70 bin nüfuslu Karayip ülkesinin "pasaport satışı" mercek altında: Listede Cavit Çağlar da var

100 bin dolar karşılığı alınabiliyor, 140 ülkeye vizesiz seyahat sağlıyor

Dominika'nın başkenti Roseau, 16 bin 500 kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapıyor (Reuters)

Karayipler ülkesi Dominika'nın, tartışmalı "altın pasaport" uygulaması kapsamında binlerce kişiye vatandaşlık sattığı tespit edildi.

Dominika'dan vatandaşlık alanlar arasında eski devlet bakanı Cavit Çağlar'ın yanı sıra Libya'daki Kaddafi rejiminden üst düzey yetkililer ve eski Afganistan istihbarat şefi gibi isimler de bulunuyor.

Uluslararası 15 haber kuruluşunun, Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi'yle (OCCRP) birlikte yürüttüğü araştırmaya göre, Dominika 2009'dan bu yana altın pasaport uygulamasından 1 milyar dolardan fazla gelir elde etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İçlerinde AB ülkelerinin de olduğu 140'dan fazla ülkeye vizesiz seyahat imkanı sunan Dominika pasaportuna en az 100 bin dolar ödeyerek sahip olmak mümkün ancak bugüne kadar altın pasaport uygulamasından faydalanan kişilerin isimleri belirsizdi.

Resmi veriler 70 bin nüfuslu ada ülkesinin, 2007'den bu yana 7 bin 700 kişiye vatandaşlık verdiğini gösterse de yürütülen araştırma gerçek sayının bunun çok üstünde olabileceğine işaret ediyor.

Araştırmaya göre, altın pasaport uygulamasından en çok faydalanan gruplar İranlılar, Çinliler ve Ruslar. Dominika vatandaşlığı bu gruplar için aynı zamanda ülke değiştirirken daha az engelle karşılaşma, yırtdışında iş kurma ve banka hesabı açabilme gibi kolaylıklar sağlıyor.

Dominika'nın altın pasaport uygulamasından faydalanmak isteyen kişilerin suç kaydı olmaması gerekse de, OCCRP'nin araştırması vatandaşlık alan kişilerden birinin dolandırıcılık gibi suçlardan hapis yattığını, bir diğerininse vatandaşlık aldıktan sonra Interpol tarafından kırmızı bültenle arandığını ortaya koydu.

Kimler Dominika'dan vatandaşlık aldı?

2007'den 2022'ye kadar yayımlanan resmi gazeteleri inceleyen araştırma ekibi, birçok önemli ismin Dominika pasaportu aldığını tespit etti.

Bunlardan biri 2021'de Taliban iktidarı yeniden devralana kadar Afgan yönetiminin çeşitli kademelerinde görev yapan Asadullah Halid.

Afganistan'da iki bölgenin valiliği, istihbarat şefliği ve savunma bakanlığı gibi görevler üstlenen Halid, Birleşik Krallık ve Kanada yetkilileri tarafından 2012'de işkence ve insan hakkı ihlalleriyle suçlanmıştı. Halid'in buna karşın 2017'de Dominika vatandaşlığı aldığı tespit edildi.


İddialarla ilgili hiçbir zaman hakim karşısına çıkmayan Halid, kendisine yönelik suçlamaların "propaganda" olduğunu söylemişti.

Guardian'ın konuyla ilgili haberinde, eski devlet bakanı ve iş insanı Cavit Çağlar da dikkat çeken isimlerden biri olarak öne çıkarıldı. Haberde kamuoyunda 2001 krizine neden olan banka boşaltmalarındaki rolüyle hatırlanan Çağlar'ın cezaevinde kalmasına ve Türkiye'de hüküm giymesine rağmen 2011'de Dominika vatandaşlığı almayı başardığı ifade edildi.

Dominika'dan vatandaşlık alan isimlerden bir diğerininse Libya'daki Kaddafi rejimi döneminde albay olarak görev yapan Sasi Milud Sasi Grada'da olduğu tespit edildi. .

Libya'daki iç savaşın ardından ülkeden kaçan Grada'nın 2015'te Dominika vatandaşlığı aldığı belirtildi.

İddialarla ilgili konuşan Grada, Kaddafi'yi 1960'larda ordudayken tanıdığını ancak Libya lideriyle hiç siyasi tartışmalar yapmadığını söyledi.

Dominika hükümetinden savunma

70 bin nüfuslu küçük bir ada ülkesi olan Dominika, vatandaşlık satışından elde edilen gelirle kamu hizmetlerini yürütüyor.

Tahminlere göre hükümetin gelirlerinin yaklaşık yarısı yatırım karşılığı pasaport verilerek elde ediliyor.

2004'te göreve gelmesinden bu yana pasaport satışlarını genişleten Başbakan Roosevelt Skerrit, 18 Eylül ve 3 Ekim'de düzenlediği basın toplantılarında uygulamayı savunmuştu.

Skerrit, "Birileri bugün vatandaş olup, yarın sabah bir şeyler yapıyor ve kanunla problem yaşıyorsa, bunun için programı suçlayamazsınız" ifadelerini kullandı.

Programı ABD'nin yeşil kart uygulamasıyla karşılaştıran Skerrit, yeşil kart alan kişilerin suça karışması durumunda kimsenin ABD'yi suçlamadığını söyledi.

Skerrit ayrıca araştırmayı yürüten gazetecilerin, muhalefet tarafından programı yok etmek için fonlandığını öne sürdü.


Independent Türkçe, Guardian, Le Monde

DAHA FAZLA HABER OKU