Göçün öteki yüzü: Trajedi ve Avrupa rüyası

Avrupa, yüksek vasıflı göçmenlerin, onun ABD, Çin ve Hindistan ile rekabet etmesini ve demografik yok olma tehdidi altındaki yaşlanma olgusunu telafi etmesini istiyor

Göçmenler, Afrika'nın kuzey kıyılarından kalkan bir tekneyi Akdeniz üzerinden İtalya'nın Lampedusa Adası’na yönlendirmek için mücadele ediyor. Her geçen gün daha fazla Afrikalı mülteci Tunus'tan İtalya'ya geçiyor. (DPA)

Yaşlı Kıta artık sadece insan tacirlerinin yararlandığı, ölüm botlarıyla gelen, kültürel olarak rahatsız edici, entegre olmaya gönülsüz ucuz iş gücüne ihtiyaç duymuyor. Avrupa, onlarca yıl önce kaynaklarının talan edilmesine sebep olan ülkelerin akıllarının çalınmasından zarar görmüyor ve göç konusunda ekonomik rekabet ahlaki değerlerin önüne geçiyor.

Akdeniz'in her iki yakasında sıcaklığın artmasıyla birlikte mavi dalgaların yüksekliği azalıyor. Bununla birlikte sınırdan gizli göçlerde bulunan on binlerce denizci maceraperest için kayıp cennet olan kuzey kıyısına ulaşma isteği artıyor. Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre, geçtiğimiz yıl tamamına yakını Ortadoğu ve Sahra Altı Afrika'dan olmak üzere çoğu genç, kadın ve çocuklardan oluşan altı bin kişi Akdeniz'de boğuldu. Ayrıca Afrika ile Avrupa arasında bulunan Atlantik Okyanusu'nda 950 kişi boğuldu. Savaşlar, çatışmalar ve toplumsal zorluklar, devlet otoritesinin olmadığı bölgelerde kıtaları aşan kârlı bir uluslararası ticarete dönüşen insan kaçakçılığı ticaretinin büyümesine katkıda bulunuyor.

Geçtiğimiz günlerde içinde yüzlerce kişinin Akdeniz'in kuzey kıyısına ulaşma hayaliyle yola çıktığı bir göçmen teknesi Yunanistan açıklarında battı. Kazayı bir insanlık trajedisi olarak nitelendiren İtalyan La Repubblica gazetesinin haberine göre Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (UNHCR) teknenin denizde kaybolmasının nedenleri ve ‘tehlikedeki insanlara yardım edilmemesi’ hakkındaki Yunan anlatımını sorgulamasının ardından Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında kriz çıktı. Pakistan, çoğu Pencap eyaletinden olmak üzere yüzlerce kişinin ölümünün nedenleri ve kaybolma koşulları hakkında uluslararası bir soruşturma açılması çağrısında bulundu. Göçmen teknesindeki her bir göçmen, haziran ayı ortasında Libya kıyılarından başlayan yolculuk için insan kaçakçılarına yaklaşık sekiz bin dolar ödedi.

Aynı hafta, 1911'de İngiltere'den New York'a yolculuğu sırasında Kanada kıyılarında batan Titanik’in kalıntılarını birkaç dakika izlemek için 250 bin dolar ödeyen beş zenginin içinde bulunduğu bir turist denizaltısı battı.

Güney Asya, Bangladeş ve Afganistan'dan gelen yeni göçlerin yanı sıra Sudan, Doğu Afrika ve Sahel ülkelerindeki savaş nedeniyle yerinden edilen insan sayısı ikiye katlanacak. Zira hepsi Akdeniz'i Avrupa'ya çıkış yolu olarak görüyor.

Amerikan denizaltısının batması medyanın büyük ilgisini çekti. Analistler, yorumcular ve hatta astrologlar talihsiz gemi hakkında konuşmaya katıldı. Öte yandan, Yunanistan açıklarında bir göçmen teknesinin batması, yalnızca kısa bir süre ilgi gördü. Eski ABD Başkanı Barack Obama, yoksulluk ve zenginlik arasındaki farka bakarak iki insanlık trajedisini ele alan medyadaki çifte standart politikasını eleştirdi.

Uluslararası Göç Örgütü (IOM), böyle bir trajedinin Avrupa'nın güney ve doğu halkasındaki çok sayıda ülkede savaşlar, çatışmalar, iklim değişiklikleri ve ekonomik, siyasi ve sosyal krizler gibi nesnel nedenlerle tekrarlanacağına ve artacağına inanıyor. IOM ayrıca, Güney Asya, Bangladeş ve Afganistan'dan gelen yeni göçlerin yanı sıra Sudan, Doğu Afrika ve Sahel ülkelerindeki savaş nedeniyle yerinden edilen insan sayısının ikiye katlanacağını belirtiyor. Zira hepsi Akdeniz'i Avrupa'ya çıkış yolu olarak görüyor.

Avrupa anlaşmazlıkları

AB teknesi bir kez daha karaya oturdu ve göçmen alan en büyük ülkeler arasındaki herhangi bir derin anlaşmazlıkta Akdeniz'in kayalıklarına çarpmakla tehdit ediyor. Söz konusu ülkeler, güneyden, İslam'dan ve siyah deriden korkan derin Avrupa'ya doğru göçmen akışını sınırlamak için ileri savunma hattını oluşturan Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya'dır. İtalya, yıl başından bu yana 90 bin düzensiz göçmen aldığını belirterek, yükün hafifletilmesi, mültecilerin eşit kabul edilmesi ve çözüme kadar barınma merkezlerinde barınma maliyetinin karşılanması konusunda AB'den net bir destek görmediğini belirtti. Roma, ülkenin güneyindeki Lampedusa, Sardunya ve Sicilya'daki mülteci merkezlerinin artık daha fazla kişiyi alamayacağına inanıyor.

21 Haziran'da Paris'te düzenlenen Fransa-İtalya zirvesi, iki ülke arasındaki göç konusunda biriken buzları ve karşılıklı medya kampanyalarını eritmeyi başaramadı. Fransız gazeteleri, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un sağcı İtalya Başbakanı Georgia Meloni'yi son cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki rakibi Fransız aşırı sağının lideri Marie Le Pen'e benzettiğini yazdı.

Meloni, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki eski Avrupa kolonizasyonunu, Avrupa’ya göç getirmekten sorumlu olmakla suçluyor. Birkaç gün önce İtalya ve AB, Tunus'a kendi kıyılarından İtalya'ya yönelik gizli göç operasyonlarını kısıtlaması karşılığında Tunus'un içinde bulunduğu mali zorlukları aşmasına yardımcı olmak için 150 milyonu acil olmak üzere toplam 950 milyon euro tutarında yardım sözü verdi. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve İtalya Başbakanı, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in düzensiz göç karşısında ‘Avrupa jandarması’ olmayı reddetmesine şaşırdılar.

Büyüyen ikilem

AB’nin internet sitesinde yer alan kaçak göç dosyasına ilişkin bir belge, 15 Afrika ülkesinden 9'unun ülkelerindeki savaş ve çatışmalardan kaçarak İtalya üzerinden Avrupa kıyılarına ulaştığını gösteriyor. Güvenlik istikrarsızlığı, yoksulluk, iklim değişiklikleri ve siyasi koşullar düzensiz göçün doğrudan nedenleri arasında yer alıyor. İspanyol Caminando Fronteras kuruluşu, 2014-2021 yılları arasında 11 bin kişinin İspanya kıyılarına ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğulduğunu söyledi. Avrupa Sınırları ve Kıyıları Koruma Ajansı Frontex, Akdeniz'in iki kıyısı arasındaki kara ve deniz sınırlarını kontrol etmeye yönelik tüm önlemleri geliştirme girişimlerine rağmen, geçen yıl Avrupa'ya yönelik yasa dışı göç girişimlerinin büyük bir hızla arttığını belirtti. İtalya, yakınlardaki Tunus ve Libya'daki istikrarsız koşullar nedeniyle 2023 yılının başından bu yana yüzde 300'lük bir artışla Afrika ve Ortadoğu'dan gelen göçmen akınından en çok etkilenen Avrupa ülkesi oldu.

AB'nin ABD, Çin, Japonya ve hatta Hindistan'ın önünde küresel rekabet gücünü sağlamak için sağlık personeli, mühendisler, bilim adamları, finans uzmanları, uygulamalı bilimler, teknoloji, yapay zekâ ve geleceğin mesleklerindeki eksikliği telafi etmek için orta vadede milyonlarca yetkinliğe ihtiyacı var.

İspanya, Fas makamlarıyla yakın iş birliği sayesinde yüzde 26'lık bir düşüşle 2021 yılındaki 42 bin göçmene kıyasla 2022'de 31 bin yasadışı göçmen aldığını açıkladı. Rabat, Sahil Güvenlik polisinin bu yıl İspanya'ya 25 bin kaçak göç girişimini engellediğini, yılın ilk yarısında denizde yaklaşık 3 bin kişiyi kurtardığını ve 117 insan kaçakçılığı şebekesini çökerttiğini bildirdi. Bugüne kadar yaklaşık 110 yabancı uyrukluya oturma ve çalışma izni verdiği belirtilen Fas verilerine göre, son beş yılda kurtarılanların sayısı 90 bini aştı.

Koşullu geçiş

Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığı habere göre birçok Avrupa ülkesi, kaçak olmayan göç üzerindeki denetimin sıkılaştırılması karşılığında, gerekli eğitim sertifikalarına ve mesleki niteliklere sahip olmaları koşuluyla, bu ülkelerde çalışmak ve yaşamak isteyen pek çok kişiye istisnai vizeler vermeye başladı. Yabancı işgücü arayanların başında Almanya, İsveç ve Avusturya gelirken, İrlanda, Portekiz ve bir ölçüde de İspanya tarım, inşaat ve turizm sektörlerinde elemana ihtiyaç duyuyor.

Almanya Çalışma Bakanlığı, yerel işgücünde emeklilik nedeniyle oluşan açığı kapatmak için çalışması gereken 400 bin profesyonele ihtiyacı olduğunu açıkladı. İsveç ise bazı uzmanlık alanlarındaki üniversite öğrencilerinin seçimini kolaylaştırmak da dahil olmak üzere, bu yeterliliklerin girişini kolaylaştırmak için 10 bin kişiye çalışma vizesi verdi.

AB'nin ABD, Çin, Japonya ve hatta Hindistan'ın önünde küresel rekabet gücünü sağlamak için sağlık personeli, mühendisler, bilim adamları, finans uzmanları, uygulamalı bilimler, teknoloji, yapay zekâ ve geleceğin mesleklerindeki eksikliği telafi etmek için orta vadede milyonlarca yetkinliğe ihtiyacı var. Nüfus azalması orta ve uzun vadede AB'yi tehdit eden en büyük ikilem olarak görülüyor. Ayrıca dışarıya her açıklık iç siyasi bölünmeyi artırmakta, aşırı milliyetçi partilerin yükselişiyle birlikte AB’yi dağılma tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. 2050 yılında 2,5 milyar nüfusa sahip olabilecek Afrika, emek ve üretim alanında Avrupa için çözüm yollarından biridir. Ancak göçün basmakalıp medya imajı bu yönde pek teşvikte bulunmamaktadır. Diğer taraftan Avrupa'da Mağrip kökenli 850 bin üst düzey çalışan bulunuyor.

Reddedilen kaçak göç ile talep edilen açık göç arasındaki seçicilik, güney ülkelerinin zihinlerinin kılık değiştirmiş bir şekilde çalınmasını ve doğal zenginliklerini yağmaladıktan sonra şimdi de insan servetlerinin yağmalanmasını gizliyor. Dünya Bankası, Avrupa'ya beyin göçünün yüzde 45'inin Kuzey Afrika'dan olduğunu açıkladı. Cezayir üniversiteleri ile Cenevre'deki Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) ortak çalışması, Mağripli yeteneklerin AB'ye göçünün son yıllarda arttığını ve Faslıların yüzde 45'ini, Cezayirlilerin yüzde 23'ünü, Tunusluların yüzde 20'sini, Libyalıların yüzde 7'sini ve Moritanyalıların yüzde 4'ünü temsil ettiğini ortaya koydu. Duke Üniversitesi'nde Afrika çalışmaları profesörü olan Stephen Smith şu açıklamada bulundu:

Afrika'nın ve gelişmekte olan ülkelerin yetkinliklerinin boşaltılması, gelişmiş ülkelerdeki demografik dengesizliğin ele alınmasına yardımcı olur. Bununla birlikte, gelecekte ciddi bir beceri ve insan kaynağı sıkıntısı çekebilecek olan yükselen ve gelişmekte olan ülkelerde kalkınmayı engeller.

Smith, göçmenlerin bilinenin aksine çoğunlukla orta sınıftan ve eğitimli olduklarını ve belki de becerilerinin alıcı ülkelerin vatandaşlarından daha iyi olduğunu kaydetti.

Dünya Bankası'na göre, göçmen havaleleri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla yaklaşık 626 milyar dolar olarak gerçekleşti.
 

Batı dünyası, 2018 yılında Fas’ın Marakeş kentinde onaylanan BM tüzüğünün uygulanmasında Kanada usulü eğitimli, seçilmiş, organize, güvenli ve seçici göç ihtiyacını gizlemiyor. Söz konusu tüzük, düzenli göçmenlerin haklarının artırılması karşılığında düzensiz göç kullanımını azaltmak için 160 ülke tarafından onaylandı.

Fayda ve ıstırap arasında göç

BM'ye göre kendi ülkelerinde doğanların sayısının 2020 yılında 300 milyondan az olacağı tahmin ediliyordu. Dünya Bankası'na göre, göçmen havaleleri 2022 yılında bir önceki yıla göre yüzde 5 artışla yaklaşık 626 milyar dolar olarak gerçekleşti. Güney Asya ülkelerine yapılan havaleler yaklaşık 163 milyar dolarla en büyük paya sahipken, onu 142 milyar dolarla Karayipler ve Latin Amerika, 134 milyar dolarla Doğu Asya ve Pasifik izledi. Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki göç gelirleri sadece 63 milyar doları bulurken Sahra Altı Afrika'daki göçmen gelirleri ise 53 milyar doları buldu. Diğer bölgelerden farklı olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan gelen göç, Güney Asya ve Latin Amerika'ya kıyasla daha çok eğitimli beyin göçüdür.

Ürdün merkezli danışma kurumu Reach Immigration tarafından yayınlanan bir raporda şu ifadeler yer aldı:

“Arap bölgesi, son yıllarda özellikle Avrupa, Kanada, ABD ve Avustralya'ya doğru, eğitimli ve yeterlilik sahiplerinin gelişmiş ülkelere göçüne yaklaşık üçte bir oranında katkıda bulundu. Bunların yüzde 50'si hekim, yüzde 23'ü mühendis ve yüzde 15'i ise herhangi bir işte yeterlilik sahibi kişilerden oluşur. Yurt dışındaki Arap öğrencilerin yüzde 54’ü kendi ülkelerine dönmüyor. Mısır, Irak, Fas, Ürdün, Tunus, Cezayir, Lübnan ve Suriye, iç nedenler ve dış etkenler nedeniyle yüksek vasıflı işçileri en çok ihraç eden ülkeler arasında bulunuyor.”

Fas Yüksek Öğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Abdullatif Miravi, Fas'ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika'dan en yüksek yeterlilik oranını ihraç ettiğini söyledi. Miravi, her yıl mezun olan bin 400 doktorun yarısının Avrupa'ya ve Kanada da dahil olmak üzere diğer ülkelere göç ettiğini açıkladı. Fas, sağlık hizmetlerini tüm nüfusa yaymasını engelleyen sağlık personeli sıkıntısıyla karşı karşıya ve şu anda mevcut olan sağlık çalışanı sayısının üç katına ihtiyaç duyuyor.

Arap bölgesi, son yıllarda özellikle Avrupa, Kanada, ABD ve Avustralya'ya doğru, eğitimli ve yeterlilik sahiplerinin gelişmiş ülkelere göçüne yaklaşık üçte bir oranında katkıda bulundu. Bunların yüzde 50'si hekim, yüzde 23'ü mühendis ve yüzde 15'i ise herhangi bir işte yeterlilik sahibi kişilerden oluşur.

Bazı Avrupa ülkeleri, yetenek ithalatını teşvik ederek, dış kaynak kullanımı ve baştan çıkarıcı akıl çalma yoluyla yaşlanma sorunlarını çözebileceklerini düşünebilir. Ancak denklemin diğer tarafındaki yeni nesil göçmen çocukları, Avrupa'da karar alma mekanizmalarına tüm coğrafi ve tarihi uzantılarıyla özgün kültürel kimliğine bağlı kalarak ulaşabilirler. Aşırı sağın, Avrupa'daki tüm savaşların ve çatışmaların nedeni olan ‘etnik saflığı’ ortadan kaldıracağı için savaştığı senaryo işte bu kayıp gerçektir.

*Bu haber Şarku’l Avsat tarafından Majalla’dan çevrildi.

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU