Rus sarayını esir alan şeytan havarisi: Rasputin

Mehmed Mazlum Çelik Independent Türkçe için yazdı

Tarihte dini kullanarak siyasi atmosferi adeta rehin alan birçok isim bulunmaktadır.

Kendi tarihimizde bu isimlerin başında Cinci Hüseyin Efendi gelmektedir.

Safranbolulu Cinci Hüseyin, doğru dürüst medrese eğitimi bile almadan kazaskerliğe kadar yükselmesini muska, büyü ve cinciliğine borçluydu.

Kadılık gibi önemli bir makamı rüşvetle satarak Osmanlı hazinesi ile yarışacak bir servet biriktirmişti; ama bu para kendisine hayır getirmedi, nihayet 1648’de katledildi.

İstanbul sarayını ve padişahı adeta esir alan bu zat ulemanın ciddi bir itibar kaybı yaşamasına neden olacaktı. 

Cinci Hüseyin gibi din tüccarları yalnızca bizim halkımızın başına tebelleş olmuş değildi.

Rus Sarayına sızıp ve siyaseti rehin alan bir başka din istismarcısı Grigori Yefimoviç, bilinen adıyla Rasputin’di.
 

Rasputin cesedi.jpg
Rasputin cesedi

 

31 Aralık 1916 yılında S. Peterburg’da cesedini bulduklarında otopsisine göre; defalarca vurulmuş, zehirlenmiş ama nihayet suda boğularak son nefesini verdiği anlaşılmıştı.

Çariçe Aleksandra ve Çar Nikola’nın savaşın ortasında yana yakıla aradıkları ve nihayet ancak cesedini buldukları Rasputin’i kim/ne için öldürmüştü?


Yozlaşmış bir yönetimin efsunlu danışmanı

İç karışıklıklar, Japonlarla yapılan şiddetli savaş ve ekonomik sıkıntılar Çarlık Rusya’sını iyice zayıflatmıştı.

İmparatorluğu yaklaşık üç asırdır idare eden Ramanov Hanedanlığının son temsilcisi Çar İkinci Nikolay’dı.

Çar İkinci Nikolay, zevk ve sefa düşkünü bir liderdi. 

Halk ile bir ünsiyeti yoktu, liyakatsiz generaller ve soylular arasında halkla arasına demirden perde çekmişti. 

Hepsinden daha tehlikelisi Çar İkinci Nikolay, karışı Çariçe Aleksandra’nın adeta iki dudağının arasından çıkacak söze bakıyordu.

Çariçe Aleksandra ise büyü, doğaüstü olaylar kısaca paranormal aktivitelere meraklı bir kimseydi.

Bu ilgi Rasputin’in sarayı ele geçirmesine kadar varacaktı.
 

Çarice Aleksandra.jpg
Çarice Aleksandra

 

Rasputin, kutsal bir günde doğduğu için adı Grigori konulmuştu. Kendisinin ve kardeşlerinin yaşadığı bazı talihsiz olaylar ve hastalıklar sonrası Meryem Ana’nın kendisine göründüğü şayiaları Sibirya’da bulunan Prokovskoye’de kısa sürede tanınmasını sağladı.

Rasputin, henüz genç yaşında Sibirya’da çeşitli kehanetlerde bulunuyor ve bazı efsunlar kullanarak müşkül durumdaki insanlara yardım ediyordu. 

Bu uğraşlar sonrası ünü Sibirya’yı da aştı. 

Rasputin otuzlu yaşlara geldiğinde Sibirya’dan başlayarak Yunanistan’a kadar uzun süren bir yürüyüşe koyuldu. 
Bir tür arınma ve ruhani yolculuğun sonunda Rasputin ülkesine döndü.


Çarlık ailesinin mihnetli günleri

Çariçe Aleksandra Britanya’nın büyük Kraliçesi Victoria’nın torunuydu. Bu sebeple Ruslar tarafından hiç sevilmiyordu.
Üstelik bir türlü erkek çocuk doğuramamış peşi sıra dört kız çocuğu dünyaya getirmişti.

Üzerindeki baskıyı nihayet bir erkek çocuk doğurarak kırmıştı; ama biricik veliaht Aleksis Nikoloviç irsi bir hastalığın pençesinde kıvranıyordu.

Doktorlar bir türlü çare bulamayınca efsun ve büyülerle uğraşan şifacılara başvuruldu. Saraya gelen şifacılardan birisi de Rasputin’di. 

Veliaht Nikoloviç’in hastalığı kanı pıhtılaşmıyordu. En ufak bir yarada kanamadan ölme riski bulunuyordu; dolayısıyla, adeta cam fanusta yaşıyordu. 

Kimilerine göre Rasputin hipnoz yöntemi kullanarak çocuğun bir şekilde iyi hissetmesini sağladı. 

Nasıl yaptığına dair bir delil yoksa da Rasputin bir şekilde yaralanma sırasında kanı pıhtılaştırmayı başarmıştı. Artık Rus sarayının kapısı bu tuhaf Papaz Rasputin için sonuna kadar açılacaktı. 
 

 

Rasputin’in cinsel düşkünlüğü

Raputin küçük veliahtı iyileştirmesi kısa sürede ününe ün kattı. 

Geniş bir tarikat kuran Rasputin’in müritleri çoğunlukla güzel kadınlardan oluşuyordu.

Rasputin’in cinselliğe olan düşkünlüğü bile bir çeşit azizliğe yorumlanmıştı. Birçok soylu kadın ki önemli bir kısmı evli olmasına rağmen Rasputin ile cinsel birliktelik yaşamak için çok büyük paralar bağışlıyordu.

Çar ve Çariçe de Rasputin’e bağlanmış ve her eylemine büyük kutsallık atfediyordu. 

Rasputin’in uçkur düşkünlüğü sarayda da kendisini göstermiş, Veliaht Nikoloviç’in dadısına tecavüz etmesi bir şekilde duyulmuştu.

Saray, Rasputin’i cezalandırmak yerine dadıyı kovmayı tercih etti. Bu tavır Rasputin’in iyice yoldan çıkmasına neden olacaktı.

Halk arasında yayılan bir dedikodu ise dehşet vericiydi: İddiaya göre; Çarice Aleksandra, Rasputin’e âşık olmuştu ve aralarında bir ilişki vardı.  

Çar İkinci Nikolay, bu iddialar sonrası gazetelerde Rasputin’in adını olumlu-olumsuz haberlerde kullanılmasını yasakladı. 

Rasputin’in gücünü doruğa çıkaracak olay, bu iddialardan hemen sonra gerçekleşir. 1912 yılında Çar ve Çariçe, Veliaht Nikoloviç’i de yanlarına alarak Polonya’ya ziyarete giderler; ama Veliahtın kanaması başlar.

Doktorlar kanı pıhtılaştırıp durdurmayı başaramazlar. Hemen Rasputin’e haber verilir; ama Veliaht Nikoloviç ölmeden yetişmesi mümkün değildir.

Bu yüzden esrime seansı (duyuların ötesine geçme) ile Veliaht Nikoloviç’in hayatını kurtarır.

Bu olay sonrası Çar İkinci Nikolay tamamen Rasputin ve Çariçenin kontrolü altına girer. Doğrusu Rasputin’in bunu nasıl yaptığı bir muammadır, ortada aleni bir sahtekarlık olsa da Çar İkinci Nikolay’ı büyülemeyi başarmıştır.
 

çar ikinci nikolay.jpg
Çar İkinci Nikolay

 

Raputin 1914 yılında sarayın hemen yanında bir malikaneye taşınır ve artık neredeyse her gün sarayda bulunur. Evini bir kilise gibi kullanan Rasputin’in ziyaretine ülkenin dört bir yanından zengin burjuva, soylular, din adamları ve siyasetçiler adeta akın eder. 

Rasputin, Çarlık Rusya’sının Birinci Dünya Savaşı’na girmesine karşı bir duruş sergiler; ama engelleyemez. Bunun üzerine içkiyi ve cinselliği bir tür arınma olarak görür ve birçok efsaneye konu olacak cinsi ve sapıkça ayinler tertip eder.

Bu ayinler halk arasında büyük bir nefret ve tiksintiye sebep olur. 

Rus ordusu, savaşta sıkıntılar yaşadıkça halk saray üzerinde bu denli tesiri olan Rasputin’i "Şeytanın havarisi ve temsilcisi" olarak görür.

Çar İkinci Nikolay da artık Rasputin’den kurtulmak istemektedir; ama Çariçe’nin Rasputin’in mucizelerine olan düşkünlüğü elini kolunu bağlamaktadır.

Öte yandan Çar’ın akrabaları Feliks Yusupov ve Dmitri Pavloviç, Rasputin’den kurtulmak üzere bir suikast planı hazırlar.
 

Rasputin 1.jpg
Rasputin 

 

Zehirlendi, vuruldu ve nihayet boğuldu 

İkili görüşme bahanesiyle Rasputin’i saraylarına davet ettiler. İçkiye düşkünlüğü ile bilinen Rasputin’e içinde siyanür bulunan bir kadeh şarap ikram ettiler; ama şarabın bir türlü tesir etmemesi üzerine suikastçılar Rasputin’i defalarca silahla vurdular.

Rasputin buna rağmen yaralı halde evden çıkmayı başardı; Neva nehrine düşerek hayatını kaybetti.

Cesedi bulunduğunda otopsi raporunda ne siyanür ne de kurşunların değil, suyun Rasputin’i öldürdüğü yazacaktı. 

Rasputin’in kehanetlerinden birisi öldürülmesi halinde bu çarlığın felaketi olacaktı. Tuhaftır, hanedan devrildi; hem çar hem de çariçe kurşuna dizildi. Yalnız Feliks Yusupov ve Dmitri Pavloviç’i Rasputin’i öldürmeleri sebebiyle hanedan üyeleri olmalarına rağmen öldürülmedi ve yalnızca sürgün cezası verildi. 

Rasputin, Çarlık Rusya’sını tesiri altına almış büyük bir sahtekârdı. Çar ve Çariçe’nin evlatlarına olan sevgisi ve dini duygularını sömürerek tüm cinsel sapıklıklarını ve arzularını hayata geçirmişti.

Siyasette üst düzeyde öyle etkiliydi ki evi bir meclis gibi çalışıyor, önemli konuklarla dolup boşalıyordu. Rasputin’in bu davranışları Rus halkının üç yüz yıldır ülkeyi yöneten Ramanov Hanedanlığından nefret etmesine ve ortadan kaldırmasının önemli gerekçelerinden birisi oldu.
 


Dünyaca ünlü şarkıcı Boney M. Bizim meşhur "Üsküdar’a Giderken" şarkısının melodisinden etkilenerek kaleme aldığı "Rasputin" şarkısında anlatımıyla bitirelim:

Ra ra Rasputin Rusya kraliçesinin sevgilisi 
Gerçekten gitmiş bir kedi vardı ( burada kedilerin 9 canlı olmasına gönderme var ) 
Rasputin Rusya’nın en büyük aşk makinası 
Devam ettirmesi utanç vericiydi
Czar’ı hiç düşünmeden Rusya topraklarına hüküm sürdü 
Ama kazak dansını gerçekten harika yapardı 
Tüm devlet meselelerinde memnun edecek adam oydu 
Ama kucaklamak için bir kızı tuttuğunda gerçekten müthişti 
Kraliçe’ye göre o kurnaz değildi 
Yaptığı şeyleri duymasına rağmen Onun kutsal bir iyileştirici olduğuna inanırdı 
Oğlunu iyileştiren.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU