandırılmasını istedi.

Akand'ın da bu kapsamda "kasten öldürmeye" yardım suçundan 15 yıla, diğer suçlara yardımdan da 16 yıla kadar olmak üzere toplam 31 yıla kadar hapsi talep edildi. 

Karar duruşmasının bugün olması beklenen dava, 4 Aralık'a ertelendi. Bu sürede sanıkların tutukluluk halleri devam edecek.

Öldürülen Ceren Damar’ın babası: Ruhları sizin yakanızı bırakmayacak

Öğrencisi tarafından öldürülen Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'in babası Mustafa Damar, duruşma öncesi öldürülen kadınların sayısının gün geçtikçe arttığını belirtti. Toplumun buna duyarsız, sessiz kalamayacağını ifade eden Damar, "Kadın cinayetleri davaları başka noktalara evrilmiştir. Akıl dışı, mantık dışı, ahlak dışı, hukuk dışı yöntemlerle öldürülen Şule Çetlere, Ceren Damarlara iftiralar atılmaya, ölülerin hatıralarına saldırılmaya ve öldürülen kadınlarımızın, kızlarımızın naaşları üzerinde tepinmeye başlamışlardır. Ceren Damarların, Şule Çetlerin ruhları sizin yakanızı bırakmayacak. Biz de bırakmayacağız. Adaletin tecelli etmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi.

Duruşmadan: Psikolojik durumu iyiydi

Duruşmada Şule Çet’in arkadaşı Muhammed Furkan, sanık avukatlarının talebi üzerine tanık olarak dinlendi. Furkan, “Sabahları okula, akşamları işe gidiyorduk bu yüzden çok görüşemiyorduk. Şule patronlarıyla konuşacağını söylemişti bir tek. Olay günü sabah saat 11.00’de Şule’nin daha önce çalıştığı iş arkadaşı ölüm haberini verdi. İnanamadım, aradım ve karakola gittim. En son ölümünden üç dört gün önce yüz yüze görüştük. Psikolojik durumu iyiydi, köpeği vardı onunla ilgileniyordu ve yeni taşınmıştı mutluydu. Benim Şule’nin hayatını kaybetmesinden aylar sonra intagrama yüklediğim fotoğraf neden dosyaya giriyor anlamış değilim. O gece 11.00’den önce iyi geceler dedik birbirimize” diye konuştu.

"Dinimizde de var, bizi asın"

Mütalaa açıklandıktan sonra tepki gösteren sanık Çağatay Aksu, “Biz bunca zaman boşuna yatmışız. Almadığımız belge kalmadı, ben anlamıyorum. Şurada sinir krizi geçireceğim, kendimi zor tutuyorum. Dışarıdan baskı yapılıyor, medya yanıltılıyor. Eğer suç buluyorsanız beni asın. Dinimizde de var farz gibi düşünüp vicdanınızla karar verin” diye konuştu.

Sanık Berk Akand da “Ben Çağatay’ın asla bir kıza tecavüz edip öldürdüğünü düşünmüyorum ama tek tanığı var o da benim. Beni de onun yanına çekmeye çalışıyorlar. Ben uyukluyordum o an. Bu kabustan kurtulmayı çok istiyorum, bilsem de her şeyi söylesem keşke. Çağatay geliyor, ‘20. kattan kız atladı’ diyor ve ondan sinirleniyorum. Kameralardaki çaresiz hallerimi nasıl açıklayayım? Ben saat 3.32’den sonrasına kefil olamıyorum. Kime kızacağımı şaşırdım, basına mı, medyaya mı kızayım? Benim alnım açık, acılı ailenin de Allah yardımcısı olsun. Beraatimi talep ediyorum. Ben buradan ceza alacaksam harcanacağıma inanıyorum” dedi.

Sanık avukatı: Milletvekili evinde ölen kızcağızı da araştırsınlar

Sanık Berk Akand’ın avukatı Hüseyin Ayan mütaalaya ilişkin savunma yaparken “Adaletli bir karar olacaksa bir milletveklinin evinde ölen kızcağızı da araştırsınlar, peşine gitsinler. Ben Şule Çet’in ya Çağatay ya da Furkan tarafından cinayete sürüklendiğini düşünüyorum. Ben Şule’nin oraya iş sözü almak için geldiğini düşünüyorum ama mesajlaşmalara baktığımızda Çağatay’ın sarkıntılık yaptığını ve Şule’nin siz diye hitap ettiğini görüyoruz. Şule gezip tozan eylenen bir tip. Babasının yolladığı parayla bu hayatı süremez, çalışması gerekiyordu. Bara gidip çalışmak istemedi, hangi bara gitse işe alınırdı ama belki de orada onu satarlardı” dedi.

 

Independent Türkçe, Ajanslar

DAHA FAZLA HABER OKU