ABD istihbaratının yanlış değerlendirmesi savaşın genişlemesi riskini arttırıyor

‘Yanlış değerlendirme’ İsrail ile Hizbullah arasındaki gerilimin tırmanacağı korkusunu güçlendiriyor. ABD istihbaratı, çatışmanın genişlemeyeceği yönünde tahminler sunmasına rağmen aksi yönde gelişmeler yaşandı

İsrail'in, Alma eş-Şaab kasabasına düzenlediği saldırı sonucu yükselen dumanlar / Fotoğraf: AFP

Hamas hareketinin geçtiğimiz 7 Ekim Cumartesi günü İsrail'e düzenlediği kapsamlı saldırıların ardından başlayan savaş Gazze'de halen devam ediyor. Bu bağlamda Gazze’de devam eden savaşın Hizbullah'a karşı yeni bir cephe açmak üzere uzatılması ihtimaline ilişkin gerçekleştirilen tartışma ve tahminler, ABD medyasında ve araştırma merkezlerinde hâlâ özel olarak yer alıyor. Bazıları İsrail'in kuzey cephesinde bugüne kadar yaşananların, temelleri Temmuz 2006'da İsrail ile Hizbullah arasındaki savaştan sonra atılan angajman kurallarının ötesine geçmediğine inanıyor. Bu kurallar, Lübnan ile İsrail arasındaki deniz sınırlarını çizmeye yönelik tarihi anlaşmanın ardından ‘karşılıklı caydırıcılık’ politikası adı verilen politikayla da güçlendirildi. Bazıları ise bu durumun açık çatışmaya dönüşme ihtimalinin halen yüksek risk altında olduğunu düşünüyor.

İran'daki IŞİD milisleri

Buna rağmen İran'ın, Hamas’tan sonra ikinci hedef olma ihtimali konusundaki gerginliği dikkat çekicidir. Çünkü İran, IŞİD milislerine yönelik bir girişim yoluyla kendisine ve bölgedeki silahlı milislerine oyunun kurallarını değiştirecek şekilde ölümcül bir darbe vurmak üzere İsrail'in arkasında hizalanan ABD ve Batı ittifakından çekiniyor. Bu durum gerçekleşirse, Çin ve Rusya gibi büyük uluslararası güçlerin olayların gidişatını etkileme konusundaki açık zayıflığı ışığında gerçekleşecektir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bazıları Hizbullah'ın, angajman kurallarını ihlal etmemek için sıkı bir disiplin uyguladığı şu dönemde, Tahran yönetiminin direniş ekseni olarak adlandırdığı ülkelere İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın yaptığı ziyareti mevcut endişenin bir ifadesi olarak değerlendirdi. Çünkü Tahran yönetimi zaten uyarılarını yapmıştı ve Washington'a “bölgesel bir savaştan kaçınmak istiyorsa İsrail'i dizginlemesi” çağrısını iletmişti. İran rejimin lideri Rehber Ali Hamaney'in, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf'ın İsrail'e yönelik saldırı kararı almasında Tahran yönetiminin herhangi bir girişimi olduğunu reddeden gergin tonu ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile yaptığı telefon görüşmesi bu değerlendirmeyi güçlendirdi.

Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü Başkanı Paul Salem, İran'ın saldırıya karıştığını reddetmesinin ilkesel olduğunu, böylece doğrudan savaştan sorumlu olmakla suçlanmaktan kurtulduğunu dile getirdi. Salem ayrıca, Abdullahiyan’ın ziyaretinin ters yönde tepkilere yol açabileceğini söyledi. Salem, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Abdullahiyan’ın da dediği gibi en büyük tehlike başka bir cepheden geliyor. Bu da geçtiğimiz saatlerde İsrail'in Şam ve Halep havaalanlarına düzenlediği saldırıları gördüğümüz Suriye üzerinden gerçekleşebilir. Ancak Hizbullah'ın Suriye'deki varlığına rağmen Suriye cephesi, Lübnan cephesi kadar güçlü değil ve İran oyunun kurallarını ihlal etmeden bu cepheyi kullanabilir” ifadelerini kullandı.

Washington Post, gizli bir Amerikan istihbarat belgesine dayandırdığı haberinde “Hizbullah'ın geniş çaplı bir saldırı düzenlemesi mümkün değil” ifadesine yer verdi. ABD'li istihbarat analistleri, bu yılın başından itibaren İsrail ve Hizbullah arasında şiddetli olsa da öngörülebilir bir denge olduğunu, bu durumun da büyük çaplı bir savaş riskini azalttığını düşünüyor.

‘Oyun kuralları’ testi

Söz konusu varsayımlar, İsrailli ve ABD’li yetkilileri neredeyse tamamen şaşırtan Hamas saldırısının ardından şimdi test ediliyor. Discord sohbet platformunda sızdırılan bir belgeye göre İsrail ve Hizbullah, güç kullanmaya ‘hazırlığı sürdürmek’ için adımlar attı ancak ‘tarihsel angajman kalıpları içinde’ kaldılar. Bu, kayıpların önlenmesi ve provokasyonlara orantılı bir şekilde karşılık verilmesi anlamına geliyor. Washington Post’un analizine göre, gerginliğin arttığı dönemlerde bile İsrail ve Hizbullah, gerilimden kaçınarak güç göstermeyi amaçlıyordu.

Sızdırılan belge, İsrail'in Lübnan'da sabotaj operasyonları gerçekleştirebileceğini veya boş bölgelere ateş açabileceğini, Hizbullah'ın ise İsrail'e ait bir insansız hava aracını (İHA) düşürebileceğini veya ülkenin kuzey kısmına füze ateşleyebileceğini belirtiyor. Bu eylemler provokatiftir, ancak kayıpları önlemek için tasarlanmıştır. Bu yolla her iki taraf da diğerine, daha geniş bir düşmanlık patlamasına yol açmadan saldırmaya hazır ve yetenekli olduğunu kanıtlayabilir.

Ancak belge, yine Lübnan'da faaliyet gösteren Hizbullah'ın Hamas gibi Filistinli militanları dizginlemedeki başarısızlığı da dahil olmak üzere bu dengeyi bozabilecek diğer faktörlere işaret ediyor.

Salem, özellikle İsrail ordusunun operasyonlarını adım adım yürütmesi ve İsrail'in kendisini zor durumda bırakmayacak ABD ve Batı örtüsüne sahip olması nedeniyle savaşın aylarca olmasa da önümüzdeki haftalarda farklı bir tablo oluşturacağını söylüyor. İsrail'in bu savaşta zafer kazanması, Hamas'ın düşmesi ve sahneden kaybolması anlamına gelecektir. Bu, İran ve Hizbullah açısından kabul edilemez bir sonuç olacaktır. Bu sebeple sonrasında Hamas'ın kaybetmemesi için ikinci bir cephe açma yönünde stratejik bir karar alabilirler. İsrail'in şu anda ikinci bir cephe açmak gibi bir niyeti yok ama İran'ın bunda bir çıkarı olabilir.

Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nden Matthew Levitt, “Pek çok insanın Hamas ve Hizbullah'ın ne kadar caydırıcı olabileceği konusunda varsayımlarda bulunduğunu düşünüyorum” diyor. Levitt, ABD istihbaratının değerlendirmesine genel olarak katılmasına rağmen, İsrail ordusunun dikkatinin çoğunu tüketen güneydeki savaştan Hizbullah'ın artık büyük olasılıkla faydalanacağını söyledi. Levitt, “Hizbullah'ın yavaş yavaş oyunun kurallarını değiştirmeye çalıştığını görüyorum ve Hizbullah varlığını hatırlatmaya çalışırken zaman zaman kuzey sınırında küçük şeylerin olmasını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Hizbullah liderleri, söylemlerindeki değişimler ışığında bu savaşta tarafsız olmadıklarını ve “herhangi bir eylem zamanı geldiğinde” hazır olduklarını ifade ettiler. ABD istihbarat analizlerine göre, bu tür provokasyonlar, özellikle Hizbullah'ın İsrail güçlerinin veya sivillerin ölümüyle sonuçlanacak sınırlı saldırılar gerçekleştirmesi halinde, gerilimin artması riskini beraberinde getiriyor. Levitt, “Yanlış hesaplama potansiyeli son derece yüksek” dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU