HDP: AKP-MHP ittifakı ‘zafer hikâyesi’ yaratmanın peşinde

Halkların Demokratik Partisi Merkez Yürütme Kurulu, 29 Ekim’de Genel Merkez’de yapılan toplantının ardından yazılı bir açıklama yayınladı

Sezai Temelli - Pervin Buldan / Fotoğraf: AA

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) yaptığı açıklamada, genelde Ortadoğu özelde ise Türkiye’de büyük bir yenilginin eşiğinde olduğunu belirttiği AKP-MHP ittifakını ‘zafer hikâyesi’ yaratmanın peşinden koşmakla suçladı.

Cizre Belediyesi’ne yapılan kayyum ataması için ise, “Bir idari-hukuki işlem değil, ideolojik bir yönelim, iktidar tekniği, yönetim anlayışı ve rejim dayatmasıdır” denildi. 

Yazılı açıklamada, küresel güçler ve bölgesel devletlerin halklara ve inançlara karşı bir araya gelmelerinin en son örneğinin 9 Ekim 2019 tarihinde Kuzey-Doğu Suriye’ye başlatılan ve sonrasında yaşanan gelişmelere dikkat çekildi.

Açıklamada, “Rojava’nın kadın özgürlükçü, seküler ve ekolojik yaşamını boğmayı önlerine hedef olarak koymuşlardır. Küresel güçler ise ya destek vererek ya da sessiz kalarak bu karanlığa taraf olduklarını her gün bir kez daha kanıtlamaktadır. Bab, Cerablus, Afrin ve 9 Ekim’den bu yana işgal edilen bölgelerde devreye konmak istenen bu yıkımın kimlere ev sahipliği yaptığını Afrin’deki yağma ve yerinden edilmeden; Bab ve Cerablus’ta kadınların toplumsal yaşamdan silinmesi ve IŞİD lideri Bağdadi ile IŞİD Sözcüsü El-Muhacir’in öldürüldüğü coğrafyadan biliyoruz” ifadelerine yer verildi.

HDP MYK’sının açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:

İktidarın Türkiye’nin tümüne yaymak istediği rejimin en bariz örneği kayyım rejiminde görülmektedir. 29 Ekim’de Cumhuriyet’in ilanının yıldönümünde Cizre gibi Kürt halkının yaşayan hafızası olan bir kente kayyım atanması, AKP-MHP ittifakının yeniden organize etmek istediği devletin bir kez daha tekçilik üzerinden kurulmak istendiğini göstermektedir.

Tüm boyutları ile birlikte bakıldığında, kayyım atamaları bir idari-hukuki işlem değil; ideolojik bir yönelim, iktidar tekniği, yönetim anlayışı ve rejim dayatmasıdır. Bu bağlamıyla, dört milyon insanın kendi seçtikleri belediye eş başkanları tarafından yönetilmiyor olması, bu kent halklarının yanı sıra tüm Türkiye halklarının sorunudur.


“Krizler derinleşerek büyümekte”

Ortadoğu’da süren işgal girişimleri ve Türkiye’de Kürt halkının iradesini teslim alarak ülke geneline rejim dayatma amacında olan AKP-MHP ittifakı her geçen gün daha fazla sıkışmakta; krizler derinleşerek büyümektedir. Bu yönüyle, genelde Ortadoğu özelde ise Türkiye’de AKP-MHP iktidarı büyük bir yenilginin eşiğindedir. Tarihte, büyük yenilgilerin eşiğinde olan tüm otoriter, baskıcı iktidarlar gibi bir ‘‘zafer hikâyesi’’ yaratmanın peşinden koşmaktadır. 

Ancak nesnel hakikati yok sayarak oluşturulmaya ve toplumda estirilmeye çalışılan bu hava nafile bir çabadır. Çünkü Türkiye halkları iktidarın hezeyan arayışlarına karşılık vermemiş, 31 Mart’ta ortaya çıkan ‘toplumsal kutuplaşmaya hayır’ iradesinde ısrarcı olmuştur.


“HDP olarak ne gerekiyorsa yapmaya hazırız”

Zamanın ruhu, büyük ve küresel komploya karşı Kürt halkının bir araya gelerek ortak mücadeleyi yürütmesidir. Kuzey Doğu Suriye’ye yönelik işgal hareketine karşı ortaya çıkan halk iradesi, ortak mücadele için tüm kaygıları ortadan kaldırmış ve büyük bir imkân yaratmıştır. Bu imkânı politik ortaklığa çevirmek Kürt partilerinin sorumluluğundadır. Bizler de HDP olarak bu ortaklığın hayata geçmesi için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha paylaşıyoruz.

Kimliği ve inancı ne olursa olsun her birimizin tarihi sorumluluklar alması gereken günün şafağındayız. Bu tarihi sorumluluk kısır siyasi tartışmalara, kimliklere kapanarak korunma kaygılarına ve ucuz siyasi hesaplara heba edilmeyecek kadar önemlidir.


“Demokrasi ittifakını büyütmeye çağırıyoruz”

Bu ruh ve bilinçle, HDP olarak yaşadığımız coğrafyadaki her türlü baskıcı, faşist anlayışa karşı demokrasi, barış ve adalet diyen herkesi Demokrasi İttifakını büyütmeye çağırıyoruz. Herkesin ortak değerler etrafında Demokrasi İttifakında mücadele edeceği zeminin var olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Demokrasi İttifakının güçlenmesi ve başarması herkesin kazanması anlamına gelecek.


Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU