Yemen'de gerilim yükseliyor: Yeni bir atılım ve bubi tuzakları

Operasyon, hükümet güçlerinin temas hatlarına askeri yığınak yapmasıyla aynı zamana denk geliyor

Bin Aziz, son günlerde savaşçılarının Husilerle temas hattındaki seferberliğini yoğunlaştırdı / Fotoğraf: Independent Arabia

Yemen'deki bombalamalar, savaş yorgunu ülkenin nispeten dinlenmesine olanak tanıyan bir sakinlik döneminin ardından yeniden başladı.

Husi milisleriyle temas hattındaki güçlerini denetleyen Yemen Genelkurmay Başkanı Korgeneral Sağir bin Aziz'in konvoyu salı akşamı şiddetli bir suikast girişimine maruz kaldı.

Aziz, başarısız girişimde mucizevi bir şekilde hayatta kaldı. Konvoyun bombalı bir aracın yanından geçmesi sonucu gerçekleşen suikastta aralarında çocukların da bulunduğu 7 kişi ağır yaralandı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Marib ilinden askeri bir kaynak, Marib'in doğusundaki el-Vadi Bölgesi'nde Marib ile Hadramut arasındaki uluslararası karayolun yanında bomba yüklü bir aracın bulunduğunu, Genelkurmay Başkanı'nın konvoyu buradan geçtiği sırada patladığını bildirdi.

Sosyal medyada aktivistler, şehrin dört bir yanından duyulan patlama sonucu dumanların yükseldiği, bombalı aracın alev aldığı görüntüleri paylaştı.

Hedeflenen bölge, şehir sakinlerinin kanlı savaş yıllarında görmeye alışık olduğu bir manzarada, kayıpların boyutunu tespit etmek ve hasarı incelemek amacıyla meşru hükümete bağlı güvenlik güçlerinin yoğun varlığına sahne oldu.


Güvenlik ihlali 

Independent Arabia'ya konuşan kaynak, Genelkurmay Başkanı'nın üç arkadaşı ve hat boyunca orada bulunan dört çocuğun hafif yaralandığını anlattı.

Resmi haber ajansı Saba'nın haberine göre Savunma Bakanlığından resmi bir kaynak, terör örgütünün Genelkurmay Başkanı Aziz'in konvoyunu bombalı araçla hedef aldığını aktardı.

Bu terör saldırısının, İran rejiminin desteklediği Husi milisler ve terör örgütlerine hizmet eden hücrelerin gerilimi sürekli olarak körüklemesi ışığında gerçekleştiğine dikkat çekti.

Bu gelişmenin bir güvenlik ihlalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda ise olayla ilgili soruşturma yürüttüklerini dile getiren yetkili, bunun başkent Sana'dan Husiler tarafından kontrol edilen iletişimin izlenmesinden kaynaklanan bir atılımı temsil ettiğini belirtti. 

Yemen Silahlı Kuvvetleri, kendi deyimiyle Husi milisleri, "onların tekfirci müttefiklerini ve bölgesel destekçilerini" bu tür açık suç operasyonlarının akıbeti konusunda uyardı.

Bin Aziz birçok cepheyi gezerek askerlerini harekete geçirmiş, savaşa hazırlıklarını denetlemişti. Gözlemciler bunu ateş hattında olduklarına dair bir mesaj olarak değerlendirdi.

Yemen Genelkurmay Başkanı Korgeneral Sağir bin Aziz, yaklaşık bir ay önce yurtdışı ziyaretlerinden Marib'e döndüğü sırada başarısız bir suikast girişimine daha maruz kalmıştı.

Sonrasında ise, İran destekli Husi grubuyla barışa yönelik girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması ardından savaşın her iki tarafının yeni bir savaş turuna hazırlıkları kapsamında savaş cephelerine saha ziyaretleri gerçekleştirmişti. 


Husilerin düşmanı

Husiler, söz konusu suikastın sorumluluğunu üstlenmedi. Ancak son iki gün içinde gruba sadık aktivistler ve medya profesyonelleri, bin Aziz'e karşı kışkırtıcı bir dizi kampanya başlattı.

İnsanların Gazze'deki savaşla ilgili duygularını istismar etmek isteyen Husi aktivistler, Aziz'in ABD'deki Kara Kuvvetleri Konferansı'na katıldığı sırada çekilen fotoğraflarını servis ederek onu "Batı ajanı" olarak tanımladılar.

Yemen krizine kapsamlı bir siyasi çözüm bulmayı amaçlayan bölgesel ve uluslararası çabalar sonucunda bir sakinlik kaydediliyor.

Ancak son yıllarda önde gelen üst düzey askeri liderleri hedef alan operasyonların ve suikastların yenilenebileceğini söyleyen gözlemciler, tekrarlanan sızıntıların meşru hükümete bağlı güvenlik sistemindeki ciddi bir boşluğu temsil edebileceğini, Husilerin sıklıkla kontrol altına almaya çalıştığı petrol zengini Marib ili çevresinde savaşın geri döndüğünün bir göstergesi olabileceğini belirtiyor.

Nitekim Yemen'deki savaş ortamı, çatışmanın iki tarafı arasındaki karşılıklı askeri takviyenin yaşandığı sırada bu tür operasyonlarla bunu öngörmeye alışık. 

Bu, Amran'dan gelen Aziz'e yönelik ilk suikast girişimi değil. Zira bin Aziz, Husilere ve onların İran projesine karşı tarihsel düşmanlığıyla tanınan bir kabileye liderlik ediyor.
 


Ayrıca 12'si ailesinden olmak üzere 34 kişinin bu suikastlardan etkilendiği biliniyor.

Bu yöndeki girişimlerden en sonuncusunda Genelkurmay Başkanı, Marib'de bir kampta olduğu sırada oğlunun ve bazı arkadaşlarının öldürüldüğü füze saldırısından sağ kurtulmuş, ayrıca buradaki evi defalarca bombalanmıştı. 

Independent Arabia ile yaptığı önceki röportajında, birbirini izleyen intihar saldırılarını önlediğini söyleyen Genelkurmay Başkanı, hükümet güçleri içindeki önemli rolüyle tanınıyor.

Çatışmaların onun için günlük bir yorgunluğa dönüştüğünü belirten Aziz, Yemenlilerin büyük bir kısmı tarafından Husilerin düşmanı olarak adlandırılıyor. 

Diğer yandan meşru hükümetin ifade ettiğine göre El Kaide ile İran destekli Husi milisleri arasında ortak bir hizmet ve görüşme süreci mevcut.

Husilerin örgütü projelerine karşı çıkanlara karşı kullandığını öne süren güvenlik kanıtları ortaya çıktı.

Bunlar arasında Beyda'daki hareketleri için güvenli bir sığınak sağlamak, üyelerinin Sana ve diğer illerdeki istihbarat hapishanelerinden serbest bırakılmasını sağlamak gibi hususlar yer alıyor. 

Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek, mayıs ayının ortalarında yaptığı açıklamada, Yemen hükümetinin Husiler ile El Kaide ve IŞİD gibi terör örgütleri arasında suikast, adam kaçırma ve diğer terör eylemlerinde işbirliği ve koordinasyonun boyutunu açıklayan çok sayıda raporunun varlığından bahsetmişti.

Ayrıca "Neden tüm terör eylemleri İran rejiminin desteklediği Husi darbesine maruz kalan bölgelerde değil de yalnızca kurtarılmış bölgelerde gerçekleşiyor?" vurgusunda bulunmuştu. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU