Çorlu'daki tren kazasında çocuklarını kaybeden aileler: Yol bekçisinin işini yaptığı söylenen sinyalizasyonun tamamlanmadığını Bakanlık'ın sitesinden öğrendik

Kazada kızını kaybeden anne Aysun Köse, yol bekçilerinin işten çıkarılması sonrası kullanılan sinyalizasyon sisteminin çalışmadığını savundu. İki kızı ölen anne Funda Dikmen ise "Vagonun altında insan var denilse, belki çocuklarımızı kurtarabilirdik" dedi

Çorlu'daki tren kazasında yakınları ölen ya da yaralananların hak arayışı sürüyor / Fotoğraf: Twitter

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yedisi çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin dava görülmesine devam ediliyor.

Çorlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi'nin salonunda dün sabah başlayan ve bugün devam eden duruşmaya, sanıklar TCDD Birinci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'incü Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, köprüler şefi Çetin Yıldırım ve hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı. 

"Yetkililer 'yol bekçisinin işini sinyalizasyon yapıyor' dedi ama sinyalizasyon tamamlanmamıştı"

Kazada 16 yaşındaki kızı Sena Köse'yi kaybeden Aysun Köse de davanın taraflarından. 

Köse, olayın ardından evine gelen TCDD yetkililerinin, rayların sağlam olup olmadığını kontrol eden yol bekçilerinin işini yapan bir sinyalizasyon sistemi olduğu gerekçesiyle artık bekçilere ihtiyaç duyulmadığını aktardıklarını söyledi. 

Konuyu Ulaştıma Bakanlığı'nın internet sitesinden kontrol ettiğini ifade eden Köse, "Kazanın yaşandığı bölgede sinyalizasyon sisteminin tamamen yapılmadığını öğrendim" dedi ve şöyle devam etti:

Sabaha kadar evladıma ulaşamamıştım. Benim başka evladım yok. Bu kaza, en başta teknik olarak bu işi yapamayanların sorumluluğudur.

Şikayetçiyim sonuna kadar, hepsinin cezalandırılmasını istiyorum. 

Alt kademeden en üst kademeye kadar, imza yetkisi olan herkes hakkında gereğinin yapılmasını istiyorum.


"'Vagonun altından insan var' deseler, belki çocuklarımızı kurtarabilirdik"

Kazada 23 yaşındaki kızı Özge Nur ile 13 yaşındaki kızı Gülce Dikmen'i kaybeden müşteki Funda Dikmen de kaza sırasında trende olduğunu aktardı.

Olaydan bir gün önce Çerkezköy'den Uzunköprü'ye giderken trenin kazanın yaşandığı menfezden geçerken yavaşladığını, ertesi gün dönüş yolundaki trenin hızlı olduğunu iddia eden Dikmen, trendeki yolcu sayısının çok fazla olduğunu aktardı. 

Kaza anında camların bir anda titremeye başladığını söyleyen Dikmen olay anını anlattı: 

Sonra bir patlama oldu. Kendimi kaybetmişim, bayılmışım. Kendime geldikten sonra etrafa baktım. Çocuklar hiçbir şekilde yoktu.

Her taraf çok kötüydü. İki görevli geldi. Yangın çıkabileceğini, bölgeyi boşaltmamız gerektiğini söylediler.

Bana 'vagonun altında insan var' diyebilirlerdi. Ama bizi uzaklaştırmaya çalıştılar. Eğer vagonun altına bakabilsek belki de çocuklarımızı kurtarabilirdik.


Kazada 25 yaşındaki kızını kaybettiğini söyleyen müşteki Ali Koçman, "Bu olayda sorumlular kim bilmek istiyorum. Tüm yetkililerden şikayetçiyim. Kamu davasına katılmak istiyorum" dedi. 

Heyet çekilmişti

Temmuz ayındaki ilk duruşmada, Çorlu Birinci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, duruşma salonuna alınma sırasında yaşanan arbededen, avukatların kendilerini sorumlu tutması nedeniyle davadan çekildiğini açıklamış, dosya Çorlu İkinci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmişti.

Ne olmuştu?

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin, 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.

Dava iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2 ile 15 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenmişti.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU