Akit yazarı: Seçim duâsı

Çelen, “Ya Rabbi! Yüz yıllık bir uykudan yeni yeni uyanmaya başlamıştık, bu uyanışı yarıda kesme, en ileri noktaya götürmeyi nasîp eyle” ifadelerini kullandı

Fotoğraf: AA

Akit yazarı Ahmet Tâlib Çelen, “Ya Rabbi! Şampanya patlatarak, rakı kadehleri çarpıştırarak kutlanacak netîcelerden bu ülkeyi muhâfaza buyur. Şükür namazları ve duâlarla karşılanacak netîceler ihsân eyle” dedi.

Celen, “Seçim duası” başlığıyla bir yazı kaleme aldı.

Yazısında Ya Rabbi! Yüz yıllık bir uykudan yeni yeni uyanmaya başlamıştık, bu uyanışı yarıda kesme, en ileri noktaya götürmeyi nasîp eyle” diye başlayan Celen şunları ifade etti:

Bir imparatorluk kaybettik, bir yarımadaya sıkıştık, ama sana mâlûm, gönlümüz bu hudutlara hiç sığmadı, hep eski hür ufuklu coğrafyalarımızın rüyâsını gördük; rüyâlarımızı hakîkate çıkar, ümmet birliğine eriştiğimiz günleri göster bize. Sâdece biz üzülmedik o coğrafyalardan söküldüğümüze, o topraklar da ağladı göçüşümüze. 

Tuna ağlıyormuş bazı geceler

Göğsünde kefensiz şehitler varmış

Bizim de Tuna’nın da gözyaşlarını dindirecek netîceler halk eyle. 

Sudan’da, Somali’de, Mısır’da, Libya’da, Fas’ta, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan’da, Myanmar-Arakan’da, Filistin’de… gözlerini Türkiye’ye çevirmiş, ellerini duâya açmış mazlûm, yoksul milyonları üzecek bir netîce ile karşılaştırma bizi. Biz belimizi doğrultursak onlar da doğrulacak, yeniden dizimiz üzerine çökersek onlar da çökecekler. Bizi çökertme, doğrult. Bizi sevindirerek bütün mazlûm coğrafyaları da sevindir Allah’ım.

Küfür odakları ile iş birliğine girmiş, PKK uzantısı yapılardan medet umar hâle gelmiş, okyanus ötesinden şerbetli din görünümlü teröristlerin maşalığına soyunmuş, İslâm’ın en küçük görünürlüğüne çıldıran ittifakları bu millete musallat etme. Verdikleri ipuçlarından anlaşıldı ki bunların İslâm düşmanlığında en ufak bir azalma yoktur. Hattâ yakın geçmişten aldıkları derslerle daha da şirretleştikleri ve ellerine fırsat geçse eskisinden daha acımasız bir yok etme faaliyetine girişecekleri ortadadır. Sen bunlara fırsat verme ya Rabbi!

“Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp kâfirleri dost ve sırdaş edinmeyin. Yoksa böyle bir akılsızlıkta bulunup da aleyhinizde Allah’a apaçık bir delil vermek ve O’nun azabını üzerinize çekmek mi istiyorsunuz?” (Nisa, 144) ve benzeri âyetleri iyi anlamayı nasîp eyle hepimize. Ehl-i sünnet âlimlerinin mutlakâ nasslardan süzüp çıkardıkları “Küfre rızâ küfürdür” ölçüsünü aklımızdan çıkartma. Bizi küfre destek verenlerden eyleme. Bir kısım gruplardaki büyüleme seanslarına tâbî tutulup başlarındaki büyük abilerini Şiilerin mâsûm imâmı gibi görüp verdiği her tâlîmâtı perde ötesinden, sanki Allah’tan gelmiş gibi değerlendirerek üzerinde en küçük bir akıl yürütme yapamayan, bu sebeple yanlışı göremeyen, görse bile yanlışa yanlış diyemeyen, körü körüne verilen yanlış emirlere uyan, varlık sebebini inkâr edercesine İslâm düşmanlarına destek veren kardeşlerimizi de bu İslâm dışı hâlden ve gidişâttan kurtar Allah’ım. Hz. Peygamber’le gönderdiğin Kitap ve O’nun sünnetini baş ölçü alarak, insana verdiğin en büyük nimet olan aklı bu ölçüler çerçevesinde işleterek hareket etmeyi bu kardeşlerimize de nasîp et. Onlara “Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itâat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.”, “Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lânete uğrat” derler. (Ahzâb, 67-68) âyetlerini iyice idrâk ettir. Dînî ıstılâhları eğip bükerek her sevmediği kişiye “münâfık” denilemeyeceğini öğret onlara. Ya Rabbi! Biz kalpleri bilmeyiz. Münâfıklığın ne demek olduğunu bilsek de kimin münâfık olduğunu ancak Sen bilirsin. Bu hakîkati bütün Müslümanların kalbine yerleştir. 

Bir Müslümanla bir İslâm düşmanı arasında bir seçim yapmak gerekince Müslümanın tarafının baştan belli olduğunu dâimî bir idrâk hâli olarak bize yaşat. 

Son olarak:

Ya Rabbi! Şampanya patlatarak, rakı kadehleri çarpıştırarak kutlanacak netîcelerden bu ülkeyi muhâfaza buyur.

Şükür namazları ve duâlarla karşılanacak netîceler ihsân eyle.

Âmin! 

 

Akit

DAHA FAZLA HABER OKU