ABD’ye iltica hakkı edinme umuduyla El Paso sınırında bekleyen on binlerce göçmen köşeye sıkışmış durumda

Andrew Buncombe’nin Meksika’nın Ciudad Juarez kentinde tespit ettiği üzere kardeş şehirler arasında geçiş hızlı ve basit– ancak sadece “doğru” pasaporta sahip olacak kadar şanslı olanlar için

ABD-Meksika sınırında ABD polisine teslim olan Latin Amerikalı göçmenler (Reuters)

Çektikleri acılar sel suyu gibi hızla birikiyor.

Bir anne ve iki küçük kızı, çete üyesi olan babalarının genç bir kızı öldürdüğü için hapse atılması sonrasında El Salvador’dan otobüsle geldi. Hapishanede ziyaret ettiği kocasının başka biriyle yeni bir hayata başlaması durumunda kendisini öldüreceği ikazında bulunduğunu söyledi.

Hugo Chavez döneminde Venezuela’da spor etkinliğine katılan Kübalı bir güreşçi rüşvet vermeyi reddedince yetkililer tarafından tehdit edildi. Güreşçi şimdi iki ülkeye de geri dönemeyeceğini söylüyor. Bir zamanlar ABD’de yaşamış, sürgün edilmiş bir başka Kübalıysa Donald Trump’ın hiçbir yardımda bulunmazken niçin yüksek sesle Küba halkının yanında olduğunu söyleyip durduğunu merak ediyor.

On binlerce göçmen şu anda ABD-Meksika sınırında kirli, düzensiz ve güvenliksiz şehirlerde, birkaç yüz metre ötede olduğuna inandıkları vadedilmiş topraklara bakarak bitkin düşmüş durumda. Trump’ın sığınmacıların sabrını taşırmaya ve onları caydırmaya yönelik son girişiminde, İspanyolca konuşulan ülkelerin sakinleri ABD makamlarına yaptıkları başvurunun tamamlanmasını ocak ayından beri ABD’de değil de terk ettikleri yerler kadar birçoğunun tehlikeli olduğu Meksika şehirlerinde beklemeye zorlanıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Sığınmak isteyenlerin özellikle de çocukların ABD nezaretinde karşı karşıya bulunduğu koşullar geniş çapta siyasi tartışmaları tetiklemiş olsa da yeni program kapsamında ülke dışından başvuranların katlandıklarıysa çok az ilgi çekti.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) avukatları bu yılın başlarında “ABD yönetimi bu yeni politikasına Göçmen Koruma Protokolleri (MPPs) diyor ancak bu Orwell’ci laf salatasından başka bir şey değil. Gerçekten de bu politikanın insanları korumakla bir ilgisi yok ve göçmenlerin ulusal ve uluslararası hukukta elde ettikleri insani korumaya ulaşmalarını bu politika imkansız kılıyor” açıklamasında bulundu.

Meksika’nın yoğun baskı karşısında kabul ettiği politikayı deneyen ilk şehirler Kaliforniya sınırındaki Mexicali ve Tijuana oldu. Teksas sınırındaki kuzey eyaleti Tamaulipas’ın Nuevo Laredo kentiyle Arizona sınırındaki San Luis Rio Colorado da listeye eklendi. Reuters, Tamaulipas’ın uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapan Gulf ve Zeta kartellerine ev sahipliği yaptığını aktardı.

Trump yönetiminin sözde “Meksika’da Kal” politikası için deney kabı olarak kullanılan diğer sınır kentiyse, bu ayın başlarında Walmart’ta 22 kişinin öldüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı silahlı saldırıyla gündeme gelen Teksas’taki El Paso’nun kardeş şehri Ciudad Juarez. Meksika toprakları daha da kuzeye yayılırken kurulan şehrin nüfusu El Paso’nun 700 bin nüfusuyla birlikte 1,5 milyon. Rio Grande nehrinin ayırdığı iki şehir birleştiğinde yarı küredeki en büyük iki dilli, çift uluslu kümelenmeyi oluşturuyor.

Her gün binlerce insan okul, iş, akrabalarını ziyaret etmek ve alışveriş yapmak için 4 uluslararası sınırdan birini kullanarak yasal bir şekilde sınırı geçip dönüyor. Walmart’taki terör saldırısında şüphelinin çok fazla Latin kökenli nüfusun bulunması nedeniyle El Paso’yu bilerek hedef aldığı iddia ediliyor. Saldırıda ölenler arasında Meksika vatandaşı 8 kişi yer alıyordu.

Trump’ın göçmenlere yönelik ırkçı sözleriyle şiddet yanlısı fanatikliği beslediği iddiaları arasında, Meksika’nın Washington Büyükelçisi Martha Barcena, Walmart’taki saldırının ardından şunları söyledi:

Yabancı düşmanı ve ırkçı söylemler nefret suçlarını besliyor. Latin kökenli topluluklar Amerikan toplumuna önemli ölçüde katkı sunuyor. Ülkelerimiz ve toplumlarımız arasında saygılı ve şefkatli bir diyalog için çabalamalıyız.

Gözlem yapılan sabahlardan birinde, The Independent, Juarez’de sıkışıp kalmış bazı göçmenlere ücretsiz bir şekilde yardım eden bir grup avukat ve gönüllüye eşlik etti. Paso del Norte Uluslararası Köprüsü’ndeki kısa yürüyüşle ilgili en olağanüstü şey, herhangi bir ani kültür şoku değildi – gerçekten, çok az bir kültür şoku vardı – eğer “doğru” pasaport veya vizeniz varsa yolculuğun ne kadar çabuk ve kusursuz oluşuydu.

 

 

Las Americas Göçmen Avukatlık Merkezi’nin danışman avukatlarından Nicolas Palazzo “Juarez’de bekleyen insan sayısı çok fazla, Tijuana’daki sayıyı gölgede bırakıyor. Sorunlardan biri, tüm bu davaları dinlemek için El Paso’da yalnızca 4 göç yargıcının olması” dedi.

Palazzo ABD yönetiminin MPP politikasının sadece İspanyolca konuşan göçmenler için geçerli olduğu bilgisini verdi. En fazla göçmen Guatemala, Honduras, El Salvador ve Küba’dan geldi. Palazzo, çok sayıda Kübalı doktorun Ciudad Juarez’de sabah 04.30’da sınırdan geçmek için toplandığını ve El Paso’ya duruşmalarına gitme çağrısı için beklediğini söyledi. 2015’ten bu yana 4 milyon Venezuelalının ülkeyi terk etmesine değinen Palazzo “Venezuelaların sayısında artış var. Ancak kriz kötüleştikçe, (Brezilya, Kolombiya ve Peru gibi) birçok ülke Venezuelalılar için durumu sıkılaştırdı” ifadesini kullandı.

The Independent, avukatların görüştüğü göçmenlerin onları evlerine gönderecek olası bir  misillemeye karşı onları ve ailelerini korumak amacıyla sadece isimlerinin baş harflerini ve ülkelerini kullanmayı kabul etti. Ancak avukatların ve gönüllülerin bir belediye binasında ödünç verilen ofislerinin yakınında ad ve soyadlarını çekinmeden vererek öfke ve hayal kırıklığını ifade eden çok sayıda göçmen vardı.

Küba’dan 1994'te ayrılan 54 yaşındaki Orlando Alvarez, daha önce ABD ve Paraguay’da yaşadı. Alvarez’in yeşil kartının (green card) kullanım süresi doldu ve 4 aydır da duruşması için bekliyor. Alvarez “Burası çıldırmış durumda. Juarez çok tehlikeli bir şehir, burada çok fazla suç var” dedi.

 

afp.jpg
Göçmenler sık sık iltica sürecini başlatmak için sınırı geçiyor (AFP)

 

Diğer bir Kübalı Rolando Delgodal, ülkesinden kısa süre önce ayrıldı ve Juarez’de üç ay geçirdi. Delgodal, Fidel Castro’nun ölümünden ve ülkenin yönetiminin gelecek nesil Komünist Partisi’ne geçmesinden bu yana Küba’da durumun daha da kötüye gittiğini söyledi. Kültür Bakanlığı’nda çalışan Delgodal “Orada serbest konuşma özgürlüğümüz yok” diye konuştu.

Güney Chicago’da yaşayan göçmen avukatı John Breslin de gönüllülerin arasına bulunuyor. Latin Amerikalıların iltica için geçerli nedenleri bulunup bulunmadığına ilişkin herhangi bir karar verilmeden önce bu kişilerin dosyalarını inceleyen Breslin “Kendi ülkelerinden ayrılma nedenlerinin geçerli bir sığınma talebine uyup uymadığını bulmaya çalışıyorum” ifadesini kullandı.

Breslin, El Paso’nun 64 km kuzeybatısında New Mexico eyaletindeki Las Cruces’te yetişen eski bir İngiliz edebiyatı profesörü Octavia Marsh’la çalışıyor.

Marsh “İnsanların hayal edebileceğiniz her türlü hikayesi var. Bazıları buraya gelmeden önce 9 veya 10 ülkeden geçti. ABD’nin bu işlemleri düzene sokmasını ümit ediyorum ki bu göçmenler hayatlarını kurtarmak için şans bulsunlar, gerçek anlamda hayatlarını kurtarmak için” ifadelerini kullandı.

Baktıkları dosyalardan biri Kübalı J’ninkiydi. İki ülke arasında kurulan misyonun parçası olarak Venezuela’ya giden J, bu ülkeden bir kadınla evlendi. Venezuela hükümetini desteklemek için siyasi etkinliklere katılmaya zorlandıktan sonra misyondan ayrıldı. Yakın zamanda rüşvet vermeyi reddedince yetkililer tarafından tehdit edildi. J, Juarez’e yola koyulduktan sonra bir ATM cihazında soyulduğunu, başvurusunu hızlandıracağını umarak gözaltına alınmak için Rio Grande’yi geçtiğini söyledi.

Floresan ışıkla aydınlatılan penceresiz bir ofiste, Venezuela olmasa Küba’ya dönüp dönmeyeceği sorulunca J “Hayır,” dedi. J “Siyasi görüşlerimden ve ülkemi terk ettiğimden dolayı zulüm görebilirim” diye ekledi.

ABD İç Güvenlik Bakanlığı, MPP politikasıyla ne kadar kişinin değerlendirildiği ve göçmenlerin kasıtlı bir şekilde tehlikeli koşullarda beklemeye zorlandığı iddialarına ilişkin sorulara hemen yanıt vermedi. Yeni politika ocak ayında uygulanmaya başladığında, o dönemki bakan Kirstjen Nielen “MPP güvenli ve düzenli göç sürecinin tesis edilmesine yardımcı olacak, göçmenlik sisteminden yararlananların sayısını azaltacak ve savunmasız yerlerde kaçakçıların avlanma kabiliyetini azaltacak” dedi.

Diğer bir dosyaysa iki ve 8 yaşında kızları bulunan El Salvadorlu genç bir kadın S’ye ait. MS-13 çetesinin bir üyesi olan kocasının genç bir kadını öldürmesinin ardından hapse atıldığını belirten S, eşinin kendisini tehdit etmesinin ardından mayısta ülkesini terk etti.

S kocasının onsuz yeni bir hayata başlamak istemesi durumunda kendisini öldürüp kızları da götüreceğini söylediğini ağlayarak anlatırken kızları başka bir gönüllü tarafından odanın dışına çıkarıldı. Annesi ve babasının onun gitmesini isteyip istemediği soruldu.

S “Ebeveynlerim benim gitmemi istemedi ancak onlara gittiğimi söyledim” dedi. El Salvador’da polisin çete üyeleriyle bir ilişkisi bulunduğunu belirten S “El Salvador’a dönmekten korkuyorum” dedi.

İltica başvurusunun başarısız olması durumunda ne yapacağının sorulması üzerine S hemen,  “Bunun hakkında düşünmedim. Tanrı’nın başvurumun başarılı olmasını sağlayacağını umuyorum. Bunun gerçekleşeceğini biliyorum” diye yanıt verdi.

 

 

* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/americas

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU