Mısır'ın İsrail'in iddialarına karşı tavrını sertleştirmesinin nedenleri

Kahire, ikili ilişkilere yönelik ‘tehlikeli ve ciddi bir tehdit’ olduğu konusunda uyardı

Yardım taşıyan kamyonlar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'a giriş yaptı / Fotoğraf: AFP

Kahire, İsrail'in ‘iddialarına’ karşı tavrını sertleştirdi. Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan geçtiğimiz pazartesi akşamı yaptığı resmi açıklamada Tel Aviv ile ikili ilişkilere yönelik ‘tehlikeli ve ciddi bir tehdit’ konusunda uyardı. Raşvan, başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu olmak üzere çok sayıda İsrailli yetkilinin, ‘sınırın her iki yakası arasında bulunduğunu iddia ettikleri tüneller de dahil olmak üzere, Mısır topraklarından Gazze Şeridi'ne çeşitli yöntemlerle silah, patlayıcı, mühimmat ve bunların bileşenlerinin kaçırıldığına ilişkin asılsız iddialarına’ yanıt verdi. Raşvan konuya dair şunları söyledi:

Bu tür asılsız iddialar, Mısır'ın Gazze'deki krizi çözmek için gösterdiği olumlu çabalara ya da Mısır'ın saygı duyduğu barış anlaşmasına hizmet etmiyor. İsrail tarafı barış anlaşmasına saygısını göstermeli ve mevcut kışkırtıcı koşullar ışığında ikili ilişkileri zorlayacak açıklamalar yapmaktan vazgeçmeli.

Şarku'l Avsat'ın salı günü görüştüğü uzmanlar ise "Kahire'nin tepkisinin doğal olduğunu ve gerilimi önlemek için İsrail politikasını kontrol altına almayı amaçladığını" bildirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Süreci yakından takip eden bir kaynak Şarku'l Avsat'a şu açıklamalarda bulundu:

İsrail'in Mısır'ın tarihsel rolüne ilişkin iddiaları ve yanlış bir bağlam oluşturma çabaları, İsrail'deki iç krizin derinliğinden kaynaklanıyor. Bu eylemler Kahire'nin krizin tüm tarafları arasında arabulucu olarak aktif rolünü sürdürmesini engellemeyecek. Mısır Gazze'deki duruma çözüm bulmak için çaba göstermeye devam ediyor. Kahire'nin vizyonu bazı aşamalara ve kriterlere dayanıyor. Bu aşamalar ve kriterler ateşkes ve esir değişimi için bir formül bulmakla başlıyor ve kapsamlı barışa ve Oslo ve Arap İnisiyatifi ilkelerine dayanan iki devletli bir çözüme kadar gidiyor. Mısır aktif olarak tüm taraflara açık ve ateşkes ve kapsamlı çözümlere ulaşma konusunda Katar ve ABD taraflarıyla çabaları koordine ediyor. Aynı konuda Ürdün, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile görüş alışverişinde bulunuluyor.

İsrail Başbakanı geçen hafta yaptığı basın açıklamalarında, ‘ülkesinin Gazze Şeridi ile Mısır'ı birbirine bağlayan Philadelphia Koridoru’nun olası askeri kontrolü konusunda henüz bir karar almadığını’ söyledi. Netanyahu sözlerinin devamında “Philadelphia'daki açığı kapatmadan Gazze'deki savaşı bitirmeyeceğiz. Silahlar bu güney boşluğundan Gazze Şeridi'ne girebilir” dedi. Netanyahu’nun bu minvaldeki açıklamaları yakın zamanda İsrailli yetkililerin tekrar tekrar dile getirdikleri ile örtüşüyordu.

Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı geçtiğimiz pazartesi günü İsrail'in ‘iddialarını’ yalanlayarak şunları söyledi:

Mısır'ın Sina'da güvenlik ve istikrarı sağlamak ve Gazze Şeridi sınırında güvenliği artırmak için son 10 yılda gösterdiği çabaların boyutunu tüm dünya ülkeleri çok iyi biliyor. Mısır Haziran 2013'ten 2020'ye kadarki sürede İhvan rejiminin devrilmesinin ardından Sina'da terörist gruplarla yaşanan şiddetli çatışmalar sırasında tünellerden büyük zarar gördü. Tüneller, terörist operasyonlar yürütmek üzere savaşçıların ve silahların Sina'ya kaçırılmasının bir yoluydu. Mısır'da üç binden fazla asker, polis ve sivil öldürüldü. 13 binden fazlası da yaralandı.

Ziya Raşvan, Mısır yönetiminin tünelleri tamamen ortadan kaldırmak için attığı adımları da değerlendirdi:

Mısır'ın Refah kentinden Gazze sınırına kadar beş kilometrelik tampon bölge oluşturuldu. Bin beş yüzden fazla tünel yıkıldı, 14 kilometre boyunca uzanan Şeridi içeren sınır duvarı yerden yukarı ve yerin altından altışar metre uzunluğunda beton duvarla güçlendirildi. Sina ile Filistin’in Refah şehri arasında artık üç engel var. Herhangi bir kaçakçılık operasyonunun olması mümkün değil. Mısır kendi toprakları üzerinde tam egemenliğe sahip ve ister Gazze Şeridi ister İsrail ile olsun tüm kuzeydoğu sınırları üzerinde tam kontrolü elinde bulunduruyor.

İsrail'in ‘Mısır'dan Gazze'ye silah kaçakçılığı yaptığına’ ilişkin ‘belgesiz’ olarak nitelendirdiği iddialar karşısında şaşkınlığını dile getiren Raşvan suçlamaların delilsiz olduğunu vurguladı:

Gazze Şeridi'ni askeri olarak kontrol eden, en yeni ve en doğru keşif ve izleme araçlarına sahip olan İsrail, hiçbir delil olmaksızın Mısır'a yöneltilen suçlamalarla yetinmektedir. Tel Aviv'in bu 'yalanları' pazarlamadaki ısrarı, Mısır ile Gazze Şeridi'ni birbirine bağlayan Philadelphia veya Salahaddin Koridorlarını işgal etme arayışına meşruiyet yaratma girişimidir. İsrail'in bu yöndeki herhangi bir hamlesi, iki ülke arasındaki ilişkiler için ciddi ve tehlikeli bir tehdide yol açacaktır.

Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı, Philadelphia Koridoru’nu Mısır'ın defalarca ilan ettiği, Filistinlilerin zorla veya gönüllü olarak Sina'ya kaydırılmasını kesin olarak reddettiği ve Kahire'nin İsrail'in geçmesine izin vermeyeceği bir önceki çizgiyle birleşen kırmızı çizgi olarak değerlendirdi.

Mısır, Filistinlilerin topraklarından sürülmesine karşı olduğunu birçok kez vurguladı. Konu, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah Sisi tarafından ‘davanın tasfiyesi’ olarak değerlendirildi.

İsrail hükümetine ‘ordu, devlet kurumları ve toplumun bazı kesimleri içinde ciddi soruşturmalar yürütmesi ve kâr amacıyla Gazze Şeridi'ne silah kaçakçılığı yapanları araştırması’ çağrısında bulunan Raşvan sözlerine şöyle devam etti:

Şu an Gazze'de bulunan silahların çoğu, İsrail'in içinden yapılan kaçakçılığın bir sonucu. Ayrıca Tel Aviv, Gazze'deki tünellerde çok sayıda silah, füze ve patlayıcı üretim atölyesine el konulduğunu duyurdu. Bu da Hamas'ın ve Filistinli grupların silahlarının büyük bir kısmının kaçakçılık yoluyla değil, yerel olarak üretilme ihtimalinin yüksek olduğu anlamına geliyor.

Bu, Mısır'ın İsrail'in açıklamalarına yanıt olarak yaptığı ilk açıklama değil. Mısır, Tel Aviv'in ‘yardımların Gazze'ye ulaşamamasından Kahire'yi sorumlu tutmasına’ yanıt olarak geçen hafta resmi bir açıklama yayınlandı. Tel Aviv’in açıklamaları Mısır'ın Gazze'deki savaşı bitirme çabalarını durdurmadı.

Mısır Düşünce ve Stratejik Araştırmalar Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tümgeneral Muhammed İbrahim, Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:

Mısır, Gazze'de uzadıkça daha da karmaşık hale gelen krize çözüm bulmak için tüm taraflarla iyi ilişkiler ve iletişimi sürdürüyor. Elbette bu temaslar ABD, İsrail, Filistin Yönetimi ve Hamas hareketi dahil tüm taraflarla sınırlı kalmadı. Öte yandan İsrail'in, özellikle Gazze'de askeri hedeflere ulaşılamadığı göz önüne alındığında, başarısızlık şüphesini ortadan kaldırmak için son dönemde Mısır'a yönelik bazı asılsız iddialarda bulunmaya başladığı açıktır. Mısır, İsrail ve başkalarıyla kriz çıkmasını istemiyor ve yaklaşık 45 yıl önce imzalanan barış anlaşmasına bağlı kalıyor. Kahire'nin bu iddialarla yüzleşme ve bunları gerçekçi ve objektif bir şekilde çürütme hakkı vardır ve başka hiçbir pozisyona bakmaksızın Mısır'ın ulusal güvenliğini koruyacak her türlü tedbiri alma konusundaki kararlılığını sürdürecektir. Kahire'nin mevcut durumun karmaşıklığının ve çatışma çemberini genişletme olasılıklarının farkında olmasına rağmen Mısır'ın eylemleri durmadı ve durmayacaktır. Çünkü zaman bölgenin istikrarı ve güvenliği lehine işlemiyor. Mısır, tüm tarafların çıkarlarını etkileyen bu kritik aşamayı geçmek amacıyla önümüzdeki günlerde eylemlerini sürdürecek ve yoğunlaştıracak.

Kahire Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Dr. Tarık Fehmi ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Kahire ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerde, İsrail’in Adalet Divanı önündeki iddialarından önce başlayan bastırılmış bir kriz var. Mısır'ın adını gerçek olmayan olaylara sokmaya yönelik girişimler var. Mısır kesinlikle buna tepkisini göstermeli. Bu açıklamalar genellikle Mısır karşıtı hareketler ve kontrolsüz medya içindeki eski yetkililer tarafından yapılıyor, İsrail'in resmi makamları ise gerilimi önlemek ve Mısır'ın tepkisinden duyduğu endişeden dolayı açıklamaları kontrol altına almak istiyor. Mısır, İsrail'in açıklamalarını ciddi ve sorumlu bir şekilde ele aldı ve Refah geçişindeki rolünü ve Filistin meselesindeki pozisyonunu teyit etmek için bu açıklamalara periyodik mesajlarla yanıt verdi. Mısır'ın yanıtı, İsrail'e kendi politikalarını kontrol etme çağrısı yapmayı amaçlamanın yanı sıra diplomatik ve gerçekçi bir yanıttır; zira her iki taraf da koordinasyonu sürdürmek ve gerginliğe neden olmamak konusunda istekli.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU