Vizyonda bu hafta: Amerikan usulü bir saadet zinciri; “Düzenbazlar Kulübü”

Mehmet Erduğan Independent Türkçe için vizyondaki filmleri yazdı

Düzenbazlar Kulübü (Billionaire Boys Club - Milyarder Erkekler Kulübü) film tanıtımından bir kare

Günümüzde kendi ekonomisini kazanmak için arayışta olan çoğu insanın en büyük isteği; hızlı bir şekilde, kolay yoldan para kazanmak olsa gerek.

Artık devir çok değişti. Üretmeden tüketmek, fiili bir emek-ürün-hizmet olmadan gelir elde etmek neredeyse kabul edilebilir bir şekilde normalleşti.

Bu yolda akıl çelen yöntemler, modeller yeni dünya sisteminde pusuya yatmış bir avcı gibi kendine bir kazanç yolu arayan oportünistlerini bekler hale geldi. 

Geçmişi 1920’lere dayanan ve dünyada Ponzi adıyla, ülkemizde ise Titan ya da Saadet Zinciri olarak bilinen piramit sistemler birilerini zengin ederken, pek çoğunu da mağdur etti.

Fakat bu zengin olma hırsı öyle bir zaaf ki geçmişteki tüm yaşanmışlıklara rağmen çok yakın zamanda Çiftlik Bank vurgunuyla da bu sistemin her zaman bir alıcısı olabileceğini dünyaya bir kez daha gösterdi. 

Amerikan usulü bir saadet zinciri; “Düzenbazlar Kulübü”

Yönetmen: James Cox / Oyuncular: Ansel Elgort, Taron Egerton, Kevin Spacey, Emma Roberts, Ryan Rottman, Jeremy Irvine, Thomas Cocquerel / 108 dakika
 


Bu film 1980’lerde Amerika’yı sarsan gerçek bir hikayeye dayanıyor.

Harvard Lisesi’nden mezun olmuş yirmili yaşlarındaki bir grup gencin bir araya gelerek kurduğu dolandırıcılık sistemini ve rayından çıkan olayları anlatıyor.
 


Babası ile birlikte yaşayan ve finansal zekasıyla broker olarak borsada çalışan Joe Hunt yıllar sonra bir gün tesadüfen lisedeki tek arkadaşı olan Dean Karny ile karşılaşır.

Onu en son gördüğünden beri kariyerinde oldukça ilerleyen Dean, şehrin en zenginlerine sattığı süper lüks otomobillerden kazandıklarıyla sınıf atladığı ortadadır.
 


Lisede burslu okuyan Joe Hunt’un belki de ekonomik olarak düşündüğünden daha zor bir durumda olduğu için çevresindeki zengin arkadaş grubu karşısında ezildiğini ve bu yüzden onun popülaritesi olmayan sessiz bir öğrencilik hayatı geçirdiğini düşünen Dean yine de onun eskiden olduğu gibi hala en ucuz takım elbiseyi giymesine rağmen ortamdaki en akıllı kişi olarak parladığını hayranlıkla kabul etmektedir.
 


İşte Dean Karny için zenginliğin sırrı böylesi bir meziyettir. 

Zengin olmak saygıyla ilgilidir

Dean’e göre zenginlik aslında paradan ibaret değil. Aksine insanların karşısındakini görme biçimleriyle ilgili. Hatta daha da ötesi zenginliğin insanın kendisini nasıl gördüğüyle alakalı.

Bu yüzden onun gözünde toplum içinde saygınlık görenler bundan daha büyük zenginliğe sahip olamazdı.
 


Ancak bu zamana kadar kendi ayakları üzerinde durmak için herhangi bir çaba sarf etmemiş olan arkadaş topluluğundaki eksik tek şey işte bu özgüveni sağlayan saygınlığın onlarda olmamasıydı.
 


Filmde ana hikayenin anlatıcısı olan Dean Karny’nin kendisi de zenginin tamamen karşıtı olan orta halli bir ailede büyümüş.

Aslında o da kendisi için hep en iyisini isteyen ailesinin onu şehrin en seçkin okuluna gönderebilmek için zar zor toplayabildikleri ders paralarıyla okuyabilmiş.
 


Joe Hunt ile de beraber gittikleri Harvard Erkek Lisesi’nde tanışmış. 

Aralarında böyle bir bağ bulunan ikilinin en büyük ortak noktası kendilerini büyüdükleri yaşam koşullarına ait hissetmeyişleri.
 


Yaşadıkları şehrin Beverly Hills olduğu da göz önüne alındığında hayal ettikleri şey onlar için “daha iyi bir hayat” değil “en iyi hayattır.”

Çünkü bu şehrin kapıları “en iyi” olmayan her şeye kapalıdır. Ve bu hayalin peşinde “en iyi saygınlığı” elde etmek için artık bir planları vardır.
 


Dean, eski arkadaşının sosyal sıkıntılarından da ilham alarak ona, yaşadığı bu çukurdan çıkmak için bir yol olduğunu söyler.

Altın piyasası hakkında pek bilgi sahibi olmayan çevresindeki insanlara kendi tecrübelerini kullanarak yatırım danışmanlığı yapmasını teklif eder.
 


Böylelikle Dean çevresine, Joe ise iş zekasına güvenerek oluşturdukları bir kutsal ittifakla BBC adıyla bir organizasyon yaratırlar.

Başlangıç olarak da eski okul arkadaşlarını paralarını bu organizasyona yatırmaları konusunda ikna ederek bir güven fonu oluşturmaya çalışırlar. 

Bu BBC de nedir?

Konuşma becerisi ve mükemmele yakın cazibesini kullanarak eski lise arkadaşlarını bir araya getirerek onlara bir gelecek planı çizen Joe Hunt, BBC isimli bir oluşumdan bahseder.
 


Elbette bunun bir haber kanalı olmadığı kesindir.

Ama bu BBC tam olarak nedir, belli de değildir.

Bir sosyal kulüp mü yoksa bir şirket, bir holding ya da bir yatırım havuzu mudur? 
 


Aslında Joe Hunt’ın sık sık yemek yediği Bombay Bicycle Club’ın bir kısaltması olan BBC, oluşumun fikir babası için bu genç erkeklere yatırım yaparak kısa süre içinde gelir elde etme, aynı zamanda sahip olacakları lüks bir hayat ve zenginlik sayesinde onlara sosyalleşme imkanı sağlayacak tüm bu önermelerin hepsini ifade etmektedir.
 


Joe Hunt’a göre onları bu sistem içinde zengin yapacak tek şey ise cesarettir. Fakat bu cesaret zamanı geldiğinde onları mütevazı yaşantılarından açgözlü dolandırıcılara ve soğukkanlı katillere dönüştürecek bir bıçak sırtıdır.

Paradoks felsefesi

Organizasyonun gizemli ve düpedüz soğuk kanlı tekniklerine rağmen insanların sorgusuz sualsiz paralarını ve hatta geleceğini emanet ettiği bu sistem özünde paradoks felsefesinden beslenmektedir.
 


Joe'nun işe yönelik alışılmadık yaklaşımını haklı çıkarmak için ortaya attığı bu paradoks felsefesi, onun yaptıkları ya da yapacaklarına bir kılıf uydurma biçimidir.

“Kötüyü iyiye dönüştür o zaman yanlış bile doğruya döner” yaklaşımıyla kendilerini motive eden grup böylelikle bu felsefeye dayanarak kırmızı çizgi olarak belirledikleri bariyerleri aşıp kendi başarısızlıklarından bir başarı elde etmeyi hedeflerler. 

Gerçekler en iyi yalandır

Dean Kany ile iyi bir alış-veriş ilişkisi bulunan Los Angeles’in en varlıklı yatırımcılarından Ron Levin, Joe Hunt ile tanışıp bu girişimcinin hikayesini kendisinden dinlediğinde bu operasyonla oldukça ilgilenir.
 


“Gerçeklik algısı gerçekliğin kendisinden daha önemlidir” gibi anlamsız bir bakış açısıyla olaylara yaklaşan Levin, kağıt üstünde kesinlikle yüksek kazançlı, düşük riskli bir yatırım gibi görünen bu sistemin akıl hocası olur ve onlara yol gösterir.

Ron Levin’in çılgın fikirleriyle yön alan BBC böylece onun mentörlüğünde isim değiştirerek Billionaire Boys Club (Milyarder Erkekler Kulübü)’ne dönüşür.
 


Ancak bu sistem içinde gerçekte kimin kazandığı, kimin dolandırıldığı, kimin kime oyun oynadığı belli değildir.

Kendi aile çevrelerinden tutun da şehrin jet sosyetesine, ardından doktorlardan avukatlara, fabrikatörlerden büyük şirketlerin direktörlerine kadar pek çok alandan kendilerine yatırımcı bulan Hunt zekası, yüksek enerjisi ve ikna kabiliyetiyle pek çok insanı bu havuzun içine çekmiştir.
 


Tüm bu insanlar emeklilik günleri ya da çocuklarının eğitimi için yaptıkları birikimlerini büyük umutlarla bu zincire teslim ederek sistemi beslemiştir.

Üstelik Ron Levin de sadece mentör olarak değil maddi olarak da bu sisteme yatırım yaparak Hunt'a beş milyon dolarlık bir emtia işlem hesabına erişim izni sağlamıştır. 
 


Bu sayede elde edecekleri karı aralarında bölüşmeye karar veren Hunt Levin’in ona sağladığı bu güvenceyle hızlı bir şekilde on üç milyon dolar kar elde etmiştir.

Ancak geri ödemeler için nakit paraya ihtiyaç duyduğunda Levin’in ona erişim sağladığı hesabın gerçek olmadığını keşfettiğinde işin rengi artık değişmiştir.
 


Altın yatırımı konusunda dahice bir fikre sahip olan Hunt, bu girişimi destekleyenlerin sisteme girmesiyle ilk başlarda oldukça iyi iş çıkarır.

Ancak genç milyarderlerin dizginsiz hırsı bir taraftan da gözlerini kör eder.

Dikkatsizlikleri onları umutsuz bir düşüşe doğru sürükler. Altın piyasası düştükçe blöf yapmak zorunda kalan Hunt bu süre içinde sistemin çökmesine engel olamaz. 
 


İtibarı somut başarılara değil, fantezileri doğrultusunda inşa ettiği yalan bir dünyaya dayanan Joe Hunt, altın piyasasındaki paritelerin her geçen gün düşmesine rağmen sistemin yürüdüğünü göstermek ister.

Spekülasyonların önünü kesmek için de yüksek yaşam ve gelir vaadi verdiği kişilere taahhüt ettiği geri ödemeleri kısmen yapmaya başlar.

Ancak yalan bir gerçeklik üzerine kurduğu bu sistemde var olduğunu düşündüğü bir kaynağın hiçbir zaman olmadığını öğrendiğinde işler onun için tamamen kontrolden çıkar.

Nihayetinde kutsal ittifakı kuran ikilinin kaldırabileceğinden daha hızlı bir şekilde her şey dağılmaya başlar.

Eksiler ve artılar

James Cox bu çetrefilli olay örgüsünü anlatırken oyuncuların karizmasına açıkça güveniyor ve onlar da bu güvenin hakkını veriyor.
 


Sinematografik sahneler bir yana her ne kadar Ron Levin'in karakterine güvenilirlik kazandırmak için ilginç bir katkı olsa da Andy Warhol’un filmdeki görüntüsü filmin en güzel anı olarak hafızama kazınıyor.

Ayrıca aynı konuyu ele alan 1987 yapım bir televizyon filminde Joe Hunt’a hayat veren Judd Nelson bu defa filmde Joe’nun endişeli babasını oynuyor.

Ödüllü oyuncu Rosanna Arquette ise kızının Joe ile ilişkisini onaylamayan annesi olarak kısa bir süre perdede gözüküyor.

Bir restoran sahnesinde Ron Levin ile yemek yerken görülen Andy Warhol’e ise Cary Elwes hayat veriyor.

 

 

Şarkıları ülkemizde de beğeniyle dinelen Amerikan folk-rock şarkıcısı Jimmy Buffett ise bir polis şefi olarak filmde karşımıza çıkıyor.

Arka planları doldurmak ve sahnelere renk katmak dışında kadınların gerçek anlamda bir işlevinin olmadığı filmde tek kadın oyuncu olarak öne çıkan Emma Roberts ise filmde hayat verdiği Sydney karakteriyle öyküye herhangi bir derinlik katamıyor.
 


Onun Joe Hunt ile olan ilişkisindeki romantizm ne yazık ki kalıcı bir etki bırakmıyor.

Yalnızca Joe Hunt’ın zenginlik çabasında kazandığı ve kaybettiklerini göstermek adına kullanıldığı izlenimini veriyor.
 


80’lerdeki genç erkeklerin bu düzenbazlık hikayesine odaklanmış bir film olsa da olayların içinde kadın temsilinin tek bir karakterle sınırlı olması film için elbette bir eksiklik.

Bir dolandırıcılık ve cinayete dayanan Joe Hunt’ın davası gerçekte onun aleyhine sonuçlanmış ve müebbet ile cezalandırılmış olsa da filmin sanki seyirciyi katilin masum olduğuna ve arkadaşlarının kurbanı olduğuna ikna etmeye çalışıyormuş izlenimi yarattığını düşünmek de mümkün.

Ama yine de hiç kimseyi bu şekilde sevimli hale getirmek için o kadar ileri gitmiyor.
 


Gençliğin hem gücüne hem de umursamazlığına odaklanan film 80’li yıllara ait bir hikaye anlatıyorsa da olaylar sanki günümüzde geçiyormuş gibi bir çaba harcadığını da hissettiriyor.
 


Kevin Spacey ile ilgili iddialar yüzünden kendisini Holllwywood gibi kara listeye almış olanlar varsa onları da oyuncunun kariyerindeki bu muhtemel son rolünde ona en uygun final olduğunu düşündürecek bir son bekliyor.
 


Bu filmin genel ortalamaya dayalı düşük puanı sizi yanıltmasın.

Oscar ödüllü ünlü sinema oyuncusu Kevin Spacey ile ilgili cinsel tacize yönelik skandal iddialar olmasaydı, film eminim hak ettiğinden daha iyi bir yerde olurdu.
 


Bu iddialar filmin talihsizliği olmuş. Nihayetinde gerçeğe dayalı bir hikaye.

Karakterler ilginç ve sürprizlerle dolu.

Hızlı, tempolu ve heyecan verici bir film olan Düzenbazlar Kulübü’nde, James Cox; Sosyal Ağ (The Social Network) filmindeki girişimciliği, Para Avcısı (The Wall of Wolf Street) filmindeki borsa simsarlığını ve Amerikan Soygunu (American Animals) filmindeki gözü karalığı alıp birbirine harmanlıyor.

Her ne kadar Amerikan usulü bir saadet zincirini anlatıyor olsa da günümüze kadar değişmeden kalan erkeklerin para aşkı için neler yapabileceğini gösteren oldukça evrensel bir konuya da değiniyor.

Haftanın diğer filmleri

45 25 #KusursuzCinayet

Biray Dalkıran’ın yönettiği 45 25 #KusursuzCinayet, sosyal medya fenomenlerinin birer birer öldürüldüğü bir cinayet serisinin aydınlatılmaya çalışılmasını konu ediyor.

9. Sosyal Medya Ödülleri töreninde ödül alan sosyal medya fenomenleri acımasızca öldürülürken, işlenen her cinayetin ardından elde edilen kanıtlar, katilin bir sonraki kurban olduğunu göstermektedir.

O güne kadar yüzlerce cinayeti aydınlatmayı başaran İstanbul Cinayet Büro dedektifleri, ilk defa arkasında iz bırakmayan zeki bir katil ve çözülmesi imkansız gibi gözüken bir bulmacayla karşı karşıyadırlar.

Ya halka tamamlanmadan katili yakalayacak ya da dünyanın ilk kusursuz cinayetler serisine tanıklık edeceklerdir!

Aslan Çocuk

The Lion Kid, yersiz yurtsuz bir aslan yavrusu olan Kidd Mane’nin denk geldiği Tuckerville kasabasında yaşadıklarını anlatıyor.

Kidd Mane, evi olmayan bir aslan yavrusudur ta ki şerifsiz bir kasaba olan Tuckerville’nin batı yerleşimine girene kadar!

İnsanlarla tanışmak ve arkadaş edinmek için Kidd iş başvurusunda bulunur ve uzun süredir acı çeken belediye meclisinin onayıyla da Tuckerville’in yeni şerifi olur.

Bharat

Salman Khan’ın başrolünde yer aldığı Bharat, babasına verdiği sözü tutmaktan asla vazgeçmeyen Bharat’ın performans sergilediği sirkten katıldığı deniz kuvvetlerine uzanan ömrünün önemli bir kısmını odağına alıyor.

Bharat 8 yaşındayken ailesiyle birlikte hayatlarını kurtarmak için evlerini terk ederken, tam trene binecekleri sırada ablasını kaybeder.

Onu aramak için geride kalan babasına, ailesine her zaman göz kulak olacağına dair söz verir ve ailesinin kalanıyla yola devam eder.

Hayat ona farklı farklı engeller çıkarsa da Bharat, bu sözünü tutmak, babasını ve kız kardeşini bulmak için elinden geleni yapar.

Azmi ve sadakatiyle hayatındaki herkese ilham olan Bharat hayata bağlılığını ve umudunu asla yitirmez.

Bozkır

Mehmet Tanrısever’in yönettiği Bozkır, Konya’nın Bozkır ilçesinde hayatını sürdüren Abdullah’ın, tanıdıkları birine cinsel saldırıda bulunan Çolak Ziya’yı öldürmesi sonucu gelişen olayları konu ediniyor.

Cin-si Bozuk

Cin-si Bozuk, başlarına belli olaylar açan Onur ve Berk'in hikayesini anlatıyor.

Onur ve Berk çok yakın iki arkadaştır. Onur’un, sevgilisi Bahar’la yakınlaşma planları hep suya düşmektedir.

Berk, Onur’a cennetten kovulanları kurtarmak üzere bir hikaye anlatır ve onları kurtarmak üzere bir plan yaparlar.

Onur ve Berk hem bu plan sayesinde müthiş bir belgesel çekip para kazanacak hem de Onur, Bahar ile baş başa bir vakit geçirme şansı yakalayacaktır.

Ama işler umdukları gibi gitmez, dörtlümüzün lanetli topraklarda başlarına gelmeyen kalmayacaktır.

Hangi Kadın

Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştirmiş olan Celle que vous croyez (Who You Think I Am), sosyal medya çılgınlığının ve sanal dünya algılarının gerçek hayatı nasıl etkilediğine gençler değil farklı bir yaş grubu üzerinden bakıyor.

Filmin kahramanı 50 yaşındaki iki çocuklu akademisyen Claire, genç sevgilisini sosyal medya üzerinden gözetlemek amacıyla Facebook’ta sahte bir hesap açıyor; 23 yaşında, sarışın, genç ve güzel Claire oluveriyor.

Sevgilisi kanmıyor ama en yakın arkadaşı tuzağa düşüyor.

Kolej Havası

Sertan Ünver’in yönetmenliğini üstlendiği belgesel Kolej Havası, 1989-1992 yılları arasında fırtına gibi esen, Metin-Ali-Feyyaz gibi sloganlara vesile olmuş usta futbolculara sahip olan dönemin Beşiktaş takımını odağına alıyor.

Kolej Havası, Beşiktaş’ın futbol tarihinin en parlak dönemlerinden birine imza atan, 1989-92 yılları arasında üst üste 3 şampiyonluk kazandığı takıma odaklanıyor.

Serpil Hamdi Tüzün’ün kurduğu Özkaynak Düzeni ile başlayıp Süleyman Seba’nın temsil ettiği değerlerle yoğurulan bu ekibin hikayesinin köklerine iniyor.

İzleyicileri; sporda centilmenliğin, takımdaşlığın, mütevazılığın paradan ve şampiyonluktan önce geldiği günlere uzanan bir yolculuğa çıkartarak Türkiye futbolunun bugünkü sorunlarının altını çizmeyi amaçlıyor.

O Bölüm 2

Vahşet hikayeleriyle tanınan Pennywise adındaki şeytan palyaçonun musallat olduğu bir grup çocuğun hikayesini konu edinen, Stephen King'in aynı adlı romanından uyarlanan It'ın devam filmi It: Chapter Two, aradan geçen 27 yılın ardından gelen bir çağrıyla yeniden bir araya gelen Ezikler Kulubü üyelerinin devam eden hikayesini anlatıyor.

Ezikler Kulübü tarafından yenilgiye uğratılmasından yirmi yedi yıl sonra, Pennywise, Derry kasabasını yeniden dehşete düşürmek üzere geri döner.

Artık birer yetişkin olan Ezikler Kulübü üyeleri çoktan kendi yollarına gitmiştirler. Fakat yeniden insanlar ortadan kaybolmaya başlarlar.

Bunun üzerine, kulübün kasabada kalmış tek üyesi olan Mike diğerlerini oraya çağırır.

Geçmişin deneyimlerinden dolayı yıpranmış olan kulüp üyelerinin Pennywise’ı bu kez sonsuza dek ortadan kaldırabilmek için kendi en derin korkularıyla yüzleşmeleri gerekecektir.

Bu girişimleriyle, her zamankinden daha da ölümcül olan, şekil değiştirici palyaçonun doğrudan yoluna çıkarlar.

Serseriler

Ulaş Bahadır’ın yönettiği Serseriler, bir hacker olan Yılmaz ve iki yakın dost olan Fuat ile Bülent’in, nezarethanede tanıştıkları zengin Eşref ile tanışmaları sonrası gelişen olayları konu ediniyor.

Uslu Çocuklar

Seth Rogen ve Evan Goldberg’in yapımcılığını üstlendiği, The Office dizisinin yazar ve yapımcıları Gene Stupnitsky ile Lee Eisenberg'in senaryosunu kaleme aldığı Good Boys, altıncı sınıf öğrencisi üç yakın arkadaşın, okulu astıkları günün zıvanadan çıkması sonrası yaşadıklarını anlatıyor.

12 yaşındaki Max, ilk öpüşme partisine davet edildikten sonra nasıl öpüşeceğini bilmediği için panikler.

Bunun üzerine Max ile onun en yakın arkadaşları Thor ve Lucas, Max’in dokunması yasak olan babasına ait drone ile sevişen genç komşularını görüntülemeye karar verirler.

Fakat işler garip bir şekilde ters gidince drone imha edilir. Max’in babası eve dönmeden önce drone’u yerine koyabilmek için çaresizce okulu kıran çocuklar, içerisinde kazara uyuşturucu çaldıkları, paintball oynadıkları, polisten ve dehşet verici genç kızlardan kaçtıkları, uzun ve heyecan verici olmasının yanı sıra kötü kararların da olduğu bir maceraya atılırlar.

Uzay Parkı

Jong-Shik Won'un yönettiği Astro Gardener, genç Suha ile tanıştığı uzay bahçıvanı Omu’nun macerasını anlatıyor.

Genç bir kız olan Suha elinde siyah bir taş ve en yakın arkadaşı olan Gece adındaki köpeği ile Uzay Parkı’na gider ve Uzay Bahçıvanı Omu ile tanışır.

Pluto’nun adamları saldırıp karanlığı çaldıklarında Suha, Gece’nin gölgesini ve siyah taşı kaybeder.

Suha, Omu ile birlikte Gece’nin kayıp gölgesi ve siyah taşı kurtarmak için Pluto üssüne gider. Ve bunu karanlığın çalındığı gün içerisinde yapamazlarsa evren yok olacaktır.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU