IŞİD’in yeni liderinin bilinmeyenleri

Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından IŞİD liderliğine gelen Abdullah Kardaş, aslında örgütü 2 yıldır fiilen yönetiyor

Saddam Hüseyin'in devlet başkanlığı döneminde Irak ordusunda teğmen olan Kardaş, IŞİD'in üst düzey isimlerinden biri haline geldi / Fotoğraf: Twitter

IŞİD lideri Ebubekir Bağdadi’nin bir Amerikan operasyonuyla Suriye’de öldürülmesinin ardından örgütün yeni lideri yine bir Iraklı olan Abdullah Kardaş oldu.

Independent Türkçe’nin edindiği bilgilere göre, Irak’ın Türkmen kenti Telaferli olan Kardaş aslında IŞİD’i iki yıldır fiilen yönetiyor. 

IŞİD’in yayın organlarından Amak da geçtiğimiz ağustos ayında Bağdadi’nin yerini Kardaş’a bıraktığını duyurmuştu.

Bağdadi’nin Musul’da bir hava bombardımanında aldığı yaralar nedeniyle eskisi gibi örgütte aktif olmaması Kardaş’ı daha da ön plana çıkardı. 

Kardaş, selefinin yaraları iyileşmeye yüz tutmuşken ortadan kaldırılmasıyla “halifelik” postuna tam yetkiyle geçti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Saddam'ın adamlarından biri

Saddam Hüseyin’in ordusunda teğmen rütbesinde görev yaparken ABD’nin Irak’ı işgali ve Bucca Cezaevi tecrübelerinin ardından daha da radikalleştiği düşünülen Kardaş, Bağdadi’den farklı olarak “muharip” bir IŞİD mensubu. 

Savaş sahasından çıkıp IŞİD’in başına geçen bu isim, tıpkı örgütün askeri konsey üyelerinden biri olan Ebu Eymen Iraki gibi savaşa daha çok ağırlık vermeyi hatta bunun için fikri meseleleri de ikinci plana koymayı düşünenlerden.

ABD’nin 2004’te Telafer’e yönelik gerçekleştirdiği askeri harekatta, meydana gelen direnişin tam göbeğinde bulunan Kardaş, Sünni Türkmenlerin IŞİD’e katılmasını organize eden isimler arasında bulunuyor.

Üç Telaferli örgütün tepesindeydi

Kardaş, Ebu Ali et Türkmeni ve Ebu Müslim el Anbari ile örgütün Iraklı karakterini temsil eden ekibin bir üyesiydi. Her 3’ü de Telaferli olan bu isimlerden sadece Abdullah Kardaş hayatta kaldı.

El-Anbari, IŞİD’in mali işlerinin sorumlusuyken 2016 yılında Irak-Suriye arasında yaptığı seyahatlerden birinde ABD’lilerin operasyonuna maruz kaldı. 

Yakalanmamak için tıpkı Bağdadi gibi üzerindeki patlayıcı yeleği patlatarak öldü. 

Ekibin diğer üyesi olan Ebu Müslim et Türkmeni de tıpkı örgütün yeni lideri Kardaş gibi Saddam döneminde Irak ordusunda görev yapıyordu. O dönem “IŞİD’in ikinci komutanı” denilen Ebu Müslim, 2015’te Musul’da öldürüldü.

Irak'ta "Yeni IŞİD'ler" için uygun ortam var

Birçok uzmana göre, önümüzdeki dönemde IŞİD Irak’ta hücre tipi yapılanmaya hız verecek. Zamanla yeraltından çıkmak için ise fırsat kollayacak. 

Kimliklerin mezhepler üzerinden şekillendiği Irak’ta birden fazla yapılan çok geniş kapsamlı askeri harekatlara rağmen “radikal” eğilimli grupların güçlü varlığı devam etti. 

Kendini demokratik mekanizmanın dışına atılmış hisseden ve ülkenin dört bir yanını saran İran destekli milis örgütlerden dert yanan Sünni kitlelerin mevcut IŞİD’e ya da gelecekte doğacak yeni IŞİD’lere nefes borusu olmasından endişe ediliyor.

Güvenlik uzmanı Ali Nihat Özcan, kimi araştırmalarda bu tür örgütlerin liderleri elemine edildiğinde kapasitesinin azaldığını kimi araştırmalarda ise bu durumlarda örgütlerin daha da radikalleştiğini ve intikam hırsıyla hareket ettiğinin görüldüğünü söyledi.

Özcan, IŞİD gibi örgütlerle ilgili kesin bir hüküm vermenin zor olduğunu belirtti.

IŞİD "hücre yapılanmasına" daha çok önem verecek

Önümüzdeki dönemde IŞİD’in bu operasyona cevap olmak üzere bazı eylemler gerçekleştirebileceğine işaret eden Özcan IŞİD’in geleceğine yönelik şu ifadeleri kullandı:
 

Bir coğrafyayı kontrol eden bir örgüt, coğrafyayı kaybettiğinde mevcut taktikleri açısından da baktığımızda güvenliğe daha çok önem veren, yer altında daha çok hücresi olan bir örgütlenme yoluna gidecek. Zaten elinde tuttuğu bölgeleri kaybettikten sonra buna başlamıştı. Anlaşılan onu biraz daha derinleştirecek ve daha fazla güvenliğe dikkat edecektir.


“Bölgesel koşullar DEAŞ’ın yeniden güçlenmesine müsait ortam sunuyor” diyen Özcan, “Irak veya Suriye’de bizim anladığımız gibi bir devlet otoritesi yok. Olan devlet, temel fonksiyonları da yerine getiremiyor. Güvenliği sağlayamıyor. Doğal olarak devlet dışı aktörlere ya da şiddet kullanan terör örgütlerine daha fazla alan açılıyor. Kısa zaman içinde bölgedeki sorunların çözümü mümkün olmayacağı ve söz konusu ideoloji de işlevsel bir ideoloji olduğu için benzeri örgütlerin de ortaya çıkması ve faal hale gelmesi çok sürpriz olmayacaktır” şeklinde konuştu.


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU