İKLİM KRİZİ | 36 ülkeden uzmanlar uyardı: İnsanlığı büyük felaketler bekliyor

Hükümetlerarası İkilim Değişikliği Paneli (IPCC) Özel Raporu’nun ön taslağına göre gıda bulmak zorlaşacak, deniz seviyeleri yükselecek, önlem alınıp harekete geçilmezse insanlığı büyük felaketler bekliyor

ABD'nin New York kenti 21-23 Eylül tarihleri arasında Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'ne ev sahipliği yaptı. 

2015'te imzalanan Paris İklim Anlaşması'na göre, 21. yüzyılın ikinci yarısında net sıfır emisyona ulaşılması ve küresel ortalama sıcaklık artış limitinin yüzyılın sonuna kadar 1,5 ile 2 derece arasında sınırlandırılması hedefleniyor. Bu hedefin karşılanabilmesi için 2030'a kadar karbon salınımının yüzde 45 azaltılması, 2050'ye kadar ise sıfıra indirilmesi gerekiyor.

Ancak 25 Eylül'de açıklanacak Birleşmiş Milletler'e bağlı Hükümetlerarası İkilim Değişikliği Paneli (IPCC) Özel Raporu’na göre bu hedeflere ulaşılsa dahi, insanlığı büyük felaketler bekliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İnsanlığın karbon ayak izinin neden olduğu küresel ısınma ve kirliliğin, okyanus ve buzullarda mahvedici etkiye yol açtığı vurgulanan 900 sayfalık raporun taslağında yer alan veriler oldukça çarpıcı.

Sıcak hava dalgalarının sayısı iki katına çıktı

  • Okyanuslar insanların neden olduğu sera gazlarının dörtte birini ve atmosferde üretilen insan kaynaklı sıcakların yüzde 93’ünü emdi. Bu nedenle dünyadaki denizler artık daha sıcak, daha asitli ve daha az tuzlu. Avustralya’daki Büyük Set Resif’inde tahribata yol açan okyanuslardaki sıcak hava dalgalarının görülme sıklığı, yoğunluğu ve yayılma alanı arttı. 1980’li yıllara göre sıcak hava dalgaları okyanuslarda artık iki kat daha fazla görülüyor. 

El Nino'ların sayısı artacak

  • Eğer karbon emisyonları azaltılmazsa, orman yangınlarının ve tropik fırtınaların artmasına, salgın hastalıkların yayılmasına neden olan küresel okyanus-atmosfer olayı El Nino Güney Salınımları’nın sayısı iki katına çıkacak.

Gıda bulmak zorlaşacak

  • Sıcaklık artışı ve asitleşme nedeniyle 2100 itibarıyla sığ tropik sularda gıda bulma soranı yüzde 40 oranında düşecek. Planktonlar ve deniz memelilerinin tercih ettikleri sıcaklıklara doğru yer değiştirmesiyle kıyı balıkçılığı olumsuz etkilenecek

Deniz seviyesi yükselecek

  •  Eğer dünya endüstrileşme öncesi seviyeden 2 santigrat derece daha fazla ısınırsa deniz seviyesi 1980-2000 dönemine kıyasla yarım metre yükselecek. Eğer ısınma derecesi 3-4 santigrat dereceye ulaşırsa deniz seviyesi 84 santim artacak.  Küresel ısınma seviyesi 2 santigrat derecede sabitlense bile okyanuslar birkaç metre yükselecek. Bu, 280 milyon insana ev sahipliği yapan bölgelerin su altında kalması anlamına geliyor. 

Sulak alanlar yok olacak

  •  Büyük çaplı önlemler alınmazsa, fırtınalar sonucu yaşanan sellerin verdiği zararın yıllık maliyeti 2100 itibarıyla yüz ile bin kat artacak. Yükselen denizler tüm kıyı bölgelerini buna uyum göstermeye zorlayacak. Zengin ülkeler bariyer inşa edebilecek ancak gelişmekte olan ülkeler daha yüksek bölgelere çıkmak zorunda kalacak. Karbondioksit emisyonları ne kadar hızla azaltılırsa azaltılsın, 2050 itibarıyla deniz seviyesine yakın mega kentler ve küçük ada ülkeler bugün için olağandışı sayılan deniz seviyesindeki yükselmelere her yıl maruz kalacak. Deniz seviyesinin yükselişinin oranına bağlı olarak küresel ölçekteki sulak alanların yüzde 20'si ile yüzde 90’ı yok olacak.

Mercanların yüzde 90'ı yok olabilir

  • 20 yıl içinde okyanus yüzeylerindeki oksijen seviyeleri yüzde 59 ile yüzde 80 oranında azalacak. Kıyı kirliliği ve suların ısınması, oksijensiz ölü alanlar yaratıyor. Dünya, endüstrileşme öncesi ortalamalara göre sadece 1.5 santigrat derece daha sıcak olsa bile, fırtınaların neden olduğu dalgalara karşı önemli bir doğal engel olan mercanların yüzde 90’ı yok olacak. 2 santigrat derecelik sıcaklık ise mercanların tümü için ölüm fermanı demek. 

Düşük rakımdaki buzulların yüzde 80'ininden fazlası eriyebilir

  • Dünyanın buz örtüleri olan Grönland ve Antarktika, 2006’dan bu yana her yıl 430 milyar tondan fazla kütle kaybına uğradı. Bu deniz seviyesindeki artışın en önemli sebebi. 2100 itibarıyla Alpler, Kafkas Dağları ve İskandinavya gibi düşük rakımdaki bölgelerde yer alan buzullar sahip oldukları kütlelerin yüzde 80'ininden fazlasını kaybedecek. Dağlardaki kar örtüsü kaybolacak ve bunun tarım, enerji ve turizm gibi alanlarda olumsuz etkileri olacak. Eğer karbon kirliliği bu şekilde devam ederse, kutuplarda bulunan sürekli donmuş toprakların (permafrost) yüzde 30'u ile yüzde 99'u eriyebilir. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU