"Egemen" Fransızların da Batı Afrika'yı terk etmesi çağrıları yapılıyor

Ülkelerin yetkilileri, Frankofon mirasını silmeye ve vesayetle daraltılan halkların ve yeni nesillerin özgün kimliğini yeniden tesis etmeye çalışıyor

Fransa ile iletişim, özellikle askeri darbelerin yaşandığı ve Rusya sadıkları tarafından yönetilen ülkelerde en düşük seviyeye ulaştı / Fotoğraf: AFP

Batı Afrika'daki Fransız varlığının siyasi ve askerî açıdan azalmasıyla birlikte bu ülkelerde Frankofon kültürel düzeyinde de önemli bir düşüş yaşandı.

Öyle ki Batı Afrika ülkelerinin çoğu ile Fransa arasındaki iletişim, özellikle askeri darbeleri bilen, Rusya'ya bağlılığı olan ve Batı Afrika'daki askeri darbe dalgasına karşı çıkan Fransa'nın yerine Rusya'yla işbirliği yapmayı tercih edenler tarafından yönetilen ülkelerde en düşük seviyeye ulaştı.

Kıtanın batısında onlarca yıldır süren Fransız etkisinin azalmasının en önemli belirtileri arasında, bu ülkelerin yetkililerinin, Fransa'nın ülke halklarının gerçek kimliği üzerindeki etkisini silmeye yönelik çabaları yer alıyor.

Bu çabalar arasında, Fransızcanın ülkede resmi dil olarak iptal edilip yerine İngilizcenin getirilmesi yönünde bir plan geliştirilmesi de yer alıyor. Diğer bazı ülkeler ise Fransızcayı yerel dillerle değiştirmeyi tercih ediyor.

Mali'de Cumhurbaşkanı Assimi Goita'nın belirttiğine göre anayasa, Fransızcayı resmi dilden yalnızca çalışma diline dönüştürmek üzere geçen Haziran ayında değiştirildi.

Gelecekte ise 'güçlü bir dilin' benimsenmesi bekleniyor. Goita, biri 2020'de seçilmiş Cumhurbaşkanı İbrahim Keita yönetiminin devrildiği ve ikincisi 2021'de geçici Cumhurbaşkanı Bah Ndaw'ın devrildiği iki askeri darbeye öncülük etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eski Mali

Anayasa değişiklikleri, geniş bir destek gördü. Şubat 2024'teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tarihini belirleyerek ülkeyi sivil yönetime döndürmeyi amaçlayan kararlı bir adımla, seçmenlerin yaklaşık yüzde 97'si buna destek verdi.

Söz konusu adım ayrıca, Fransızcanın önemini, Arapça da dahil olmak üzere ülkede yaygın olan ana diller lehine azalttı. 

Mali hükümeti, modern tarihini birleşik olduğu Fransız uygarlığına borçlu olan ülkede anayasa değişikliğinin, 'Moliere dilinin' yakın zamanda ortadan kaldırılması ihtimalinin önünü açtığını söylüyor.

Mali'de, 20'nci yüzyılın başlarında Fransız sömürgecilerin ülkeye girmesinden önce bir grup etnik köken ve kabile vardı. Ancak sömürgeciler, Afrika kimliğini tamamen yok etti.

Burkina Faso ve Orta Afrika'da, Fransız kuvvetlerinin ayrılmasından bu yana, Fransızca dilinin iptal edilmesi ve yerine İngilizcenin getirilmesi yönünde talepler yükseldi.

Bu iki ülkede aylarca Fransızcanın kaldırılması çağrısında bulunan gösteriler düzenlendi.

Yetkililer bu taleplere, Fransızcanın eğitim müfredatından ve çalışma idarelerinden kademeli olarak çıkarılmasına yönelik bir plan hazırlayarak yanıt verdi.

Bu adımlar, Fransız kuvvetlerinin Mali, Burkina Faso ve Orta Afrika'dan ayrılmasının ardından gelişti.

Fransız karşıtı duygunun Batı Afrika ülkelerine yayılmasıyla birlikte gözlemciler, Fransa ile ilgili her şeyin halk tarafından reddedilmesinin diğer Sahel ve Sahra ülkelerine de yayılmasını bekliyor.


Nesiller boyu ret

Senegalli araştırmacı ve tarihçi Abdu Tay, yeni nesillerin çeşitli nedenlerle Fransız varlığını kabul etmediğini, diğer yandan da Fransa'nın modern tarih boyunca Kuzey ve Batı Afrika'da ortaya koyduklarını görmediğini dile getirdi.

Aynı şekilde Tay'a göre bu yeni nesil, Fransa'dan 60 yıl bağımsız kaldıktan sonra bu ülkeler üzerinde Fransız vesayeti olarak nitelendirdikleri tutumdan da bıkmış durumda.

Tay, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, "Mali, Senegal ve Çad'da yaşamsal ve siyasi koşullara karşı protesto hareketleri ortaya çıktı. Fransız varlığının reddedildiğinin ifade edilmesi, Fransız bayraklarının yakılması ve Moliere dilinin kaldırılması talebi her gösteriyle ilişkilendirildi. Bu, bazılarının yeni Fransız sömürgeciliği olarak gördüğü duruma karşı, Batı Afrika'da öfkenin artmaya başladığı anlamına geliyor" dedi. 

Çoğunluk kabul ettiği sürece ve halkın çıkarına olduğu sürece bu taleplerin meşru kalacağına dikkat çeken Abdu Tay, "Ancak Fransızca konuşulan Afrika'daki sorun, Fransız kültürünün bu ülkelere nüfuz etmesi nedeniyle başka bir dilin, şu anda hükümet daireleri içindeki eğitim ve iletişimde doğrudan Fransız dilinin yerini almasının mümkün olmamasıdır. Çoğunluğu 1960'tan itibaren Fransa'dan bağımsız olmasına rağmen bu ülkeler, atalarının kimliğinden ayrı kalmış, devleti laikleştirerek ve Fransızcayı resmi dil yaparak sömürge mirasını sürdürmüşlerdir" açıklamasında bulundu. 
 


Egemen dil

Çok kültürlü ülkelerde Fransızcanın yerini almanın zorluğu, sömürge mirasından kurtulmak isteyen ülkeler için en büyük engel olmaya devam ediyor.

Örneğin Mali'de yalnızca çalışma dili haline gelen Fransızcanın yanı sıra yeni anayasayla kabul edilen 13 ulusal dil var.

Mali'de kullanılan resmi diller arasında ülkede en yaygın olanı olan Bambara dilinin yanı sıra Pomo dili, ardından Bozo, Dogon, Soninke ve diğerleri bulunuyor.

Araştırmacı Abdu Tay, "Örneğin Mali'de anayasa değişikliği sırasında elitler arasında en tartışmalı maddeler, Fransız döneminin sömürge mirasının kaldırılması ve Fransızca dilinin iptaliyle ilgili olan maddelerdi. Ancak elitler, tek bir ülkedeki etnik köken ve milliyetlerin çokluğu nedeniyle ulusal dillerin Fransızcanın yerini alamayacağını biliyor. Bu durum, tek bir ulusal dil üzerinde anlaşmayı oldukça zorlaştırmaktadır" ifadelerini kullandı. 

Araştırmacı, Fransızcanın nüfuzu ve Fransız mirasının kültürel ve ekonomik alanlarına yapısal bağımlılık nedeniyle İngilizcenin şu anda Batı Afrika ülkelerinde resmi dil olarak seçilemeyeceğini dikkati çekti.

Abdu Tay, şu anda ulusal çıkarların korunmasının, Fransızcaya bağımlılığa devam etmeyi ve İngilizce ve ulusal diller gibi diğer dilleri ilköğretim düzeyinde eğitim sistemine dahil etmeyi gerektirdiğine inanıyor. 

Batı Afrika ülkelerinde Fransızcanın değiştirilmesi konusuyla ilgilenenler, bu bölgedeki etnik grupların çokluğunun, aynı zamanda dini inanç ve bağlılıkları bakımından farklılık göstermelerinin, tek bir ulusal dilin ortak dil olarak seçilmesi ihtimalinin önünde bir engel oluşturduğunu öne sürüyorlar.

Söz konusu taraflar, Fransızcanın yerini alacak resmi bir dil üzerinde anlaşmaya varmak için ulusal bir diyalog başlatılması çağrısında bulunuyorlar.

Öyle ki Batı Afrika'da Fransız etkisinin azalmaya başlaması ve Rusya ve Çin'in başını çektiği büyük rakiplerin bölgeye girişiyle birlikte bu dili öğrenme konusunda ülkede açık bir isteksizlik oluşmaya başladı. 

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU