Yemen’de hükümet güçleri, Husilerin Kızıldeniz’de gemilere bubi tuzaklı teknelerini gözlemledi. Hükümet güçleri, bir yandan ABD seyrüsefer güveliğinin tehdit edilmeye devam edilmesinin sonuçlarına ilişkin uyarılarda bulunurken diğer yandan İran destekli Husilerin Kızıldeniz'in güneyinde ticari gemilere saldırmak için bubi tuzaklı tekneleri kullanmaya hazırlandığını açıkladı.
İngiltere Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO), Kızıldeniz'in güneyindeki bir gemiden yeni bir korsanlık girişimi şüphesiyle ilgili rapor aldıklarını açıklarken Husilerin liderleri, yaklaşık dokuz gün önce 10 Husinin öldürülmesine misilleme olarak ABD’den intikam alacaklarıyla ilgili tehditte bulunmaya devam ettiler.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD Merkez Komutanlığı (USCENTCOM) tarafından dün yapılan açıklamada, Kızıldeniz’deki destroyerini hedef alan Husilere ait bir insansız hava aracının (İHA) imha edildiği bildirildi. Husiler, 18 Kasım'dan bu yana Kızıldeniz’de seyrüsfer halindeki kargo gemilerine 27 kez saldırdı.
İran destekli Husiler kendi ifadeleriyle ‘Vaat Edilen Fetih Savaşı’nı başlatırken Yemen hükümet güçleri tarafından dün yapılan açıklamada, Husilerin bubi tuzaklı teknelerle gemilere saldırmak için kullanılmak üzere deniz kıyısından Hudeyde’nin güneyindeki çiftliklerin içlerine kadar uzanan iki su kanalı oluşturdukları bildirildi.
Hükümet güçleri tarafından Hudeyde yakınlarında gazetecilere dağıtılan yazılı açıklamaya göre keşif birlikleri, gemilere saldırı amaçlı hazırlıklar çerçevesinde Husilerin bubi tuzaklı olduğu düşünülen tekneleri Moha Limanı’nın kuzeyindeki bu iki kanala soktuklarını gözlemledi.
Yemen askeri medyası, Husilerin 210 metre uzunluğunda, 20 metre genişliğinde ve 10 metre derinliğinde iki kanal kazdığını gösteren havadan fotoğraflar yayınladı. Fotoğraflarda denizden palmiye ağaçlarının arasında uzanan bu kanalların üzerlerine güvenlik çitleri çekildiği görüldü.
Tehditlerin dozu arttı
Husilerin, Gazze'deki Filistinlileri desteklemek ve bandıralarına bakılmaksızın İsrail'e giden tüm gemileri engellemek amacıyla olduğunu iddia ettiği saldırıları sürdüreceğine ilişkin tehditleri devam ediyor. Husi liderlerden Sefer es-Sufi, Kızıldeniz’deki bir gemiye korsanlık girişimi sırasında ABD’nin müdahalesinde ölen Husi üyelerinin ailelerini ziyareti sırasında ABD’ye ‘acı verici’ bir misillemede bulunacakları tehdidinde bulundu.
Husi sözcüsü Muhammed Abdusselam, X platformundaki hesabından yaptığı açıklamada, ABD’nin Gazze’ye karşı İsrail'i desteklemekte ileri gitmekte ısrar etmesinin bölgede infiale neden olacağını yazdı. ABD’nin bu küstahlığının sonuçlarına katlanması gerektiğini ve Kızıldeniz'deki askeri adımlarının, Yemen'in Gazze'deki Filistin direnişine desteğini sürdürmesine engel olmayacağını anlaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Öte yandan UKMTO tarafından dün yapılan açıklamada, iki küçük teknenin Yemen'in Moha Limanı’nın yaklaşık 50 deniz mili güneydoğusunda ticari bir gemiye yaklaştığı raporunun UKMTO’ya ulaştırıldığı bildirildi.
Rapora göre herhangi bir silah görülmediğini, gemi ve mürettebatın durumunun iyi olduğunu bildiren UKMTO, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını, gemilere dikkatli olmaları ve herhangi bir şüpheli faaliyeti bildirmeleri tavsiyesinde bulunulduğunu aktardı.
Husilerin Kızıldeniz’de kargo gemilerini hedef alan saldırıları uluslararası nakliye maliyetlerini etkiledi. Büyük şirketler, tedarik zincirlerinin gecikmesi ve yüksek nakliye maliyetlerine ilişkin uluslararası endişeler nedeniyle Kızıldeniz'den kaçınmaya başladı. Yemen limanlarına nakliye maliyetleri üç katına çıktı. Bu durum, Birleşmiş Millerler’e (BM) ve diğer uluslararası yardımlara muhtaç milyonlarca insanın gıda güvenliği eksikliğini daha da kötüleştirebilir.
ABD’den caydırıcılık sözü
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinke dün Katar Başbakanı ile Doha'da gerçekleştirdiği toplantının ardından yaptığı açıklamada, Husilerin Kızıldeniz’de gemileri hedef alan saldırılarına devam etmesi karşısında Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü koruma sözü verdi.
Blinken, İsrail'in Gazze’ye açtığı savaşın bölgede başka yerlere sıçramasını engellemek amacıyla Ortadoğu turuna çıktı.
Husilerin dünyanın en yoğun ticaret yollarından biri olan Kızıldeniz'de seyrüsefer özgürlüğünü hedef alan saldırılarından dolayı uluslararası arenada artan endişelere dikkati çeken Blinken, “Bu saldırılar kırktan fazla ülkenin sivillerini, mallarını ve ticari çıkarlarını doğrudan etkiledi” dedi.
Saldırıların uluslararası gemi taşımacılığı faaliyetlerinin yaklaşık yüzde 20'sini aksattığını ve rota değişikliğine yol açtığını söyleyen Blinken, 12’den fazla nakliye şirketinin, Ümit Burnu'nu dolaşmak için binlerce geminin rotasını değiştirmek zorunda kaldığını ve bunun da ticari malların nakliyesinin daha uzun sürmesi ve maliyetlerin artması anlamına geldiğini söyledi. Blinken, bu maliyetlerin ise gıda, yakıt, ilaç, insani yardım gibi kalemlere ve dolayısıyla dünyanın dört bir yanındaki tüketicilere yansıdığını sözlerine ekledi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının dünyanın dört bir yanındaki insanlara, özellikle de Yemen ve Gazze dahil olmak üzere en yoksul ve en savunmasız gruplara zarar verdiğini vurguladı.
ABD’yi Kızıldeniz’deki seyrüsefer güvenliğini ve emniyetini savunmak için yirmiden fazla ülkeyle Operation Prosperity Guardian'ı (Refah Muhafızı Operasyonu) kurmaya iten sebebin de bu olduğunu belirten Blinken, böylece 12’den fazla ülkenin, Husilerin gelecekte olası bir saldırıdan sorumlu tutulacağını açıklamasının sağlandığını da kaydetti. Blinken, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bölgede daha fazla çatışma çıkmasını önlemek ve seyrüsefer özgürlüğünü sağlamak için kapsamlı çabalarımızın bir parçası olarak bölgede deniz güvenliğini savunmaya devam edeceğiz. Çünkü seyrüsefer özgürlüğü dünyanın dört bir yanından insanlar için hayati önem taşıyor.
Husilere yakın haber ajansların aktardığına göre Husilerin Sana'daki Yüksek Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat, Husilerin üst düzey askeri liderlerinin katıldığı bir toplantıda, Kızıldeniz'de Husi üyelerinin öldürüldüğü İHA’lı saldırıya ‘güçlü bir karşılık verilmeden bırakılmayacağını’ söyledi. Meşat, ‘ABD’lilerin bunun bedelini benzeri görülmemiş bir şekilde ödeyeceklerini ve aptallıklarının sonuçlarına katlanacaklarını’ da sözlerine ekledi.
Washington'ın, Husilerin öldüğü İHA’lı saldırıyı gerçekleştirenlerin yargılanmak üzere teslim etmesini isteyen Meşat, aksi takdirde ‘kaçınılmaz olarak gelecek cevabı beklemek’ zorunda kalacağını vurguladı.
Husilerin uluslararası seyrüsefer güvenliğini istikrarsızlaştıran eylemleri uluslararası arenada büyük tepki çekti. Washington, gemilerin güvenliğini sağlamak amacıyla ‘Refah Muhafızı Operasyonu’ adlı bir askeri koalisyon kurarken uluslararası toplumdan İran destekli Husilerin tehditlerini durdurmak için daha güçlü seçeneklere başvurulabileceği uyarıları yapıldı.
Yemen Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi, Husileri ülkeyi yeni bir çatışmaya sürüklemenin ve halkın çektiği sıkıntıları ikiye katlamanın sonuçlarına karşı uyardı. Konsey, ‘Husi terörünün’, uluslararası toplumun Yemen hükümetinin savunma yeteneklerini güçlendirmekten vazgeçmesinin doğal bir sonucu olduğunun da altını çizdi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
