Yaşam okyanus tabanında başlamış olabilir: Yeni araştırma, uzaylı yaşamın keşfine götürecek

Hidrotermal çatlaklardaki yeni (tekrar edilebilen) deney koşulları, yaşam için gerekli hücre yapısının temelini oluşturan “kendiliğinden oluşan” ilkel hücreler (protosel) ortaya çıkardı

Pasifik’in doğusundaki hidrotermal menfez (WR Normark, Dudley Foster/Creative Commons)

Bilim insanları, Dünya’nın mantosundaki magmanın burada sıkışan suyu büyük doğal bacalardan okyanusa geri pompalamadan önce yüksek derecelerde ısıtmasını sağlayan deniz tabanındaki çatlakların bulunduğu gizemli hidrotermal menfezlerin, yaşamın kökenine ilişkin ideal koşullar sağladığına inanıyor.

Deniz deliklerinde bulunan sıcak, alkalik koşulları kopyalayan bir deney, söz konusu deliklerde, yaşam için hayati öneme sahip yapı taşı olarak kabul edilen ilkel hücrelerin (protosel) başarılı bir şekilde oluştuğunu belirledi.

Nature Ecology & Evolution dergisinde yayımlanan araştırma, sıcaklık ve alkalinin sadece faydalı değil, canlıların üremesi için zorunlu da olabileceğini ileri sürüyor. 

University College London’dan (UCL) evrimsel biyokimya profesörü ve araştırmanın baş yazarı Nick Lane, “Yaşamın nerede ve nasıl başladığına ilişkin, rekabet halindeki teoriler var. Suyun altındaki hidrotermal menfezler hayatın başlangıcına dair en umut verici seçenekler arasında. Bulgularımız da şimdi bu teoriye sağlam deneysel kanıtlar ekliyor” dedi.

Söz konusu menfezlerde, deniz suyu gezegenin kabuğundaki minerallerle temasa geçerek hidrojen barındıran sıcak, alkalik ortam yaratıyor. 

Bu işlem, alkalik ve asidik sıvılarla mineral bakımından zengin bacalar oluşturuyor ve daha karmaşık organik bileşikler oluşturmak için hidrojenle karbon dioksit arasında kimyasal reaksiyonları kolaylaştıran enerji kaynağı sağlıyor.

UCL öncülüğündeki bir ekip tarafından keşfedilen dünyanın en eski fosillerinden bazıları, bu tür sualtı menfezlerinde meydana geldi. 

Araştırmacılar ayrıca, deney sonuçlarının, okyanusların ve benzer koşulların bulunduğu diğer gezegenlerde ve aylarda yaşam bulma umudu yarattığını belirtti. 

Doğal olarak meydana gelen basit moleküllerden (özellikle de yağ asitlerinden) ilkel hücreler oluşturmak için yapılan önceki deneyler, soğuk ve tatlı suda, sıkı kontrol edilen koşullar altında yapılmıştı. Ancak hücreler, hidrotermal menfezlerin bulunduğu ortamlarda parçalarına ayrılmıştı.

İlkel hücreler esasen en temel hücre şekli; sulu bir çözeltinin etrafındaki çift katmanlı bir zardan oluşuyor. Hücrenin ayrıca, tanımlanmış bir sınırı ve iç bölmesi bulunuyor.

 

 

Araştırmanın birinci yazarı ve UCL’nin genetik, evrim ve çevre bölümünden Dr. Sean Jordan, kendisinin ve çalışma arkadaşlarının, önceki çalışmalarda bir hata belirlediklerini söyledi. Jordan, “Diğer deneylerin hepsinde, çoğunlukla aynı boyutlarda yağ asitleriyle az sayıda molekül türü kullanılmıştı. Oysaki doğal ortamlarda daha geniş molekül dizisi görmeyi beklersiniz” dedi.

Araştırmacılar yeni çalışma için daha önce denenmemiş farklı yağ asitleri ve yağ alkolleri karışımıyla ilkel hücreler oluşturmaya çalıştı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bilim insanları daha uzun karbon zincirli moleküllerin, ilkel hücre yapısı oluşturmak için ısıya ihtiyaç duyduğunu belirledi. Üstelik alkalki bir çözüm, yeni filizlenmeye başlayan ilkel hücrelerin elektrik yüklerini tutmalarına yardımcı oldu. Ayrıca tuzlu su ortamının da yararlı olduğu görüldü çünkü yağlı moleküller tuzlu suda daha sıkı biçimde birleşiyor ve daha sağlam kesecik meydana getiriyor.

Araştırmacılar hidrotermal menfezlere benzer bir ortamda kendiliğinden oluşan ilkel hücreler üretmeyi başardı. Ayrıca ısının, alkalinin ve tuzun ilkel hücre oluşumunu engellemediğini, aksine etkin şekilde desteklediğini belirledi.

Dr. Jordan, “Deneylerimizde, tarih öncesi ortamları diğer pek çok laboratuvar çalışmasından daha fazla yansıtan koşullar altında, yaşamın temel bileşenlerinden birini oluşturduk” diye konuştu:

Yaşamın ilk nerede oluştuğunu hala bilmiyoruz ancak çalışmamız denizin derinliklerindeki hidrotermal menfezlerde oluştuğu ihtimalini göz ardı edemeyeceğimizi gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca denizin derinliklerindeki hidrotermal menfezlerin Dünya’ya özgü olmadığına da işaret etti. 

Profesör Lane, “Uzay çalışmaları, Jüpiter ve Satürn’ün buzlu aylarının denizlerinde benzer alkalik hidrotermal menfezlere sahip olabileceklerine dair deliller buldu” dedi:

Bu aylarda herhangi bir yaşam belirtisi görmesek de diğer gezegenlerde veya aylarda yaşam bulmak istiyorsak bizimkine benzer çalışmalar nereye bakacağımıza karar vermede yardımcı olabilir.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU