Bilim insanları orman yangınlarıyla ilgili uyarıyor: Amazon’un üçte biri geri dönülemez biçimde yok olmakla karşı karşıya

George Mason Üniversitesi’den Profesör Lovejoy, tahribatla mücadelede yeterince adım atılmaması nedeniyle biyolojik çeşitliliğin yitirilmesinin “çok büyük çapta kitap yakmaya benzediği” değerlendirmesinde bulunuyor

Brezilya'da 8 ayda 75 binden fazla orman yangını tespit edildi (Reuters)

Yangınlar Amazon’un büyük bir bölümünü yakıp yıkarken, uzmanlar hayati önem taşıyan yağmur ormanlarındaki ekosistemin üçte birinin yok olacak şekilde geri dönüşümü olmayan noktaya yaklaştığı uyarısında bulundu.

Yağmur ormanlarında bu kadar büyük alanların yitirilmesi, çoğu henüz incelenmemiş ancak aşırı miktarda depolanmış karbon açığa çıkaracak türlerin yok edilmesine neden olacak.

Bu tür bir tahribat, iklim değişikliğinin etkileri sebebiyle gezegen için felaketle sonuçlanabilir.

Amazon’da binlerce yangın hızla ilerlerken, Brezilya yılın ilk 8 ayında 75 binden fazla orman yangını saptadı.

Temmuzda ormansızlaşma oranı kabaca her gün bir Manhattan veya her üç haftada bir Londra’nın büyüklüğünde bir alana denk geliyordu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Amazonlar üzerine 1965’ten bu yana çalışma yapan George Mason Üniversitesi’nden Profesör Thomas Lovejoy, The Independent’a yaptığı açıklamada, yakın zamanda insan kontrolünün ötesine geçecek boyutta daha geniş ormansızlaşmaya doğru gidildiğine dair işaretler bulunduğunu söyledi.

Lovejoy’un meslektaşı Carlos Nobre’nin geçmişte yaptığı bir çalışma, daha fazla tahribatın, Amazon’un kendi yağmurlarının yarısını ürettiği hidrolojik döngüsünü bozabileceğine işaret ediyor. Eğer kritik miktarda ağaç kesilip devrilirse, ekosistem yağmur ormanlarını destekleyemeyeceği bir noktaya geriler.

Ancak cuma günü The Independent’a konuşan Profesör Lovejoy, işlerin daha da kötüye gittiğini söyledi.

 

 

Lovejoy “Kaygılanmaya başladığımız anda ormansızlaşma miktarı küçüktü. (…) Fakat daha sonra diğer şeyler etkileşime girmeye başladı, ormansızlaşmanın ve iklim değişikliğinin etkileri belirginleşti ve (alan açmak için) yangın kullanımının boyutu belirgin hale geldi. Geri dönülmez noktanın çok yakın olduğuna inanmamızın nedeni, 2005, 2010 ve 2016’da tarihi kuraklıklar görmemiz. Amazon’un kuzeyindeki uydu görüntüleri ayrıca her şeyden uzaktaki ormanların otlaklara dönüşmeye başladığını gösteriyor. Bu da başka bir belirti. Bunlar öyle küçük kuraklıklar değil, tekneler bazı akarsularda ilerleyemeyecek durumda çünkü akarsular kurumuş halde” dedi. 

Profesör Lovejoy, bu tür yağmur ormanlarından bozkıra ve çalılıklarla kaplı alanlara dönüşümün geri dönülmez noktaya ulaşması halinde etkinin daha kapsamlı olacağını söyledi.

Lovejoy “Amazon’un güney ve doğu kısımlarının ve ortadaki kısımlarının bozkıra hatta belki de daha kuru koşullara dönüştüğünü görebilirsiniz” dedi.

Profesör Lovejoy, yağmur ormanlarının büyük bir karbon gömülümü olarak yitirilmesinin yanı sıra Amazon’un kundaklanarak yitirilmesinin gezegenin biyolojik çeşitliliğinde büyük bir kayba neden olacağını vurguladı.

Lovejoy “İnsanlar Amazon’un bir bölümündeki biyolojik çeşitliliğin diğer bölümlerinden çok farklı olduğunu gerçekten anlamıyor. Dolayısıyla bölgesel bir kayıp varsa, oradaki biyolojik çeşitliliği gerçekten tamamen kaybediyorsunuz. Amazon gezegendeki biyolojik çeşitliliğin karadaki en büyük deposu, bu nedenle Brezilya’nın geleceğini, ekonomiyi, dünyanın geleceğini etkileyecek olan bütün bunlar yok oluyor. Gezegenin biyolojisine bağlı olmadığımız yanılsamasıyla yaşıyoruz ancak buna bağlıyız. Tarım, ormancılık, tıp, bunların hepsi büyük bir biyolojik temele sahip. Bilim insanları her zaman yeni ihtimaller ortaya koyuyor. Fakat incelemek üzere canlı türleri orada bulunmuyorsa, bunu yapamazsınız. Bu çok büyük çapta kitap yakmak gibi” ifadelerini kullandı.

Lovejoy “Ayakta kalan orman yıllık bazda karbonu emiyor, fakat daha önemlisi ormanda depolanan toplam karbon miktarı. Tropikal yağmur ormanları, birim alan başına diğer tüm habitatlardan daha fazla karbon depolar. Dolayısıyla sonunda bu bir çılgınlık” diye ekledi.

Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro’nun gezegenimizdeki yaşamın geleceği için bir tehdit olup olmadığı sorusuna Lovejoy “Kesinlikle öyle ve aynı zamanda Brezilya’nın tarımı için de bir tehdit” yanıtını verdi.

Lovejoy, Brezilya’da kamuoyundaki endişeye bakıldığında Bolsonaro’nun politikalarına rağmen işlerin değişebileceğine inandığını söyledi.

Lovejoy, “Sao Paolo duman altı olduğunda, sokak lambaları öğleden sonra saat üçte yandı, bir sorun olduğu ortada. Dünya Brezilya’nın bir başına bunun üstesinden gelmesini beklemiyor, dünya yardım etmek istiyor. Bu tür bir ortaklığın destek bulacağını umuyoruz” dedi.

 

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/environment

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU