Maraş depremlerindeki çok yüksek ölüm sayısı önlenebilir miydi?

Geçen hafta Türkiye ve Suriye’yi vuran felaket dünyanın dört bir yanındaki ‘sismik boşlukları’ gündeme getirdi

Dünya üzerinde gerçekleşen kara merkezli depremlerin en büyükleri arasında sayılan Maraş depremleri sonucunda Doğu Anadolu Fayı'nın diğer ucundaki Hatay da yerle bir oldu (AP)

Ezgi Karasözen, Türkiye'nin güneydoğusundaki büyük bir depremle ilgili bir e-posta uyarısı aldığında gözyaşlarına boğuldu. Karasözen, Kolorado'da yaşayan bir deprem jeoloğu, ancak Türkiye'nin başkenti Ankara'da büyüdü ve kendi ülkesindeki depremleri ayrıntılı olarak inceledi. 7.8 büyüklüğünde bir depremin yıkım anlamına geldiğini biliyordu.

Çoğu sismoloğun dünyada endişelendiği yerlerden oluşan kısa bir listesi vardır. (Herhangi bir büyük deprem haberinin boğazınızı düğümleyebileceği sıcak noktalar.) Bu endişeler, özellikle sismik boşluklar denen, alışılmadık derecede uzun bir süre boyunca kırılmadığı bilinen fay zonlarının segmentleri için geçerlidir -insanların gardlarını düşürmüş olabilecek kadar uzun.

Örneğin, Türkiye'de bu hafta kırılan Doğu Anadolu fayı, bilim insanları ve hükümet yetkilileri tarafından iyi biliniyordu ancak en azından geçen yüzyılda yıkıcı düzeyde bir depreme neden olmamıştı. Türkiye, deprem risklerine karşı korunmak için inşaat yönetmelikleri uyguladı, ancak geçen haftaki trajedi, bu yönetmeliklerin yeterince sıkı bir şekilde uygulanmadığına dair bilim insanları arasında uzun süredir devam eden bir endişeyi kuvvetlendiriyor.

Yerbilimcilere göre büyük depremlerden kaynaklanan ölüm ve yıkımın çoğu, daha iyi bina uygulamalarıyla önlenebilir. Trajedi tıpkı Kassandra gibi (Yunan mitololojisinde geleceği görmesi ancak kimsenin buna inanmamasıyla lanetlenen karakter -çn.) tahmin edilebilir. Ancak insan davranışı ve yatırım genellikle deneyimle motive edilir -yaşamlarımızda veya birkaç nesil içinde gerçekleşen şeyler. Dolayısıyla, nüfusu korumak için inşaat yönetmelikleri uygulandığında bile, daha acil sorunlar ön plana çıkabilir, bu da daha kısa yolların tercih edilebileceği ve eski yapıların savunmasız kalabileceği anlamına gelir. "Bence depremlerin en feci yanı bu. Belirli bir fay kesinlikle hiçbir şey yapmadan birçok nesli kolayca bekleyebilir ve saniyeler ila dakikalar içinde, tüm cehennem kopar" diyor Washington Üniversitesi'nde bir sismolog olan Harold Tobin ve ekliyor:

Bir fay için depremler arasında birkaç yüzyıl geçmesi gayet normaldir, bu yüzden insanların ona dair bir  hatırası yoktur.

Buna ek olarak insanların belirli tehlikeleri tahmin etmek yönündeki eğilimi başkalarını yanlışlıkla kör bir noktaya sürükleyebilir. Yıllardır, bilim insanları Kaliforniya'daki San Andreas fayı boyunca bir yerlerde “Büyük Deprem” öngörüsünde bulunuyor. 1990'lardan bu yana Kaliforniya'da birkaç 7 büyüklüğünde deprem oldu, ancak bu fay üzerinde değil.

Maryland'de yaşayan bir deprem jeoloğu olan Wendy Bohon şöyle diyor: 

Bu yerler hakkında düşünmek için çok zaman harcıyoruz, çünkü bu fay kilitli, yüklü ve harekete geçmeye hazır görünüyor. 'Ne zaman kırılabilir?' diye kafa yoruyoruz.

Ancak dünyada stres ve gerginliği daha yavaş biriktiren uyuyan devler var ve yüksek sismik tehlikeye sahip bölgeler olduklarını bilmemize rağmen, sırf bu kadar göz önünde olmadıkları için onlara o kadar da odaklanmıyoruz.


Türkiye, sismik olarak aktif bir sıcak bölgedir ve yerkabuğunun üç parçasının birbirine sıkıştığı bir kavşakta yer almaktadır. Yıllardır Türkiye'de farklı bir fay (Kuzey Anadolu fayı ) bilimsel ilginin aslan payını almıştır. Büyük depremler fay boyunca batıya doğru ilerlemiş ve Marmara Denizi'nin altında dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olan İstanbul'a tehlikeli bir şekilde yakın bir sismik boşluk bırakmıştı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bilim insanları, önümüzdeki birkaç on yıl içinde orada büyük bir deprem olma olasılığını tekrar tekrar hesaplayarak felaketin ne zaman olacağını söyleyemeseler de kesinlikle olacağını söylediler. Buna karşılık, Doğu Anadolu fayı 1960'larda başlayan modern sismik izleme döneminin nispeten kısa süresinde daha mütevazı sayıda 6 büyüklüğünde deprem yaşamıştır. 2020'de Karasözen ve bir grup bilim insanı, faydaki bir kırılmanın neden olduğu 6.8 büyüklüğündeki bir depreme dair ayrıntılı bir çalışma yayımladı ve 1800'lerin sonlarında fay boyunca meydana gelen ve hasar modellerinden ve sarsıntı raporlarından yola çıkarak yeniden detaylandırılan tarihi depremleri de vurguladı.

Bu yüzden geçen hafta meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki deprem kesinlikle bekleniyordu ancak çok büyük olduğu ve beklenenden daha güçlü bir yumruk indirdiği için de bilim insanları için biraz şaşırtıcıydı. Depremler logaritmik bir ölçekte ölçülür, yani 6.8 ile 7.8 arasındaki fark göründüğünden daha büyüktür. Ölçekteki bir tam sayı artışı, 10 kat genlikli sismik dalgalar yaratarak 32 kat enerji açığa çıkarır.

Karasözen, “Bu fayın potansiyelini biliyorduk” diyor ve ekliyor:

Ne kadar ölümcül olabileceğini de biliyorduk.

Ancak sismolojik verilerden, tarihsel ve yerel tanıklıklardan ve paleosismoloji çalışmalarından yararlanan bilim insanları bile bazen örüntüleri ancak bir deprem meydana geldikten sonra açıkça görebilmektedir.

“Bazen deprem beklediğinizden daha büyüktür” diyor Columbia İklim Okulu'nun Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi'nden jeofizikçi Michael Steckler. Japonya'nın Tohoku kentinde 7 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem beklentisi olduğunu ancak 2011 'de 9 büyüklüğünde bir depremin bir tsunamiye ve yaygın bir yıkıma neden olduğunu hatırlattı:

Şimdi geçmişe dönüp bakıldığında, şimdi bölgenin her bin yılda bir 9 büyüklüğünde deprem yaşadığı ortaya çıkıyor.

Bilim insanları depremleri tahmin edemeseler veya önleyemeseler de, ölümleri nasıl önleyeceklerini biliyorlar –bu da bu olayları dünyanın farklı bölgelerinde görmeyi çok acı verici hale getiriyor.

Eski bir deyiş vardır: Deprem değil binalar öldürür. “Özellikle de düzgün bir şekilde inşa edilmiş bir binanın ayakta durduğunu ve yandaki binanın tamamen çöktüğünü görmek yürek parçalayıcı" diyor ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu'nda jeofizikçi olan Tom Parsons.
 

 

Bilim insanlarını en çok üzen şey, inşaat yönetmelikleri mevcut olsa bile, yönetmelikler takip edilmediği veya uygulanmadığı için insanların risk altında kalmasıdır.

İstanbul'daki Boğaziçi Üniversitesi'nde deprem mühendisliği bölümünü kuran Mustafa Erdik, Türkiye'deki sorunların "yönetmeliğe uygunluk derecesinde" yattığını söylüyor.

Erdik, “Mühendislikteki son gelişmeleri yansıtan inşaat yönetmelikleri kullanıyoruz” diyor.

Bu kadar büyük depremlerden sonra hasar bekleniyor. Ancak katların birbirinin üzerine yığılması türden hasarların meydana gelmemesi gerekirdi.

Karasözen, Twitter'da Malatya'dan bir gayrimenkulün deprem standartlarına uygun olduğunu belirten bir emlak ilanını paylaştı. O bina bu hafta çöktü.

“Yerbilimciler ve mühendisler olarak, DAHA FAZLA NE yapabiliriz?!” diye tweet attı.

Dünya bilim insanlarının en çok endişe duyduğu alanlar değişir. Bohon, nüfus yoğunluğu, sismik risk ve yıkılabilir bina stokunun felaketle sonuçlanabileceği Haiti için özel bir endişe duyuyor - ülke 2010'dan bu yana iki kez büyük depremlerle sarsıldı ve hala toparlanmaya çalışıyor. Tobin de 2015'te 7.8 büyüklüğünde bir deprem yaşayan Katmandu'da büyük riskler görüyor. Steckler, yoğun nüfuslu Bangladeş'teki büyük bir depremden endişe duyuyor.

Ve Karasözen sadece Türkiye'yi değil, benzer fay sistemlerinin bulunduğu İran'ı da sık sık düşünüyor. Çalışmaları, aktif fayları anlamak için gerekli olan önemli verilerdeki boşlukları doldurmaya odaklanmıştır.

Normalde Türkiye'deki bir depremden sonra, Karasözen ailesini ve arkadaşlarını kontrol eder ve daha sonra sismik dalga yayılımı, deprem sonrası deformasyon, artçı şokların fiziğine dalarak kendini bilime verir. Çalışmalarının kendi ülkesine yardımcı olabilmesinden gurur duyuyor.

Bu kez, henüz verilere bakabilecek durumda değil. Bunun yerine enerjisini bağış toplamaya harcıyor. "Tabii ki ilginç bir deprem," diyor ve ekliyor:

Ama bu farklı. Enkaz altında sıkışıp kalmış insanların tweet'lerini görmek. Bunu daha fazla kaldıramayacağım.



*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Meriç Şenyüz

Washington Post

DAHA FAZLA HABER OKU