İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, “Yahudi orucundan yararlanarak” uzlaşma çağrısı yaparken yargı değişiklikleriyle ilgili anlaşmazlığın iki tarafını herhangi bir şiddet eyleminden kaçınmaya çağırdı.

Başbakan Binyamin Netanyahu ve sağcı hükümetinin planları, aylarca eşi benzeri görülmemiş protestoları ateşleyerek İsrail toplumunu derinden böldü ve bazı yedek askerlerin tepki vermesine neden oldu. Yargı değişiklikleri lehinde ve aleyhinde yapılan gösteriler, Yahudilerce Kudüs'teki Hz. Süleyman Mabedi’nin yıkım yıldönümü kabul edilen yas tutma günü Tapınağın Yıkımını Anma Günü’nde (Tişa Beav) yani Perşembe günü durduruldu.

İsrail siyasetinde büyük ölçüde onursal bir konuma sahip olan Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Facebook hesabı üzerinden yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Herkese sesleniyorum, acı doruğa ulaştığında bile, çatışmaya sınırlar koymaya, şiddetten ve geri dönüşü olmayan eylemlerden kaçınmaya kararlı olmalıyız. Burada 40, 50, 100 yıl sonra birlikte yaşayacağımızı, attığımız her adımın çocuklarımızı, torunlarımızı ve aramızdaki köprüleri nasıl etkileyeceğini hayal etmeliyiz.”

Siyasi gözlem grupları, yeni yasayı bozmak için Yargıtay'a başvurdu ve Eylül ayında argümanlar ve bahaneler duyduklarında iktidar makamları arasında bir çatışmanın önünü açtı.

Hukuk mücadelesi, Yüksek Mahkeme'nin Mart ayında onaylanan ve Başbakan’ın görevden alınmasına ilişkin şartları belirleyen bir koalisyon tasarısına karşı yapılan itirazıyla önümüzdeki Perşembe günü erken saatlerde başlayacak.

Daha önceki tartışmalı meselelerle ilgili bir başka açmazda Yüksek Mahkeme, yargıçları seçmek için bir komite oluşturulmaması nedeniyle bir siyasi gözlemci grubunun hükümet aleyhine açtığı bir davada 7 Eylül'e duruşma tarihi belirledi.

Yargıdaki boş pozisyonların uzun listesine rağmen, Adalet Bakanı Yariv Levin komiteyi hiçbir değişiklik yapmadan tamamen toplamayı reddediyor. Planlar, ekonomiye zarar verip kredi kuruluşlarının uyarılarına yol açtı. Bu da yabancı yatırımcıların kaçmasına neden oldu.

Protesto liderleri, yedek askerlerin muhalefetlerini ifade etmenin bir yolu olarak hizmetten vazgeçmeye karar verdiğini söylüyor. Diğer yandan göstericiler, oruç günbatımında (Perşembe akşamı) tekrar sokağa çıkacaklarını söylediler.

Yargılandığı bir yolsuzluk davasında suçsuz olduğunu iddia etmesine rağmen Netanyahu'yu mahkemenin bağımsızlığını sınırlamaya çalışmakla suçlayan göstericiler, ayrıca onu adalet sistemini tek taraflı bir vizyona göre değiştirmekle suçluyorlar.

Bir protesto lideri olan Shekma Pressler tarafından sosyal medyada yayınlanan bir afişte ‘Hükümet gayri meşrudur’ yazıyordu. Poster, tapınağın yağmalanmasına ilişkin Roma döneminden kalma bir resim içeriyordu. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, iktidardakileri protestocuların çağrılarına kulak vermeye çağırdı. Türk, protestocuların “insan haklarını ve İsrail'de on yıllardır titizlikle oluşturulmuş demokratik alan ve anayasal dengeyi savunduklarını” söyledi.

Değişikliklerin güçleri dengelemek için gerekli olduğunu söyleyen Netanyahu, protestoları “demokratik olarak kendisine verilen yetkiyi bozma girişimi” olarak nitelendiriyor.

Şarku’l Avsat’ın ABC News'den aktardığına göre  ABC News Günaydın Amerika programına verdiği röportajda Herzog, başarmak için elinden geleni yapacağı değişiklikler konusunda ulusal bir fikir birliği olması gerektiğini söyleyen Netanyahu, “Ortada bir uzlaşma yolu var ve umarım ona ulaşabiliriz” dedi.

Şarku'l Avsat