Sina, Filistinliler için alternatif bir vatan mı olacak?

Yerinden edilme söylemi ve Tel Aviv ile resmi temas kurulamaması ortasında Kahire’nin davayı tasfiye etme korkusunu ve Mısır medyasındaki gerilimi artırıyor

Mısır, üst düzey kaynakları, savunmasız Filistinlilerin Mısır sınırına doğru itilmesine ve bazı tarafların kitlesel göç çağrılarını beslemesine karşı uyarıda bulundu / Fotoğraf: Reuters

İsrail'in Gazze'de devam eden askeri operasyonu son olmayabilir. Ancak gözlemcilere göre mevcut saldırıların İsrail ordusu ile Filistinli gruplar arasında daha önce gerçekleşen saldırılara benzemediği kesin.

Krizin Mısır-İsrail ilişkileri düzeyinde başka olağandışı yansımalara da yol açtığı görülüyor.

İki ülke arasındaki gerilimin göstergeleri artıyor ve 45 yıllık iki barış ortağının birbirinden her zamankinden daha da uzak olduğu görülüyor.

Yarı resmi Mısır radyo istasyonlarından birinde, Binyamin Netanyahu, Mısır medyasının alışık olmadığı bir üslupla 'işgalci devletin başbakanı' olarak tanımlandı.

Bu durum, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki önceki askeri operasyonlarına kıyasla medyada daha yoğun yer aldığının bir göstergesi.

Öyle ki İsrail'in Filistinlilere yönelik ihlalleri ve "İsrail'in 2005'te geri çekildiği Gazze Şeridi çevresindeki kasabaların topraklarında yaşanan çatışmalara atıfla" işgal ordusu ifadesinin kullanılması üzerinde duruluyor. 

Resmi düzeyde Mısır ve İsrail hükümetleri arasındaki temaslardaki fark, 2021'deki Gazze savaşıyla karşılaştırıldığında açıkça görülüyor.

O dönemde Tel Aviv, savaşı Filistinli grupların isimlendirmesine göre 'Kudüs Kılıcı Savaşı' yerine 'Surların Bekçisi' olarak adlandırmıştı. 

Mevcut çatışmaların başlamasından beş gün sonra Mısır ile İsrail arasında resmi düzeyde herhangi bir görüşme ilan edilmedi.

Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri, 2021'de İsrailli mevkidaşı Gabi Aşkenazi'yi, İsrail ordusu ile Filistinli direniş grupları arasında karşılıklı bombardımanın patlak vermesinin üzerinden henüz bir gün geçmeden aramıştı. 

Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın krizin başından bu yana yaptığı açıklamalarda ayrıca, İsrail'e "Filistin halkına yönelik saldırıları ve provokatif eylemleri durdurma ve işgalci devletin sorumlulukları konusunda uluslararası insan hakları kurallarına uyma" çağrısı yapmaya odaklanıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sina'ya göç

Kahire ile Tel Aviv arasındaki potansiyel gerilimin en belirgin özelliği, Filistinlilerin Gazze'den Mısır'a sürülmesi ihtimaliydi.

Mısır, üst düzey kaynakların yarı resmi Mısır medyasına yaptığı açıklamalar aracılığıyla, savunmasız Filistinlilerin Mısır sınırına doğru itilmesine ve bazı tarafların kitlesel göç çağrılarını beslemesine karşı uyarıda bulundu.

Ayrıca "Yerinden edilme çağrılarının ciddiyeti, Mısır'ın egemenliğine izin verilmemesinin yanı sıra, Gazze Şeridi'ni nüfusundan arındırmaya ve Filistin davasını tasfiye etmeye yetiyor" açıklaması yapıldı.

Aynı şekilde kaynaklar, Gazze halkına yardım için insani koridorların açılması gerektiği hususunda işgalci otorite olarak tanımladıkları İsrail'i de sorumlu tutuyor.

Bu durum aynı zamanda Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah es-Sisi'nin geçen salı günü Polis Koleji'nden yeni bir grubun mezuniyet kutlamalarına katılımı sırasında yaptığı konuşmada da görüldü.

Bu, üstü kapalı olarak Mısırlıların Filistinlileri Sina'ya itmeye yönelik olası planlar veya baskılar konusunda dikkatli olduğunu gösteriyor.

Öyle ki Sisi, konuşmasında Filistin davasının diğer taraflarn pahasına tasfiyesi konusunda uyarı yaptı. 

Sisi, hiçbir koşulda rehavete ve ihmale yer verilmemesi gerektiğini, Mısır'ın başta Filistin meselesi olmak üzere Arap meselelerine olan bağlılığından vazgeçmeyeceğini söyledi.

Aynı şekilde Mısır halkının durumun karmaşıklığının ve tehdidin büyüklüğünün farkında olması gerektiğine dikkat çekti.

Ayrıca geçen salı sabahı Reuters'ın haberine göre İsrail'in yabancı medyadan sorumlu baş askeri sözcüsü Albay Richard Hecht, Filistinlilere Sina'daki Mısır topraklarına gitmelerini tavsiye etti.

Ancak ordu, daha sonra Filistinlilerin Mısır'a göçü çağrısını reddeden bir açıklama yaptı.

Mısır'ın Gazze Şeridi ile olan sınırı 12 kilometre boyunca uzanıyor ve tek bir geçiş noktası var; Refah kara sınır kapısı.

Burası, İsrail'in karadan ve denizden kuşattığı Gazze Şeridi'nde yaşayan 2,3 milyon insan için dış dünyayla tek bağlantısı noktası olarak sayılıyor. Gazze Şeridi'nde havaalanı bulunmuyor.

Son dönemde yaşanan çatışmalar nedeniyle İsrail ile Kerem Şalom ve Beyt Hanun geçiş noktaları kapatılırken, Tel Aviv ayrıca, Refah geçidinin Filistin tarafını bombalayarak kapının kapanmasına yol açtı.

Independent Arabia'ya konuşan Orta Doğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı Samir Gattas, Mısır ile İsrail arasındaki ilişkilerin aşırı gerilime tanık olduğunu söyledi.

Gattas, İsrail'in Mısır'a doğal gaz ihracatını durdurma kararına, İsrail güçlerinin Refah sınır kapısını bombalamasının yanı sıra, Gazze'deki vatandaşlara tıbbi konvoy ve insani yardım girişinin engellediğine ve İsrail'in yola çıkan her türlü yakıt veya yardım konvoyunu bombalamakla tehdit ettiğine dikkati çekti. Samir Gattas ayrıca, "Mısır, yardım sağlamak için altı saatlik ateşkes talep etti, ancak İsrailliler reddetti. İsrail, ateşkes için zaman olmadığını, yalnızca gerilimi tırmandırmak için zaman olduğunu söyledi" dedi. 

İsrail Enerji Bakanı Yisrael Katz, Tel Aviv'den Mısır'a boru hattıyla doğal gaz ihracatının askıya alındığını ve Ürdün üzerinden alternatif bir hattın kullanılacağını duyurdu.

Bu durum ise Mısır'ın sıvılaştırılmış gaz ihracatına yeniden başlama planlarını etkileyecek.

Geçen pazartesi günü İsrail Enerji Bakanlığı, Akdeniz'de, İsrail'in güney kıyısındaki Aşdod şehrinin yaklaşık 25 kilometre uzağında bulunan Tamar açık deniz gaz sahasındaki üretimin geçici olarak durdurulduğunu açıkladı.

Gattas, sorunun yalnızca Mısırlıların korkuları veya endişeleri olmadığına, aynı zamanda Gazze halkını Sina'ya yerleştirmeye yönelik bir İsrail projesinin de mevcut olduğuna dikkati çekti.

Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Forumu Başkanı, "Amaç, Filistinlileri Sina'ya iterek üç hedefe hizmet etmektir: Hamas üzerindeki baskıyı artırmak, vatandaşlar ile hareket üyelerini birbirlerinden ayırmak ve sorunu Mısırlıların omuzlarına yüklemek, ki bu da yerleşim projesinin kapısını açıyor" dedi. 

Mısır Temsilciler Meclisi'nin eski bir üyesi, "Gazze halkını Sina'ya itmek, İsrail ordusunun planlama dairesi başkanı ve Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Giora Eiland'ın haritalarla desteklenen projesini sunduğu milenyumun başlarına kadar uzanan bir projedir" diye konuştu.

Üye, Eiland'ın bir kez daha faşist açıklamalarda bulunduğunu ve Gazze'nin Hamas'tan ve vatandaşlardan arınmış olmasını talep ettiğini belirterek, projenin İsrail ve diğer ülkelerin baskıları altında yeniden canlandırılabileceğini belirtti.


Gerginlik artıyor

Eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Rıfat el-Ensari'nin değerlendirmesine göre İsrail tarafının Gazze Şeridi'nden çıkışa ilişkin açıklamaları, Mısır'la ilişkilerde gerginliğe neden oluyor.

Ensari, "Herkes Gazze Şeridi'nin boyutlarını, Mısır tarafı ve Refah kapısı dışında her yönden kuşatıldığını biliyor. Filistinlilerin Mısır tarafıyla koordinasyon olmadan sınır kapısından çıkmasının kriz yaratabileceği konuşuluyor" dedi. 

Ensari, yaptığı açıklamada "Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden ayrılması fikri, Mısır tarafının bunu onaylamamasının yanı sıra, Filistin meselesinin içeriğinin ve meşruiyetinin sonsuza kadar boşaltılması ve yüzyılın anlaşmasının fiilen uygulanması anlamına geliyor" şeklinde konuştu. 

İsrail'in Yüzyılın Anlaşması'nı desteklediğini ve uyguladığını resmi olarak açıklamasına gerek olmadığını vurgulayan Rıfat el-Ensari, "Ama niyetleri ve eylemleri bunu gösteriyor. Su ve elektriği keserek ya da Refah üzerinden Gazze Şeridi'ni terk ederek Filistinlileri kuşatma ile ölüm arasında tercih yapmaya zorlama girişimi; zorunlu tahliyenin uygulanması ve yüzyılın anlaşmasının güçlendirilmesidir" ifadelerini kullandı.

Daha önce Tel Aviv'deki Mısır büyükelçiliğinde çalışan diplomat, Kahire'nin ilk günden itibaren iki taraf arasında sükûnet yollarını izlemeye çalıştığını, ancak yaşananlardan İsrail tarafının zarar gördüğünü belirtirken, "İşgal ordusunun hareketleri, Gazze Şeridi'ni ve sivilleri bombalaması, daha çok Filistinlilere yönelik kapsamlı bir katliama benzediği için istismar olarak değerlendiriliyor" dedi. 


Yurtlandırma

Çok sayıda İsrailli, Filistinlilerin Sina'da yurtlandırılması anlatısını destekliyor.

İsrailli yazar Eddie Cohen, Mısır'ın dış borçlarının silinmesi karşılığında Filistinlileri Sina'da yurtlandırmayı teklif etti.

Monte Carlo radyo ağına açıklama yapan Cohen, "Mısır bu fikri reddetse bile, Suriyeli mültecileri kabul etmeyen Avrupa ülkeleri de var. Ancak geldiler. Çünkü mülteci akınının herhangi bir sınırı ihlal etmesini önlemek zor" dedi.

Cohen ayrıca, Mısır'ın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle bu çözümü reddetmesinin pek olası olmadığını, ABD'nin de bu fikre destek verme ihtimali olduğunu söyledi. 

ABD ve İsrail medyasında sıklıkla tekrarlanan bu fikir, Mısır tarafından kategorik olarak reddediliyor.

Trump'ın barış planının mimarı olarak bilinen Beyaz Saray barış elçisi Jason Greenblatt, daha önce Independent Arabia'ya verdiği bir röportajda "Biz Mısır'dan böyle bir konunun kabul edilemez olduğunu açıkça anladık ve buna saygı duyduk. Egemen topraklarına ne yapması gerektiğini dikte etme hakkımız yok" demişti. 

Bu fikrin bir bağlamda mı yoksa diyalogda mı gündeme getirildiği sorulduğunda Greenblatt, "Sadece Mısır'la değil, birçok fikir hakkında konuştuk. Ancak bölgedeki pek çok ülke ve elbette Filistinliler ve İsrailliler nezdinde Sina fikri bir olasılık olarak öne sürülmedi. Bir olasılık olarak teklif ile kalıpların dışında, sadece bir fikir olarak sunulan düşünce arasında büyük bir fark var ve reddedilir reddedilmez bu tür fikirlerin Mısır liderliği tarafından kabul edilmeyeceğini açıkça gördük" dedi. 

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin Filistinlileri buraya yerleştirmek için Sina'dan bir parça sunma teklifini reddettiğini belirtmişti.

Mayıs 2018'de Filistin Ulusal Konseyi önünde yaptığı konuşmada, "Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi döneminde Müslüman Kardeşler yönetimi sırasında bize Sina'dan bir parça teklif edildi ve biz reddettik" diyen Abbas, bunun Filistin meselesini tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayan Giora Eiland adlı bir İsrail projesi olduğunu dile getirdi.

Abbas ayrıca, "Filistinliler bunu kabul etmeyecek, topraklarını terk etmeyecek ve başkalarının topraklarında yaşamayacaktır" dedi. 
 


Açık plan

Ayrıca İsrail'in Mısır Büyükelçisi Amira Oron da Tel Aviv'in Sina ile ilgili bir niyetinin olmadığını, Filistinlilerden oraya taşınmalarını istemediğini söyledi.

Büyükelçiliğin Facebook sayfasında yaptığı açıklamada Tel Aviv'in, Kahire ile iki ülke arasındaki sınırların çizildiği barış anlaşmasına bağlı olduğunu belirten Oron, Sina'da terörle mücadele için iki ülke arasında son yıllarda işbirliği yapıldığına dikkat çekti. 

İsrail'in inkarına rağmen yarı resmi Mısır medyası, üst düzey Mısır güvenlik kaynaklarından aktardığı haberinde "işgal altındaki Filistin topraklarının, sahiplerinden ve bu topraklarda yaşayanlardan tasfiye edilmesine ve onlara İsrail bombardımanı altında ölmek ya da topraklarının dışında yerinden edilmek arasında seçim hakkı verilerek orayı terk etmeye zorlamaya dayalı, işgalin hedeflerine hizmet edecek açık bir planın" varlığına dikkati çekti.

Kaynaklar, "İşgal planına hizmet eden bazı taraf ve güçler var. Emri vaki olarak sunulan gerekçeler, işgalin Arap- İsrail çatışması boyunca Gazze halkını Sina'ya yerleştirerek ortaya koymaya çalıştığı tarihsel ve siyasi açıdan yozlaşmış tezleri desteklemesinin önünü açıyor. Bu, Mısır'ın yüzleştiği ve yüzleşeceği şeydir ve Filistin'in tüm halkları tarafından reddedilmiştir" dedi. 

Ayrıca Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Ahmed Fuad Enver, işgal ordusu sözcüsünün Mısır'ın tavrına bakılmaksızın Refah sınır kapısından geçilmesi yönündeki açıklamalarının, Mısır hükümeti açısından provokatif bir girişim olduğunu açıkladı.

Enver, yaptığı özel açıklamalarda, İsrail tarafının Mısır hükümetinin işgal güçlerinin Mescid-i Aksa ve Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının sonuçlarına ilişkin son yıllarda yaptığı uyarıları dinlemediğini söyledi.

Ahmed Fuad Enver ayrıca, İsrail'in, Filistinlilere yönelik ahlak dışı eylemlerinin faturasını ödediğini dile getirdi. 

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi, İsrail'in koordinasyon olmadan veya Filistin sorunu dosyasında ana arabulucu olarak Mısır hükümetini dinlemeden tek taraflı hareket etmesinin, Tel Aviv'in durumu sakinleştirme veya Gazze Şeridi'ne karşı vahşi saldırısından geri çekilme niyetinde olmadığının kesin kanıtı olduğuna dikkat çekti.

Aynı şekilde Askeri Akademi Lisansüstü ve Stratejik Araştırmalar Danışmanı Adil el-Omda, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, "Mısır, zayıf bir ülke değil ve kimse onun sınırlarını kolayca geçemez. Güçlüdür ve hazır güvenlik unsurlarına sahiptir. Ancak durum belirsiz ve karmaşıktır. Ama nihayetinde İsrail, dünya kamuoyu nezdinde itibarını yeniden tesis etmek için güçlü önlemler almaya çalışacak" ifadelerini kullandı. 

Omda, "Mısır devleti, doğru zamanda doğru kararı nasıl vereceğini biliyor. Silahlı kuvvetler akıllıdır ve her yöndeki zorluklarla mücadele eder. Kimse bizim kolumuzu bükemez, bize emir dayatamaz. Mısır, sabitleri ve ilkeleri olan egemen bir devlettir" dedi. 

Adil el-Omda, Mısır devleti ve silahlı kuvvetlerinin bu durumu insani bir şekilde ele aldığını ve Gazze'deki kardeşlerine tam destek sağladığını söylerken, "Mayıs 2021 ve Ağustos 2022'de Mısır, Gazze'nin yeniden inşası için yarım milyar lira (16 milyon dolar) ayırdı ve Mısır makineleri hala orada. Biz, Gazze Şeridi'ndeki halkımızın haklarını hiçbir zaman göz ardı etmedik. Biz sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz ve uluslararası toplumdan da aynısını bekliyoruz. Aksi takdirde kriz büyür. İsrail'i yakıp yıkma politikasına karşı uyarmak zorundayız" açıklamasında bulundu.

İsrail, Gazze Şeridi'ndeki ablukayı sıkılaştırırken ve yardım girişini reddederken, binlerce Filistinlinin Mısır sınırını işgal ettiği 2008'deki durumun tekrarlanacağına dair korkular da artıyor.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın açıklamalarına göre Washington, "Filistinlilerin ve ABD vatandaşlarının Gazze Şeridi'nden Mısır'a çıkışı için belirlenmiş bir insani koridor açmak" amacıyla İsrail ve Mısır ile koordinasyon içinde çalışıyor.

Bu bağlamda Adil el-Omda, "Mısır'ın Filistin davası uğruna yaptığı fedakarlıklarla kimse yarışamaz. Refah kapısı insani vakalar için açık ve belirli kontroller altında" dedi. 


Washington'un rolü

Washington'un müttefikleri olan Mısır ve İsrail arasındaki olası gerilimi yatıştırmaya yönelik ABD tutumuyla ilgili olarak Ensari, Washington'un krizin başından itibaren kesinlikle İsrail'in yanında yer almayı seçtiğini ve hiçbir sükûnet çağrısına kulak asmadığını söyledi.

Siyaset bilimi akademisyeni Hebbe el-Başbişi, Washington'un, Mısır'ın İsrail'in davranışına duyduğu öfkeyi gidermeye çalışacağını ve İsrail'i sakinleştirerek Hamas hareketiyle savaşması için ona silah sağlayacağını belirtti. 

Başbişi, İsrail liderlerinin Mısır'la ilgili açıklamalarda ciddiyetin farkında olmadıklarının göründüğünü söylerken, Tel Aviv'in Mısır ordusunun sabrını sınamaya, Mısır topraklarının güvenliğini ve egemenliğini tehdit etmeye veya Kahire'yi İsrail'in Hamas'la mevcut çatışmasına dahil etmeye yönelik herhangi bir girişimine karşı da uyarıda bulundu.

Mısır Cumhurbaşkanı, Mısır'ın "Filistin meselesinin diğer tarafların aleyhine çözülmesine izin vermeyeceğini" belirtmiş ve "Mısır'ın ulusal güvenliğiyle ilgili hiçbir koşulda rehavete kapılmamalı ve ihmalkâr davranılmamalıdır" demişti. 

Mısır'ın Gazze'deki Filistinlilere insani destek sağlanması yönündeki çağrıları karşısında İbrani medyası, kendi kaynakları aracılığıyla Kahire'ye, "Gazze'ye yardım taşıyan konvoy veya kamyonların bombalanacağı" yönünde bir mesaj gönderildiğini bildirdi.

Saatler sonra Mısır Cumhurbaşkanı, Filistin'e insani ve yardım konvoyunun ulaştırılması talimatı verdi. Aynı şekilde Mısır Ulusal Sivil Kalkınma Eylemi İttifakı da büyük miktarlarda insani yardım, gıda ve tedavi malzemeleriyle dolu, her uzmanlıktan doktor, ilaç ve tıbbi ekipmanın yer aldığı kapsamlı bir konvoyu göndermeye hazırlandığını duyurdu.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU