Süper Lig'de toplam gelir 4 milyar 200 milyon liraya ulaştı

2017-2018 sezonunda maç günü, naklen yayın ve ticari gelirleri toplamı 3 milyar 200 milyon lira olan Süper Lig pastasının, 2018-2019 sezonu gelirleri toplamı 4 milyar 200 milyon liraya yükseldi

Fotoğraf: AA

Aktif Bank'ın, Türk futbolunun gelirlerini ve ekonomik görünümünü incelediği "Futbol Ekonomi Raporu-Ekolig" toplantısının dördüncüsü Zorlu PSM'de gerçekleştirilirken, toplantıda konuşan Passolig Genel Müdürü Ceyhun Kazancı ile Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer, geçen sezonki verilerle ilgili paylaşımda bulundu.

Ceyhun Kazancı, 2017-2018'de maç günü, naklen yayın ve ticari gelirleri toplamı 3,2 milyar lira olan Süper Lig pastasının, 2018-2019 sezonu sonunda 4,2 milyar liraya ulaştığını belirterek, "Maç günü gelirleri konusunda Süper Lig, Avrupa'da 8. sırada bulunuyor. Ortalama seyirci sayısı yüzde 9'luk artışla 14 bin bandına geldi. Ortalama seyirci konusunda en büyük artışı yüzde 20 ile Rusya sağladı. Süper Lig'de kapasiteye göre doluluk oranında yüzde 50'lere ilk defa geldik" diye konuştu.

 

Ceyhun Kazancı - AA.jpg
Ceyhun Kazancı / Fotoğraf: AA

 

Maç günü gelirlerinin yüzde 87'sini Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un sağladığını anlatan Kazancı, "Diğer takımların yüzde 13'lük maç günü gelirleri elde ettiğini görüyoruz. Naklen yayın gelirlerinde ciddi artış var. Geçen sezon ilk defa 200 milyon lira bandını bir takım aştı. Galatasaray, 200 milyon lira gelirin üstüne çıktı. Naklen yayın gelirlerinde son 2 sezonda Galatasaray'ın, daha önce Fenerbahçe'nin liderliği söz konusuydu. Geçen sezon en çok gelir elde eden takım 317,8 milyon lira ile Fenerbahçe oldu. Bir önceki sezon 279 milyon lira ile Beşiktaş liderdi. Trabzonspor ciddi atılımlarla ticari gelirlerini artırdı" ifadelerini kullandı.

"Futbolcu ihracatıyla gelirler önemli rakamlara ulaşacak"

İlk senede 2 milyar lira gelir toplamına ulaştıklarını hatırlatan Kazancı, şunları söyledi:

2 milyar lira gelire ulaştığımızda euro kuru 3,4 liraydı. Bugün gelirler 4,2 milyar liraya çıktı. 'Euro da arttı, zaten çok büyük gelir artışı olmadı' diye yorumlar var. Euro ve doların artışı yüzde 86 civarında. Euro ve doların artışını da geçen bir gelirden söz ediyoruz. Futbolcu ihracatıyla gelirler önemli rakamlara ulaşacak.

Naklen yayın gelirlerinde gelecek sezonlarda düşüş beklenebileceğine dikkati çeken Kazancı, "Orada toplam tutarda düşüş bekleyebiliriz. Yine de genel anlamda gelirdeki tutarların yukarıya doğru gideceğini düşünebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Süper Lig'de yaşanan tartışmaların marka değerine zarar verdiği yönündeki soruyu yanıtlayan Kazancı, şöyle konuştu:

Güven konusu yeni bir durum değil. Geçen sezon da çok fazla eleştiri oldu. Artık hakem özelinde normal hata olarak görmez olduk. Durup dururken güven yok olmaz. Buna herkes dahil. Hakemler hata yapıyor. Sosyal medya olgusundan sonra biri bin yapmaya başladık. Yorumcuların bile ayrıldığı, birçok pozisyonda ayarlanma olduğu, pozisyonun net olduğu yönünde taraftar yorumlarını okuyoruz. 'Operasyon yapılıyor' düşüncesi her taraftar grubunda var. Bunu bir noktada kesmek lazım. Kendimize bir çekidüzen vermemiz lazım. Avrupa futbolunda da inanılmaz şeyler oluyor. Liverpool-Manchester City maçında da çok hakem hataları oldu. Mutlaka hataların aşağı çekilmesi lazım. Öyle bir ortam var ki kimse rahat edemiyor. Bu kadar güvensizlik ortamında dahi gelir artışı çok ciddi.

Futbol ekonomisiyle ilgili verileri Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği Vakfı ve kulüp yöneticileriyle birlikte hazırladıklarını vurgulayan Kazancı, "Biz liderlik yaptık. Şu anda ekonomik anlamda iki sene rahat gözüküyor ama 3-5 sene sonra şu anki iklimimiz olmayabilir. Bir şeyler yapmamız lazım. Futbolun paydaşlarını bir araya getirebilirsek çok daha faydalı olacak" şeklinde görüş belirtti.

Bilet devirleriyle ilgili eleştirilere değinen Kazancı, "Maça gidemeyen biletini devrediyor. Bir de bunun karaborsa durumu var. Bunu durdurmak mümkün değil. Bir taraftar gidebileceği 25 maçın 17-20'sinde biletini devrediyorsa bunda bir gariplik var. Kötü niyetle kombinelerin alındığını görüyoruz. Bazı kulüplerimiz sınırlama getirdi" diye konuştu.

 

Serdar Sümer - AA.jpg
Serdar Sümer / Fotoğraf: AA

 

Serdar Sümer: Her türlü veriyi şeffaf şekilde paylaşırız

Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer ise kulüplerin gelirlerini üç kalemde değerlendirerek, "Birincisi ticari kısımlar, bir de Passolig ekonomisi var. Türkiye'ye mahsus üçüncü kısım kredilerle ilgili durum." ifadesini kullandı.

"230 milyon liralık vurgun var" yorumlarına değinen Sümer, sözlerini şöyle sürdürdü:

Her yıl 800 bin yeni kart satılıyor, 800 bin de kart vizeleniyor. Ortalama kart fiyatı 50 lira olarak alırsak toplam 80 milyon lira para tahsilatı yapılıyor. Bunun 40 milyon lirası kulüplere gidiyor. Bugüne kadar kulüplere giden para 100 milyonun üzerinde. Aktif Bank'a kalan 20 milyon lira. 'Büyük rant var, bir tarafa gelir akıyor' düşüncesi gerçeği yansıtmıyor. Her türlü veriyi şeffaf şekilde paylaşırız. Aktif Bank'a maliyeti 150 milyon dolar, şu ana kadar kazandığı aşağı yukarı 20 milyon lira civarında.

Türk futbolunun gelirler konusunda Avrupa kulüplerinden farkının olmadığını vurgulayan Sümer, "Gelirlerimiz fena olmamakla beraber gider tarafında biraz daha maliyetli çalışıyoruz. Avrupa'da 10 avroya oynamak isteyen Türkiye'de daha fazla istiyor. Passolig çok fazla veri sağlıyor. Kişiler verileri koruma kanununda bazı sıkıntıları aşarsak kulüplerle beraber çok etkin çalışmalar yapacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

Sümer, sponsor gelirleri konusunda gidilecek çok yol olduğunu ve bu konuda kulüplerle çalışma yapmaları gerektiğini belirtti.

Kulüplerin kredi yapılandırmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Sümer, şunları söyledi:

Yapılandırmaya mevcut bankalar katıldı. İlave kredi kullanımından ziyade bankalar bir araya gelerek yapılandırmaya imza attı. Liderliğini Bankalar Birliği yaptı. Bunun üzerine 2 yıl ana para ödemesiz düzen oluşturuldu. Rahatlamanın kulüplerin lehine mi bankaların lehine mi olacağı yönünde soru geldi. Kesin bunun ilk kazananı kulüpler, bankalar açısından bu lehte olan durum değil. Kendi açımızdan 2-3 yıldaki alacağımızı 5 yıla öteledik. Asıl kritik koşul 2 yıl ana parasız ödeme var. Ayaklar yorganına göre uzatılmazsa ödemesiz dönem, yükü daha da fazla artırır, sorunlar daha büyük hale gelir. Yapılandırma kaçınılmaz olur. İki yıl ana para ödemesiz dönemin iyi değerlendirilmesi gerekir. Geniş geniş kullanılırsa korktuğumuz şey başımıza gelir ve daha büyük borç ödenir.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU