Yabancı IŞİD’liler nerede yargılanacak, Türkiye’yi ne bekliyor?

ABD ve Fransa, Suriye’deki yabancı IŞİD’lilerin nerede yargılanmaları gerektiğini tartışıyor, Türkiye 'Biz kimsenin DAEŞ mensubunun oteli değiliz' diyor

Fotoğraf: Reuters

ABD, IŞİD lideri Bağdadi’yi Türkiye’nin 5 kilometre uzağında öldürdüğünü açıklamasından bu yana IŞİD üyeleri ve onların yargılama çıkmazı daha çok konuşulur olmaya başlandı.

Akıllardaki temel soru Suriye’de teslim ya da esir alınan on binlerce IŞİD üyesinin hukuki akıbeti.

ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) elinde yaklaşık 50 ülkeden, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu binlerce IŞİD militanının bulunduğu tahmin ediliyor.
 

afp sdg kampları.jpg
SDG kamplarındaki IŞİD üyeleri / Fotoğraf: AFP


Suriye ve Irak başta olmak üzere bölge ülkelerinde binlerce Türkiye ve Avrupa ülkeleri vatandaşı olan IŞİD’linin tutuklu olduğu biliniyor.

Her ülke elindeki IŞİD’liyi sınır dışı etme kararı olursa ne olur?

Aslında üzerine en çok konuşulan ve tartışılan sorulardan biri de bu.

Ama hem siyaseten hem hukuken herkesin üzerinde hemfikir olacağı bir yol haritası oluşturmak çok güç görünüyor.

Erdoğan: Türkiye'de tutuklu olan yabancı IŞİD'liler sınır dışı edilebilir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD ziyareti öncesi yaptığı açıklamada Türkiye’de tutuklu olan yabancı IŞİD’lilerin sınır dışı edilebileceğini söylemişti.
 

Erdogan Yabancı Basın toplantısı AA.jpg
Fotoğraf: Reuters


Erdoğan, Barış Pınarı Harekâtı sırasında SDG'nin elinde olan ancak operasyon sırasında serbest bırakıldığı iddia edilen 750 IŞİD’liden 195’inin yakalandığını açıklamıştı.

Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre serbest bırakılan 750 IŞİD’liden 150’si Türk vatandaşı.

Geri kalanların arasında Fransa, Almanya, İngiltere dâhil olmak üzere farklı ülkelerden militanlar var.

Dolayısıyla aralarında binlerce yabancının olduğu, sayıları 65 bini bulan tutuklu IŞİD militanları ve ailelerinin hukuki durumu tartışma konusu.

ABD ve Avrupa yargılama meselesine farklı bakıyor

ABD, Suriye'deki yabancı IŞİD üyelerinin vatandaşı oldukları ülkeler tarafından geri alınıp kendi ülkelerinde yargılanması taraftarı.

Fransa ve İngiltere ise buna karşı.

Paris ve Londra buna iki gerekçe gösteriyor.
 

0_TOPSHOT-SYRIA-CONFLICT-IS.jpg

SGD kamplarında tutulan 750 IŞİD'cinin serbest bırakıldığı öne sürülmüştü / Fotoğraf: AFP


Bir; söz konusu militanlar ile ilgili olarak delillerin toplanmasının zorluğu.

İki; saldırı tehdidi gibi nedenler.

Avrupa ülkeleri terör örgütü IŞİD’in Avrupa vatandaşlarını ülkelerine geri almamakta ısrarlı.

Daha önce Şamima Begüm olayında olduğu gibi İngiltere de IŞİD’lileri ülkeye almamak için vatandaşlıktan çıkarma yolunu seçiyor.

Washington’daki toplantıda neler konuşuldu?

2014’te IŞİD tehdidine karşı oluşturulan, 81 üyeli IŞİD ile Mücadele Komisyonu, 14 Kasım’da yine bu önemli konuyu ele aldı.

Fransa’nın çağrısıyla ABD’nin başkenti Washington’da bu meseleye dair bir yol haritası çıkarmak için toplanıldı.
 

toplantı.JPG
Fotoğraf: Twitter @MevlutCavusoglu


30 ülkenin dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirilen buluşmada ABD ile Avrupalı yetkililer arasındaki yargılanma konusundaki görüş farklılığı kendini bir kez daha gösterdi.  

Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves Le Drian’ın hükümeti adına yaptığı öneri IŞİD üyelerinin Irak’ta yargılanması yönünde.
 

1.jpg
Fransa Dışişleri Bakanı Le Drian / Fotoğraf: Reuters


Fransa ve İngiltere'de genel kanaat bu yönde.

Almanya ise 5 Kasım'da Alman vatandaşı IŞİD’lilerin sınır dışı edilmeleri halinde Almanya tarafından geri kabul edilebileceğini duyurmuştu.

Alman İçişleri Sözcüsü Steve Alter, iade sürecinde Berlin tarafından belirlenen ilkelerin gözetilmesi gerektiğini vurgulamış, Almanya iade edilecek her IŞİD’linin dosyasını ayrı ayrı mercek altına alıp incelenebileceğini açıklamıştı.

Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok ise Türkiye'nin kendi topraklarında suç işlememiş kişileri yargılamak zorunda olmadığını ve IŞİD üyelerinin gönderilmesine ilişkin kararı Ankara'nın vereceğini söylemişti.

Irak'ta son 5 yılda 250 IŞİD'liyi idam etti

IŞİD'lilerin Irak'ta yargılanması fikri ise akla Irak'taki terör yasalarını getiriyor.

Bu kapsamda Irak'ta IŞİD ile bağlantılı olduğu düşünülen şüphelilerin terör saldırısını planladığı ya da örgüte maddi destek sağladığı tespit idam cezasıyla karşı karşıya kalabileceği biliniyor.

Öyle ki Irak, 2014 yılından bu yana 250 IŞİD mahkûmunu idam etmişti.

IŞİD'le en küçük bağlantısı olduğu tespit edilen zanlılara ise Irak’ta ömür boyu hapis cezası verildiği sır değil. 

Aslında daha önce ABD yönetiminin araya girmesiyle Irak halkına karşı da suç işlemiş olan IŞİD militanlarının Irak adli makamlarınca yargılanmasını Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi kabul etmişti.
 

toplantı.JPG
Fotoğraf: Twitter @MevlutCavusoglu


Irak’ı bu yönde iknaya çabalayan ABD, dünkü toplantıda Fransa’nın önerisini sorumsuzluk olarak niteledi.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, IŞİD karşıtı koalisyonun Avrupalı üyelerine, vatandaşı olan savaşçıları geri alması ve yargı karşısına çıkarması gerektiğini söyledi.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’e göre ise IŞİD üyelerinin suçu işledikleri yere olabilecek en yakın yerde adalet önüne çıkarılması gerekiyor.

Türkiye’nin tavrı

Fransa'nın teklifi ile gerçekleşen zirveye, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı.

Çavuşoğlu yaptığı açıklamada “DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu Bakanlar Toplantısı’na katıldık. DEAŞ’la göğüs göğüse mücadele eden tek Koalisyon ülkesiyiz. DEAŞ neyse PYD/YPG de odur. Terörle mücadele terör örgütleriyle işbirliği yapılarak yürütülemez.” dedi.

IŞİD üyelerinin yargılanması konusu Beyaz Saray'daki görüşmede de gündeme gelmişti. 

Erdoğan, 2 bin 200 IŞİD mensubunun Türkiye'nin elinde bulunduğunu söylemişti.

Fransa ve İngiltere'nin de olduğu birçok Avrupa ülkesi, geri dönüşleri engellemek için vatandaşlık iptali yoluna gidiyor. 

IŞİD'lilerin yargılanmasında yaşanabilecek hukuki sorunlar

26 Ekim'de Independent Türkçe’nin sorularını yanıtlayan uluslararası ceza hukuku uzmanı Prof.Dr. Ersan Şen, Türkiye’ye getirilecek 150 IŞİD’linin yargılanmasında yaşanabilecek sorunlara dikkat çekmişti:

Öncelikle yargılanabilmeleri için haklarında arama kararı olması ve bir dosyalarının olması lazım. Dosyası olmadan keyfi tutamazsın. Serbest bırakman lazım. Sonuçta bunlar esir değil, mülteci değil. Bir yerde kalmaya zorlayamazsın. İsnat edilen bir suçlama olması gerek.
 

ersan şen.jpg
Prof. Dr. Ersan Şen  / Fotoğraf: AA


Şen, hakkında arama kararı olmasa dahi gelecek kişiler hakkında önce gözaltı kararı verilerek ardından bir dosyanın açılabileceğini belirtse bile yargılama aşamasında yaşanacak bir başka sorunu vurguluyor:

Ancak asıl mesele bu kişilerin IŞİD üyesi olduğu iddia edilse bile bunun ispatı. IŞİD üyesi dendikten sonra örgüt içerisinde bulunduklarının, örgüt hiyerarşi içerisindeki konumlarının ve hangi eylemlere katıldıklarının belirlenmesi ve bunlarla ilgili delil toplanması lazım. İşte bu delilleri kim toplayacak? Suriye mi yoksa Irak mı? Sonuçta suçu işledikleri iddia edilen yerler Türkiye sınırlarının dışında. Bulundukları bölgelerde bir otorite sorunu olduğundan delil toplamak da zor.

Peki ya söz konusu kişiler için MİT raporları bir delil teşkil eder mi?

Ersan Şen’e göre bu casusluk suçu dışında delil teşkil etmez: 

MİT raporları ancak casusluk dosyalarında delil olabilir onun dışındakilerde delil olamaz. Dolayısıyla IŞİD içinde olduğu ve eylem yaptığı delillerle ispatlanmadığı sürece sadece IŞİD’ci diyerek bu kişileri tutamazsın. Bu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna girer.

Uluslararası ceza hukuku uzmanı Prof.Dr. Ersan Şen, 10 Ekim 2019 tarihli “Yurtdışı Terör Faaliyetleri’nde Türkiye’nin Yargılama Yetkisi” konulu yazısında IŞİD’lilerin Türkiye’ye getirilmesinin ardından Türkiye’yi anormal hukuk sorunlarının beklediğini belirtmişti.

Şen, 10 Ekim tarihli yazısında bu soruna da dikkat çekip IŞİD’liler sınırda kurulacak mahkemelerde yargılanabilir diye yazmıştı:

Türkiye Cumhuriyeti kendi güvenliği ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak için girdiği topraklarda mahkeme kurmamalı veya Suriye’nin izni ile kurmalıdır, çünkü egemenlik tartışması yaşanabilir, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti bu toprakları işgal de etmemektedir. Bu nedenle; Suriye’nin izni dışında mahkemeler Suriye sınırında bulunan il ve ilçelerimizin mahkemeleri olmalı, ancak gerektiği kadar ve güvenlik sebebiyle il ve ilçelerimizin adliyelerinin ek binaları sınırlarımız içinde yerlere de kurulabilir.

Avrupa Konseyi Dış ilişkiler Sorumlusu Anthony Dworkin ise geçtiğimiz günlerde TRT Haber'e yaptığı açıklamada, Türkiye’nin süreç içinde konuyu ele almasıyla sorunun daha hızlı çözülebileceğini ancak Avrupa ülkelerinin sorumluluk alması gerektiğini belirtmişti:

Bölgede kurulabilecek uluslararası mahkemenin bazı çözümleri olabileceği konusunda çok fazla tartışma yapıldı. Bu mahkemeler insanları uluslararası suçlar nedeniyle kovuşturdular. Bu bazı durumlarda bir çözüm olabilir. Ancak bazı yasal zorunluluklar var. Hangi ülkede ne tür suç işlendiği ve hangilerinin suç olarak kabul edileceği belli değil. Bu insanların terörist gruba bağlı suçlara doğrudan dahil olduğunu ispatlamak gerekir.

Bazı insan hakları örgütleri ve ülkedeki avukatların verdiği bilgilere göre IŞİD şüphelilerine yönelik suçlamalar çoğunlukla gizli tanık ifadelerine ve sanıkların baskı altında söylediği iddia edilen itiraflara dayandığı da işin bir başka boyutu olarak göze çarpıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü raporları IŞİD şüphelerinden  söz konusu itirafların çoğunlukla işkenceyle elde edildiğini söylüyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU