Irak’ta IŞİD'den kurtarılan bölgelerdeki kayıp vakaları Sünni siyasetçiler arasında liderlik çatışmalarını tetikledi

Irak’ta IŞİD'den kurtarılan vilayetlerde insan kaçırma, zorla alıkoyma, meçhul cesetler ve iç göçmen sorunu gibi meselelerin yeniden gündeme gelmesi Sünni siyasiler arasında liderlik çatışmasını beraberinde getirdi

2014'te IŞİD tarafından ele geçirilen Irak'ın Musul kenti, 5 yıl sonra geri alınmıştı / Fotoğraf: AFP

Irak’ta IŞİD işgalindeki vilayetlerden Anbar, Selahaddin, Diyala ve Ninova’nın kurtarılması sürecinde bölgede yürütülen operasyonlarda kaçırılan veya zorla alıkonulan 4 binin üzerinde kadın, erkek ve çocuğun akıbetleri halen belirsizliğini koruyor.

Bu olayların sorumlusu olarak bölgede operasyon gerçekleştiren Şii milis güçleri gösterilirken, hükümet kayıp vatandaşların akıbetiyle ilgili kamuoyunu tatmin edici bir cevap verebilmiş değil.

Sünni vatandaşların çoğunlukta olduğu kurtarılmış bölgelerdeki kaçırılma vakaları Sünni siyasetçiler için daha önceleri taviz verilmeyecek konular arasında görülüyordu. Fakat özellikle 2018’deki son seçimden bu yana meselenin Iraklı Sünni siyasiler arasında liderlik çatışmasına dönüştüğünü gösteren gelişmeler yaşandı.

Bu çatışmanın bir cephesinde, genç yaşta Parlamento Başkanlığı’na seçilen Ulusal Eksen Cephesi lideri Muhammed el-Halbusi, diğer cephede ise daha önceleri Irak siyaset sahnesinde aktif roller üstlenen Sünni liderlerden Karar Koalisyonu lideri Usame en-Nuceyfi ve eski Parlamento Başkanı Selim el-Cuburi yer alıyor.

Ulusal Eksen Cephesi’nde yer alan bu isimlerden Nuceyfi son seçimde popülaritesi gerileyerek sadece birkaç sandalye kazanırken, Cuburi ise parlamento başkanlığı koltuğunu kaybetti.

Bunların yanı sıra daha önce mecliste 11 sandalyesi bulunan Dr. Salih Matlak ise son seçimde sadece bir sandalye alabildi. Mecliste birkaç sandalye kazanabilen Hamis el-Hançer, son dönemde öne çıkan bir Sünni siyasetçiler arasında gösterilse de Eğitim Bakanlığı’na aday bile gösterilmemişti.

Diğer Sünni siyasilerin yaşına oranla genç sayılabilecek 38 yaşındaki Halbusi’nin grubu ise mecliste 41 sandalye kazanarak Ulusal Eksen Koalisyonu içinde birinci parti oldu.

31 kimliği belirsiz ceset yeniden gündemde

Irak’ta IŞİD'den kurtarılan vilayetlerde insan kaçırma, zorla alıkoyma ve meçhul cesetler gibi meseleler, geçtiğimiz günlerde Babil’de defin işlemleri yapılan 31 kimliği belirsiz cesetle ilgili tartışmalar sonrasında Irak siyasetinin gündemine yeniden girdi.

15 Ağustos’ta Fatımatü'z Zehra isimli sivil toplum kuruluşu, Babil’in kuzeyindeki Ceraf es-Sakır bölgesinde bulunan kimliği belirsiz cesetlerin defin işlemlerini üstlenmişti. Irak’ta Sünni gruplar, cesetlerin kimlik tespitinin yapılmamasına tepki göstererek, 2016’da Anbar vilayetinin Rezzaza bölgesinde yaklaşık bin 700 vatandaşın Şii milisler tarafından kaçırılarak Babil’e götürüldüğü yönündeki şikayetlere dikkati çekmişlerdi.

Mezhep tartışmalarının giderek tırmanması üzerine Parlamento Başkanı Halbusi, Irak İçişleri Bakanı Yasin el-Yasiri ve Babil Valisi’nin de katılımıyla düzenlenen ortak basın toplantısında, cesetlerin Ceraf es-Sakır bölgesindeki mağdurlara ait olmadığı vurgulanmıştı.

Halbusi’nin imzasını taşıyan bu açıklamayı fırsat bilen diğer cephedeki Sünni liderler Halbusi’nin kaçırılma vakalarından taviz vermeme ilkesini ihlal ettiği söylemiyle harekete geçtiler.

Bu kapsamda eski Parlamento Başkanı Selim el-Cuburi’nin de katılımıyla Usame en-Nuceyfi’nin evinde gizli bir toplantı tertip edildi.

Daha sonra medyaya sızdırılan toplantının detaylarına göre, Nuceyfi ve beraberindeki isimlerin ‘Kurtuluş ve Kalkınma Cephesi’ adında yeni bir parti kurma çalışmalarını başlattığı ve kurtarılan bölgelerde kaçırılan vatandaşların akıbetini ortaya çıkarma meselesinin takibi için bir komisyon oluşturulması kararı aldıkları bildirildi.

Nuceyfi’nin kabadayılık taslaması, trajikomik bir durum

Ulusal Eksen Koalisyonu Milletvekili Abdullah el-Harbit, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, "Sünni liderler Sayın Nuceyfi’ye saygı duyar. Ancak bugünün lideri, parlamento başkanlığında liyakatini ispatlayan Muhammed el-Halbusi’dir. Dünün sorumlusunun dünkü trajedilere sahip çıkması ve ‘bundan rahatsızım’ diyerek kabadayılık taslaması, trajikomik bir durum. Sorunları ve krizleri, ulusal mantığı reddederek, mezhepsel, bölgesel ve etnisiteye bağlı bir mantıkla çözmek mümkün değil" dedi.

Harbit, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı;

Dün ellerinde yetki bulunurken, kendi dönemlerinde Sünni bölgelerde olup bitenler karşısında bir şey yapmayanların (Nuceyfi ve Cuburi’ye işaretle) bugün kaybettiklerine ağlamaları ve kendilerinden sonra gelenlere miras bıraktıkları hakkında huzurlu bir şekilde çokça nasihat vermelerinin bir kıymeti yoktur.


Karar Koalisyonu yöneticilerinden ve eski Musul Valisi Esil en-Nuceyfi ise Sünni ve Şii toplumda bir bölünme yaşandığını ve buna bir de hayal kırıklığı ve umutsuzluğun eklendiğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Nuceyfi, son seçimlerde yapılan hile ve usulsüzlüklerin boyutunun, silahlı örgütlerin güç kullanarak halka kendi görüşlerini dayatması ve devlet kurumlarında giderek artan İran etkisinin toplumdaki bölünmeyi beslediğini kaydetti.

Nuceyfi, Sünni toplumların sorunlarıyla ilgili olarak, "Sünni toplumdaki sorunlar ve haksızlığa uğramışlık hissiyatı, daha önceki dönemlere kıyasla farklı şekillerde ve büyük ölçüde arttı" dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Halil Erdoğan

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU