Akit yazarı: Eğitimde kahredici ortalama!

Akit yazarı Aydın, “Düşünmeyi bilseydik son yüzyılda olduğu gibi satın alma gücümüz tedrici bir biçimde düşmezdi” diye yazdı

Fotoğraf: AA

Akit yazarı Ali Osman Aydın, “Öğrencilere yığınla bilgi ezberletmek yerine sadece ‘düşünmeyi’ öğretebilseydik daha güzel, daha huzurlu bir ülkede yaşıyor olurduk. Düşünmeyi bilen kuşaklar yetiştirseydik daha fazla zenginlik giderek daha az insanın elinde toplanamazdı” dedi.

Aydın, “Eğitimde kahredici ortalama!” başlıklı yazısında, “Ak Parti 20 küsur yılda alt yapı anlamında Türkiye’yi adeta yeni bir yüze kavuşturdu. Ulaşımdan hastanelere, barajlardan sanayiye her şehirde büyük atılımlar yapıldı. Bu kadar dinamik bir değişimin yakın tarihimizde benzeri yok” dedi.

“Fakat yapısal değişimdeki azmin, ileri görüşlülüğün toplumsal alanda gösterildiğini söylemek çok zor. Toplumsaldan ne kastediyorum? Bana göre toplumsallığın üretildiği alan okullar, yani eğitim sistemidir. Milyonlarca öğrenciyi hayata hazırlama misyonu, dev gibi bir örgüt olan Milli Eğitim Bakanlığının omuzlarında” ifadeleriyle yazısına devam eden Aydın şunları kaydetti:

“Hayata hazırlamak”… Bunu her anlamda alabilirsiniz. Çocukların hem zihnen, hem ruhen, hem de pratik anlamda hayata hazırlanması gerekiyor. Hayat derken… Hayat bugünü içerdiği gibi geleceği de kapsıyor. 
Gelecekte nasıl bir “sokak” hayal ediyorsanız, toplum olarak nereye evrilmek istiyorsanız, nezaket veya cehaletten hangisine yönelmeyi arzu ediyorsanız, birey ve toplumdan hangisini öne çıkarmak istiyorsanız, toplumu ayakta tutan sosyal değerlerin akıbeti ne olsun istiyorsanız eğitimi ona göre dizayn edersiniz. Ona göre bir okul kurar, ona göre bir öğretmen yetiştirirsiniz! 
Ortalama 12-16 yılı kapsamasına rağmen bugün eğitim sistemi için böyle bir karar verilmiş olduğunu söylemek çok mümkün değil. Bugün derken, geride bıraktığımız birkaç on yılı ve elbette AK Parti iktidarını kastediyorum.
“Daha önce de eğitim yetersizdi, bakın biz derslik sayısını şuna çıkardık” gibi savunmalar sorunu çözmek anlamında yetersiz. Geçmişin kötü, baskıcı ve ideolojik olduğu doğru, ama  geçmişin kötülüğü bir iktidar için ölçü olamaz, olmamalı.
Kişisel gözlemim bugünkü öğrencilerin muhakeme yeteneklerinin ciddi ölçüde azaldığı yönünde. Bu çok önemli! Zira muhakeme zayıf olunca insanın kendisini ve hayatı anlama kabiliyeti köreliyor. Kendi doğasını, okuduğunu, gördüğünü, dinlediğini anlayamayan yahut tek boyutlu anlayan bir kitle çıkıyor ortaya.
Türkiye’nin öteden beri en büyük sorunu buydu zaten. AK Parti hükümetleri bu soruna odaklanmalıydılar. Ama olmadı. Muhakeme sorunu derinleşti.
Öğrencilere yığınla bilgi ezberletmek yerine sadece “düşünmeyi” öğretebilseydik daha güzel, daha huzurlu bir ülkede yaşıyor olurduk.
Düşünmeyi bilen kuşaklar yetiştirseydik daha fazla zenginlik giderek daha az insanın elinde toplanamazdı.
Düşünmeyi bilseydik son yüzyılda olduğu gibi satın alma gücümüz tedrici bir biçimde düşmezdi. 
Düşünmeyi bilseydik muhtemelen bu kadar gereksiz tüketim yapmazdık.

 

Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.

 

Akit

DAHA FAZLA HABER OKU