Hizbullah destekçileri neden Lübnan'daki protestolara katılmıyor?

Hizbullah, güneyin kurtuluşunun ardından 2000 yılında hükümete girdiğinden beri yolsuz sistemin temelini oluşturduğu için bu ayaklanmanın yakında oklarını partiye de çevirmesi muhtemel

Fotoğraf: AFP

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah son konuşmasında Lübnan hükümetine ve savaşa olan desteğini ilan etti. Söz konusu konuşma Lübnanlı protestocuların hoşuna gitmese de ayaklanmalarındaki kararlılıkları, Nasrallah’ın onları yolsuzluk fırtınasının karşısında tek başlarına bırakmasının ardından daha da arttı.

Parti içinde anlaşmazlık

Nasrallah’ın konuşması, alenen olmamakla beraber parti içinde de kabul görmedi. Zira Hizbullah taraftarları da diğer vatandaşların yaşadığı kriz ve sorunlardan mustarip. Özellikle partinin dış mali desteğinin azalmasının ardından.

Hizbullah tarafından yapılan son toplantıda Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri ve eşi Randa Berri aleyhinde sloganlar atılmıştı. Bu durum, neredeyse partinin ana Şii müttefiki Nebih Berri ile iplerin koparılmasını doğuruyordu. Berri’nin kanalı NBN’de Nasrallah’ın konuşmasına yer verilmemesi, ilişkilerindeki kopukluğu gözler önüne serdi.

Hizbullah, güneyin kurtuluşunun ardından 2000 yılında hükümete girdiğinden beri yolsuz sistemin temelini oluşturduğu için bu ayaklanmanın yakında oklarını partiye de çevirmesi muhtemel.

Halkın baskısı

Gözlemciler, Hizbullah’ın şimdiye kadar çeşitli yollarla halkını bastırarak kontrol ettiğini belirtiyor. Peki, Nasrallah’ın son parlamento seçimlerinde kullandığı sloganların içinde olmasına rağmen Hizbullah ve taraftarları neden yolsuzlukla mücadelede yer almadı?

Aslında cevap çok basit. Çünkü zaten partinin kendisi hem ülkedeki yolsuzluğun önde gelen paydaşlarından biri hem de yıllardır hükümetin güçlü bir parçası. Ancak partinin temel kaygısı diğer partilerle silahın meşruiyeti ve nasıl korunacağı hakkında anlaşmaya varmaktı. Denklem çok basitti: Silahı bırak, istediğini yap.

“Küçük savaşlar”

Hizbullah, bunun Emel Hareketi ile olan Şii işbirliğinin bozulması tehlikesi ve gelecek olan tepkilere karşı taraftarlarının gösterilere katılmasını engelliyor. Sosyal medya platformlarında güney banliyölerindeki Emel ile Hizbullah destekçileri arasında gizli çatışmalar yaşandığı söylentileri dile getiriliyor. Bazı protestocular, Lübnan’ın güneyindeki el-Abbasiye bölgesinde bulunan Nasrallah’a ait bir anıtı yaktı.

Emel’in destekçileri, Twitter hesaplarından paylaştıkları gönderilerde şu ifadeleri kullandı:

“Zehrin tadına şimdi de o zehri pişirenler baksın. Başkan Berri ve Emel Hareketi’ne saldırmaları için dünyayı harekete geçirdiniz. Ancak hesap dönüp dolaşıp size ve en büyük sarığa geri geldi”

Diğer yandan ABD yaptırımları, destekçilerinin maaşlarını kesip aylardır verdiği desteği azaltan partiyi etkilemeye başladı. Bunların, inançları güçlü takipçilerini etkilemeyeceği kesin. Ancak partinin yönetimi altında bulunan Karz-ı Hasen (menfaatsiz verilen borç, yardım, bağış ve sadaka), şehit ve gazi kurumları, Al Amana benzin istasyonları ile el-Mustafa ve el-Mehdi okulları krize karşı koyamaz.

Skandal

Dikkat çekici olan ise Hizbullah çevrelerindeki WhatsApp gruplarında Hacı Vefik Safa ve Hasan Hacic gibi çok sayıda Hizbullah yetkilisinin yolsuzluklarına dair dönüp duran söylentilerin olması.

Lübnan Çevre Bakanı Wiam Wahhab’ın, Muhammed Şekir, Yusuf Fenianos ve Hasan Hacic gibi WhatsApp skandalındaki suçluları ve rüşvet yiyenleri ifşa eden açıklaması, yolsuzluğa karşı olduğunu iddia eden parti mensuplarına ilişkin detayların aydınlatılması yönündeki talepleri arttırdı.

Hacic ise kısa bir süre içinde, liderlere, partinin nüfuzuna karşılık ‘meşru’ kar adı altında rüşvet vermeyi ve anlaşmalara dâhil etmeyi başardı. Ardından bir komisyon karşılığında Vefik Safa ile işbirliği yaptı. Bununla da yetinmeyen Hacic, Tahran’a ardından da Irak’a gitti.

Bu anlaşmalardan biri de City Blu atık şirketinin güney banliyölerine girmesiydi. Böylece Safa, Yusuf Nureddin, Ali Avada ve çevresindekiler sayesinde şirketin faaliyetlerini kolaylaştırdı.

Hasan Hacic, partiye nüfuz ederek diğer yetkililerden daha güçlü hale gelmişti. Hatta cihatçı yardımcılara kadar varıp olaylarda söz hakkı elde etti. Öyle ki, kendisiyle güvenli bir şekilde bağlantı sağlanması için evine özel bir telefon hattı bile bağlandı.

Hacı Vefik Safa

Konu hakkında yayınlanan haberlere göre yolsuzluk hakkında akla gelen ilk isim Hizbullah İrtibat ve Koordinasyon Birimi yetkilisi Vefik Safa. Bunun sebebi Safa’nın diğer liderlerden daha yozlaşmış olması değil, partizan görevleri nedeniyle ilgi odağı olması. Yolsuzlukta onu aşan meslektaşlarının olmasına rağmen bu kişiler arka planda çalıştıkları için kamuoyu tarafından bilinmiyorlar.

Vefik Safa, yoksulluktan başka bir şeyi miras bırakmayan yoksul bir ailenin oğluydu. Üniversiteden mezun olmadan önce Arapça öğretmenliği yapan Safa üniversite diplomasını nüfuzunu kullanarak aldı.

Daha sonra partiye giren Safa, Hizbullah ile diğer güvenlik hizmetleri arasındaki ilişkileri yöneten İrtibat ve Koordinasyon Birimi’nin başına gelinceye kadar partide derece derece ilerledi.

Bu mevkii, Safa’ya parti içi ve dışında geniş ilişkiler kurma fırsatını verdi. Kendisinin yolsuzluklarını örten parti lobisindeki nüfuzu da zamanla arttı.

Bu nüfuz, Siyonist düşmanla yapılan bazı mahkûm takası anlaşmalarını denetlemesiyle daha da arttı. Böylece partisinin vazgeçemeyeceği zorlu bir isim haline gelen Safa, artık güç, nüfuz ve para imparatorluğunu işletiyor.

Şimdi milyonlarca dolara sahip olan Hacı Safa, devletin milyonlar değerindeki arsalarına el koyuyor, bazı subayları askeri okula sokmak için nüfuzunu kullanıyor ve Şii toplumundan silah tüccarları ve sentetik uyuşturucu kaçakçılarının faaliyetlerini örtüyor.

Yolsuzluk belgelerinin kaybolması

Buradan partinin yönetici sınıfla ilgili yolsuzluk dosyalarını açamadığı ortaya çıkıyor. Hizbullah Milletvekili Hasan Fadlallah, bu yolsuzluğun 10 milyar doları aştığından bahsetmişti. Ancak aylarca süren bir çalışmanın ardından topladığı belgeler, kayboldu. Ya da başka bir deyişle partinin iktidardaki müttefikleri ve rakipleri ile mücadele etmek zorunda kalmaması için bu belgeler kaybedildi.

Bütün bu sebepler Hizbullah taraftarlarının sokaklara inip protestolara katılmaması için belki yeterli olabilir. Ancak partinin bazı liderlerinin yolsuzluğa karıştığına dair tüm bilgi ve belgelerin sızdırılmış olmasına rağmen bu halk uyumaya devam mı edecek?

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

https://www.independentarabia.com/node/65346

DAHA FAZLA HABER OKU