Trablus Muharebesi: Libya savaşını sona erdirmek için mücadele eden gizli ağ

Çatışmada "üçüncü bir ses" sunmak için hayatlarını tehlikeye atan aktivistlerle tanışın

Libya'da savaş ağası Halife Hafter'in başkent Trablus'u ele geçirmek için başlattığı ve aylardır süren taarruza karşı ülkenin doğusunda Libyalı aktivistlerden oluşan bir ağın ortaya çıkışı şunu kanıtlıyor: Muammer Kaddafi diktatörlüğüne karşı 2011 ayaklanmasının fitilini ateşleyen sivil toplumcu idealistler, genellikle korkudan sinmiş olsalar da varlıklarını hala sürdürüyor.

Tunus'ta sürgün yaşayan 29 yaşındaki aktivist ve petrol mühendisi Ahmed Şirski, Sivil İşbirliği Derneği adlı aktivistler ağının koordinatörlerinden biri. Bu topluluk, Bingazi, Ecdebiye ve Beyda gibi antik Roma'nın Sirenayka eyaletini oluşturan metropolleri de kapsayan Libya'nın doğu şehirlerinde büyük ölçüde gizli faaliyet yürütüyor.

Hem Hafter'in militarist vizyonuna hem de onun savaştığı İslamcı eğilimleri bulunan silahlı gruplara karşı çıkıyorlar.

“Başkentimiz Trablus'ta milislerin yönetimini reddediyoruz” diyen Şirski, “Ayrıca Hafter’in bir askeri devlet yaratma girişimine de karşıyız. Biz üçüncü bir sesiz” diye ekliyor. 

Grubun üyeleri arasında avukatlar, işçiler, öğrenciler ve mühendisler de bulunuyor. Kendi aralarında sessiz toplantılar düzenliyor ve zaman zaman Libya'nın uydu televizyon kanallarından birine çıkarak düşüncelerini yaymaya çalışıyorlar.

Savaş karşıtı hareketler, silahlı kuvvetlerin ve savaşçı kişilerin yüceltilmesine hala tutkuyla bağlı Arap dünyasında epey nadir görülüyor. Libya'nın doğusunda sıkı kontrol altındaki sokaklarda protesto gösterisi düzenlemek çok riskli sayılıyor.

 

AP.jpg
Ulusal Mutabakat Hükümeti güçleri, Trablus dışında Hafter kuvvetleriyle çatışırken (AP)

 

Çalışmalarının çoğunu gizlice yürütmeye devam eden grup, toplantılarını organize ederken son derece ihtiyatlı davranıyor ve sosya medyada “Savaş bir çözüm değil” gibi sözlerle hashtag kampanyaları düzenliyor. Doğudaki Hafter yandaşlarının grup üyelerinin izini sürüp aktivistleri tutuklamasından endişe duydukları için Facebook sayfaları bile yok.

Libyalı işadamı ve hayırsever Hasan Tatanaki, “Şüphesiz ki Trablus'ta bu askeri müdahaleye destek vermeyen bazı kişiler de var” diyor.

“Sirenayka'dakilerin neye inandığını söylemek o kadar kolay değil. Çok kontrollü bir ortam. Bazı kişiler hapsedildi”.

Rakip gruplar arasındaki rekabetten dolayı Libya'nın batısında muhalif olmak daha kolay. Tatanaki, “Güç için yarışan çok fazla taraf var, bu yüzden daha gevşek bir durum söz konusu” diyor.

Şirski, Hafter'in Trablus saldırısını eleştirerek Libyalıların bam telini titreten ve internette büyük ilgi gören bir video paylaştıktan sonra Tunus'a kaçmak zorunda kalmıştı.

Hafter'in Trablusu almak için savaş başlatmasından 15 gün sonra, 19 Nisan'da Facebook'ta paylaştığı 5 dakikalık videoda Şirski, "İstikrarlı bir ülkeye sahip olma hayallerimizi ve arzularımızı neden yerle bir ediyorsunuz?" diye sormuştu.

“Yeterince kan akıtmadık, yeterince öldürmedik mi? Başka bir savaş istemiyoruz.”

Şirski, Hafter’in başkenti ele geçirmeye yönelik şimdilerde 4. ayını dolduran ve bin 100'den fazla kişinin ölmesine, on binlercesinin de yerinden edilmesine yol açan saldırısına Libya'nın doğusunda yaşayanların destek vermesini sert dille eleştirmiş, Libya'nın batısında yaşayanları da doğudaki yurttaşlar hakkında en kötüsüne inanma konusunda kınamıştı.

Şirski, “Batı bölgesindeki herkes, Trablus'taki savaşı desteklemek için (Bingazi'de) kitlesel gösteriler düzenlenmesine dair çağrıları duymuştu (...) Bu gösterilere 5-10 kişi bile katılmadı. Sessiz çoğunluk bu savaşa katılmıyor ve bunu reddediyor” diye konuştu. 

Tehditlerin gelmesi çok sürmedi ve verilen gözdağı git gide şiddetlendi. Şirski, yalancı ve hain sayılıp bombardımana tutuldu.

Bir kişi Şirski için "Yemin ederim ki sen bir yalancısın (...) Allah belanı versin!” dedi. 

Başka biri de “Seni öldüreceğiz” diye ikaz etti.

İçlerinden bazıları da rastgele trollerdi. Ancak diğer tehditler, paylaşımlarına ve dini görüşlerine bakıldığında, Hafter'le işbirliği yapan, Suudi etkisindeki aşırılık yanlısı silahlı milislere ait olduğu düşünülen Facebook hesaplarından geldi.

Videoyu yayımlamasının üzerinden daha bir hafta geçmeden Şirski kendini birçok Libyalının ülkelerinde aralıksız süren silahlı çatışmalardan kurtulmak için kaçtığı komşu Tunus'ta buldu.

Gözünün korkmasında haklıydı.

İddialara göre Hafter yandaşları, Libyalı aktivist ve eski milletvekili Siham Sergiva'yı katıldığı bir televizyon programında savaşı eleştirmesinden bir gün sonra yani 17 Temmuz'da evine düzenledikleri saldırıda kaçırdı, kocasını ve 14 yaşındaki oğlunu da kurşunladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan, Rusya ve Fransa'nın desteklediği Hafter, Birleşmiş Milletler (BM) arabuluculuğunda kurulan hükümetin kontrolündeki başkenti ele geçirmek için 4 Nisan'da harekat başlatmış ve bağışçılarına hızlı bir zafer vadetmişti.

Ancak batıdaki milisler Türkiye'nin desteğini kazanarak Hafter'e karşı birleşti. Çatışma bugünlerdeyse başkentin dış mahallelerinde çıkmaza girdi.

Sıradan Libyalılar ülkelerinin içinde bulunduğu durum karşısında giderek daha tedirgin olsa da iki tarafın da medyayı sıkı denetim altında tutmasından dolayı seslerini çıkaramıyor. Son günlerde ortaya atılan iddialarda, Hafter güçlerinin bir kliniği bombaladığı ve saldırıda 5 sağlık personelinin öldürüldüğü belirtiliyor. Hafter cephesiyse iddiaları reddediyor.

Birçok Libyalı gibi Şirski de 2014'te, ülkeyi Kaddafi yönetiminin çöküşünden sonra ortaya çıkan milislerden kurtarma çabalarında Hafter'e destek verdiğini söylüyor. Ensar'uş Şeria gibi bazı grupların El Kaide'yle bağları bulunuyordu.

Ancak Şirski ve diğerleri, Hafter'in yeni bir hanedan yaratmaya çalıştığı anlaşılınca da karşı tarafta yer aldı.

“Hafter, ailesini Libya'nın hükümdarı olarak kabul ettirmeye çalıştı” diyen Şirski, “Biz buna karşıyız. Buna izin vermeyeceğiz. Libya'da yeni bir diktatörlüğü desteklemeyeceğiz" diye ekliyor.

 

 

Şirski videosunda da Libyalıların içlerindeki daha olumlu yönleri harekete geçirmeye çalışmış, “Nefret dolu söylemleri ve şiddeti reddetmek için elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız (...) Açıkçası, savaş hiçbir zaman çözüm olmadı. Bu ülkenin bölünmesinden gerçekten korkuyoruz ve bunu istemiyoruz” demişti. 

Söylemde bulunmak dışında sıradan Libyalıların ülkelerinin gidişatını değiştirmek için ellerinden fazlası gelmiyor. Tüm Libya'yı yönetecek yeni bir hükümet kurmak için BM destekli seçimlere gitme planı defalarca ertelendi ve ülkede tam teçhizatlı silahlı gruplardan herhangi birinin, sahip oldukları güçleri azaltmalarını gerektirecek bir sonuca saygı duyup duymayacağı hususu da belirsizliğini koruyor.

Libya'nın doğusunda, batısında ve güneyindeki sokaklarda silahlı adamların hükmü sürüyor. Görünüşte Hafter'in hiçbirine karşılık vermemesi yalnızca BM'yi değil, başkente düzenlediği saldırıda kendisine destek veren bağışçılarını da şaşırtıyor.

Batıdaki silahlı gruplar geçen yıl bir şekilde dizginlenmiş ya da hemen hemen bu duruma getirilmiş olsalar da spreyle boyanmış, tugaylarının ve şehirlerinin isimleriyle bezenmiş açık kahverengi Toyota pikaplarıyla başkent sokaklarında bir kez daha ve güçlü bir şekilde ortaya çıktılar.

Şirski gibi aktivistler diasporadakilerin yanı sıra ülkenin geri kalanında benzer fikirleri paylaşan Libyalılara ulaşarak çevrimiçi ağlar kurmaya çalışıyor.

Şirski, Fransa ve Türkiye gibi ülkelerin Libya'nın iç işlerine apaçık müdahalesinin sona ermesini talep ederek, Tunus'ta diplomatlara ve BM'den sesini duyurabileceği birilerine ulaşmaya çalışıyor. Şirski bir çözüm üretecek kişilerin en nihayetinde  Libyalıların bizzat kendisi olması gerektiğini de kabul ediyor.

“Bugün sadece kendimizi örgütlüyoruz” diyen Şirski, “Mantıklı bir çözüm sunmadığımız sürece savaşçılara silahlarını bırakmalarını söyleyemeyiz. Bir alternatif oluşturmaya çalışıyoruz” diye ekliyor.

Libya'nın komşuları Cezayir ve Sudan'da bu yıl yaşanan protestolar bu ülkelerdeki hükümetlerin devrilmesiyle sonuçlanmıştı. Ancak Tatanaki'ye göre Libyalılar böyle bir hamle yapmak için son derece tükenmiş ve umutsuz bir vaziyette. Tatanaki, “Yeterli cesaret, organizasyon ya da irade olduğunu düşünmüyorum” diyor.

Şirski de ülkenin silahlı gruplarına sokaklarda çiçeklerle ve barışçıl sloganlarla karşı çıkmaya çalışmanın hala çok tehlikeli olduğunu vurguluyor.

Şirski, “Aktivistler için tehlikeleri azaltmaya çalışıyoruz (...) İsimlerin halk arasında yayılmaması için grubumuzla ilgili bilgileri sınırlamaya çalışıyoruz. Ağırdan alıyoruz” diye konuşuyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren:  Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU