Bilim insanları evreni kavrayışımızı değiştirecek dev bir galaksiler diyarı keşfetti

Araştırmacılara göre ilk kez keşfedilen bu yıldız ağı bizim galaksimizden çok daha etkileyici

Yeni araştırma çeşitli gözlemevlerinin bir araya gelmesiyle gerçekleştirildi (NASA)

Bilim insanlarının yeni keşfettiği muazzam sayıdaki gizli galaksilerevrenin nasıl işlediğine dair bakış açımızı değiştirebilir.   

Şimdiye kadar araştırmacılar tarafından varlığı bilinmeyen bu gizemli galaksiler, çığır açan yeni bir yaklaşım sayesinde keşfedildi. Yeni yaklaşım astronomlara evreni hiç olmadığı kadar derinlemesine inceleme imkanı veriyor.

Astronomlar devasa bir galaksi kümesi içeren bu yeni keşfi define sandığına benzetiyor. Yeni keşif, aralarında süper kütleli kara delikler ve karanlık madde gibi gizemlerin de bulunduğu, evren hakkındaki en derin ve temel sorulardan bazılarının çözülmesine yardımcı olabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bazı bilim insanları uzun süredir bu gibi gizli galaksilerin evrende keşfedilmeyi beklediğini düşünüyordu. Bu galaksiler en sonunda keşfedildi ve astronomların evrenin nasıl işlediğine dair bilgilerini gözden geçirmeleri gerekiyor.

Hubble Uzay Teleskopu'nun yörüngeye yerleştirilmesinden ve merceklerini evrenin uzak köşelerine çevirmesinden bu yana bilim insanları daha önce eşi benzeri görülmemiş pek çok manzarayı görme imkanına kavuşmuştu. Buna rağmen etrafımızı saran evrenin en önemli bölgelerinden bazılarını göremeyi başaramadılar.

Bu yeni araştırma çeşitli gözlemevlerini bir araya getirip bunları evrenin derinliklerine hiç olmadığı kadar yakından bakmak için kullanarak bilim insanlarının yeni galaksi kümesini keşfetmelerini sağladı.

Araştırmayla ilgili açıklamada bulunan Tokyo Üniversitesi'nden Tao Wang şunları söyledi:

13,7 milyar yaşındaki evrenin ilk iki milyar yılına ait devasa galaksilerin oluşturduğu böylesi büyük bir kümenin keşfi ilk defa doğrulandı. Bu (galaksiler) daha önce bizim için gözlemlenebilir değildi. Bu bulgu, kozmik evrimin bu dönemini açıklayan mevcut modellerle uyuşmuyor ve bu sayede şimdiye kadar eksik kalan bazı ayrıntıların tamamlanmasına yardımcı olacak.

Eğer bu galaksileri kendi gözümüzle görme imkanımız olsaydı, kendi galaksimiz Samanyolu'ndan bile açık ara daha müthiş bir manzaraya tanık olurduk.

Evrenin yeni keşfedilen bölgesini bizim galaksimizle karşılaştıran Dr. Wang şöyle devam etti:

Her şeyden önce gece gökyüzü çok daha görkemli gözükecekti. Yıldızların yüksek yoğunluğu; yakınlarda daha büyük, parlak ve sayıca daha fazla yıldız olduğu anlamına geliyor. Ancak bu büyük miktardaki 'toz', uzaktaki yıldızların görünürlüğünün çok daha az olacağı anlamına geliyor. Dolayısıyla bu büyük, yakın ve parlak yıldızların arka planı, gözlemciler için muazzam bir karanlık boşluk olabilir.

Ancak Dünya'dan bakıldığında bu 39 galaksi çok soluk ve görülmeleri epey zor. Her ne kadar kendi benzerleri içinde bulunabilecek en büyükleri onlar olsa da, Dünya'ya ulaşması için çok uzun bir yol katetmesi gerektiği için ışığın dalga boyu uzuyor ve parlaklığı azalıyor.

Yeni araştırmaya akademik yayın Nature'da yer verildi. Araştırmacılardan Kotaro Koh şunları söyledi:

Bu galaksilerden gelen ışık çok soluk ve çıplak gözle göremeyeceğimiz veya Hubble'ın tespit edemeyeceği kadar uzun dalga boylarına sahip. Bu nedenle, bu tür şeyleri görüntülemek için ideal olan Atacama Large Millimeter/submillimeter Array (Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizisi, ALMA) başvurduk. Bu tesisle uzun bir geçmişim var ve başarılı sonuçlar vereceğine emindim.

Işığın dalga boyunun uzaması araştırmacıların ışığın ne kadar yol katettiğini ve böylece galaksilerin ne kadar yaşlı olduğunu anlamalarını sağlayan kullanışlı bir yöntem olabiliyor.

Dr. Wang bunu şöyle açıkladı:

Meslektaşlarımızı bu galaksilerin tahmin ettiğimiz ölçüde yaşlı olduklarına ikna etmek zordu. Var olduklarına dair ilk şüphemiz Spitzer Uzay Teleskobu'ndan gelen kızılötesi verilerle oluştu. ALMA keskin gözlere sahip ve erken evrendeki "tozun" varlığını görmek için en iyi dalga boyu olan milimetre-altı dalga boylarındaki ayrıntıları ortaya çıkardı. Buna rağmen, daha önce hiç görülmemiş tarihi devasa galaksileri gördüğümüzü kesin olarak kanıtlamak için Şili'deki yaratıcı şekilde isimlendirilmiş Very Large Telescope'tan (VLT, Çok Büyük Teleskop) gelen verilere ihtiyaç duyduk.

Gelecekte bu galaksilerle ilgili şimdiye kadar farkına varmadığımız çok daha şaşırtıcı bilgiler öğrenebiliriz. Dr. Wang, "Gelecekte kullanıma geçecek uzay temelli James Webb Uzay Teleskobu gibi gözlemevlerinin, evrenin başlangıcında var olan bu canavarların gerçekte nelerden oluştuğunu göstermesi için sabırsızlanıyorum" ifalerini kullandı.

Araştırmacılar artık evren hakkında daha fazla bilgi edinmek için yeni galaksileri kullanmayı umuyor. Ayrıca galaksilerin ortasında yer alan süper kütleli kara delikleri inceleyerek bu galaksilerin nasıl oluştukları hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyor.

Profesör Kohno sözlerini şöyle devam etti:

Devasa galaksiler aynı zamanda doğrudan ölçülemeyen karanlık maddenin dağılımıyla yakından ilişkili. Bu (karanlık maddenin dağılımı) galaksilerin dağılımının ve yapılarının şekillenmesinde rol oynuyor. Teorik araştırmacıların artık teorilerini güncellemeleri gerekecek.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir.   Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech/news

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU