Trump, Amerika'nın "bitmek bilmeyen savaşlarından" nefret ettiği için Suriye'den çekildiğine inanmanızı istiyor, gerçek çok farklı

Irak'tan haber aktarırken, ABD müdahalesinin sonuçlarını o müdahalelerin sonuçlarıyla baş etmede bir başarısızlığın izlediğine sürekli şahit oldum. Gelmekte olan hoş değil

Irak Özel Kuvvetleri, Musul banliyösü sokaklarında (Ahmed Twaij)

ABD güçlerinin Suriye'nin kuzeyinden ani çekilişinin hemen ardından Türk askerinin ilerleyişi birçoklarını şoka uğrattı ve Donald Trump’ı yeni bir eleştiri dalgasıyla karşı karşıya bıraktı. ABD Başkanı, dün (10 Ekim ed.n.) attığı tweet'le kararını açıklayarak “BİTMEK BİLMEYEN savaşları sona erdirmeye çalışıyorum” dedi. Bununla birlikte, Trump'ın sicili farklı bir şey söylüyor: Askeri dayanıklılığa ve güce meftun biri olduğunu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

ABD'nin askeri harcamalarının çok yüksek olduğunu sık sık öne sürmesine karşın, başkanın bitmek bilmeyen savaşlara getirdiği bu paradoksal son, ABD askeri harcamasında bir düşüşe yansımadı. Başkanlık kampanyası boyunca Trump, “orada milyonları nasıl boşa harcadığımızı” ve bu paranın “ABD’yi yeniden inşa etmek için kullanılması” gerektiğini öne sürerek ABD birliklerinin Ortadoğu'dan çekilmesini savundu.

Trump'ın ulusal savunma için ayırdığı yıllık bütçe, göreve başlamasından bu yana her yıl bir öncekine göre yükseldi. En son bütçe, Amerikan vergi mükelleflerine savunma için 750 milyar dolara (yaklaşık 4 trilyon 420 milyar TL) mal oldu. Bu, Barack Obama'nın son bütçesinden neredeyse 200 milyar dolar (yaklaşık 1 trilyon 180 milyar TL) daha fazla ve bir önceki yılın bütçesine göre yüzde 4,7 oranında bir artış demek.

Sürekli askeri birlikleri geri çekme çağrısında bulunmasına rağmen Trump'ın politikaları Amerika'nın yeniden inşasının üstesinden gelme konusunda başarısız oldu. Trump yönetiminde askeri masraflar fırlarken,  Medicare'in (Barrack Obama'nın yaygınlaştırılmasına önem verdiği genel sağlık sigortası desteği ed.n.) de aralarında bulunduğu başka alanlarda bütçe kesintilerine şahit olunuyor; üstelik başkanlık kampanyası sırasında Trump'ın bu tür sağlık kaynaklarını daraltmamaya söz vermesinden sonra bile. Trump, askeri harcamaların azaltılmasıyla hiç ilgilenmiyor ve askeri kuvvetini sürekli yayarak harcıyor, bunu da 4 Temmuz'daki gösterişli ve sahte-otoriteryan askeri geçide fon sağlayarak vurguladı.

Trump’ın Ortadoğu’ya narsisist askeri müdahalesi, yalnızca manşetleri süsleyen tiyatroları kapsıyor. "Tüm bombaların anası"nın Afganistan'daki etkisiz kullanımını unutabilir miyiz? Güçlü lider imajına kafayı takan Trump, IŞİD'i bozguna uğratmaktan kendine pay çıkarma fikrinin tadına vardı. Suriye'nin kuzeyinde, Trump'ın ilk müdahalesi, terör grubunun çöküşünü onun sağladığına dair anlatısını destekledi. IŞİD artık kuzey Suriye’de toprak sahibi olmadığından, ABD'nin IŞİD üzerine "kahramanca" saldırılarını (ki Trump kendisinin bu yüzden bir "ulusal kahraman" sayılmayı hak ettiğine inanıyor) öven birinci sayfa haberleri kalmadı; bu da çekilmeyi kolay bir seçenek kılıyor.

Irak'ta gazeteci olarak geçirdiğim sürede, bölgeye yönelik ABD müdahalesinin ve ani geri çekilmenin, özellikle de Musul'daki, sonuçlarına birinci elden şahit oldum. ABD liderliğindeki koalisyonun hava saldırılarının, Irak ordusunun ve Halk Seferberlik Kuvvetlerinin dahil olduğu ve neredeyse bir yıl süren bir askeri taarruzun ardından IŞİD'e karşı Musul savaşının şiddeti, şehri özgürleştirmek için harcanan zamandan dolayı koalisyon giderek hüsrana uğrayınca, arttı. ABD uçaklarının attığı bombalar, umutsuzca başka bir yere iltica etmeye çalışan siviller için davul sesi kadar düzenli duyulabilir ve hissedilebilirdi.

Musul'da yürürken, bugün bile, büyük ölçüde ABD’nin hava saldırıları yüzünden şehri eski varlığının tanınmaz bir gölgesi olarak görürsünüz. Ünlü Musul Üniversitesi kısmen moloza döndü; okullar ve hastaneler yıkılırken geride eğitim alamayan çocuklar ve hastalarına çadırlarda bakmak zorunda kalan doktorlar bıraktı. Batı Musul ve Eski Şehir enkaza dönerken, kent sakinleri de yersiz yurtsuz ve kamplarda yaşar oldu. Airwars'a göre, ABD liderliğindeki koalisyonun Irak’taki hava saldırıları 6 bin 250 ila 9 bin 600 sivilin ölümüyle birlikte çok daha büyük ölçüde altyapının ve sivillere ait mülklerin yıkımına yol açtı.

Irak ordusu, IŞİD'e karşı üç yıllık savaşında 34 bin askerini feda ederken ABD ordusu silahlı çatışmalarda sadece 54 asker kaybetti. Musul’daki bitmek bilmeyen savaşı sona erdirmek Trump’ın Irak’ı bombaladığı için alkış alabileceği anlamına geliyordu ama Amerikan ordusu, temel altyapıyı yeniden inşa etme mücadelesi veren Irak ulusunu terk etti.

ABD'nin hava saldırılarının çilesini çeken masum sivillere hiç tazminat ödenmedi. ABD’nin bölgenin tahrip edilmesindeki sorumluluğunu sanki bir hayır işiymiş gibi ele alan Trump, “ulusal inşaya” inanmadığını herkese ilan etti. Suriye'den çekilme de benzer bir zihniyeti yansıtıyor: Ortak düşman IŞİD mağlup edildiğinden, istikrara çıkan yollar önceliğini yitirdi.

 

 

Başkanlığı boyunca, Trump, Ortadoğu’nun diğer bölgelerindeki savaşları sürdürdü ve sonlandırmaya çalışmadı. Yemen'deki Suudi öncülüğündeki savaş, uzun zamandır Suudi Arabistan'la ABD arasındaki devam eden silah ticaretinden ve askeri eğitimden güç alıyor. Bu tür anlaşmalar, 100 bine yakın sivilin ölümüne yol açan ve sona erecek gibi görünmeyen etkili bir bitmek bilmeyen savaşı teşvik etti.

Trump'ın askeri gücünü yoğunlaştırma takıntısı, dünyayı Ortadoğu'da bir başka krizin eşiğinde bıraktı. Sözde İran tehdidi üzerine sürekli korku yaymak, petrol fiyatlarının yükselmesine ve Basra Körfezi'nde savaş davullarının yankılanmasına yol açtı. Bir zamanlar “İran'ın bombalarını durdurmak için İran'ı bombalayın” yazan ve tetiği çekmeye hazır John Boltonn'ın, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atanması, ABD'yi İran'la savaşın eşiğine getirdi. Bolton'dan sonra da Trump kışkırtıcı söylemini sürdürüyor ve İran'ı kaçınılmaz olarak bitmek bilmeyen savaş haline gelecek bir şeyle tehdit ediyor.

Suriye'den çekilme, çekilme için sebepleri gerçeklikle alakasız olan Trump tarafından bekleniyordu. Dikkatimizi şiddetli çatışmaların yarattığı dramayla sınırlarsak, başkanın ABD müdahalesi sonrasında uluslararası kalkınmayı ve istikrarı desteklemesini ümit edemeyiz. Trump, bitmek bilmeyen savaşları kışkırtmakla meşgul ama sonuçlarıyla başa çıkmada daha az hevesli.

Suriye’deki bitmek bilmeyen savaş sona erdiyse, bunun askeri harcamaların azaltılmasına ve dolayısıyla ABD’de kamu hizmetlerinin eşzamanlı artmasına yansımasını beklemememiz mi gerek?

 

 

* Makale orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU