"Haftada 60 saat çalışsam ve üstüne bebek bakıcılığı yapsam da mesaili işe bir daha asla dönmem"

Tam zamanlı işini bırakmak ve bağımsız çalışmak yazar Laura Jane Williams için kolay bir yol değildi, ama aynı zamanda verdiği en iyi karardı

Bağımsız çalışmanın temel ilkelerinden biri bir projeye veya bir siparişe bel bağlamamak (Unsplash)

2016'nın sıcak bir gününde, bana ait olmayan üç çocuğu okula hazırlamak için sabah saat 06.00’da kalktım. Yarı zamanlı dadıları olarak saçlarını ördüm, öğle yemeğini hazırladım ve vakti geldiğinde onları Londra merkezinde iki farklı okula teslim ettim. Ardından, 12 yerel radyo röportajını kaydetmek için BBC'de kitabımın reklam uzmanıyla buluşmadan önce ulusal bir dergi için ilişkiler üzerine haftalık köşe yazımı yazmak üzere yakınlarda bir kafeye gittim.

Öğleden hemen sonra, elimde atıştırmalık bir şeylerle çocukları anneleriyle buluşacakları yüzme dersine götürmek üzere okul kapısındaydım, ardından 20 bin takipçime Instagram'dan gönderiler ve dünyanın farklı yerlerindeki okuyucularım için bir blog yazısı yüklemek için eve gittim.

Bu kulağa çok yorucu geliyorsa, evet gerçekten yorucuydu. Bağımsız çalıştığım ilk iki buçuk yıl boyunca ekmeğini taştan çıkarmanın kitabını yazdım. Bir kafede dizüstü bilgisayarımda günde birkaç saat çalışacağımı düşünmüştüm. Daha çok 15 saat boyunca 8 farklı işte çalışmak gibiydi, çeşitli hayvanlarla jonglörlük yapan sirk sanatçısı gibiydim.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kariyerimde dadılık, gazetecilik, metin yazarlığı, eğitim ve yazarlığın yanı sıra kendi kendimin insan kaynakları müdürü, muhasebecisi ve pazarlama uzmanı olarak da çalıştım. Bağımsız çalışmak uzlaşmayı, pazarlık etmeyi ve bir işe balıklama dalmayı gerektiren zorlu bir deneyimdi. 

Aslında en son tam zamanlı işimden bezdirildiğim için ayrıldım. Birlikte çalıştığım güzellik halkla ilişkiler şirketi benden Essex'e taşınmamı istedi, ama Londra'nın merkezinden ayrılmayacağımı biliyorlardı. Bu yüzden şansımı denedim ve tam zamanlı çalışmayı tamamen bıraktım. Her zaman yazmak istemiştim ve bunu başarmak için bana şans verildiğini düşündüm. Çok az bir birikimle (çok saftım) kendi patronum olmaya başladım.

İşlerin gidişatı için ilk söyleyeceğim şey ya bolluk ya da kıtlık. İlk zamanlarda başarısız olup beni hep tüketmiş "düzgün" bir bulmak zorunda kalmaktan endişeleniyordum. Kendimi dört dönemden oluşan yıllık mali hedeflere sahip bir işletme gibi nasıl organize edeceğimi bilmiyordum. Muhteşem deneyimsizliğimle, bir kitap satarsam, bir daha asla endişelenmem gerekmeyeceğini düşünüyordum. Çok az yazar, yalnızca kitaplarından geçimini sağlar. Ben üç kitap yazdım ama kitaplarımı hala gazetecilik ve konuşmalarımla yayımlatabiliyorum.

 

 

Aslında mesele daha çok, korkmak yerine birkaç farklı gelir akışına sahip olmak konusunda kafayı kullanmakla ilgili. Aynı anda para kazanmanın ve markamı daha çok tanıtmanın anahtar yollarını belirleyebildim, bu da yoluma devam etmek için hiçbir zaman bir maaşa ya da başarıya güvenmemem anlamına geliyor. Bağımsız çalışmanın temel ilkelerinden birini söylemem istense şunu söylerdim: bir müşteriye, bir projeye veya bir siparişe bel bağlamayın. Birkaç stratejik yere tohum serpin. Ama anahtar kelime: stratejik.

Tek çalışmak kasvetli olabilir, özellikle de yeni romanımı düzenlemeyi bitirirken çok fazla bisküvi yedim ve günlerce açık havaya çıkmadım. Bazen radyoyu açıp sesimi duymak için yüksek sesle şarkı söylemem gerekiyor, böylece sesimi o gün kullanabiliyorum. Bununla birlikte tek başıma ne kadar verimli olduğumu görmek işyerinde ne kadar çok zaman israf ettiğimi bana gösteriyor. Günde sekiz saat sandalyede oturmak için para alıyordum ancak bu sürenin sadece yarısında çalışıyordum. Şimdi çalışma zamanımı maksimuma çıkarıyorum ve iş bittiğinde gün de bitiyor benim için.

Kendim için çalışmanın en önemli yanı, göz açıp kapayıncaya kadar yurtdışında yaşayan ailemi ziyaret edebilmem, çünkü bilgisayarım olduğu sürece işlerimi yetiştirebiliyorum ve çılgınca görünse de adet dönemlerimde iş yapmamaya çalışıyorum. Dönemin ilk ve ikinci günlerinde pek iyi hissetmediğim için çalışmayı tercih etmem. İşleri bitirdiğim sürece sorun yok! Haftaya sessiz ve harika bir başlangıç için pazartesi sabahları yogaya gitmeye çalışıyorum, ancak bazen hafta sonları da çalışıyorum. Gerçek şu ki, bazı aylar haftada 60 saat bazen de haftada 25 saatin altında çalışırım.

İşin özü, bağımsız çalışma benim için özgürlük demek. Kiminle, hangi hızda ve hangi saatte çalışacağıma ben karar veriyorum. Geç uyanmak veya doktor randevusu için izne ihtiyacım yok. Hayatım daha iyi hale geldi. Bu beni basitçe yaptıklarımdan daha fazlası haline getirdi. 

Asla bir daha bir yerin elemanı olamam. Bağımsız çalışan olmak isteyenlere tavsiyem şu: iyi iş yeterli değil. Bankada üç aylık geçim için nakit para bulundurun, kendinize asla "serbest meslek sahibi" veya bağımsız çalışan demeyin çünkü "iş" sizsiniz, ve geçim kaynağınız ona bağlıymış gibi network sahibi olun çünkü geçiminiz gerçekten buna bağlı.

Hızlı öğrenme eğrisinin geminizin kaptanı olması hayatta önemli bir şey. Dedikleri gibi ya bir başkasını zengin edersiniz ya da kendiniz için çalışırsınız ve bir hayatınız olur. Ben ikincisini seçiyorum.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: İsmail Aydın

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU