Yardım kuruluşları, Calais’deki derme çatma göçmen kamplarındaki büyük çaplı tahliye çalışmalarının Kanal’dan (Manş Denizi) geçiş çabalarını artırdığını ve şu an Fransa’nın kuzeyinde bulunan yerinden edilmiş kişiler için durumun “bardağı taşıran son noktaya” ulaştığını ifade ediyor.

Birleşik Krallık Sınır Kuvvetleri salı günü Fransa’dan bindikleri küçük teknelerle Britanya’ya ulaşmaya çalışan ve aralarında kadınlar, erkekler ve çocukların bulunduğu 86 kişinin geçişini engelledi. Bu rakamın, tek günde ulaşılan en yüksek sayı olduğu tahmin ediliyor.

Geçiş çabalarındaki bu artış, Fransız yetkililerin aralarında refakatsiz çocuklar, hamile kadınlar ve küçük çocukların da olduğu yüzlerce kişinin bulundukları yerleşimlerden çıkarılması anlamına gelen bir karar alarak Calais’deki iki büyük kampı boşaltmasının beklendiği bir sırada geldi.

Fransız yetkililerin bu kişilere ülkenin farklı bölgelerinde geçici barınma alanları sağlaması bekleniyor ancak yardım kuruluşları tahliye işlemleri gerçekleşmeden önce çok sayıda sığınmacının Kanal’dan geçmek için “acele ettiğini” söylüyor.

Help Refugees (Mültecilere Yardım) adlı kuruluşun saha yöneticisi Maddy Allen, The Independent’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Yarın kendilerini birden bire sınırdan yüzlerce, yüzlerce kilometre uzakta bulabilme ihtimali, insanların bu gece geçiş yapmayı denemek için motivasyonlarını muhtemelen artıracaktır. Dolayısıyla bu hafta böylesi ani bir yükseliş görülebilmesinin sebebini buna bağlıyorum (…) Ayrıca havada da ciddi bir değişiklik görülüyor. Kış bir kez daha kapıda ve Kanal’ı geçmek daha da zorlaşacak. Haliyle eli kulağındaki tahliye ve bu belirsizlik hissi birleşiyor (…) Gündüzleri yol kenarında uyuyan insanlar gece olunca da Kanal’dan geçmeye çalışıyor. Burada aciliyet duygusuyla ilgili bir durum söz konusu.

Birleşik Krallık İçişleri Bakanı Priti Patel meseleyi geçen ay bir araya geldiği Fransız mevkidaşı Christophe Castaner’la konuşmuş ve taraflar “geçişleri engellemek ve durdurmak adına Fransız sahili boyunca daha fazla kaynak dağıtmak için gelişmiş bir eylem planı hazırlayarak, küçük teknelerin Kanal’daki geçişleriyle mücadele etmek için gösterdikleri ortak çabayı artırma” sözü vermişti.

Sahada çalışan yardım kuruluşları, bu toplantıdan sonra bölgedeki güvenliğin daha da yoğunlaştırıldığını ve yerlerinden edilmiş kişilerin bulundukları geçici kamp alanlarından tahliye edilmesi çabalarının arttığını belirtti.  

Polisin Calais’deki ana kampı çitle çevirmeye başladığı belirtiliyor ve şu an 600’den fazla kişiyi barındırdığı düşünülen bölgedeki bir spor salonunun da perşembe günü kapatılması bekleniyor.

Care4Calais adlı yardım kuruluşunun kurucusu Clare Moseley, konuyla ilgili The Independent’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:

Priti Patel’in yaptığı görüşmeden sonra (polis) tüm bölgelere geçişi engellemeye başladı. Nereye gideceklerini, ne yapacaklarını bilmeden tüm eşyalarını yanlarında taşıyarak etrafta dolaşan bir sürü insan var (…) Spor salonunu kapatacaklarını ve Calais'teki insanları tahliye edeceklerini söylediler ancak bunu 10 yıldır yapıyorlar. Hiçbir şey değişmiyor. 2016'da Calais cangılını kapatmak bile insanların geçişini engelleyemedi (…) Tek yaptıkları onları daha fazla tehlikeye sokmak. Güvenli güzergahlara ihtiyacımız var. Bu insanlar tek isteği sığınma taleplerinin duyulması.

Calais’den Muhafazakar parlamenter Pierre-Henri Dumont ise BBC’ye yaptığı açıklamada, göçmenlere Brexit’ten sonra “geçişlerin kapanacağı” şeklinde yanlış bir söz söylendiğine inandığını belirtirken, “Kaçakçılar para kazanmak için göçmenlere yalan haberler veriyor” diye ekledi.

Birleşik Krallık sığınma sisteminin göçmenlerin Avrupa’daki Britanya büyükelçiliklere başvurmasına izin verecek şekilde değiştirilmesi gerektiğini de söyleyen Dumont, “400-500 kilometrelik bir sahil şeridini denetlemenin” imkansız olduğunu kaydetti.

 

 

Allen ise Dumont’un dile getirdiği ve geçişlerdeki hızlı yükselişin arkasında Brexit nedeniyle yaşanan endişelerin olduğu iddiasına katılmadığını ifade etti.

“Ortada bir aciliyet durumu var ancak bunun Brexit’le ilintili olduğunu düşünmüyorum” diyen Allen sözlerine şöyle devam etti:

Buradaki insanlar Birleşik Krallık’taki haberleri okumuyor. Yaşananlar daha çok buradaki koşullarla ve terk etme konusunda içinde bulundukları büyük çaresizlikle ilgili (…) Burası kritik noktaya ulaşmakta. Calais’de çadır kuracak hiçbir yer yok. Doldurma toprak arazilerini ve kum tepelerini çitlerle çeviriyorlar. Uzun bir zaman zarfında şahit olduğum en kötü koşulları yaşıyorlar. Daha dün kumların üzerine uzanmış, yüzünde sıçanlar koşuşturan bir adam gördüm.

Bununla birlikte göçmenlerin Birleşik Krallık için sığınma taleplerini Fransa’da yapabilmesi fikrine destek veren Allen, bu yöntem sayesinde Kanal üzerinden yasa dışı geçişlere başvurmaya çalışan kişi sayısının ciddi oranda düşebileceğini belirtti.

İçişleri Bakanlığı sözcüsüyse şu açıklamayı yaptı:

Kanal’ı küçük teknelerle geçmek büyük risk oluşturuyor. Bu işi sürdüren suç çeteleri acımasızca davranıyor ve can kaybını umursamıyor (…) Bu tehlikeli ve yasa dışı faaliyetle mücadele etmek için Fransız yetkililerle her seviyede yakın işbirliği içinde çalışıyoruz. Buna ek olarak Sınır Kuvvetleri’ne bağlı sahil koruma botları Kanal’da devriye görevi yapıyor. İnsansız hava araçları, kapalı devre kamera sistemleri ve gece görüş gözlüklerinin de içinde olduğu ekipmanları çoktan uygulamaya soktuk.

Calais yetkilileri adına değerlendirmede bulunan bir sözcüyse şöyle konuştu:

Calais’deki durumla denizden geçişler arasında hiçbir bağlantı yok. Bu geçişlerin arkasında, göçmenlerin büyük risk almasına neden olan organize ağlar bulunuyor (…) Calais’deki göçmenlerin büyük çoğunluğunu Afrikalılar oluştururken, bahsi geçen kişilerin neredeyse tamamıysa İran ya da Irak vatandaşı.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol