Herkesin aklındaki soru: Zamlar devam ederken enflasyon nasıl tek haneye düştü?

Ağustosta yüzde 15 seviyesinde belirlenen enflasyonun eylülde yüzde 9'a kadar gerilemesi hayat pahalılığı yaşayan insanlara "inandırıcı" gelmezken, konuyu "baz etkisiyle" açıklayan uzmanlar önemli olanın alım gücü olduğu görüşünde

Fotoğraf: AP

Yıllık enflasyonun 26 ay sonra tek haneye inmesi, sosyal medya gündemini iki soruyla işgal etti. 

Tüketici, elektrik ve doğal gaz başta olmak üzere birçok mal ve hizmete getirilen zamlara rağmen enflasyonun nasıl gerileyebildiğini sorgularken, ekonomistler, “baz etkisini” tartışıyor. 

İkinci kısımdaki “baz etkisini” açıklayarak başlayalım… 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yalnızca enflasyon değil, büyüme ve ihracat gibi veriler açıklandığında da kullanılan “baz etkisi” (base effect) terimi, hesaplanacak herhangi bir “değişim oranı” için alınan referans (başlangıç) döneminden kaynaklanıyor. 

Söz konusu verinin ne kadar değiştiğini kıyasladığımız dönemde (ay, yıl, çeyrek vb.) normalden çok farklı bir düşüş ya da yükseliş yaşanmışsa, bunun etkisi mevcut hesaplama dönemine de (1 yıl ya da ay sonrası gibi) yansıyacaktır. Bu yansıma, baz etkisi olarak adlandırılıyor. 

Yani, Türk Lirası’nın tarihi değer kaybını yaşadığı 2018 yılında fiyatlar çok hızlı şekilde yükselmişti. 

Bugün açıklanan Eylül 2019 yıllık enflasyonunun kıyaslandığı Eylül 2018 tarihinde bu veri yüzde 24,52’ye kadar yükselmişti. 

Uzmanlara göre fiyatların artış hızı, kur krizinin yaşandığı bir yıl öncesi kadar yüksek değil. Ancak mevcut enflasyon hâlâ yüksek ve alım gücü çok düşük. 

Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu’na göre kur artışının fiyatlara yansıdığı geçen yıldan bugüne döviz kurunun gevşemesi, enflasyonun kontrol edilmesinde etken oldu. 

Independent Türkçe’ye konuşan Uzunoğlu, iç talepteki düşüşü de tek haneli enflasyon üzerinde etkili olan diğer bir neden olarak açıkladı: 

İç talepte deyim yerindeyse yaprak kımıldamıyor. Otomobilden tutun ev satışlarına kadar…

2018 durgunluk dönemidir. 2017 ile kıyasladığınızda da o dönem 1 milyon araç satılırken, şimdi 400 bin civarında araç satılıyor. 

Konutlardaki ve dayanıklı tüketim mallarındaki düşük talebi de biliyoruz. 

Talep yok, insanların satın alma gücü düşmüş, diğer taraftan kur aşağıya doğru gelmiş. İkisinin etkisi enflasyonu aşağıya doğru itiyor.


Bu sebeplerle enflasyonun aşağıya doğru gelmesini beklediklerini aktaran Uzunoğlu, rakamların çok hızlı gelmesi nedeniyle bazı istatiksel hataların da olabileceğini ancak bu hataların genel veriyi değiştirmeyeceğini söyledi. 

“Önemli olan enflasyondaki düşüşün kalıcı olup olmayacağı” diyen Uzunoğlu, “Bir ay tek haneli rakamları gördük diye ‘Enflasyon sorununu hallettik’ diye bir şey yok” ifadelerini kullandı. 

Tekrar çift haneli rakamlara gidilebileceğini söyleyen Uzunoğlu, buna gerekçe olarak “kamunun gelire ihtiyacı olmasını” gösterdi. 

“Dünya enflasyon ararken, biz yüzde 9-10 enflasyonlarla geziyorsak burada bir problem var” diyen Trakya Üniversitesi Öğretim Üyesi, enflasyon tek haneye düşse de yüksek seviyede kalmaya devam ettiğini aktardı. 

Krizdeki Brezilya'da enflasyon yüzde 3,43

Ekonomist Mustafa Sönmez da Uzunoğlu’na paralel olarak Türkiye ekonomisine benzer ekonomik yapıdaki ülkelerde çok daha düşük enflasyon oranlarının konuşulduğunu söyledi. 

Türkiye’de yüzde 9,26’ya düşmüş olmasına rağmen, dünyada emsal ülkelerde böyle bir enflasyon yok. 

Türkiye’nin ayarındaki Güney Afrika, Brezilya, Rusya, Hindistan gibi ülkeler için yüzde 9 bile çok fahiş bir enflasyon. 

Türkiye’de enflasyonun yüzde 5’e kadar inmesi lazım ki bu ancak 2022 için öngörülen bir hedef.


Son açıklanan ağustos verilerine göre Güney Afrika’da yıllık enflasyon yüzde 4,3, Brezilya’da yüzde 3,43, Rusya’da yüzde 4,3, Hindistan’da ise yüzde 3,2. 

“Kasımda yeniden çift hane” 

Enflasyonun tek haneye inmesinde baz etkisinin olduğu fikrine katılan Sönmez, “Geçen yıl eylülde enflasyon çok sert arttı. Geçen yılı, bu ayla kıyasladığınızda fiyat artışı gerilemiş görünüyor. Ekim ayında da fiyat artışını yüzde 10 altında göreceğiz. Çünkü geçen yılın ekim enflasyonu da çok yüksekti” ifadelerini kullandı. 

Ancak Sönmez’e göre bu durum yalnızca iki ay devam edecek. 

Kasımda tekrar çift haneye dönüleceğini söyleyen ünlü ekonomist, aralık sonunda en az yüzde 12’lik bir oranın açıklanacağını ifade etti. 

TÜİK’in sepeti değil, “sıradan insanın” sepeti 

Tüketici enflasyonunun 418 kalemden oluşan bir sepet yoluyla hesaplandığını hatırlatan Sönmez, bu kalemlerden bazılarını çok az kullanan “sıradan vatandaşın” gıda, barınma, ulaşım gibi en sık tükettiği mal ve hizmet fiyatları üzerinden haklı yorumlarda bulunduğunu söyledi:

İnsanların enflasyonu verdiği tepki haklı bir tepki. 

Sürekli kullandıkları elektrik ve doğal gaza yüzde 30’un üzerinde zam gelmiş, semt pazarlarında dâhi fahiş fiyatlar var. 

Herkes alım gücü üzerinden bakıyor meseleye. ‘Fiyatlar bu kadar artarken benim gelirim bu miktarda artmamışsa ben bu artışla baş edemem’ diyor. 


"Bütün toplumda geçim problemi var" diyen Mustafa Sönmez, maaşların enflasyon kadar artmamasıyla insanların haklı itirazlarının olduğunu söyledi. 

"Hayat pahalanırken enflasyonda gerileme izaha muhtaç

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Alkin ise yaptığı yazılı açıklamada hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl düştüğünün izaha muhtaç olduğunun altını çizdi. 

“Ben rakamlar yanlıştır doğrudur demiyorum ancak ekonomide beklenti ve algıları yönetmenin gerekli olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullanan Alkin, “akıllı karıştıran durumun” netlik kazanması ve enflasyonun düşmesinin yaratması gereken olumlu algının oluşması için ekonomi yönetimi ya da TÜİK Başkanı’nın acilen bir açıklama yapması gerektiğini vurguladı. 

Bugün açıklanan rakamların, daha önce birçok kez revize edilen yüzde 12,1’lik yılsonu enflasyon hedefinin tutacağını gösterdiğini aktaran Prof. Dr. Alkin, hayat pahalılığı yaşanırken enflasyonun nasıl gerilediğini herkesin anlayabileceği şekilde anlatılması gerektiğini söyledi. 

ÜFE yüzde 46’dan yüzde 2’ye geriledi ama üretici mutsuz 

Emre Alkin, geçen yılın eylül ayında yüzde 46,15 seviyesinde açıklanan üretici fiyatları endeksinin Eylül 2019’da yüzde 2,45’e kadar gerilemesinin de ‘Ben bir yıldır yüzde 30-50 maliyet artışı yaşıyorum’ diyen üreticiyi tatmin etmediğini aktardı. 

Alkin, “Biliyoruz ki düşük enflasyon yaşanan bir çok ülkede ciddi bir hayat pahalılığı da yaşanıyor. Bunlar da Japonya, Belçika, Fransa ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerdir. Bir gelişen ekonomi olarak Türkiye’nin düşük enflasyon içerisinde yüksek hayat pahalılığı yaşamasını bir fenomen olarak nitelendiriyorum” diye konuştu. 

Ekonomistlerin beklentilerine paralel

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre eylül ayında yıllık enflasyon 26 ay sonra tek haneye indi ve yüzde 9,26 oldu. 

Söz konusu veri, son olarak Temmuz 2017’de yüzde 9,79’du. 

Geçen yıl ekimde yüzde 25,24’ü görerek son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonda 2019 sonu için hedeflenen oran ise yüzde 12.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 30 Eylül’de açıkladığı Yeni Ekonomi Programı’na göre 2020 için hedeflenen yılsonu enflasyonu ise tek hanede ve yüzde 8,5. 

Bloomberg HT’nin anketine katılan 16 kurumun medyan enflasyon beklentisi yüzde 9,98 seviyesindeydi. 

14 ekonomistin katıldığı Anadolu Ajansı anketinde ise eylül ayı enflasyonu yüzde 9,64 seviyesinde tahmin edilmişti. 

Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs ise 1 Ekim’de yayınladıkları notta hükümetin “güçlü büyüme isteği” nedeniyle enflasyondaki düşüşün geçici olacağını belirtmişti. 


 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU