Demirtaş'ın avukatları: Bekletilmeden tahliye edilmeli

Avukatlar Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karardan sonra Demirtaş’ın tahliyesi önünde herhangi bir engel kalmadığını söyledi

Selahattin Demirtaş / Fotoğraf: AA

Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatları Mahsuni Karaman, Ramazan Demir ve Benan Molu bir basın toplantısı düzenledi. Avukatlar, Demirtaş’ın bir an önce tahliye edilmesini istedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 18 Eylül’de görüşeceği Demirtaş davasından önce bir araya gelen avukatlar, “Demirtaş’ın tahliye edilmesi, 4 Kasım’dan bu yana yaklaşık üç yıldır özgürlüğünden hukuksuz ve haksız bir şekilde mahrum bırakıldığı ve kendisinin sürekli soruşturma, yargılanma ve yeni hapis cezalarıyla cezalandırılma tehdidi altında olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir” dedi. 

Demirtaş’ın tahliyesinin ‘hukuki veya siyasi lütuf değil, en temel hak’ olduğunu savunan avukatlar, ‘kanunların açık hükümleri uyarınca tahliyenin bir an önce sağlanmasını talep etti. 

Taksim'de bir otelde bir araya gelen avukatlar Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) ve AİHM'e yaptıkları başvuruları hatırlatarak şunları söyledi:

AYM 21 Aralık 2017 tarihinde verdiği kararla Demirtaş'ın tutuklanmasında herhangi bir hak ihlali bulmazken, AİHM, 20 Kasım 2018 tarihinde verdiği karar ile 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın tutukluluğunun devamı için AYM de dahil olmak üzere, sulh ceza ve ağır ceza mahkemeleri tarafından yeterli hiçbir gerekçe sunulamadığı için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) kişi özgürlüğü ve güvenliğini güvence altına alan 5. maddesinin 3. fıkrasının ihlal edildiğine; özellikle referandum ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında, sadece temsil ettiği seçmenlerin de durumunu dikkate alarak tutukluluğu nedeniyle TBMM faaliyetlerine katılmasının imkânsız hale gelmesi nedeniyle Sözleşmeye Ek 1 Numaralı Protokol'ün 3. maddesinde güvence altına alınan serbest seçim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

AİHM’in, Demirtaş’ın tutuklanmasının ve uygulanan hak sınırlandırmalarının birincil amacının çoğulculuğu boğmak ve siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlamayı amaçladığını belirterek, tüm demokratik sistemin tehdit altında olduğu sonucuna vardıklarını belirtti.  Açıklamada AİHM’in  Sözleşme'nin 18. maddesinin (haklara getirilecek kısıtlamaların sınırlandırılması) ihlal edildiğine karar verdiği vurgulandı.

Demirtaş açısından önemli sonuçlar doğuran kararın bir ilk olduğuna da dikkat çekildi:

Mahkeme ilk kez, parlamento faaliyetli nedeniyle tutuklanan bir kişinin seçme ve seçilme hakkını ihlal edildiğine karar vermiş oldu. Yine mahkeme Türkiye'ye karşı verdiği bir kararda ilk kez Sözleşme'nin 18. Maddesi'nin ihlal edildiğine karar verdi.

Mahkeme ayrıca Sözleşme'nin 46. maddesi uyarınca başvurucu Demirtaş'ın hakkında yeni bir delil olmadığı sürece, özgürlüğünden alıkonulmasının tespit edilen ihlallerin devamı anlamına geleceğini belirterek, Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasına da hükmetti.
 

Demirtaş’ın tutuklanmasına, uydurma deliller ve parti eş başkanı olarak yaptığı konuşmaların dayanak gösterildiğini iddia eden avukatlar, ‘Demirtaş davasında yerleşik içtihattan sapılmıştır’ dedi. Açıklama şöyle devam etti:

Bu nedenle, mahkemenin Daire kararıyla tespit edilen ihlallerle birlikte aleyhte verilen kararların mahkeme içtihadıyla uyumlu bir şekilde yeniden değerlendirilmesi için 19 Şubat 2019 tarihinde AİHM Büyük Daire’ye başvurulmuştur. Hükümet de ihlal bulunan maddelere karşı bir itiraz sunmuştur.

Bu karar karşı hem Demirtaş’ın hem de Hükûmetin yaptığı itirazlar AİHM tarafından kabul edilerek davanın Büyük Daire’ye taşınmasına ve 18 Eylül 2019 tarihinde dosyanın bütünü üzerinde duruşma yapılmasına karar verilmiştir.

"Siyasi sebeplerle tutuklandığı tespit edildi"

AİHM’den beklentilerinin, Demirtaş’ın hukuka aykırı bir şekilde, siyasi sebeplerle tutuklandığının tespit edilmesi olduğunu aktaran avukatlar, 4 yıl 8 aylık hapis cezasının onanmasının Selahattin Demirtaş’ı hükümlü statüsüne soktuğunu ve böylece yargılanmasının tutuksuz devam etmesini talep eden AİHM Daire kararını fiilen uygulanamaz hale getirdiğini söyledi. Avukatlar bu sürecin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Karşı hamlemizi yaparız, işi bitiririz’ ifadelerinden sonra başladığını savundu.

 AİHM Büyük Daire duruşmasından on altı gün önce, üstelik avukatlarının da hazır olmadığı 2 Eylül 2019 tarihli duruşmada Demirtaş’ın tahliyesine karar verildiğini aktaran avukatlar, bunun üzerine Demirtaş’ın tahliye olduğu dosyadan tutuklu kaldığı sürenin, ceza aldığı dosyanın infaz süresinden mahsubu için, kararı veren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yaptıklarını belirtti.

'Saniye bekletilmeden tahliye edilsin' 

Mahsup işlemi mahkeme tarafından hiçbir gecikmeye mahal vermeden yapılması gerektiğini ileri süren Demirtaş’ın avukatları bir an önce müvekkillerinin tahliye edilmesini istedi:

Mahsup işlemi sonrası Demirtaş’ın cezası 5 Mayıs 2019 tarihi itibarıyla bir yılın altına düştüğünden, hem son dönem Yargıtay kararları hem de Ceza İnfaz Kanunu’nun açık hükümleri uyarınca denetimli serbestlik kapsamında bir saniye dahi bekletilmeden tahliye edilmesi gerekmektedir

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU