Kahale kazası: Yerel ve bölgesel bir viraj

Kahale yolu ya da diğer adıyla Beyrut'u Şam'a, Şam'ı Elbukemal sınır geçişi üzerinden Bağdat'a, Bağdat'ı Irak'ın geri kalanı üzerinde tam bir hegemonya ile Tahran'a bağlayan uluslararası yoldaki kaza, üzeri örtülen ya da gizleneni aşikâr hale getirdi

Fotoğraf: AA

El-Kahale virajında Lübnanlılar ve dünya, ülkenin şimdisini ve en azından kısa vadede, hatta orta vadede, geleceğini gördü.

Kaynağı ve sahibi bilinen silah kamyonunun devrilmesi, yıllardır zaten gizli olmayanları, yani Lübnanlıların bildikleri, duydukları ancak önlerinden geçmesine rağmen görmedikleri şeyleri ortaya çıkardı.

Kahale yolu ya da diğer adıyla Beyrut'u Şam'a, Şam'ı Elbukemal sınır geçişi üzerinden Bağdat'a, Bağdat'ı Irak'ın geri kalanı üzerinde tam bir hegemonya ile Tahran'a bağlayan uluslararası yoldaki kaza, üzeri örtülen ya da gizleneni aşikâr hale getirdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kahale'de tek istisna, iktidar otoritesinin silah kamyonunun devrilmesine sebep olan sıkıntıydı.

İç ve dış kamuoyunun ve bölgesel ve uluslararası karar mercilerinin gözleri önünde doğrudan aktarılan sahne karşısında iktidar otoritesi şaşkına uğradı.

Kamuoyu ve bölgesel ve uluslararası karar vericilerden bazıları bu otorite ile dolap çevirip önceki ve belki de sonraki pek çok ihlalini ve yolsuzluğunu görmezden gelse de bu sefer yapılanların üstünü örtemeyebilirler.

Zira şu aşikâr ki, Lübnan'da devletin tamamen ortadan kaybolmasının ardından otoriteden geri kalanlar artık kendi işlerini bile idare edemiyor.

Patlamaya hazır mezhepsel gerilimin ortasında Ayn el-Hilve olayları ve kontrol edilemeyen radikal gruplar lehine Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve Fetih Hareketi'nin kontrolünü zayıflatarak Filistin silahlarını Lübnan kamplarında yerelleştirme girişimi ortada.

Çeşitli güvenlik olayları ve suikastlar de cabası. Bunların en kötüsü güneyde Lübnan Kuvvetleri Partisi'nin bölgesel yetkilisi Elias el-Hasruni'nin kaçırılıp öldürülmesiydi.

Artık bu olayların, soruşturmaların gerçeklere ulaşması engellense bile meçhul olarak kaydedilmesi mümkün değil.

Siyasi tabaka Hizbullah ile yolsuzluğa ses çıkarmaması karşısında silahlarına sessiz kalmak için bir anlaşma yaptı.

Bu anlaşma, Hizbullah'ın silahlı yapısını, doğrudan yolsuzluğun suçlusu ve yolsuzluk yapanların koruyucusu durumuna getirdi ve hatta bazen onların (yolsuzluk yapanların) himayesi altına girmesine neden oldu.

Bu tüm Lübnanlılar arasında uzlaşı noktası olan direniş fikrine manevi bir darbe indirdi.

Direnişin silahları ile Hizbullah'ın silahlarını birbirinden ayırmaya çalışan kamuoyu bile savını kaybetti ve artık pozisyonunu haklı çıkaramaz hale geldi.

Halkın silahlara karşı tutumu zamanla birikmeye başladı. Bu birikme; Mayıs 2008'de Beyrut halkına karşı silah kullanılmasıyla başladı, Suriye'ye müdahale ile devam etti ve ekim ayaklanmasına katılan gençlerin silahlarla tehdit edilip bastırılmaya çalışılmasıyla arttı.

Sahaların birleştirilmesi stratejisinin de bunda payı vardı. Bu strateji Hizbullah'ın sözünün geçtiği kendi çevresinde, yani Güney Lübnan'da bile, Lübnan'dan İsrail'e doğru başlatılan fedai eylemler yüzünden Filistin bitişiğindeki Lübnan bölgelerinin yaşadığı istikrarsızlık durumunu akıllara getirdi.
 


Pratikte, mesele silahların taşınması -ki bu devam edecek- ya da kamyonun rotası değil. Mesele doruk noktasına ulaşan siyasi tıkanıklık.

Bunun pek çok sebebi var ancak en başında silah kamyonunun sahiplerinin kendi cumhurbaşkanları adayını dayatarak yönetimi ele geçirmeye çalışmaları geliyor.

Bu yüzden Lübnan'ı kaosa ve bölünmeye sürükleyen mezhepçi bir çatışma ile karşı karşıyalar. Bunun bölgesel bir durumla da ilişkisi var.

Nitekim Tahran'daki taraflar bölgesel hareketlerini Pekin anlaşmasından kurtarmak istiyorlar ve anlaşmayı sadece Riyad ile Tahran arasındaki ikili ilişkilere bağlıyorlar.

Ayrıca kendilerini bölgeyle ilgili herhangi bir uzlaşı ile bağlantılı görmüyorlar ve herhangi bir uzlaşıya hazır değiller.

Bu, iç geçiş aşaması, uluslararası-bölgesel sahnedeki gelişmeler ve Washington'un başta Riyad ve Ankara olmak üzere bölgedeki geleneksel müttefikleriyle ilişkilerini düzenlemeye dönüşü ile bağlantılı bir iç İran çatışması olarak tanımlanabilir.

Dolayısıyla, Kahale olayı ve son zamanlarda meydana gelen diğer olaylar, iç gerginliğin boyutunu ve taraflardan birinin, kendisinden öncekilerin bu ülkeyi yönetme deneyimini tekrar etme eğilimini açığa çıkardı.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU