Sudan'daki çatışma nasıl patladı ve nereye gidiyor?

Ordu ile Hızlı Destek Güçleri arasında çıkan kanlı çatışmalarda 100'e yakın sivil hayatını kaybetti, yüzlercesi de yaralandı

Sudanlılar, Port Sudan kentinde ordu komutanı Abdülfettah el-Burhan'a sadık ordu askerlerini selamlıyor / Fotoğraf: AFP

Sudan'da cumartesi gününden bu yana Abdülfettah el-Burhan liderliğindeki ordu güçleri ile Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında aralıksız devam eden ve ülkeyi sarsan kanlı çatışmalar sonucunda yaklaşık 100 sivil hayatını kaybederken yüzlercesi de yaralandı.

Son aylarda 45 milyon Sudanlı, Egemenlik Konseyi başkanı ve ordu komutanı Burhan ile yardımcısı arasındaki siyasi çatışmayı endişeyle izledi.

15 Nisan Cumartesi günü Hartum ve diğer şehirlerde şiddetli silahlı çatışmalarla başlayan kargaşada, iki askeri güç arasında patlamalar ve ağır silahlar yankılandı, siviller saldırıya uğradı, yollar kapatıldı ve bölge sakinleri evlerine hapsedildi. Savaş uçaklarının çeşitli yerleri bombaladığı görüldü.

BM Sudan Özel Temsilcisi Volker Perthes konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Ölenler arasında Darfur bölgesindeki Dünya Gıda Programından üç işçi de bulunuyor. BM personeline ve insani yardım kuruluşlarının tesislerine yönelik saldırıyı şiddetle kınıyorum.

BM kuruluşlarına yapılan bu saldırı, Dünya Gıda Programının Sudan'daki çalışmalarını askıya almasına neden oldu.


Karşılıklı suçlamalar

Burhan ve Dagalo, çatışmayı başlatmakla ilgili karşılıklı suçlamalarda bulundu ve her ikisi de başkent ve diğer şehirlerdeki önemli bölgeleri kontrol ettiklerini iddia etti. Ancak bu bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı.

Ekim 2021'de Burhan, 2019'da eski Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir'in devrildiği bir dönemin ardından üzerinde anlaşmaya varılan bir geçiş aşamasını yönetmek için orduyla gücü paylaşan, sivilleri devirdiği bir askeri darbe gerçekleştirdi.

Burhan, iktidardaki Egemenlik Konseyi'nin başkanlığını üstlendi ve Dagalo onun yardımcısı oldu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bağımsız Araştırmacı Hamid Halefallah, bu ittifakı bir "çıkar evliliği" olarak nitelendirerek şu değerlendirmede bulundu:

Bu gerçek bir ittifak ya da ortaklık değildi, aksine birleşik bir askeri cephe olarak sivillerin karşısına çıkmak için çıkarlarını birbirine bağlamaları gerekiyordu.


Buna rağmen ittifak uzun sürmedi. Geçen Şubat ayında Dagalo, Burhan'ın darbesini Ömer El Beşir'in destekçilerine atıfta bulunarak "eski rejimin dönüşüne kapı aralayan bir hata" olarak nitelendirdi.

Açıklamalar, Burhan ve Dagalo'nun, siyasi çatışmayı sona erdirmeyi amaçlayan sürecin ilk adımı olarak, El Beşir'e karşı protestolara öncülük eden Özgürlük ve Değişim Güçleri de dahil olmak üzere sivil partileri içeren bir çerçeve anlaşmayı imzalamasından iki ay sonra geldi.

İttifak, herhangi bir zaman çizelgesi olmaksızın geçiş süreci için ilkeler belirledi. Bu da eleştirmenlerin geçiş sürecini "belirsiz" olarak tanımlamasına neden oldu.

Anlaşmada iki askeri yetkili, sivil bir hükümet kurulur kurulmaz siyasetten çekilme sözü verdi.


"Hızlı Destek" sorunu

Ancak siyasi anlaşma, Burhan ile Dagalo arasındaki uçurumun genişlemesine katkıda bulunan bir engelle karşılaştı ki o da RSF'nin düzenli orduya entegre edilmesi meselesiydi.

Hartum'daki Confluence Danışma Merkezi'nde analist olan Hulud Hayr, söz konusu ittifakla ilgili şunları dile getirdi:

Çerçeve anlaşması Burhan ile Dagalo arasındaki gerilimi artırdı ve Dagalo'yu yardımcısı olduktan sonra Burhan'la eşit bir konuma itti.


Uluslararası Kriz Grubu Afrika Boynuzu Bölgesi Başkanı Alan Boswell, ittifakı şöyle değerlendirdi:

Dagalo, çerçeve anlaşmasını ordudan daha bağımsız olmak ve olağan askeri komuta zincirine yanıt vermenin ötesine geçen geniş siyasi emellerine ulaşmak için bir fırsat olarak gördü.


Hayr, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

Bu güç kayması, güvenlik sektörü reformları ve RSF'nin entegrasyonuna ilişkin müzakerelerin masa etrafında hararetli bir tartışma yerine silahlı çatışmayla sonuçlanmasının nedenidir.
 


2013 yılında Darfur bölgesindeki Cancavid milislerinden kurulan RSF, Beşir döneminde bölgenin ekonomik olarak ihmal edilmesine karşı protesto amacıyla patlak veren aşiretlerin isyanını bastırmakla tanınıyordu.

Hayr, Cancavid'i Arap olmayan azınlıklara karşı savaş suçları olarak tanımlanan ihlaller gerçekleştirmekle suçladı. Uluslararası Ceza Mahkemesi de Beşir'i, Darfur'da insanlığa karşı suç işlemek ve soykırım yapmakla suçladı.

2015 yılında, RSF üyeleri, Husilere karşı Yemen hükümetini desteklemek için Suudi liderliğindeki bir koalisyonun parçası olarak Yemen'e konuşlandırıldı ve Dagalo'nun bölgedeki imajını güçlendirdi.

El Beşir'in devrilmesinden sonra RSF, Haziran 2019'da Hartum'da ordu genel karargahı yakınlarındaki sivil yönetim talebiyle en az 128 kişinin öldürüldüğü oturma eylemini dağıtan güvenlik kampanyasının bir parçası olduğu için daha fazla suç işlemekle suçlandı.

Boswell, RSF'nin 2019'dan beri büyümeye devam ettiğine dikkat çekti. Bu da Dagalo'nun iktidardan vazgeçmesinin pek olası olmadığını gösteriyor.


Güç için varoluşsal bir mücadele

Boswell, yaşananların "her iki tarafta için varoluşsal bir iktidar mücadelesi" olduğuna inanırken, Hayr "biri veya her ikisi de ağır kayıplar vermeden müzakere masasına oturmayacaklarını" düşünüyor.

Hayr, son olarak şu sözleri ekledi:

Sokaklarda çatışma uzadıkça sivil ölümlerin sayısı artacak, maddi kayıplar birikecek ve iki siyasi güç popülaritelerini kaybedecek. Çünkü Sudanlılar sokak savaşını ve sivil ölümleri unutmayacaklar.


Boswell, açıklamasını şu sözlerle noktaladı:

İki kamp da güçlü. Aralarındaki savaş çok maliyetli, kanlı ve uzun olacak. Taraflardan biri Hartum'da kısmi bir zafer elde etse bile, savaş ülke çapında devam edecek ve Sudan'ı rakip kalelere bölecek. Zaten en kötü senaryoya tanık oluyoruz ve durum, tüm bölge için olası yansımaları olan daha trajik olaylara doğru ilerliyor.

 

 

Independent Arabia, AFP

DAHA FAZLA HABER OKU