Ertuğrul Özkök ve Akif Beki, yeni RTÜK Yönetmeliği hakkında yazdı

Ertuğrul Özkök, Netflix’in patronunun kendisine “Pakistan’da varız, oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye’de mi çıkacak?” dediğini yazarken Akif Beki, “Geçmiş pratikler umut verici değil, kötüye kullanılabilir” dedi

Görsel: Twitter

Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 'Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik' ile Netflix, BluTV ve PuhuTV gibi dijital platformlar RTÜK'ün denetimi kapsamına girdi.

Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök ile Karar Gazetesi yazarı Akif Beki, bugünkü köşe yazılarında RTÜK’ün dijital yayın platformlarına müdahalesiyle ilgili yazdı.

Ertuğrul Özkök, “Netflix'in patronu o gün bana ne demişti” isimli yazısında Nisan 2018’de  Netflix’in kurucusu Reed Hastings ile arasında geçen bir konuşmanın detaylarını yazdı.

Özkök, Netflix’in patronuna, “Türkiye ve başka bazı ülkelerde internet üzerinden yapılan yayıncılığa da müdahale sinyalleri geliyor. Böyle bir durumda ne yapacaksınız?” sorusu yönelttiğini ve şu yanıtı aldığını yazdı:

Türkiye’yi konuşuyorsak öyle bir endişem yok. Biz Suudi Arabistan’da varız, Pakistan’da varız. Yani oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye’de mi çıkacak? Böyle bir şey düşünemiyorum.

Özkök, köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:

BİR: Diyorlar ki: Streaming platformlardan şikâyet varmış...

Ben de diyorum ki: Ya şikâyeti olmayan insanlar...

Saçma sapan siyasi tartışma programları, kalitesi giderek düşen dizi filmlerinden sıkılıp da aradığı renkliliği o platformlarda bulanlar...

Bu ülkede onların hiç mi hakkı yok...

İKİ: Diyorlar ki, Avrupa Birliği ve başka bazı ülkeler de bununla ilgili kontrol konuları tartışılıyor ve önlemler getiriliyor da bizde niye olmasın.

Ben de diyorum ki, doğru bizde de olmalı.

Burada şirket kurmalılar, burada vergi vermeliler, belli oranda yerli ürün koymalılar.

ÜÇ: Ama hepimiz biliyoruz ki, burada oradakilerden farklı bir RTÜK var. 

RTÜK aşırı ahlakçı ve bağlayıcı uygulamaları, çok tartışmalı cezaları ile televizyonları çok sıkıcı hale getirdi.

Yani dün açıklanan karardan sonra asıl sorumuz şu:

RTÜK durumdan vazife çıkarıp bu platformları çalışamaz, seyredilemez hale getirir mi...

DÖRT: Ne yazık ki sinema özgürlüğünü yaşamak isteyen çok sayıda insanın şimdilik tahmini şu:

Evet RTÜK durumdan vazife çıkarıp bu platformları seyredilmez hale getirebilir

Akif Beki ise “Netflix’e RTÜK denetimi” isimli köşe yazısında “Geçmiş pratikler umut verici değil. Bu da düzenlemenin kötüye kullanılabileceğiyle ilgili kaygıları arttırıyor” ifadelerini kullandı.

Akif Beki, geçen hafta kaleme aldığı yazısında “Netflix, Akit’e hak verdiriyor!” başlıklı yazısında, “Eşcinsellik propagandası diz boyu, hangi dizisini açsanız sansürsüz bir özendirme akıyor, çizgi filmlere kadar bulaştırdılar, nasılsa denetleyen yok, eşcinselliği olağanlaştıran sahneler fütursuzca sergileniyor, dediği kadar var hani Akit’in” ifadelerini kullanmış, sosyal medyadan yoğun tepki görmüştü.

Akif Beki’nin yazısının ilgili kısmı şu şekilde:

Muğlak ve yoruma açık yerlerde, RTÜK özgürlükçü mü, yasakçı mı davranacak?  

Geçmiş pratikler umut verici değil. Bu da düzenlemenin kötüye kullanılabileceğiyle ilgili kaygıları arttırıyor.

Bildirici, "Dijital ortamlardan bağımsız habercilik yapan siteler, gazeteciler, YouTuberlar ve sair bireysel iletişimlerin bu yasa ve yönetmelik kapsamına girmediği kanısındayım" diyor.

Faruk Bildirici'ye göre asıl sakınca, isteğe bağlı platformlarda 'uygunsuzluk' gerekçesiyle görüntülerin kapatılması, konuşmaların biplenmesi ihtimali.

İstemeyenin maruz kalmadığı bu paralı platformların, kamuya açık yayınlardan ayrı ve daha geniş bir özgürlük sınırına tabi tutulmaları gerektiğine ben de katılıyorum.

Netflix eleştirilerime gelince...

O eleştirilerin muhatabı, sıcağı sıcağına soran mecralarda da belirttiğim gibi platformun kendisiydi, RTÜK değil. Ne eleştirilerimden ne de Netflix aboneliğimden vazgeçiyorum diye açıkça söyledim.

Kamu otoritesinin araya girmesini, hariçten müdahaleyle karışmasını istemeden bu ikisini bir arada yapma imkanı yok mu?

'Barış akademisyenleri' bildirisinin içeriğini de eleştirmiştim mesela. Ama yasaklanmasını, imzacılarının işten atılmasını, soruşturma geçirmesini, yargılanıp hapsedilmelerini savunmadım. Aksine, eleştirirken de savcıların göreve çağrılmasına karşı çıktım, şimdi de...

Bilmem anlatabildim mi!"

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU