Manş Denizi'ni geçmek isteyen göçmen akınının ardından Fransa'nın “zalim” sınır politikaları tepki çekti

Boris Johnson İngiltere’ye geçmeyi başaran göçmenlerin “geri gönderileceğini” uyarısında bulundu

9 Ağustos'ta İngiltere'ye gitmek üzere yola çıkan bir teknedeki 20 kişiden üçünün denize düştüğü belirtilmişti. Düşen 3 kişiden ikisi kurtarılmış, diğer kişinin bedenine ise ulaşılamamıştı (AFP)

İnsan hakları savunucuları göçmenlerin tehlikeli girişimlerle İngiltere’ye geçmeye zorlandığı belirtilen Calais göçmen kampındaki “zorba” politikaların yumuşatılması için bakanlara çağrıda bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Avukatlar ve yardım kuruluşları Manş Denizi’ni geçmeyi başaran sığınmacıların Fransa’ya geri gönderileceğini ifade eden İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ı kınadı. Bu gruplar Johnson’ın sözlerini “kışkırtıcı” ve “yanlış” diye nitelendirdi.

İngiltere İçişleri Bakanlığı perşembe günü 6 farklı olayda küçük botlarla İngiltere’ye geçmeye çalışan en az 6’sı çocuk 64 kişi bulunduğunu teyit etti.

Fransız yetkiler de aynı gün aralarında 11 çocuğun bulunduğu 30 göçmenin İngiltere’ye geçme girişiminde bulunduğunu kaydetti. Bu kişiler Fransa’ya geri alındı.

Boris Johnson cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

Bu yolculuğu yapmak isteyenlere söylemek istediğim şey; birincisi çok tehlikeli, hava şartlarının iyi olduğunu düşünebilirsiniz ancak bu yapılması çok ama çok tehlikeli bir şey. İkincisiyse, sizi geri göndereceğiz. İngiltere yasaları çiğneyip kendiliğinizden yasa dışı yollarla gelebileceğiniz bir yer olarak düşünülmemeli.

Bu açıklamalar 9 Ağustos’ta Manş Denizi’ni geçerek İngiltere’ye ulaşmaya çalışırken öldüğü tahmin edilen göçmen bir kadının ortadan kayboluşunun ardından geldi. Göçmen kadın İngiltere’ye sığınma girişiminde bulunurken kaybolan ve öldüğü sanılan ilk kişi olarak biliniyor.

Yardım kuruluşları bu olayın ve adaya geçiş girişimlerindeki artışın, bölgede abartılan sınır güvenliğinin ve Fransız yetkililerin “artan düşmanlığının” sonucu olduğunu söyledi.

Help Refugees isimli kuruluşun saha yöneticisi Maddy Allen, Manş Denizi’ni tehlikeli tekne yolculuklarıyla geçerek İngiltere’ye ulaşmaya çalışan kadın, erkek ve çocuk sayısındaki kayda değer artışın “boş yere yaşanmadığını” ifade etti.

Allen, sözlerini şöyle sürdürdü:

İngiltere hükümetinin Calais ve Dunkirk’teki sert güvenlik ve gözetim önlemlerine ilişkin ilave finansman sağlama anlaşmasının ardından izlenen yollar giderek tehlikeli hale geldi. Manş Denizi’ndeki botların son hali masum insanların üzerinde baskı oluşturmak için bahane olarak kullanılamamalıdır.

Joint Council for the Welfare of Immigrants’ın sözcüsü, Başbakan Johnson’ın ifadelerinin “yanlış, gerginliği tırmandırmak için tasarlanmış olduğunu ve uygulanmaya konması halinde uluslararası hukuka aykırı” olduğunu kaydetti.

Sözcü “İngiltere, Avrupa genelinde arafta kalmış umutsuz insanlara güvenlik sağlama ve onlara saygın bir karşılama sunmada mükemmel bir yeteneğe sahip. Kıyılarımıza ulaşmak için tehlikeli yollara başvurmaya zorlananların seslerini duyurabilme hakları var. Korunmasız insanların gelmesi için güvenli ve yasal yollar oluşturmalıyız” ifadesini kullandı.

PA haber ajansına konuşan insan hakları hukuk firması Elder Rahimi’nin ortağı olan Hukuk Topluluğu'nun göçmen komitesi üyesi Annette Elder da şöyle konuştu:

Açıkçası Fransa’dan küçük botlarla Manş Denizi’ni geçen herkesin geri gönderileceğini söylemek mümkün değil. İngiltere yasal zorunluluklara tabidir. Bu, sığınmacıların suçlu muamelesi görmelerinin başka bir örneği. Manş Denizi’ni yasa dışı yollardan geçen insanlar hakkında konuşmak kışkırtıcıdır. Bu, durumu yanlış yansıtıyor. Herkesin iltica etme hakkı vardır.

 

 

Dunkirk yakınlarında Grande-Synthe çevresinde resmi olmayan yerleşim yerlerinde şu sıralar tahminen 900 kişi yaşıyor. Birçoğu da yerel belediyenin başkanı tarafından geçici sığınak olarak açılan kirli ve kalabalık spor salonunda uyuyor.

Avrupa Göçmen Hakları yöneticisi Marta Welander “Artan sınır güvenliğine, Fransız devletinin yerlerinden edilmiş insanlara yönelik düşmanlığı eşlik ediyor. Bu düşmanlık yüksek seviyedeki polis tacizi, gözdağı verme, şiddet ve yaşam alanlarının sık sık boşlatılması şeklinde görülüyor. İngiltere hükümetini gelecekteki trajedileri önlemek için acilen genişletilmiş güvenli ve yasal yollar sağlamaya çağırıyoruz” diye konuştu.

İngiltere İçişleri Bakanlığı Sözcüsü ise “Manş Denizi’ni küçük bir botla geçmek büyük risk. Bunu sürdüren suç çeteleri acımasız ve can kaybını umursamıyor. Bu tehlikeli ve yasa dışı faaliyetlerin tespit edilmesi ve bunlarla mücadele edilmesi için drone, kapalı devre televizyon ve gece görüş gözlüğü gibi ekipmanlar kullanan Sınır Gücü birimimiz var. İçişleri Bakanı, Fransız yetkililerle bu konudaki görüşmelerini sürdürüyor ve Fransa ile her seviyede yakından çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/uk/home-news

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU