Ekonomistler değerlendirdi: Dokuz aylık küçülmenin sonrası umut mu tufan mı?

Türkiye ekonomisinde 2018'in son çeyreğinden bu yana devam eden daralma, üçüncü çeyreğini tamamladı. Küçülme şiddetini azaltarak devam ederken, ekonomistlere göre yatırımlar ve istihdam öncelikli sorun

Fotoğraf: Reuters

Nisan ve haziran ayları arası dönemin büyüme verilerinin açıklanmasıyla Türkiye ekonomisinin küçülmede üçüncü çeyreği geride bırakmış oldu. 

Son olarak 2018’in üçüncü çeyreğinde yüzde 1,6 büyüyen ekonomi, geçen yılın son üç ayını yüzde 3 küçülme ile kapattı. 

2019’un ilk çeyreğindeki küçülme yüzde 2,6, son olarak açıklanan ikinci çeyrek daralması ise yüzde 1,5 seviyesinde gerçekleşti. 

Ekonomist Mahfi Eğilmez, Twitter hesabından bir grafik paylaşarak yüksek enflasyon ve küçülmenin aynı anda yaşandığı slumpflasyonun 9 aydır devam ettiğini vurguladı. 


TÜİK’in verilerine göre hanehalkının nihai tüketim harcamaları 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 1,1 geriledi.

Devletin nihai tüketim harcamaları ise yüzde 3,3 artarken bir ekonomide bir yıl içerisinde yapılan özel ve kamu sektörü yatırımlarının toplamını gösteren gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 22,8 azaldı.

2019’un ilk çeyreğinde yüzde 12,4 gerileyen yatırımlar ikinci çeyrekte yüzde 22,8 küçüldü. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Kamil Yılmaz, Bloomberg HT canlı yayınında yaptığı değerlendirmede kamunun ve hane halkının büyümeye katkısına değindi. 

Kamu yatırımlarının katkısının gelecek dönemde azalacağını, tüketimin ise bir miktar artabileceğini söyleyen Yılmaz, tüketici kredilerinde hâlâ ciddi bir toparlanma olmadığını da hatırlattı. 

Yatırımlardaki daralmanın yüzde 10 ile yüzde 20 bandı dışına çıkmayacağını öngören Yılmaz, kamu yatırımlarının da artmamasıyla üçüncü çeyrek büyümesinin yüzde 0 ile 1 arasında değişebileceğini söyledi. 

“Ancak sorun bizim ekonomimizin buna ne kadar alışık olduğu” sorusunu yönelten Prof. Dr. Yılmaz, şöyle devam etti: 

Bizim sanayicimiz ve iş dünyamız hızlı bir toparlanmada kredileri döndürebiliyor. Kredilerini ödeyebiliyor. 

Ancak uzun süren bir daralma ya da hızlı toparlanamayan bir ekonomide o kredileri nasıl döndürecek? 

Yıllardır devam eden kredi genişlemesini takip eden bir batık kredi büyüklüğü var. Bankacılık sektörü de çok istekli değil. Kredi genişlemesinde talep tarafı da çok güçlü değil.


Büyümedeki iyileşmenin kesinlikle “V” şeklinde olmayacağına vurgu yapan Yılmaz, “Bir harfe benzetmek gerekişe bu ‘U’ olabilir” diye konuştu:

Çünkü bu bizim krizimiz. Dünya konjonktürü farklı olsaydı, 90’lı yılların ya da 2000’lerin başındaki yüksek faiz dönemi olsaydı geçen sene ciddi bir krize girmiştik. Dünyadaki kredi bolluğu bizi bir ölçüde yüzdürüyor. 

Ancak biz çok yüksek dalgadan değil biraz daha alt dalgadan gidebiliyoruz. 

O da bize yeterli mi? Toplumsal sorunları çözmemizde, işsizliği toparlamamızda ne kadar katkısı olur çok emin değilim.


Bir IMF paketinin batık kredileri temizleyebileceğini aktaran Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi, “Batık kredileri temizlemeden ekonomiyi yüzdürmeye çalışıyoruz? Sanayici dertli, bankacı dertli nasıl yüzdüreceksiniz?” dedi. 

Piri Reis Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erhan Arslanoğlu ise ilk çeyreğin seçim öncesi dönem olduğuna vurgu yaparak bu dönemim kamu harcamalarını artırdığını hatırlattı. 

“Ekonomi de ufak da olsa bir geri dönüş sinyali var” diyen Arslanoğlu, ekonomi büyümesinin hâlâ orta vade hedefinin yani Eylül 2018’de açıklanan Yeni Ekonomi Programı hedefinin aşağısında kaldığını söyledi. Arslanoğlu’na göre bu durum, kamunun büyümeye desteğini görece artırabilir. 

Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) büyüme hedefi 2019 için yüzde 2,3, 2020’de yüzde 3,5 seviyesinde açıklanmıştı. 

Yalnızca tarım sektöründe büyüme 

Büyüme rakamlarında dikkat çeken diğer bir konu ise veriyi oluşturan alt kalemler. 

Buna göre 2019 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla tarım sektörü yüzde 3,4 büyüdü.

Sanayi sektörünün katma değeri yüzde 2,7, inşaat sektörünün yüzde 12,7, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri yüzde 0,3 azaldı.

Sanayi sektörü önceki çeyrekte yüzde 3,9 daralırken, inşaat sektörü aynı dönemde yüzde 9,3 küçülmüştü. Hizmetler sektöründeki daralma ise bir önceki çeyrekte yüzde 3,4 seviyesindeydi.

Finansal raporlama şirketi Verimetrik’in tüm bu verileri şu şekilde grafikleştirdi: 


Finansal güvenlik stratejisti Selva Tor, söz konusu veriler hakkında Twitter hesabından “Sağlıksız ve sürdürülebilir olmayan ekonomik büyüme öncelikleri, finansal yapının dış salınımlara açık doğası ile zaten Türkiye'nin geçmişte de sanal bir büyümenin tuzağında olduğunu anlamamızı kolaylaştıran bir grafik” değerlendirmesini yaptı.  

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ulusoy ise Twitter hesabından büyüme verisini şöyle değerlendirdi: 

Gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) temel iki bileşeni sermaye ve işgücü ya da istihdamdır. İlkinde azalma yüzde 20'lerin üzerinde, ikincisinde ise yüzde 3. Bu kapsamda, GSYH’nin yüzde 1,5 azalması sorgulanır nitelikte. 

Makina ve techizat üretimi 2018 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 8,6 daralmıştı. Bunun üzerine yüzde 16,5 daha daraldı. Sermaye oluşumumuz azalıyor. Yeni yatırımlar yapılmıyor!


Yatırımın sermaye oluşumu olduğunu vurgulayan Ulusoy, yatırımların yüzde 22,8 daralmasını “Son dönemin en acı rakamı” diyerek değerlendirdi. 

Milli gelirdeki büyümenin teknoloji, sermaye ve istihdamdaki büyümeyle gerçekleşebileceğini söyleyen Veysel Ulusoy, “İlki büyümedi... İkincisi yüzde 20, üçüncüsü ise yüzde 3-4 daraldı. Türkiye nüfusunun sadece 28 milyonu çalışıyor. Bu istihdamla büyüme mi olur?” dedi. 

İnşaat sektörü istihdamı bir yılda 500 bin kişi azaldı

Daralmanın en fazla dikkat çektiği sektör ise Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat. 

Gayrisafi yurtiçi hasılaya katkısı 2017’nin ikinci çeyreğinde yüzde 6,8, 2018’in ikinci çeyreğinde yüzde 0,8 artan inşaat sektörü için bu oran 2019 ikinci çeyrekte yüzde 12,7 azalma şeklinde gerçekleşti. 

Konuyu Bloomberg HT’den Ceren Dilekçi’ye değerlendiren İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. kurucu ortağı Ahmet Büyükduman sektörün son bir yıldaki değişimini çarpıcı rakamlarla açıkladı: 

Konut satışlarının ve yapı kullanım, iskan belgeleri sayısının geçen yılla mukayese edildiğinde yaklaşık yüzde 25 gerilediğini söyleyen Büyükduman, inşaat sektöründeki istihdamın 2 milyon kişiden 1,5 milyona düştüğünü söyledi. 

Büyükduman, ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine göre inşaat başlangıçları yani ruhsat sayılarının da yüzde 80 gerilediğini hatırlattı. 

Son dönemde kamu bankalarının kredi çekerek yani ipotekli konut satışları için uyguladığı faiz oranlarını düşürmesinin sektöre etkisini de değerlendiren Ahmet Büyükduman, şöyle konuştu:

Son yapılan faiz indirimiyle ipotekli konut satışlarında bir canlanma başladı. Ağustosun ilk üç haftasında 3,5 milyar liralık bir konut kredisi kullanımı oldu. Normalde haftada 500 milyon liralık kredi kullanılırdı.  

Ancak üçüncü çeyrekte inşaat sektörünün hemen harekete geçeceğini düşünmüyorum. İnşaat sektörünün bir stoğu var. Her şeyden önce onları bitirerek talebi karşılamaya çalışacaklardır. 

Üçüncü çeyrekte bu kadar negatif rakamlarla karşılaşmasak bile inşaattaki eğimin hemen toparlanacağını düşünmüyorum.


QNB Finansbank Başekonomisti Erkin Işık da gelecek dönem için büyüme tahminlerini açıkladı. Foreks’e konuşan Işık, sektörel güven endekslerinin ikinci çeyrekte zayıf seyretmesi ve finansal koşullarda devam eden sıkılığın yatırımlardaki daralmada etkili olduğunu söyleyerek 2019 için yüzde 0 büyüme beklentilerini koruduklarını aktardı. 

Işık, son verinin tahminlere pozitif yansıyabileceğini de sözlerine ekledi. 


Independent Türkçe
 

DAHA FAZLA HABER OKU