21 yıl sonra gündeme gelen Adana Mutabakatı'nın hikayesi...

Türkiye ve Rusya’nın YPG’lilerin çekilmesi konusunda anlaşması, ‘Adana Mutabakatı’nı yeniden gündeme getirdi. Soçi’de atıf yapılan Adana Mutabakatı hangi şartlarda imzalandı? İmzalar neden Adana’da atıldı? İşte Ankara-Şam anlaşmasının hikayesi…

Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki Soçi Mutabakatı'nda, YPG'nin 30 kilometre güneye inmesi hüküm altına alındı ve 1998 Adana Mutabatı'na atıf yapıldı.

Aslında 1998 anlaşması, uzun yılların ardından bir süredir yine Türkiye'nin gündemindeydi.

Geçtiğimiz aylarda bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Adana Mutabakatı üzerinde ısrarlı bir şekilde durmamızın gerektiğini daha iyi anlıyoruz" dedi.

Savaşın eşiğine gelen Türkiye ve Suriye buzları bu anlaşmayla eritti

Şam yönetiminin PKK’ya örgütlenme imkanı vermesi ve PKK lideri Abdullah Öcalan’ın Şam’da konaklamasına rejim tarafından bir engel çıkarılmaması, Türkiye ile Suriye’yi savaşın eşiğine getirmiş, bu gelişmelerien ardından Adana Mutabakatı imzalanmıştı.

 

milliyet 1998.jpg
İki ülke arasında esen sert rüzgarları anlatan bir gazete kupürü / Görsel: Milliyet arşivi

 

Mutabakat, Şam’ın Öcalan’ı sınır dışı etmeyi kabul etmesinin ardından, 20 Ekim 1998’de Adana’nın Seyhan ilçesinde imzalandı. Mutabakata göre Suriye, “terörle mücadelede” Türkiye’ye bazı taahhütlerde bulundu.

Bu taahhütlere göre, PKK Suriye’de kamp kuramayacak, üyeleri tutuklanacak ve tutuklananların isimleri Türkiye’ye bildirilecekti. Suriye yönetimi, egemenliğinde olduğu topraklarda örgütün askeri, ekonomik ve siyasal hiçbir faaliyetine izin vermediğini belirtiyordu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Ankara'ya da Şam'a da eşit mesafede bir yer olsun..."

Mutabakatın tam olarak uygulanabilmesi için iki ülke çeşitli mekanizmalar kurma konusunda da anlaştı. Anlaşmaya göre iki ülkenin üst düzey güvenlik yetkilileri arasında doğrudan telefon hatları kurulacak, diplomatik temsilciliklere özel görevliler atanacaktı.

Mutabakatın Adana'da imzalanmasının ise oldukça “teknik” bir anlamı var. Türkiye’nin başkenti Ankara’ya da, Suriye’nin başkenti Şam’a da eşit mesafede bulunması nedeniyle, mutabakatın imzalanması için Adana seçilmişti. 

Mutabakat imzalansa da 2001 yılına kadar resmi olarak yürürlüğe girmemişti. Mutabakatın uygulanmaya konulması, dönemin İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen’in o yıl Suriye’ye yaptığı resmi ziyaretle oldu.

Gizemli istihbaratçı da o heyetteydi

Bu ziyaret İçişleri Bakanı Yücelen’in bakan olduktan sonra yaptığı ilk yurtdışı ziyaretiydi. Yücelen’in beraberinde geniş bir heyet vardı. Heyette Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, Albay Erhan Topaloğlu ve bir yüzbaşı da bulunuyordu.

Adana Mutabakatı’nın taraflarca resmen kabul edildiğini ifade eden imzalar o ziyarette atıldı.

Ziyarette Yücelen’in ekibinde bulunan en düşük rütbeli askeri personel olan yüzbaşı K.E., yıllar sonra Türkiye istihbaratının Suriye’den sorumlu en etkili ismi oldu. 2011’de başlayan Suriye iç savaşında, istihbaratın Suriye’den sorumlu en yetkili ismi haline geldi. Daha sonra MİT’in Özel Faaliyetler Dairesi’nin başına gelen K.E. şimdilerde de etkili bir görevde.

 

Rüştü Kazım Yücelen.jpg
Eski İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen / Fotoğraf: AA


AK Parti de mutabakatı önemsedi

Adana Mutabakatı’nın AK Parti iktidarında da geliştirilmesi ön görülüyordu. 

2010’da dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim arasında “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti arasında Terör ve Terör Örgütlerine Karşı Ortak İşbirliği Anlaşması” imzalandı.

Suriye’de iç savaşın başlamasından sadece iki ay önce, o dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla kabul edilmesi için TBMM’ye gönderilen anlaşmanın gerekçesi Dışişleri Bakanlığı raporuna şu ifadelerle geçti:

Sözkonusu anlaşma, Türkiye ve Suriye arasında 20 Ekim 1998 tarihinde imzalanan Adana Mutabakatı'nın geliştirilmesini, başta PKK olmak üzere, iki ülkenin güvenliğini ve istikrarını tehdit eden terör ve terör örgütlerine karşı ortak mücadelede kapsamlı bir çerçeve oluşturulmasını hedeflemektedir.

Ancak bu anlaşma kendisine hiçbir zaman uygulama alanı bulamadı. 

Suriye’de iç savaşın başlamasının ardından Türkiye-Suriye ilişkileri tamamen durdu. Suriye de PKK’nın Suriye yapılanması olan PYD’ye ve PYD’nin askeri yapılanması YPG’ye Suriye’nin kuzey bölgelerinde örgütlenme ve faaliyet alanı verdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, savaşın sekizinci yılında yeniden Adana Mutabakatı’nı gündeme getirmesi, diplomasi koridorlarında Şam’la yeniden doğrudan ilişki kurmanın sinyallerinin verildiği şeklinde yorumlanıyor. Çünkü Adana Mutabakatı, “terör örgütleriyle mücadele için” doğrudan temas kurmayı gerektiriyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU