Batı Şeria’daki sinema salonları: Eski bir anı, kayıp bir gelecek

Fikri mülkiyet haklarını koruyan yasaların yokluğu ve modern teknoloji devrimi, Filistin’deki sinema salonlarının neredeyse tamamen ortadan kalkmasına yol açtı

Nablus’taki Granada Sineması’nın şimdiki hali / Fotoğraf: Salih Debbah

Elini ilk kez tutup aşkın sıcaklığını hissettiğim yer, 1960 yılında el-Asi Sineması idi.

Sanatçı Abdulhalim Hafız ve Suad Hüsnü’nün oynadığı Kızlar ve Yaz filmi gösteriliyordu. Evlenmemizi bekleyememiştim.

1952 yılında açılan El-Asi Sineması, bizim o dönemde elimizde olan tek eğlence kaynağıydı.

Hafızamda ona dair güzel fotoğraflar ve anılar taşıyorum. Ve bunlar hatıramdan hiç silinmedi, silinmeyecek de...


Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus şehri sakinlerinden Hacı Lütfü Abdulvahid, gençlik yıllarını ve 50’li ve 60’lı yıllarda izlediği Mısırlı, Hint ve yabancı birçok filmi anlatmaya bu sözlerle başladı.

rivolu sineması filistin indie arabia
Nablus’taki Rivoly Sineması, ticari bir kuruluşa dönüşmüş durumda / Fotoğraf: Independent Arabia)​​​​​​

 

80 yaşındaki Abdulvahid’in sözünü ettiği şehir merkezindeki El-Asi Sineması, barındırdığı tüm hatıralarla birlikte yıkılarak yerine Nablus Belediyesi yararına işletilen bir alışveriş merkezi inşa edildi.

"60’lı yıllarda sinemaya giderek bir film izlemek, büyük bir zevk ve gurur kaynağıydı" diyen Abdulvahid o dönemi şöyle anlatıyor: 

Bizim zamanımızda sinemaya gitmek önemli bir konferansa katılmak gibiydi. Öyle ya; en şık kıyafetleri giyer, en güzel kokuları sıkar ve yanımızda atıştırmalık, kuruyemiş ve gazoz götürürdük.

Ertesi günün sabahında filme giden gençler, hikaye anlatıcısı gibi olur ve filmi izleme şansına sahip olmayanlara hikayeleri tüm ayrıntılarıyla anlatırdı.

Hatırlıyorum; bilet fiyatı 5 ila 12 Ürdün kuruşu arasında değişiyordu. Her biletin ücretine göre özel bir yeri vardı. Bilet ne kadar pahalı olursa koltuk o kadar iyi olurdu.

Nablus Belediyesi’ne bağlı görevlilerin sinema binasına girip de yıkıma hazırlık için ölçü aldıklarını gördüğümde vefat eden karımın kahkahalarının da yıkılacağını hissettim.

Oradan her geçtiğimde tekrarlanan güzel anılarım da yıkılacaktı. Kaçış yok. İzleri kalmayınca onları da unutacağım.


Sinema, otopark olursa

El-Asi Sineması, 1987 yılına kadar Nablus şehrinde faaliyet gösteren üç sinema salonundan biri. Bu salonlar, ilk intifada sırasında kapılarını sonsuza dek kapatmak zorunda kaldı.

Granada ve Rivoly sinemaları ticarî dükkanlara dönüşürken El-Asi Sineması kültürel ve sosyal etkinlikler salonu, ön bahçesi ise otopark haline getirildi.

abdullah gasan
Sanatçı Abdullah Gassan’ın kataloğundaki Nablus Sineması’na özel kartlar ve makbuzlar / Fotoğraf: Independent Arabia


Eski sinema binası, 2016 yılı başına kadar bu şekilde kaldıktan sonra belediye tarafından sahiplerinden satın alınarak yıkıldı ve otoparka dönüştürüldü.

Yıkımın eşiğinde

Nablus Belediyesi'nden bir yetkilili Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:

El-Asi sineması yıkıldı. Çünkü binası yıkılmanın eşiğindeydi. Bununla birlikte mekânın şehrin yararına olacak şekilde kullanılması istendi.

Nablus Belediyesi, sinemanın ve üzerinde durduğu alanın büyük bir kısmına sahip. Şehir merkezinde stratejik bir yerde bulunan sinema binasını amaçsızca tutmak mantıklı değil. Üstelik mimari bir değer de taşımıyor.

Önemi sadece insanların, sinemanın hayatlarında önemli bir rol oynadığı yıllarına dair hatıralarında gizli.


Modern bir sinema

Sinemalarıyla ünlü Nablus şehri, 22 yıl boyunca sinemadan mahrum kaldı. Bu süre sonunda devreye giren Filistinli bir iş adamı, 2009'da modern bir sinema salonu açtı. Ancak bu salon, yıllık neredeyse 200 bin dolara varan zarardan dolayı 2019'da kapatıldı.

Ancak bu sinema yıllık neredeyse 200 bin dolara varan büyük maddi zarardan dolayı 2019 yılında kapatıldı.

Sinemada film izlemeye rağbetin azlığı ve bu filmlerin fikrî mülkiyet haklarını koruyan yasaların olmaması, yatırımcıları sinema salonları inşa etme fikrinden tamamen vazgeçmeye mecbur bıraktı.

nablus otopark
Nablus şehrindeki el-Asi Sineması otoparka dönüştürüldü / Fotoğraf: Independent Arabia


Hükümetin ve halkın ihmali

Batı Şeria’da ‘sinemaya gitme’ kültürü, son dönemlerde ortadan kayboluyor.

Nitekim film gösterim salonları, Filistin’in birçok şehrinde aşamalı olarak kapılarını kapatarak düğün salonlarına, ticaret merkezlerine ve otoparklara dönüştü.

Independent Arabia’ya konuşan Filistinli yönetmen Saud Muhenna, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:

Şundan eminim ki ülkemizde hâlihazırda sinemaya yönelik artan ihmalin sebebi sinemanın kültürel ve toplumsal mesaj vermedeki rolünün ve öneminin bilinmiyor oluşudur.

İnsanlığın geri kalanı gibi Filistinli gençler de diğer halkların kültürü ve tarihi hakkında bilgi edinmek için sinemayı takip eder ve sever.

Filistin’de sinema salonlarının epey az olmasından dolayı gerçekten üzgünüm. Bu, film ve belgesel üretmeleri noktasında Filistinli yapımcıların ve film üreticilerinin cesaretini kırmada oldukça olumsuz bir rol oynuyor.

Batı Şeria ve Gazze’deki yönetmenler ve sinema yapımcılarının tamamı zulüm görüyor ve resmî kurumlar tarafından ötekileştiriliyor.


“İnanç yaratmak”

Gelişmiş ülkelerde sinemanın bir gelir ve kültür kaynağı olduğuna vurgu yapan Filistinli yönetmen, "Filistin sinemasına sahip olduğu şerefi ancak Filistin halkının farkındalığını artırmakla geri kazandırabiliriz" diyor ve ekliyor: 

Onların içinde sinemanın bir kültür ve bilinçlendirme kanalı olduğuna ve yazarlık, tiyatro, fotoğrafçılık ve sanatın her alanında yetenekler yaratmaya kaynaklık ettiğine dair yeniden bir inanç oluşturmalıyız.

Filistin Yönetimi ve Kültür Bakanlığı, sinemayı ve bu alanda çalışanları hiç desteklemiyor. Sansürcü rolüne bürünmek yerine Filistin üniversitelerinde sinema ve yönetmenlik eğitimi verme düşüncesine odaklanılması gerekir.

Hem bu sektör halkı işgal ve kuşatma dünyasının dışına çıkarması bakımından bir eğlence ve avuntu penceresi oluşturmaktadır.


Zirveden diplere

Filistin Ulusal Bilgi Merkezi verilerine göre bu topraklardaki ilk sinema, 1908 yılında Kudüs'te kurulan Orkal sineması.

Bundan sonra Filistin’de sinema salonu kurma kültürü oluşmaya başladı ve 1930’lu yılların sonundan 50’li yılların başına kadar kayda değer bir şekilde yaygın hale geldi.

O kadar ki Filistin’in farklı şehirlerinde açılan sinema gösterim salonlarının sayısı 30’u aştı. Bugün ise sadece bir tane var. O da Batı Şeria’nın merkezinde, Ramallah’taki Filistin Kulesi Sineması.

Bu, sinemanın toplumsal ve kültürel bir olgu haline gelemediğini gösteriyor. Bunun sebebi ise Filistin’de siyaset ve güvenlik alanında on yıllardır istikrarın olmaması ve Filistinlilerin yaşadığı zorlu geçim koşullarıdır. Bu sebepler, sinemanın rolü ve önemini, toplumsal bilinç ile olan bağını gözlerden sildi.

Bununla beraber filmler nadiren de olsa Filistinlilere sunulmaya devam ediyor. Nitekim kültür meselesi ile ilgilenen ve çeşitli film gösterimlerinde bulunan Filistinli merkezler ve dernekler var. Bunların başında da Kültür Sarayı, Şaşat Vakfı, Ramallah’taki İştar ve Kudüs’teki Yebus geliyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Aybüke Gülbeyaz

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU