“Türkiye demokrat kesimini yarı yolda bırakmayız”

Avusturya Yeşiller Partisi eski milletvekili, akademisyen Berivan Aslan, olası bir ÖVP-Yeşiller koalisyonunda Türkiye ile ilişkiler hakkında “Yeşillerin, Türkiye demokrat kesimini yarı yolda bırakmayacağını şimdiden söyleyebilirim” diye konuştu

Avusturya’da 29 Eylül Pazar günü düzenlenen erken genel seçimlerin resmi sonuçları açıklandı.

Avusturya'da erken genel seçimlerin resmi sonucuna göre Avusturya Halk Partisi (ÖVP) yüzde 37,5 oy oranı ve 71 milletvekili ile birinci olurken, Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) yüzde 21,2'lik oy oranıyla ikinci oldu. 

Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ise yüzde 16,2 oranına gerilerken, geçen seçimde yüzde 4 seçim barajına takılan Yeşiller, oylarını yüzde 13,9'a yükselterek meclise geri döndü.

Parlamentoya giren beşinci parti ise yüzde 8,1 oy oranıyla Yeni Avusturya Partisi (NEOS) oldu.

Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen'in hükümet kurma yetkisini ÖVP Genel Başkanı Sebastian Kurz'a vermesi bekleniyor.

Avusturya'da hükümeti kurmak için ise 92 milletvekiline ihtiyaç duyuluyor. 

Avusturya Yeşiller Partisi eski milletvekili, akademisyen Berivan Aslan, ÖVP'nin lider çıktığı, partisinin ise oyunu yaklaşık yüzde 10 artırarak parlamentoya girdiği erken genel seçimler ile partisine yöneltilen eleştirilere ve Türkiye ile ilişkilere dair Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı.

Yeşillerin son dönemde mecliste olmayışını demokrasi açısından büyük bir kayıp olarak niteleyen Aslan, partilerine yöneltilen eleştirilere de cevap verirken; "Bizler kuşkusuz anti-faşist ve anti-kapitalist bir partiyiz" dedi.


- 29 Eylül’deki seçimlerde Yeşiller son seçimlere göre oylarını yaklaşık yüzde 10 arttırarak parlamentoya girdi. Yeşillerin bu başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Yüzde onluk bir oy artışının yaşanmasında 2017’den bu zamana Avrupa ve Avusturya siyasetindeki öne çıkan gelişmeler nelerdi?

Aşırı sağ-muhafazakar hükümetin yaptığı yanlış politikalar insanları çok etkiledi. Bunun yanı sıra iklim değişikliğine karşı birçok protestolar ve eylemler gerçekleştirildi. 

Yabancı düşmanlığının artması, neoliberal politikaların gittikçe meşrulaştırılması, emekçi ve işçi haklarının giderek kısıtlanması ve bir önceki dönem mecliste muhalefetin çok zayıf olması seçmenleri ister istemez Yeşillerin tekrardan meclis içerisinde olmasına ikna etti. 

Yeşillerin son dönemde mecliste olmayışı demokrasi açısından da çok büyük bir kayıptı. 

- ÖVP’nin koalisyon kurma yönündeki görüşmelerinin uzun süreceği öngörülüyor. Birçok koalisyon ihtimalinin yer aldığı Avusturya’da dillendirilenlerden biri de ÖVP ve Yeşiller iktidarı. Siz koalisyon ihtimallerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Olası bir ÖVP-Yeşiller birlikteliği için neler söylersiniz?

Bir taraftan ÖVP ve SPÖ koalisyonun ülke siyasetini frenlediğini yaşadık. Diğer yandan da ÖVP ve FPÖ hükümetinin zararlarını gördük.

Yeşiller bazı eyaletlerde ÖVP ile zaten koalisyonda. Yerel düzeyde birçok yasayı engelleme şansımızın yanında iyi yatırımımız da oldu.

Seçmenlerin bir kesimi "Size tarihi fırsat verdik, şimdi iktidara girip değişiklikler getirin ya da en azından bir takım yasaları engelleme şansına sahip olun" diyorlar.

Diğer kesimi ise "Biz güçlü bir muhalefet istiyoruz" diyorlar. 

Olası bir iktidar şuan nasıl olacak henüz bilmiyoruz. Tamamen siyasi müzakerelere bağlı. Şimdilik herhangi bir şey söylemek için çok erken. 

- Avusturya yönetiminin, Yeşillere ve Türkiye’ye bakış açısı nasıl? İktidar olursanız eğer, Türkiye ile olan ilişkiler nasıl gelişir? 

Yeşiller temel hakları savunan ve otoriter sistemleri her zaman eleştiren bir partidir. Bunu Gezi olaylarında da gördük. Gezi'ye destek vermemiz ister istemez, Yeşillerin Avrupa'daki AKP ve MHP tabanından oy almamasına yol açtı. 

Oysa absürt bir durum bu. Çünkü Avusturya'daki göçmenlerin haklarını meclis içinde samimi ve doğru dürüst bir şekilde tek destekleyen parti biziz.

Yeşiller gibi partileri seçmemekle aslında kendilerine zarar verdiklerinin farkında bile değiller. 

Olası bir koalisyonda Yeşillerin, Türkiye demokrat kesimini yarı yolda bırakmayacağını şimdiden söyleyebilirim.

Türkiye'nin, AB birliğine girmesini en çok isteyen partilerden bir tanesiydi. Bunun için de Türkiye'nin demokratikleşmesinden ve hukuk devleti olmasından yana.

- Yeşiller, son yıllarda Avrupa genelinde yükselişe geçmesinin yanı sıra harekete çeşitli eleştirilerde söz konusu. Yeşillere yöneltilen, “Kapitalizme dokunmadan, onu temelinden sarsmadan çözüm olmaz” gibi eleştirilere dair neler söylemek istersiniz?

Avrupa'da birçok Yeşiller partisi var. Kendi aramızda farklılıklar da olabiliyor.

Avusturya'da, Almanya'daki gibi sol bir LINKE partisi yok. Dolayısıyla Avusturya Yeşiller partisi aynı zamanda mecliste sol bir partinin fonksiyonunu da gördü.

Bizler kuşkusuz bir anti-faşist ve anti-kapitalist bir partiyiz.

Kiraların düşmesi, maaşların yükselmesi, küçük esnafın hakları vs. gibi birçok antikapitalist yasa önergesine bizzat kendim dahil olmuşumdur. 

Avusturya'da popülistler, yaptıkları politikaları küçümsemek için Yeşilleri hep ana akım medyada yanlış tanıtma peşindedir. Oysa kendimizi ispatlamamıza gerek yok.

Meclisin arşivlerinde kimin emekçi, insan ya da kadın hakları için, nasıl oy verdiği ve hangi yasa önerilerini verdiği açıkça ortadadır. Siyasetle ilgilenenlerin birçoğu bu bilgilere nasıl ulaşacağını da biliyordur. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU