Üçüncü aşama: Güneyde gerilimi azaltma, kuzeyde yükseltme

Her ne kadar Amerikalılar, İranlılar, bölgesel ve hatta uluslararası toplumun bu konuda çekinceleri olsa da varılan sonuçlarda sahanın siyasetçilerin rolünü aşabilecek bir rolü var

Fotoğraf: Reuters

Aksa Tufanı eylemi sonucunda İsrail'de halk ve partiler düzeyinde sarsılan moralleri düzeltmek amacıyla karar alıcı kurumlar, Gazze Şeridi'ne karadan saldırı için yeterli hazırlık yapmadan, tüm kuvvet araçlarını azami ölçüde kullanarak Gazze Şeridi'ne girmekte acele ettiler.

Böyle bir karar, savaşın ilk gününden üçüncü ayının sonuna kadar İsrail'in, siyasi çevrelerin kamuoyuna pazarlayacağı, ordunun onlar sayesinde halkın kendisine olan güvenini yeniden kazanarak kendine güvenini yeniden kazanmasını sağlayacak ikna edici sonuçlara ulaşamadan, sanki gözleri bağlı savaşıyormuş gibi bir durumu ortaya çıkardı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Savaşın devam ettiği 3 ay boyunca ordunun ve siyasi kademenin içinde bulunduğu çıkmaz, basit propaganda yayınlarıyla açıkça görüldü.

Örneğin Netanyahu'nun, İsrail ordusunun Yahya Sinvar'ın evine yaklaştığını kamuoyuna duyurması, ordunun kendisini tutuklamak ya da öldürmek üzere olduğu algısını yarattı.

İsrail'in kuruluşundan bu yana ve kendi içinde kaybettiği en büyük savaşı yöneten adam, sanki salonunda oturmuş, kendisine teslim olmak için "Savunma Ordusu"nun gelmesini bekliyordu.

Bu açıklama çok basit olmasına rağmen, kendisinden çok daha basit bir açıklama yapıldı ve Ordu Sözcüsü, Sinvar'ın ayakkabısının bir tekinin bulunduğu müjdesini verdi. Bu açıklama, Ahmed el-Tibi'ye Knesset kürsüsünden dünyanın İsrail'e gülmesini sağlayacak bir alay konusu sundu.

Başarılar uydurmadaki basitlik bununla da bitmedi, hâlâ büyük miktarlarda silah ele geçirildiğine, Sinvar tarafından komuta merkezi olarak kullanıldığı söylenen binalardaki müstahkem odaların yıkıldığına dair tekrarlanan açıklamaları duyuyoruz.

Gazze'nin kuzeyindeki ve merkezindeki bölgelerin temizlendiği iddialarından, buraların kontrol altına alındığı iddiasının niteliksel bir zafer olarak pazarlanmasından bahsetmiyoruz bile, zira saatler sonra aynı yerde İsraillilerin öldürüldüğü duyuruluyor.

İsrail'de ise bu açıklamalar tam tersi bir sonuca yol açtı; orduya ve siyasi düzeye duyulan güven kaybı arttı ve iki yönde hoşnutsuz sesler yükseldi, açıkça Gazze'den çekilme de dahil olmak üzere savaşı durdurma ve bu cehennemden çıkma çağrısı yapıldı.

Aynı şekilde savaş yoluyla serbest kalmalarının imkansız olduğunun belirginleşmesinin ardından rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile müzakerelere yönelmeleri için karar vericiler üzerindeki baskı arttı.

Birinci ve ikinci aşama olarak adlandırılan aşamaların başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, üçüncü aşamayla ilgili söylentiler, bunun bu savaşın son aşaması olduğu izlenimini veren bir tonda tırmanıyor.

Önceki aşamaların başarısızlığını açıkça kabul etmek yerine, insan kayıplarını azaltmayı vadeden Gazze bölgelerine yönelik saldırıların azaltılması, aynı zamanda çok sayıda yedek askerin terhis edilmesi ve savunulabilir yerlere yerleşmek gibi halkı ikna etmek için yeni terimler icat edildi.

Sinvar'ın ve beraberindekilerin yakında yakalanıp öldürüleceği artık daha az dillendirilirken, savaşın aylarca süreceği ifadesi daha çok dillendirilmeye başlandı, hatta bazıları bunun yıllar süreceğini bile söylüyorlar.
 


İsrail'in savaşın fasıllarına yönelik sınıflandırmasına göre, üçüncü aşama, ABD Savunma Bakanı Austin'in ilk günden itibaren sunduğu, siyasi ve askeri düzeyde görmezden gelinen Amerikan planının İsrail tarafından tercüme edilmesidir.

Amerikan planının temeli, Gazze'ye kara saldırısının yapılmaması ve belirli bölgelere odaklanan saldırılar ile karadan, havadan ve denizden bombalanmasına dayanıyordu.

Şu ana kadar üçüncü aşamadan resmi ayrıntılar doğrudan açıklanmadan bahsediliyor.

Nedeni de İsrail liderliğinin, zaman açısından ucu açık savaşa 3 ay boyunca eşlik eden sürekli anlatısı kesin zafer iken, şimdi mağlup görünme korkusuyla bu aşamayı kademeli olarak duyurmanın daha iyi olacağına inanıyor olması olabilir.

Üçüncü aşama, Amerikan yönetiminin, kademeli bir ateşkesle sonuçlanacak aralıklı insani aralar yoluyla, kaçırılanların müzakere yoluyla serbest bırakılması adı altında dikkatle tasarladığı, askeri temponun ötesinde bir siyasi çabaya girişme aşamasıdır.

Üçüncü aşamaya eşlik eden gerçek mühimmatlı manevralar arasında, İsrail liderliğinin kuzey cephesinde uyguladığı, İran hedeflerinin yanı sıra Hizbullah'a ait hedeflere doğrudan saldırılar da dahil olmak üzere daha geniş bir tırmandırma da yer alıyor.

Bu da kuzeyde gerilimi yükseltmenin amacının güneydeki başarısızlık ile alınan darbeyi hafifletmeye yönelik olduğunu gösteriyor.

Şu ana kadar bunu söyleyebiliriz ancak bunun doğru olup olmadığını kanıtlayacak kanıtlar, kuzeyde ve güneyde sahadaki olayların gidişatında, tutuklu değişimine yönelik bir yoklama veya yoklamalara ilişkin konuşmaların ne ölçüde arttığında saklı.

Kuzey ve güneyde üçüncü aşamaya geçiş sürecinde nihai sonuç konusunda bir kesinlik yok.

Yani, her iki cephede de işler kontrol altında mı kalacak, yoksa cepheleri bölgesel savaşın eşiğine kadar genişletmek adına kontrol kayıp mı edilecek?

Her ne kadar Amerikalılar, İranlılar, bölgesel ve hatta uluslararası toplumun bu konuda çekinceleri olsa da varılan sonuçlarda sahanın siyasetçilerin rolünü aşabilecek bir rolü vardır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU